Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15491
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Dr. Stanley will see you now. | Dr. Stanley şimdi size bakacak. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Mr. Robbins, sit down. | Bay Robbins, oturun lütfen. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Ready, doctor. | Hasta hazır Doktor Bey. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Now, what seems to be the trouble? | Şikayetiniz nedir? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I got a bad tooth. | Dişim çok ağrıyor. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Open wide, please. | Ağzınızı iyice açın, lütfen. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
It certainly is a bad tooth. | Evet çürümüş. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
It'll have to come out. | Dişinizi çekilmesi gerek. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Will it hurt much? I'm afraid so. | Çok canım acır mı? Korkarım ağrır. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You have an impacted wisdom tooth. | Bu gömülü bir yirmilik diş. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Maybe I better come back. I'll give you an anesthetic. | Belki daha sonra gelsem iyi olur. Size narkoz vereceğim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You won't feel a thing. | Hiç birşey hissetmeyeceksiniz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Okay, you're the doctor. | Olur o zaman, Doktor olan sizsiniz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Hey, wait a second, doc. Yes. | Hey, bir saniye, Doktor. Evet. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Is that stuff dangerous? Oh, I give it to children. | Bu şey tehlikeli mi? Çocuklara da bunu veriyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
All right, now. Now breathe deeply. | Pekala, şimdi, derin bir nefes alın. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Deeper. | Daha derin. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Extra! Paper! Dillinger captured. Read all about it. | Son baskı! Gazete! Dillinger yakalandı. Ayrıntılar burada, alın okuyun. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Extra! Dillinger captured. | Son baskı! Dillinger yakalandı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Extra! Paper! Dillinger captured. Read all about it here. | Son baskı! Gazete! Dillinger yakalandı. Ayrıntılar burada alın okuyun. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Dillinger captured. Extra! Paper! | Son baskı! Gazete! Dillinger yakalandı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Dillinger captured. Read all about it. | Dillinger yakalandı. Alın okuyun. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Extra! Paper! Dillinger captured. Read about it. | Son baskı! Gazete! Dillinger yakalandı. Alın okuyun. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Extra! Paper! Extra here! | Son baskı! Gazete! Dillinger yakalandı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What do you got to say now, Dillinger? | Dillinger, söylemek istediğiniz bir şey var mı? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
No tag town jail can hold me. | Kasaba hapishaneleri beni fazla alıkoyamaz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll be out before a month. | Bir ayım dolmadan dışarda olacağım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Good evening, Mr. Dillinger. | İyi akşamlar, Bay Dillinger. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Don't you ever get tired of whittling, Jack? You gotta do something. | Tahtaları yontmaktan yorulmaz mısın, Jack? Bir şeylerle uğraşmak zorundasın. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Time sure passes slow in here. | Burada zaman epey zor geçer. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What are you making now? A boat. | Şimdi ne yapıyorsun? Bir gemi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
One of the guards wanted one for his little boy. | Gardiyanlardan biri küçük oğlu için bir tane istedi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
He promised me 50 cents. | Bana 50 sent sözü verdi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Is it hard to learn? | Bu işi öğrenmek zor mu? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, Mr. Dillinger, you don't need no 50 cents. | Bay Dillinger, sizin hiç 50 sente ihtiyacınız yok ki. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Hey, Jack. Yes, sir. | Hey, Jack. Evet, efendim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll give you a dollar for that knife and piece of wood. | Sana elindeki o bıçak ve tahta parçası için bir dolar veririm. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Sold. | Sattım gitti. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Going someplace? | Bir yere mi gidiyorsun? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, have a good time. Thanks. | Öyleyse, sana iyi eğlenceler. Teşekkürler. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Hey, guard, guard. | Hey, gardiyan, gardiyan. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Oh, guard, guard. | Gardiyan, gardiyan. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What are you hollering about? Stick them up. | Ne diye bağırıyorsun? Kaldır ellerini. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Stick them up. | Kaldır ellerini. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Open up, or I'll blow your brains out. | Aç yoksa beynini patlatırım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Get in there. | İçeriye geç. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Mr. Dillinger. | Bay Dillinger. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
My boat done turned it into a gun. | Benim gemi tabancaya dönüşmüş. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
So long, Jack. | Şimdilik hoşçakal, Jack | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
This is Tony. | Bu Tony. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Glad to meet you, Mr. Dillinger. | Tanıştığımıza memnun oldum, Bay Dillinger. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Keep both hands on the wheel. | Sen ellerini direksiyondan ayırma. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, when you were picked up, Specs felt he needed an extra man. | Sen hapse girince, Specs ilaveten bir adama ihtiyaç duydu. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
