Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152096
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
you have listed a $22,000 trailer... | çeşitli mekanik ve elektronik cihazlarla donatılmış... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
with various mechanical and electronic devices... | parfümlü albüm kayıtları... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
perfumed record albums... | ve daha yüzlerce şeyin bulunduğu... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
and pages and pages... | 22.000 dolarlık bir karavan var. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Stop right there, Mr. Hepworth. There is no sense in going on. | Bu kadarı yeterli Bay Hepworth. Devam etmenin anlamı yok. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
There's been a lot of mistakes made. | Çok fazla hata yapılmış. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
We'll do something about it. That's about the size of it. | Bir şeyler yapacağız. Evet, bir şeyler yapmanız gerekiyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
How much does "about the size of it" amount to? | Bir şeyler yapmak bize kaça patlar? | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
About $145,000. | Yaklaşık 145.000 dolar. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
$145,000? | 145.000 dolar mı? | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
That's an awful lot of money. | Çok para. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Now, if you agree to an arrangement we have in mind... | Şimdi, bizim düşündüğümüz anlaşmaya razı olursanız... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
one of our staff will collect all of your earnings. | bir personelimiz tüm gelirlerinizi tahsil edecek. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You will be put on a strict budget until you repay the government... | Devlete olan borcunuzun tamamını ödeyinceye kadar... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
every penny you owe. | size dar bir bütçe uygulanacak. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
All of a sudden, he decides to test the car at 6:00 a.m. | Sabahın 6'sında birden bire arabayı denemeye karar veriyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
And I got home at 5:00. | Üstelik eve 5'te gitmiştim. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
He's really giving it a beating! I bet nothing's wrong with it. | Arabayı çok hızlı sürüyor! Arabada problem olmadığına bahse girerim. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You know Steve. When he's mad and he wants to find... | Steve'i tanırsın. Kızgınsa hata bulmak ister... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
$5 he don't. You're on! | 5 dolarına, hata bulmayacak. Kabul! | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Run her up, Birdie. | Arabayı götür Birdie. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Any problems? Not a one, man. She's really honking. | Sorun var mı? En ufak sorun yok. İyi görünüyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
"Honking" means she's running exceptionally well. | Steve iyi dediyse araba süper demektir. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Scratch. | Çık bakalım. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Steve, I've got it! | Steve, buldum! | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You got what? The check from the last race. | Ne buldun? Son yarışta aldığın çek. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
What do you mean? Right here in my sneaky hand. | Ne demek istiyorsun? Çek benim hünerli ellerimde. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Mr. Hepworth is sending someone to collect the money. | Bay Hepworth tahsil etmesi için birini gönderecek. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Yeah, I know, but I thought we could hold onto it. | Evet, biliyorum, ama vermeyiz diye düşündüm. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
We made a deal, and we'll keep it. | Bir anlaşma yaptık ve buna uyacağız. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Steve, $7,500 in case we need a few essential luxuries. | Steve, 7500 dolar söz konusu, lükse ihtiyacımız olabilir. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You aren't an honest person. | Dürüst biri değilsin. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
That's part of my charm. Give me the check. | O yüzden çekiciyim. Çeki bana ver. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
It doesn't belong to us. Get in the car. | Çek bize ait değil. Arabaya bin. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You're making a mistake. A guy's got to live. | Hata yapıyorsun. Bir erkeğin paraya ihtiyacı vardır. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Hello, Mr. Hepworth, I went to collect the check, but it was gone. | Merhaba Bay Hepworth, çeki tahsil için gittim ama çek yoktu. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
We had an agreement, and I trusted him. | Bir anlaşma yaptık ve onlara güvendim. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
This is very discouraging. | Kabul edilemez bir şey. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I'll get the check back. Don't you worry. | Çeki getireceğim. Üzülmeyin. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
It shows you how much Mr. Grayson's word means. | Bu da Grayson'un sözüne ne kadar sadık olduğunu gösteriyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I hear music. Where are you calling from? | Müzik sesi geliyor. Nereden arıyorsun? | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Your expense account doesn't include going to dances. | Eğlence yerlerine gitmek harcırahına dahil değil. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I know, sir. I'm in his trailer. | Biliyorum efendim. Grayson'un karavanındayım. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
It sounds like wild animals. Are you being attacked? | Vahşi hayvan sesine benziyor. Saldırıya mı uğradın? | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Not yet. Mr. Grayson isn't here. | Henüz değil. Bay Grayson burada değil. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
He's got all kinds of gimmicks in this trailer. | Karavanında her türlü hile var. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Gimmicks? You be careful. | Hile mi? Dikkatli ol. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Oh, yes. I'll be careful. | Peki, dikkatli olurum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
And I'll get that check back, too. Goodbye. | Çeki de getireceğim. Hoşçakalın. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
That figures. | Şaşmamak lazım. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Let every muscle in your body go limp. | Vücudundaki tüm kasların gevşesin. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You never felt so good. | Kendini hiç bu kadar iyi hissetmemiştin. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You don't want to go home. | Eve gitmek istemiyorsun. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You're beginning to get tired. Tired. | Yorulmaya başladın. Yorgunsun. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Hi there. No, don't move. | Merhaba. Hayır, kıpırdama. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I want to remember you exactly as you are. | Seni bu halinle hatırlamak istiyorum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
The check, please. | Çek lütfen. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
What did you say? She said, "The check, please." | Ne dedin? ''Çek lütfen'' dedi. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I speak her language. | Aynı dili konuşuyoruz. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
If she said "The check, please," that means... | ''Çek lütfen'' dediyse, demek ki... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Are you thinking what I'm thinking? My name is Susan Jacks. | Benim düşündüğümü düşünüyor musun? Adım Susan Jacks. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I work for the Internal Revenue Service. | Vergi Dairesi adına çalışıyorum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Beautiful. Just beautiful. | Çok güzel. Harika. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
According to Mr. Hepworth, you made a certain agreement. | Bay Hepworth anlaşma yaptığınızı söylüyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Remind me to write him a nasty letter of thanks. | Hatırlat da kendisine teşekkür mektubu yazayım. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
But you're too honest to deal with her. | Ama sen onunla baş edemeyecek kadar dürüstsün. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I'll be back. I have to wash his car. | Geri geleceğim. Arabayı yıkamam lazım. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Here's the check. | İşte çek. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You must understand... | Devlete olan borcunuzun... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
that you owe the government a great deal of money. | çok fazla olduğunu anlamalısınız. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Unless you pay it promptly, your indebtedness will pyramid... | Derhal ödemediğiniz takdirde borcunuz hızla birikecek... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
and you'll never be solvent again. | ve ödemeniz olanaksız hale gelecek. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I don't think you realize the gravity of the situation. | Durumun ciddiyetini anladığınızı sanmıyorum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Let's sit down and discuss it. Yes. | Oturup durumu tartışalım. Evet. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
First, there's the amount of your allowance. | Öncelikle size tahsis edilen bir para var. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
You understand it must be a minimum figure. | Bu paranın minimum olması gerektiğini anlıyorsun. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
In order to pay back $145,000... | 145.000 doları geri ödemek için... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
we must be as efficient as we possibly... | mümkün olduğu kadar verimli... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
can. | olmalıyız. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Interest compounds. | Faizler artıyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Therefore, the quicker you make restitution, the better. | Dolayısıyla borcunuzu ne kadar erken öderseniz o kadar iyi olur. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Now, I know it's going to be... | Şimdi büyük bir... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
a pong lull. Long pull. | harcama çabalanacak. Çaba harcanacak. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
This situation demands drastic measures. | Koşullar ciddi önlem almayı gerektiriyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
As to your allowance, Mr. Grayson... Anything you say. | Size ayrılan tahsisat Bay Grayson... Hiç fark etmez. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
As to your... | Tahsisatınıza... | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Allowance. | Gelince. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Your allowance. | Tahsisatınız. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Mr. Hepworth thought that $100 would be sufficient. | Bay Hepworth 100 doların yeteceğini düşünüyor. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I can make out fine on $100 a day. | Günde 100 dolarla idare edebilirim. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
No. Your allowance will be $100 a week. | Hayır. Size haftada 100 dolar tahsis edilecek. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
$100 a week? I spend more than that on Band Aids. | Haftada 100 dolar mı? Yara bandına bile daha fazla para harcıyorum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I'm afraid that's it, Mr. Grayson. What are you trying to do to me? | Korkarım durum bu Bay Grayson. Bana ne yapmaya çalışıyorsun? | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I only work for Mr. Hepworth. I don't make any rules. | Ben Bay Hepworth için çalışıyorum. Kuralları ben koymuyorum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Sure, sure. But it's true. There's nothing personal. | Eminim. Bu doğru. Kişisel bir mesele değil. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I'm just carrying out orders. And loving every minute of it. | Sadece emirleri uyguluyorum. Ve bundan çok hoşlanıyorsun. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
If you don't believe me, call Mr. Hepworth. There's the phone. | Bana inanmıyorsan Bay Hepworth'u ara. Telefon orada. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I know where the phone is. I live here. | Telefonun yerini biliyorum. Burada oturuyorum. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
Well, I'm afraid we have nothing more to say to each other. | Korkarım birbirimize söyleyecek başka şey kalmadı. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |
I'm not through with you yet. Goodbye, Mr. Grayson. | Sana söyleyeceklerim henüz bitmedi. Hoşçakalın Bay Grayson. | Speedway-1 | 1968 | ![]() |