Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15492
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
On the train. That's it. | Trende. İşte bu. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
The mail train? Look, John, that's... That's fooling with the government. | Posta treni mi? Bak, John, bu... Devletle oyun oynamak demek. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What are we gonna do? Rot here? Yeah, but the government. | Ne yapacağız. Saçmalık burada? Evet, fakat devlet. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I haven't led you wrong yet, have I? It's not gonna be easy, but it's worth it. | Size daha yanlış bir iş yaptırtmadım. Kolay olmayacağı kesin, fakat buna değer. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Three hundred grand. We split it even this time. | Üç yüz bin. Hatta parayı şimdi bile paylaşırız. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
That's $60,000 apiece. | Her bir pay altmış bin $. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Forget it for tonight. Let's eat. | Söylediklerimi bu akşam için unutun. Hadi yemek yiyelim | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Beat it. | Çık dışarı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What took you so long? We took in a show. | Gelmeniz niye bu kadar uzun sürdü? Bir gösteriye girdik. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Why? I was just wondering. | Niye soruyorsun Sadece merak ettim | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You're not jealous of Tony, are you? | Tony'yi kıskanmıyorsun, değil mi? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
No. Tony's a good boy. | Hayır. Tony iyi bir çocuk. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Don't talk to anybody on the train. | Trendeyken sakın kimseyle konuşma. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What do you take me for, a dummy? | Beni ne zannediyorsun, aptal mı? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
That sure was a heavy suitcase. Yeah, books. | Bayağı ağır bir bavulmuş. Evet, kitap var. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Drop me at the next station. Yeah. | Beni bir sonraki istasyonda bırak. Tamam. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
When the train pulls out, keep up with it. Yeah. | Tren kalkar kalkmaz, ona yetiş. Tamam. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Conductor. | Kondüktör. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What's the matter? I feel sick. | Ne oldu? Kendimi hasta hissediyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Can I help you? Yes, I wish you would. | Size yardım edebilir miyim? Evet, lütfen. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
There, feel better now? Yes, thanks very much. | Şimdi daha iyi misiniz? Evet, çok teşekkür ederim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Sit down, everybody. | Herkes yerine otursun. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Sit down. | Oturun dedim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Let's get going. Hurry up, jump for it. | Hadi başlayalım. Acele et, zıpla. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Go on, go on. | Devam et, devam et. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
There were too many of them. Take it easy, John. | Çok fazlaydılar. Sakin ol, John. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We gotta get him to a doctor. | Onu bir doktora götürmeliyiz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'm all right. Drive straight to Otto's. | Ben iyiyim. Hiç durmadan Otto'nun yerine gidelim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
We can't go there. | Oraya gidemeyiz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Kirk took his chances like the rest of us. | Kirk hepimiz gibi yalnız kalınca gibi kendini riske attı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Drive straight to Otto's. | Sen direkt Otto'nun yerine sür. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Today onboard the crack express, Silver Lark. | Bugün Silver Lark'ta bir trene yoldayken saldırı düzenlendi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
As a result, John Dillinger, public enemy number one... | Bir numaralı halk düşmanı... | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
...or rather public disgrace number one... | veya daha doğrsu halkın yüz karası John Dillinger... | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
... has become the center of the biggest manhunt of the decade. | ...en azılı insan avcısı haline geldi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
The FBI has ordered an all out search to track down the Dillinger mob... | FBI bu acımasız suçlardan sorumlu tutulan Dillinger çetesinin... | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
... who are responsible for this brutal crime. | ...izlerini takip edip yakalamak için bütün eyaletlerde arama emri verdi. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Dillinger is believed to have been wounded. | Dillinger'in yaralanmış olduğuna inanılıyor. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
One of the bandits who was slain has been identified by the police as Kirk Otto. | Polis ölen saldırganlardan birisinin kimliğini Kirk Otto olarak açıkladı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Two mail clerks, though caught in the blast of machine guns, stood by their posts. | Trendeki iki posta memuru, makinalı tüfek mermileri içinde kaldılar ama, postalarını terketmediler. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'm sorry, Mrs. Otto. | Üzgünüm, Bayan Otto. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Maybe it's better that way. | Belki böylesi daha iyi oldu. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What are you looking for, Papa? My pipe. | Ne arıyorsun baba? Pipomu. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll get it for you. | Ben sana bulur getiririm. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Take it easy, John. Don't worry. | Boş ver, John. Önemli değil. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Don't worry about it. You'll be all right. | Hiç korkma. iyileşeceksin. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Hide the car, Tony. | Arabayı sakla, Tony. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll boil some water. | Biraz kaynar su getireyim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll go see what Tony did with the car. | Gidip Tony'ye arabaya ne yapmış diye bakayım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I better help Helen. | Helen'e yardım etsem iyi olacak. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What are you looking at me for? | Bana niye öyle bakıyorsunuz? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
The police, they're all around. They're searching everyplace. | Her yer polis kaynıyor. Her yeri arıyorlar. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Get your things. I'll get the car. | Eşyalarını indir. Ben arabayı getiriyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You meet me by the sign. | Trafik ışığının orda beni bekle. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Where's Tony? | Tony nerde? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
First Specs, then Kirk. We're next. | Önce Specs, sonra da Kirk. Şimdi sıra bizde. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Dillinger and these big plans. | Dillinger ve bu büyük planları. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I know a lot of places in the city. | Bu şehirde çok yer biliyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Now, we can't leave until John gives the word. | Şimdilik, John gidin diyene kadar buradan ayrılamayız. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Who says we can't? There's only one car. | Kim gidemezsiniz diyor? Elimizde tek bir araba var. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, two can travel safer than five. | iki kişi beş kişiden daha güvenli yolculuk yapar. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
John Dillinger and your men. We have this house completely surrounded. | John Dillinger. Evin etrafı tamamen kuşatıldı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Come out with your hands up. You've got one minute. | Ellerinizi hava kaldırıp dışarıya çıkın. Bir dakikanız var. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
John Dillinger, you've 30 seconds left. | John Dillinger, 30 saniyeniz kaldı | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Time's up. | Süren bitti. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Who is it? Helen. | Kim o? Helen. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Did you get it? | Getirdin mi? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
It's cold in here. Yeah. | Burası soğukmuş. Evet. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
There's something wrong with the radiator. | Radyatöre birşey olmuş. Çalışmıyor. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Have you been out today? | Bugün dışarı çıktın mı? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Why don't you take that down? I like it there. | Şunu niye indirmiyorsun? onu oradayken seviyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Let's go out, John. | Hadi dışarı çıkalım, John. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I can't. | Çıkamam. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
It's Christmas Eve. No one will be looking for you. | Bugün Noel Arefesi. Hiçkimse seni aramaz. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, I'm not staying in. | Ben burada kalmıyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I want to go out. I want to have some fun. | Dışarı çıkmak istiyorum. Biraz eğlenmek istiyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Go on, go out. Have yourself a good time. | Çık o zaman. Git kendin eğlen. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Go ahead. | Durmasana hadi git. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Merry Christmas, John. | Mutlu Noeller, John. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What are you doing out? | Dışarda ne yapıyorsun? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Where have you been all week? Looking for a job. | Bütün bir hafta ne yaptın? iş aradım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You mean you're? Broke, flat, busted. | Kendinden mi bahsediyorsun? meteliksizim ve evde tutuklu kaldım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Of course, I can always sling hash. | Tabii ki, ben hep sinek avlıyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
You're not slinging hash for no one. | Sen hiç kimse için sinek avlamazsın. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
That's the way I like to hear you talk, John. | Senin sesini duymak istiyorum, John. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
As soon as the heat cools off, I'll be back in the chips. | Ortalık sakinleşir sakinleşmez, eski halime döneceğim. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll get a new mob together, bigger than before. | Birlikte yeni bir çete kurarız, öncekinden daha büyük olur. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I'll get guys with nerve, plenty of guts like myself. | soğukkanlı ve benim gibi cesaretli adamlar bulacağım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Yeah, that's what. | Evet, yapacağım bu işte. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Of course, I'll have to be careful. | Tabii ki, dikkati elden bırakmayacağım. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I can't do nothing now. | Şimdi ise hiçbirşey yapamıyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Maybe next year. | Belki önümüzdeki yıl. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Yeah, next year ought to be fine. | Evet, önümüzdeki yıl daha iyi olmalı. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Well, what are we waiting for? | Biz neyi bekliyoruz? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Catch. There it is. | Yakala. İşte orda. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I was hoping we'd go someplace today. | Bugün bir yerlere gideriz diye umuyordum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
I've only got a few dollars left. Well, who cares? | Geride sadece bir kaç dolarım kaldı. Ne fark eder? | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Guess I had you figured wrong. | Yanlış düşündüğünü sanıyorum. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
What do you mean? Well... | Ne demek istiyorsun? Şey... | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |
Where are we going? I don't care. | Nereye gidiyoruz? Fark etmez. | Dillinger-1 | 1945 | ![]() |