So I felt we needed an extra man. Tony's a good boy. | İşte ilaveten bir adama daha ihtiyacımız var dedim. Tony iyi bir çocuktur. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I've got nothing against Tony. | Tony'ye karşı bir tavrım yok. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, I'm glad you feel that way, John, old boy. I'm glad you feel that way. | Böyle düşünmen beni memnun etti, koca oğlan. Böyle düşünmen beni memnun etti. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We were just wondering, all of us here, and talking about how you'd get out. | Biz buradakiler de tam senin nasıl çıktığını merak ediyorduk. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Yeah, how'd you do it, John? Who sprung you? | Evet, kaçmayı nasıl becerdin, John? Kim sana yardım etti? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What's the idea? | Ne yaptığını sanıyorsun sen? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What's the matter with you, John? | Senin derdin nedir, John? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Now, wait a minute, John. Wait a minute. | Dur bir dakika, John. Dur bir dakika. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You gotta listen to me before you do anything. | Bir şey yapmadan önce beni mutlaka dinlemelisin. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I didn't turn you in. I didn't send those cops to that dentist. | Seni ihbar eden ben değilim. Polisleri o dişçiye ben göndermedim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I never knew anything about it. | Nasıl olduğunu inan hiç bilmiyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You gotta believe me, John. You gotta believe me. | Bana inamalısın, John. Bana inamalısın. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Sure, I believe you, Specs. | Elbette, sana güveniyorum, Specs. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Why, it's wood. | Vay be, bu tahtaymış. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
It's wood. | Tahtadan. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Look, fellas. | Bakın, arkadaşlar. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
John broke jail with a wooden gun. | John hapisten tahta bir silahla kaçmış. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
John, you're always kidding. | John, sen hep şaka yapıyorsun. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We're pals again, John, huh? | Biz yine dostuz, değil mi, John? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Sure, Specs, just pals. | Tabii, Specs, sadece dostuz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Say, what's the matter with your friend? I don't see him anymore. | Söylesene, arkadaşının bir problemi mi var?. Onu artık göremiyorum.. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Who's that? | Kimden bahsediyorsun? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You know, the one with the glass. Specs. | Şu gözlüklü olan işte. Specs. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
He had an accident. | Bir kaza geçirdi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Oh, that's too bad. | Yazık, çok kötü olmuş | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
He was hurt much? | Çok ağrısı var mı? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Pretty soon I have no more customers. | Pek yakında hiç müşterim kalmayacak. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Did you see Helen? | Helen'i gördün mü? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Look, John, we gotta get some dough but quick. | Bak, John, biraz para bulmalıyız, hem de çabuk. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What happens to the money we get? | Elimizdeki paralara ne oldu? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
When you're hiding out, everything costs triple. | Sen polisten kaçarken, herşeyin fiyatı üç katına çıktı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You spent it pretty easy while I was away. | Ben yokken, siz de parayı hemen bitirmişsiniz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We had to do something to kill the time. What's the difference? We're broke. | Vakit öldürmek için birşeyler yapmalıydık. Ne fark eder ki? Parasızız işte. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What's next, John? We're too hot. We gotta pull one big job. | Sırada neresi var, John? Elimiz soğumadan, büyük bir soygun yapmalıyız. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Where? The First National. | Neresi? The First National Bankası. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
First National, are you crazy? Count me out. | First National Bankası mı, çıldırdın mı? Ben yokum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I wouldn't go within a mile of the place. | Oranın 2 km yakınına bile yaklaşamam. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We're not gonna. Oh, I see. | İçine girmiyoruz Oh, anlıyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We'll get it outside the bank, like we did before? | Tıpkı daha önce yaptığız gibi bankanın dışına mı yerleşeceğiz? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Oh, they'll never fall for that again. | Asla aynı hataya bir daha düşmezler. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I wouldn't go within 10 miles of the place. | Oranın 20 km içine bile giremeyebiliriz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We won't go within 100 miles of it. That sounds good. | Oraya 200 km bile yaklaşmayacağız. İşte bu güzel. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
A shipment of $300,000 is coming to First National from the Treasury. | First National'a hazineden 300,000 $'lık bir sevkiyat geliyor. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Treasury? Are we going to rob the Treasury? | Hazine mi? Devlet hazinesini mi soyacağız? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Let John talk. We can't crack the bank. | Bırak John konuşsun. Bankayı soyamayabiliriz | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We can't tackle the armored car again. The Treasury's an arsenal. | Bir daha zırhlı araba işine de soyunamayız. Çünkü hazine bir silah deposu gibidir. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
But between the Treasury and the armored car, where's the money? | Fakat hazine ile zırhlı araba arasındayken, para nerede olur sizce? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |