• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156428

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
We eat lots of ginger now. Artık çok zencefil yiyoruz. Submarine-5 2010 info-icon
l'll meet you there. Orada görüşürüz. Senle orada buluşuruz. Submarine-5 2010 info-icon
l'm sorry l'm like this. Böyle davrandığım için özür dilerim. Submarine-5 2010 info-icon
l dunno. l'm sorry. No, it's fine. Bilmiyorum işte. Özür dilerim. Yok, önemli değil. Submarine-5 2010 info-icon
Don't think you have to wait. It's cold. No, it's fine. l'll wait. Senin beklemene gerek yok. Hava soğuk. Yok, önemli değil. Beklerim. Beni bekleme, çok soğuk. Sorun değil, beklerim. Submarine-5 2010 info-icon
l've got you these matches. Sana bu kibritlerden aldım. Sana bu kibritleri aldım. Submarine-5 2010 info-icon
l noticed the way you light a match. Kibriti nasıl çaktığını fark ettim. Farkettim ki kibrit yaktığında Submarine-5 2010 info-icon
l knew then it was too late to save her. O anda onu kurtarmak için çok geç kaldığımı fark etmiştim. Onu kurtarmanın çok geç olduğu noktayı anlamıştım. Submarine-5 2010 info-icon
She'd gone gooey in the middle. Aşırı duygusala bağlamıştı. Submarine-5 2010 info-icon
From now on she'll buy little gifts for herfavourite teachers Artık sevdiği öğretmenlerine ufak hediyeler alacak, Artık öğretmenlerine küçük hediyeler alan bir kız olup çıkacak, Submarine-5 2010 info-icon
And she'll never burn my leg here again. ...ve bir daha asla bacağımı yakmayacaktı. Submarine-5 2010 info-icon
Maybe l will go. It's pretty cold. Yeah. Gitsem mi yoksa? Bayağı soğukmuş. Evet. Bence de gideyim. Çok soğuk. Evet. Submarine-5 2010 info-icon
TV_. When l discovered l could see these colours in people, İnsanların içindeki renkleri görebildiğimi keşfetmem, İnsanların içindeki renkleri görebildiğimi keşfettiğimde Submarine-5 2010 info-icon
it took a long time because l was in such a state of anxiety. ...büyük bir kaygı içerisinde olduğum için uzun zaman aldı. Submarine-5 2010 info-icon
lt was when l started to be comfortable with it and stopped trying to resist it, Bana can katmaya başlaması da onunla barışıp... Sonra bu yeteneğimle anlaşmayı öğrendim, çünkü normalde rahatsız edici olabiliyor. Submarine-5 2010 info-icon
it started to nourish me. ...ona karşı direnmeyi kesmemle başladı. Submarine-5 2010 info-icon
lt's just a metaphor, Lloyd. Metafor o, Lloyd. Submarine-5 2010 info-icon
Oh, no, no, no. l mean, it's good, yes. Yok, yok, yok. Yani, iyiymiş, evet. Oh hayır yani iyi bir şey, iyi anlamda. Submarine-5 2010 info-icon
l'd like you to be there, so... Senin de orada olmanı isterim, yani... Sen de gelirsen yani. Submarine-5 2010 info-icon
Do l have to bring shorts? Şort getirmeme gerek var mı? Nasıl giyinmem gerekiyor? Submarine-5 2010 info-icon
For sure. This Friday. This Friday. Kesinlikle. Bu Cuma. Cuma günü. Submarine-5 2010 info-icon
..have been mind blowing. l've seen lives change. ...akıl alıcıydı. Hayatların değiştiğini gördüm. Submarine-5 2010 info-icon
Wouldn't it be just wonde_ul? Harika olmaz mıydı? Submarine-5 2010 info-icon
l'll be fine. l'll be all right. Gelip geçecek. Halledeceğim. Sorun çıkmayacak, yok sorun. Submarine-5 2010 info-icon
Yeah, l'll be OK. Evet, üstesinden geleceğim. Submarine-5 2010 info-icon
l thought you were going out. Dışarı çıkacaksın sanıyordum. Ben de sen dışarı çıkıyorsun sanmıştım. Submarine-5 2010 info-icon
Yeah, l'm meant to be at the hospital. Evet, hastanede olmam gerekiyordu. Evet, hastaneye gidecektim.. Submarine-5 2010 info-icon
Well, you should get along then, l suppose. Şey, o zaman yola koyulsan iyi olur herhalde. Çık o zaman. Submarine-5 2010 info-icon
Right, l'm off out. Tamam, ben çıktım. Ben çıkıyorum. Submarine-5 2010 info-icon
l'd save your mother first, Önce anneni kurtarırdım, İlk önce anneni kurtarırdım. Submarine-5 2010 info-icon
Since l was about your age, l suppose. Herhalde aşağı yukarı senin yaşından beri. Senin yaşlarındayken başlamıştı sanırım. Submarine-5 2010 info-icon
l suppose so. Galiba. Submarine-5 2010 info-icon
l think she'd rather l earnt more money. Bence daha fazla para kazanmamı yeğlerdi. Umarım umurundadır. Yani evin geliri falan... Submarine-5 2010 info-icon
l'm sure she'd rather l wasn't. Eminim olmamamı yeğlerdi. Böyle olmamı istediğini sanmıyorum. Submarine-5 2010 info-icon
l haven't spoken to Jordana about her mother because there's only tNo possible outcomes. Jordana'yla annesi hakkında, ortada sadece iki olası sonuç olduğu için konuşmamıştım. Jordana'yla konuşmadım çünkü iki ihtimal var. Submarine-5 2010 info-icon
Either the operation was a success, Ya ameliyat başarılı geçecekti, Submarine-5 2010 info-icon
During this brief hiatus, l can help save my parents' marriage Bu kısa aralık esnasında, ebeveynlerimin evliliklerini kurtarmalarına yardımcı olabilir... Ona biraz zaman verirsem kendi ailemi kurtaracak vaktim de olur. Submarine-5 2010 info-icon
What's this? l don't know. Bu ne? Bilmem. Ne bu? Bilmiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
lf l did write it, and l'm not as yet admitting that l did, Eğer yazdıysam ki yazdığımı itiraf ediyor değilim, Eğer bunu ben yazdıysam, ki yazdım demiyorum, Submarine-5 2010 info-icon
he still finds you attractive. seni hâlâ çekici buluyor. Submarine-5 2010 info-icon
_1LL_. Going to the beach with Graham. l will not be back tonight. Graham'le sahile gidiyorum. Akşam gelmem. Graham'la sahile iniyorum. Bu gece gelmeyeceğim. Submarine-5 2010 info-icon
OLIVER: On New Year's E_e, everyone mom town goes to the beach. Yılbaşı arifesinde kasabadaki herkes sahile iner. Yeni yıl gecesi, herkes sahile iniyor. Submarine-5 2010 info-icon
Chip said, if a girl won't get omwith you on New Year's Eve, Chip diyor ki yılbaşı arifesinde kızlar sana iş atmıyorsa, Chip'e göre eğer bir kız bile Yeni Yıl gecesi senle takılmazsa Submarine-5 2010 info-icon
you may as well cut it om. ...kesip at daha iyi. ölmek daha iyi. Submarine-5 2010 info-icon
l'm starting to think that we may grow apart. Yavaş yavaş koptuğumuzu düşünmeye başlıyorum. Düşünüyorum da aramız açılıyor. Submarine-5 2010 info-icon
l don't want to be mom a broken home like Chip's, Chip'inki gibi iflas etmiş bir aileden olmak, mont yerine eşofman üstü giymek... Chip'inkiler gibi parçalanmış bir aile istemiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
l want myfamily back. Ailemi geri istiyorum. Sadece ailemi geri istiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
lt distresses tiny animals. Küçük hayvanları rahatsız ediyor. Küçük hayvanları korkutuyor. Submarine-5 2010 info-icon
l have no idea what l'm hoping to achieve by breaking into Graham's house. Graham'ın evine zorla girerek neyi başarmayı umduğuma dair hiçbir fikrim yok. Graham'ın evine girerek neyi başaracağım bilmiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
l need a fucking drink. Zıkkımlanmam lazım. İçki gibi bir şey lazım. Submarine-5 2010 info-icon
l'm doing it. Just do it. Yapıyorum. Yap gitsin. Yapıyorum. Yapıcam. Submarine-5 2010 info-icon
Just do it... Yap gitsin... Submarine-5 2010 info-icon
lt's fine. Önemli değil. Neyse sorun yok. Submarine-5 2010 info-icon
How much more ofthis bizarre behaviour do l have to endure? Daha ne kadar bu uygunsuz davranışa katlanmam gerekiyor? Daha ne kadar manyak davranışa şahit olmam gerekecek. Submarine-5 2010 info-icon
l'm just try... Sadece yar... Sadece işleri yo... Submarine-5 2010 info-icon
l saw Mum with Graham at the beach. Annemi Graham'le sahilde gördüm. Dün annemle Graham'ı sahilde gördüm. Submarine-5 2010 info-icon
Sweet pea, Yavrucuğum, Submarine-5 2010 info-icon
l gave Graham a handjob. Graham'e mastürbasyon yaptım. Graham'a mastürbasyon yaptırdım. Submarine-5 2010 info-icon
OK. Well, l was drunk and l was trying to relax Graham. Tamam. Şey, sarhoştum ve Graham'ı rahatlatmaya çalışıyordum. Tamam, sarhoştum ve Graham'ı rahatlatmaya çalışıyordum. Submarine-5 2010 info-icon
Your father and l have discussed it Babanla konuştuk... Babanla bu konuyu tartıştık Submarine-5 2010 info-icon
l suppose it won't matter when l'm 38 but... Sanıyorum 38'ime gelince önemi kalmayacak, Submarine-5 2010 info-icon
Why would l be angry with Jordana? Jordana'ya niye ben kızayım? Neden Jordana'ya kızgın olayım ki? Submarine-5 2010 info-icon
Yes. No, no. Well, you know, l am. Evet. Yok, yok. Şey, yani, kızgınım. Evet, hayır, yani. Üzgünüm sadece. Submarine-5 2010 info-icon
_ORQAMA_. Dear Oliver, l tried to tell you Sevgili Oliver, sana söylemeye çalıştım, Değerli Oliver, yüzüne söyleyecektim Submarine-5 2010 info-icon
but l _gure you'll only probably believe me if it's in writing. It's over. ...ama fark ettim ki bana inanmanın tek yolu yazıya dökülmesi. Yollarımız ayrıldı. ama yazıyla yazmazsam inanmayacağını biliyorum. Bitti artık. Submarine-5 2010 info-icon
None of this will matter when l'm 38. Olan bitenin hiçbirinin 38'imdeyken önemi kalmayacak. 38 olduğumda bunların hiçbiri önemli olmayacak. Submarine-5 2010 info-icon
But it's been tNo months since Jordana last spoke to me. Ancak Jordana'nın benimle son kez konuşmasının üstünden iki ay geçti. Jordana'yla konuşmayalı 2 ay oldu. Submarine-5 2010 info-icon
Just thinking about girames makes me angry. Aklıma zürafaların gelmesi beni sinirlendirmeye yetiyor. Artık zürafalar hakkında bile düşünemiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
l wish l could hand in this excuse note. Keşke bu muafiyet mesajını verebilseydim. Keşke şöyle bir raporum olsa verebilecek: Submarine-5 2010 info-icon
Yours sincerely, Lloyd Tate.'' En içten dileklerimle, Lloyd Tate." Submarine-5 2010 info-icon
Trying to save the youth without putting your shoes on Ayakkabılarını giymeden gençliğini kurtarmaya çalışarak Submarine-5 2010 info-icon
ln my other recurring dream, l mentally rehearse the end scene. Sık sık gördüğüm diğer rüyamda, zihnen final sahnesini prova ediyorum. Başka bir rüyamda filmin sonunu provaettim. Submarine-5 2010 info-icon
And l look traumatised and say... Bense sarsıntıya uğramış bir hâlde diyorum ki... Ben de travma geçirmiş gibi diyorum: Submarine-5 2010 info-icon
I l think this will matter when l'm older when l'm 38. Bence bunun büyüdüğümde, 38'imdeyken önemi olacak. Bence 38 yaşına gelsem de umurumda olacak. Submarine-5 2010 info-icon
And l can hear you through my window Penceremden duyuyorum seni Sesinizi penceremden duyuyorum Submarine-5 2010 info-icon
OK, well, as l say, if it was just a joke then that's fine. Tamam, şey, dediğim gibi, eğer şakaysa önemli değil. Tamam, eğer şakaysa sorun yok. Submarine-5 2010 info-icon
l can talk to you about that. Sizinle hakkında konuşabiliriz. Tamam, yani biliyorum, evet. Submarine-5 2010 info-icon
but l just wanted you to know that l'm open to talking whenever you want. ama bilmeni de isterim ki ne zaman istersen seninle konuşmaya açığım. Ama dediğim gibi konuşmak istediğinde gelip konuşabilirsin. Submarine-5 2010 info-icon
''Jordana, l love you. l want to have your babies, get married.'' "Jordana, seni seviyorum. Bebeklerini, seninle evlenmeyi istiyorum." "Jordana, Seni seviyorum, senden bebekler yapmak istiyorum, lütfen evlenelim" Submarine-5 2010 info-icon
Fuck you, Chips. What the fuck are you up to, you fool? Senin ebeni sikeyim, Chips. N'apmaya çalışıyorsun, mal herif? Submarine-5 2010 info-icon
who doesn't like you. l'll be back. ...kızı gör bakalım. Bir yere kıpırdama. Senden hoşlanmayan kızla. Gelirim birazdan. Submarine-5 2010 info-icon
l'll hit you in the face. Yüzüne vuracağım. Suratına yumuruğu hakediyorsun. Submarine-5 2010 info-icon
l'm fine here. Burada rahatım. Burada rahatım iyi. Submarine-5 2010 info-icon
Sorry l didn't come to the hospital. Hastaneye gelmediğim için özür dilerim. Anneni görmeye gelmediğim için özür dilerim. Submarine-5 2010 info-icon
l thought my parents were going to split up Ebeveynlerim ayrılacak sandım... Annemle babamın ayrılacağını düşündüm. Submarine-5 2010 info-icon
and l didn't want to look weak or things to change. ...ve zayıf görünmek ya da işlerin değişmesini istemedim. ne zayıf görünmek istedim ne de düzenimizin değişmesini. Submarine-5 2010 info-icon
Look, l was frightened. Bak, korkuyordum. Bak, korkmuştum. Submarine-5 2010 info-icon
l feel shrunken, as if there's a tiny ancient Oliver Tate inside me Küçülmüş, sanki içimde Oliver şeklinde kabuğun uzuvlarını yönlendiren ufacık, İçime çekmiş hissediyorum, sanki küçük bir Oliver var içimde Submarine-5 2010 info-icon
l didn't think it'd be you. l... Sen olacağını sanmıyordum. Ben... Sen değilsindir diye düşünmüştüm. Submarine-5 2010 info-icon
l was crying earlier. My eyes are probably red. Az önce ağlıyordum. Gözlerim herhalde kızarmıştır. Ağlıyordum demin, gözlerim kırmızıdır herhalde. Submarine-5 2010 info-icon
No, well, maybe they don't go red when l cry. Yok, şey, belki de ağladığım zaman kızarmıyorlardır. O zaman ağlayınca kırmızı olmuyorlar. Submarine-5 2010 info-icon
lt happens to some. Kimisininki öyle oluyor. Bazı insanların öyle. Submarine-5 2010 info-icon
l know. l made a mistake. Biliyorum. Bir hata yaptım. Biliyorum hata ettim. Submarine-5 2010 info-icon
l made a mistake. What do you want me to say? Bir hata yaptım. Ne dememi istiyorsun? Yanlış düşündüm, hataydı. Ne diyebilirim ki? Submarine-5 2010 info-icon
Why? Because l know the answer. Niyeymiş? Çünkü cevabını biliyorum. Neden sorayım? Çünkü cevabı biliyorum. Submarine-5 2010 info-icon
l'm broken hearted. Kalbim kırıldı. Kalbimi kırdın. Submarine-5 2010 info-icon
l etched the face of a stopwatch Kronometrenin kapağını kazıdım Kronometremin izini Submarine-5 2010 info-icon
l heard an unhappy ending Mutsuz bir son duydum Mutsuz bir son duydum. Submarine-5 2010 info-icon
l heard the Piledriver Waltz Şahmerdan Valsı'nı duydum Tepe ters bir vals duydum Submarine-5 2010 info-icon
Your comfortable shoes giymeyi ihmâl etme Submarine-5 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156423
  • 156424
  • 156425
  • 156426
  • 156427
  • 156428
  • 156429
  • 156430
  • 156431
  • 156432
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim