• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156426

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Jordana is a slut. No. Jordana'ya kaşar de. Hayır. Submarine-5 2010 info-icon
Fine. l'll let him go. Peki. Bırakırım. Submarine-5 2010 info-icon
lt was luck. l'm gonna get him for this. l'll bring him so much pain. Şans işte. Yanına kâr bırakmayacağım. Çok acı çektireceğim. Şansı iyiydi. Ona bunu ödeticem. Çok acı çektiricem ona. Submarine-5 2010 info-icon
Are you gonna get up now? Yeah. Sorry, yeah. Artık kalkacak mısın? Evet. Pardon, evet. Submarine-5 2010 info-icon
l thought it gentlemanly to escort Jordana home. ...bir beyefendiye yakışır şekilde Jordana'yı evine bırakayım diye düşündüm. Submarine-5 2010 info-icon
l'll think about it. Bir düşüneyim. Düşüneceğim. Submarine-5 2010 info-icon
my mother assumes l've been abducted and left to drown in a lake. ...annem kaçırılıp gölün tekinde boğdurulduğum fikrine kapılır. annem kaçırılıp ve göle bırakıldığımdanşüpheleniyor. Submarine-5 2010 info-icon
during a routine search of my parents' bedroom. ...genç paranoid sanrılarıyla ilgili bir kitap bulmuştum. Submarine-5 2010 info-icon
A_er that, l started slipping choice phrases into our conversation. Bunun ardında konuşmamızın arasına sıkça tekrarlanan bazı cümleleri sıkıştırmaya başladım. Ondan sonra konuşmalarıma seçim kalıpları koymaya başladım. Submarine-5 2010 info-icon
l've been dead for years. Right. Yıllardır ölüyüm. Tabii. Yıllardır ölüyüm. Tamam. Submarine-5 2010 info-icon
is that if it's your birthday... Ta da. ...eğer o gün doğum gününüzse... İşte. Eğer sizin doğum gününüz ise Ta da. Submarine-5 2010 info-icon
You were, in primary school and Cubs. Evet, ezilmiştin. İlkokulda, yavrukurtken. Submarine-5 2010 info-icon
l don't know. You tell me. It's not. Bilmem. Orasını sen söyle. Yok. Ben bilmiyorum, sen söyle. Değil. Submarine-5 2010 info-icon
l really don't know. l wouldn't. This is stupid. Gerçekten bilmiyorum. Atmam. Bu saçmalık. Hiç bir fikrim yok. Atmam tabi ki. Çok saçma. Submarine-5 2010 info-icon
l'm not going anywhere until you tell me the truth. Gerçeği söyleyene kadar hiçbir yere gitmiyorum. Sen doğruyu söyleyene kadar hiç bir yere gitmiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
OK, l got into a fight. Tamam, kavgaya karıştım. Submarine-5 2010 info-icon
l was defending the honour of my girlfriend. Kız arkadaşımın namusunu koruyordum. Kız arkadaşımın namusunu savunuyordum. Submarine-5 2010 info-icon
You're not being serious, it's fine. Ciddiye almıyorsun, önemli değil. Submarine-5 2010 info-icon
Did you think l was... No, l didn't. Come here. Sanıyordun ki ben... Hayır, yok canım. Gel bakayım. Yoksa sen şey olduğumu mu düşündüm? Hayır hayır. Gel buraya. Submarine-5 2010 info-icon
Not too long ago, l discovered an empty bottle of anti4Jepressants, Pek az bir zaman önce, yine ebeveynlerimin odasında yaptığım... Geçenlerde ailemin odasını tekrar kontrol ederken Submarine-5 2010 info-icon
My research indicates it all started when he was sacked mom his job Araştırmam her şeyin Açık Öğretim'deki sunum... Araştırmalarıma göre her şey açık öğretim kursları verirken Submarine-5 2010 info-icon
drinking hot lemon mom the same mug and never washing it, sıkıntılı bir dönem geçirdiğinin büyük işaretlerinden biri olan, Sıcak limon suyunu aynı bardaktan içip durdu hiç yıkamadan. Submarine-5 2010 info-icon
doing ajob he _nds dimcult to explain ...balıklara lisans seviyesinde hakim olmayan kimseye... Yaptığı iş ise balıklar hakkında belli bir derece almayan Submarine-5 2010 info-icon
to anyone without a degree level knowledge of_sh. ...anlatmakta zorluk çektiği bir işte çalışıyor. insanlara açıklaması zor bir şey. Submarine-5 2010 info-icon
Listen, l hope you don't mind. Dinle, umarım kusura bakmıyorsundur. Dinle, umarım sorun değildir. Submarine-5 2010 info-icon
But your mother informs me that you have a girlfriend. Ancak annen beni kız arkadaşın olduğu konusunda bilgilendirdi. Submarine-5 2010 info-icon
l'm not sure yet. l'll let you know. Daha pek bilemiyorum. Haber veririm. Bilmiyorum. Olursa söylerim. Submarine-5 2010 info-icon
Yes. Er...listen... Peki. Ee... Ne diyeceğim... Evet. Hımm, dinle. Submarine-5 2010 info-icon
But once...l ripped my vest off in front of a woman Ancak bir seferinde... bir kadının önünde yeleğimi yırtmıştım... Ama bir keresinde bir kadının önünde göğsümü gererek açmıştım Submarine-5 2010 info-icon
if you know what l mean. Thanks. ...bilmem anlatabiliyor muyum. Teşekkür ederim. dediğimi anlıyorsan. Evet, sağ ol. Submarine-5 2010 info-icon
Which, obviously, you know, that isn't the aim, though, l'm gonna tell you, it is likely. Tabii, hani, hedef o olmasa da, haberin olsun, gerçekleşmesi olası. Ki istemesek bile olması muhtemel şeyler bunlar. Submarine-5 2010 info-icon
Passion rarely lasts, l'm afraid. Ne yazık ki tutku çabuk tükenir. Tutku çok fazla dayanmıyor korkarım ki. Submarine-5 2010 info-icon
lt's an achievement. It really is, of sorts. Bu bir başarı. Cidden öyle sayılır. Bu bir başarı. Cidden, belli bir alanda. Submarine-5 2010 info-icon
Tomorrow l'll be quicker Yarın daha hızlı olacağım Submarine-5 2010 info-icon
But l'm quite all right hiding today Ama bugün saklanmam hiç de sorun değil Ama saklanacağım bu gün Submarine-5 2010 info-icon
l'll catch what l've been chasing after Peşinde olduğumu yakalayacağım Peşinden koştuğumu yakalayıp Submarine-5 2010 info-icon
And l will play the coconut shy Ve *hindistan cevizi vurmaca oynayacağım Hindistan cevizleriyle oynayacağım Submarine-5 2010 info-icon
And win a prize even if it's rigged Ve hileyle olsa da ödül kazanacağım Submarine-5 2010 info-icon
l won't know when to stop Duracağım zamanı bilmeyeceğim Nerede durmasını bilmeyeceğim Submarine-5 2010 info-icon
l'll be the polka dots type Puantiyeli cinsten olacağım. Nokta nokta olacağım Submarine-5 2010 info-icon
But ifyou are, l am quite all right Ama öyleysen, bugün saklanmak Ama sen de varsan yanımda Submarine-5 2010 info-icon
Jordana and l enjoyed a glorious atavistic fortnight of lovemaking, Jordana'yla sevişerek, hocaları aşağılayarak, Jordanayla atavik aşkımızdan memnunduk Submarine-5 2010 info-icon
l've already turned these moments into the Super 8 footage of memory. Bu anları *Süper 8 metraj anılarına dönüştürdüm bile. Anlarımızı çoktan Super 8 kamera ile kaydedip belgelemiştim. Submarine-5 2010 info-icon
Tomorrow l'll be stronger Yarın daha güçlü olacağım Submarine-5 2010 info-icon
Running colourful Artık siyah ve beyaz değil Submarine-5 2010 info-icon
l won't know when to stop and you can leave off my lid Duracağım zamanı bilmeyeceğim ve gözkapağımı bırakabilirsin. Submarine-5 2010 info-icon
And l won't even lose my fizz Ve canlılığımı kaybetmeyeceğim bile Gazım bile kaçmayacak Submarine-5 2010 info-icon
l'll be the polka dots type Puntolu cinsten olacağım. Nokta nokta olacağım Submarine-5 2010 info-icon
l'll probably swim through a few lagoons Herhalde birkaç lagün kulaçlarım. Sanırım sığ sularda yüzeceğim Submarine-5 2010 info-icon
l'll have a spring in my step Adımda kaynak olacak. Ayağımda yayla Submarine-5 2010 info-icon
And l'll get there soon Ve oraya çabucak geleceğim Oraya çabuk gelip Submarine-5 2010 info-icon
Along a beam of light Gülen piyanolarımızı denize sürebiliriz Submarine-5 2010 info-icon
lt's fucking ridiculous! How long's it been? Bu saçmalığın daniskası! Ne kadardır böyleydi? Saçmalık, kaç hafta oldu? Submarine-5 2010 info-icon
l'm not bothered. We've as good as done it. Beni rahatsız etmiyor. Neredeyse ayrıldık sayılır. İlgilenmiyorum. Yapmış kadar olduk. Submarine-5 2010 info-icon
She's taking the piss, man. Thank you. Kafa yapıyor be birader. Sağ ol. Submarine-5 2010 info-icon
Watch out, she's looking. Dikkat et, bakıyor. Submarine-5 2010 info-icon
ls she still looking? Hâlâ bakıyor mu? Hala bakıyor mu? Submarine-5 2010 info-icon
Yep. Hı hı. Submarine-5 2010 info-icon
This is nice, isn't it? Güzel, değil mi? Submarine-5 2010 info-icon
OLIVER: l mean, you know, we get on pretty well. Diyorum ki, yani, oldukça iyi anlaşıyoruz. Yani bence çok iyi anlaşıyoruz. Submarine-5 2010 info-icon
Yeah, you know, we've done things. We've been intimate. Evet, hani, bazı şeyler yaptık. Yakınlaştık. Submarine-5 2010 info-icon
lt's a tradition. They go every Thursday evening. Gelenekleridir. Her Perşembe akşamı giderler. Gelenek gibi. Her Perşembe giderler. Submarine-5 2010 info-icon
So what l'm saying is, it's empty. Yani diyorum ki boş. Demek istediğim boş. Submarine-5 2010 info-icon
On Thursday evening, it's an empty house. Perşembe akşamı ev boş. Submarine-5 2010 info-icon
lf l say yes, does that lessen the chance of you wanting to? Eğer evet dersem bu isteme olasılığını düşürür mü? Eğer evet dersem gelme ihtimalini düşürecek olur muyum? Submarine-5 2010 info-icon
Before l answer that, l just want to check one thing. Bunu cevaplamadan önce bir şeyi bilmem gerekiyor. Soruna cevap vermeden önce bir şey sormak istiyorum. Submarine-5 2010 info-icon
Write down the reasons why l should. Niye yapmalıymışım, sebepleri yaz bakalım. Gelmem için nedenleri yaz. Submarine-5 2010 info-icon
ls that what you wear to lounge around? Evde gezinirken bu giyilir mi hiç? Etrafta dolaşmak için mi bunu giydin? Submarine-5 2010 info-icon
l've been looking forward to it. l didn't realise there'd be others. Filmi dört gözle bekliyordum, biliyorsun. Başkalarının da olacağını düşünmemiştim. Submarine-5 2010 info-icon
lt's Thursday, our cinema night. It's not a free for all. Bugün Perşembe, sinema gecemiz. Dileyene açık değil. Perşembe akşamı bizim sinema gecemiz. Herkes gelebilir diye bir şey yok. Submarine-5 2010 info-icon
l'll just stay in. You should both go. Ben gelmesem de olur. Birlikte gitmeniz en iyisi. Ben kalırım. Hayır ikiniz de gitmelisiniz. Submarine-5 2010 info-icon
Oh, not really... Hey. Pek... Hey. Submarine-5 2010 info-icon
Thank you very much. Sorry l'm a bit early. Çok teşekkür ederim. Biraz erken geldim, kusura bakma. Submarine-5 2010 info-icon
Kim Lin and l would love to take you and Lloyd... Kim Lin'le sen ve Lloyd'u oraya götürmeyi... Kim Linle konuştuk da siz de gelirseniz diye.. Submarine-5 2010 info-icon
Plenty of room in the van. Karavanda yer bol. Submarine-5 2010 info-icon
Thanks for living up a fucking hill. Bu dağ başından başka yaşayacak yer bulamadınız mı? Submarine-5 2010 info-icon
Sorry, l had to er...go to the toilet. Kusura bakma, ee... tuvalete gitmem gerekti. Submarine-5 2010 info-icon
l'm just directing you, just... Seni yönlendiriyorum, biraz... Seni yönlendiriyorum, şey değil... Submarine-5 2010 info-icon
l'm sorry for that. l didn't know whether you'd like it. Onun için özür dilerim. Beğenir misin bilmiyordum. Şey için üzgünüm. Hoşuna gider mi bilemedim. Submarine-5 2010 info-icon
l think you've learned from it. Maybe we could start again. Bence sen de çıkarttın. Belki baştan başlayabiliriz. Sen de bir şeyler öğrendin. Baştan başlayabiliriz. Submarine-5 2010 info-icon
l've gotta go home. OK, cool. You should go home. Eve gitmem lazım. Tamam, uyar. Eve gitmelisin. Eve gitmem lazım. Peki tamam. Eve gitmen lazım. Submarine-5 2010 info-icon
l'll give you this. It's just a letter l was gonna give you. Just take it. Sana bunu vereyim. Bu mektubu zaten verecektim. Al işte. Bunu sana vericem. Mektup gibi. Verecektim aslında ama neyse al. Submarine-5 2010 info-icon
You're the only person l would allow to be shrunk to microscopic size Mikroskobik boyuta küçültülüp minik bir su altından gidebilen makineyle... Submarine-5 2010 info-icon
You're too good for me. You're too good for anyone. Sincerely, Oliver. Benim için fazlasıyla iyisin. Herkes için fazlasıyla iyisin. Sevgilerle, Oliver. Submarine-5 2010 info-icon
Don't get cocky. Şımarayım deme. Submarine-5 2010 info-icon
lt's nice to see something lightweight once in a while, Arada bir üzerine düşünmeyi gerektirmeyen, Arada bir hafif şeyler görmek de güzel, Submarine-5 2010 info-icon
You should be in bed, Oliver. Sen daha yatmadın mı, Oliver? Submarine-5 2010 info-icon
Tonight, l stumbled across an encyclopaedia entry on ultrasound. Bu akşam, tesadüfen ses ötesiyle ilgili bir ansiklopedi girisine rastladım. Bu akşam 'Ses Ötesi' ile ilgili bir ansiklopedi bölümü okudum. Submarine-5 2010 info-icon
can hear within the ultrasonic mequency. ...ses ötesi frekansı duyabiliyorlar. Submarine-5 2010 info-icon
And noone can do a thing about it. Ve bunun için kimsenin elinden bir şey gelmiyor. Submarine-5 2010 info-icon
Awkward, ofcourse. Rezaletti, tabii. Yakışıksız tabi ki. Submarine-5 2010 info-icon
rather than one of his dark numbers, l don't know. ...Lloyd surat astı durdu yani. O daha çok 'derin' filmleriseviyor. Submarine-5 2010 info-icon
Lloyd is far too sem involved to feel threatened, Jackie. Lloyd kendini tehdit altında hissedemeyecek kadar başını işinden kaldırmıyor. Submarine-5 2010 info-icon
l was 18. Pardon? 18'imdeydim. Affedersin? Submarine-5 2010 info-icon
LLOYD: Sorry, what? Affedersin, ne? Submarine-5 2010 info-icon
l could hear you breathe, Lloyd. Nefes alıp verişini duydum, Lloyd. Submarine-5 2010 info-icon
Why hadn't my parents told me that Graham was Mum's _rst love? Neden ebeveynlerim bana Graham'in annemin ilk aşkı olduğunu söylememişlerdi? Submarine-5 2010 info-icon
and Dad didn'tfeel emotionally ready. ...babamınsa duygusal açıdan hazır olmadığı. ve Babam duygusal olarak hazır hissetmemiştir. Submarine-5 2010 info-icon
ls it possible that Mum would cheat on Dad? Annemin babamı aldatması olası mı? Submarine-5 2010 info-icon
l'm going to have to increase my surveillance. Gözetimlerimi arttırmam gerekecek. Gözetleme düzeyimi arttırmam lazım. Submarine-5 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156421
  • 156422
  • 156423
  • 156424
  • 156425
  • 156426
  • 156427
  • 156428
  • 156429
  • 156430
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim