Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15066
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
These are reinforced steel, | Güçlendirilmiş çelikten yapıImış. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
It improves air blast resistance, | Hava basıncının direncini arttırıp... | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
rendering it virtually indestructible. | ...neredeyse yıkıImaz hâle getiriyor. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Are you... are you saying that... Yeah. | Demek istediğin... Evet. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
They built a bomb shelter... | Birleşik Devletler Hükümet Binası'na bomba sığınağı inşa etmişler. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Target is close. Stand by to engage. | Hedef yaklaşıyor. Beklemede kalın. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Move, move, move. | İlerleyin! İlerleyin! İlerleyin! Kıpırdama! | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
We have eyes on Mad Hatter. | Gözümüz Mad Hatter'ın üzerinde. Bu Majid Nassar. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
So, what are you saying? | NasıI yani? MacLeish'in kurtulması plânlanmış mı? | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
This is not theory anymore, Jason. | Bu artık teoriden çıktı Jason. Hayal gücümün ürünü değil bu. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
During the State of the Union address, | Yıllık Ulusa Sesleniş Konuşması'nda Hükümet Binası patlatıIdı, herkes öldü. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Everyone except one man. | Tabi bir kişinin dışında. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
They really want you to put down your guns. | Silahlarınızı indirmenizi istiyor. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
They said put down your guns! | Size silahlarınızı indirin dediler! | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
What the hell was that? | Ne oluyor Ian? Araştırıyoruz efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I've been in combat before, sir. | Daha önce savaştaydım efendim. Düşmanın dikkatini dağıtmak için yapmışlardır. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Mr. President, we've currently lost all contact | Sayın Başkan, komando ekibiyle tüm bağlantımızı kaybettik. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
You have to see how big this is. | Bu işin ne kadar büyük olduğunu görmelisin. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Congressman Peter MacLeish. | Kongre Üyesi Peter MacLeish. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
He's in on it. | Bu işin içinde o da var. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Still haven't reestablished contact with the SEALs yet, sir. | Komando ekibiyle hâlâ iletişim kurulamadı efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
We may have to prepare for the worst. | En kötüye hazırlanmamız gerekebilir. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
This is my fault. | Bu benim hatam. General Cochrane'ı dinlemeliydim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I should've bombed him when I had a shot. | Fırsatım varken bombalamalıydım. İmkânları tüketirken utanmak yersiz. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
We have Majid Nassar. | Majid Nassar'ı yakaladık. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
That means they made it. | Demek başardılar. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
They're alive. | Yaşıyorlar! Yaşıyorlar! | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Congratulations, sir. | Tebrikler efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Thank you. Oh, my God. | Teşekkürler. Tanrım başardılar! Nassar artık elimizde. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Got the bastard, sir. | Şerefsizi yakaladık efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Mr. President. | Sayın Başkan. Tebrikler Amiral. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
There's been one casualty, sir. | Bir kaybımız var efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
SEAL team leader Max Clarkson | Komandoların takım lideri Max Clarkson operasyonda vurularak öldürülmüş. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
There was seven children in the room. | Odada 7 çocuk varmış. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
They were being held at gunpoint by the terrorists. | Teröristlerce silah zoruyla alıkonulmuşlar. Katliam yaşanacakmış. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
One of the terrorists opened fire. | Teröristlerden biri ateş açmış. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Commander Clarkson shielded two of the children | Kumandan Clarkson iki çocuğa bedeniyle kalkan olmuş. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Clarkson took eight rounds to the back, one to the neck. | Clarkson boynundan 1 ve sırtından 8 mermi alıp oracıkta ölmüş. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
The two children that he shielded... | Kalkan olduğu iki çocuk ise ölmemiş. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
But that's exactly what you wanted. | İstediğin tam olarak buydu zaten. Hayır! Hayır! | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
One of our men died. | Adamlarımızdan biri öldü. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
And he's dead because of the orders I gave him. | Ona emir verdiğim için öldü. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
But you made the best decision you could | Mevcut bilgilere göre en iyi kararı verdin Tom. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Even he said there was a 50/50 shot at success. | Başarı sansının % 50 olduğunu söylemişti. Daha iyi bir ihtimali beklemeliydim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Which may never have come. | Hiçbiri evine gelemeyebilirdi. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Tom, you took the country to war today | Tom bugün ülkeni savaşa sürükledin çünkü bunun doğru karar olduğunu düşündün. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Casualties are inevitable. | Kayıplar her zaman olur. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I still don't get it. | Hâlâ anlamıyorum. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
MacLeish says he just wants to serve, | MacLeish hizmet etmek istiyor ama güçle ilgilenmiyor. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Not for power's sake, he said. | İktidar uğruna dedi. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
He said he wasn't raised that way. | Bu şekilde olmayacağını söyledi. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
He sounded like a man with no political ambitions whatsoever. | Politik hırsı olmayan biri gibi görünüyordu. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Who moves to D.C. and doesn't want power? | Kim Başkent'te gelip güç istemez ki? Ben. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Please, sit. | Oturun Iütfen. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
But you have to admit it's unusual | Ama MacLeish'in Sözcülüğü reddetmesinin tuhaf olduğunu sizde kabul etmelisiniz. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
What? | Ne? Haberiniz yok muydu? | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
No, I didn't. | Hayır duymamıştım. Uzun bir gündü. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
What did he say? | Ne dedi? Washington'a hizmet amaçIı geldiğini söyledi. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
He doesn't think he could do it as Speaker of the House. | Kendisini Beyaz Saray Sözcülüğü'ne uygun görmüyor. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Sounds familiar. | Söz tanıdık geldi. Adam haklı. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Maybe we offered him the wrong job. | Belki de ona yanlış görevi teklif ettik. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I'm sorry. | Affedersiniz. Bu vakitte kimseyi beklemiyordum. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I hear you've been asking around about Jeffrey Myers. | Jeffrey Myers'ı araştırdığınızı duydum. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Well, Emily's got a better poker face than I thought. | Emily tahminimden daha ikiyüzlüymüş. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
She said it came up in your opposition research. | Muhalefet araştırmasında karşılaşmışsınız. Evet. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
So you know we had a relationship, | İlişkimiz olup hapiste olduğunu biliyorsunuz yani. Evet. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
so I don't see why it should be a political one. | Politik mesela olması gerekiyor anlamadım. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
in his federal prison in Pennsylvania | ...herkese oğlunuzun babası olduğunu söylüyormuş. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Mrs. Kirkman. | Bayan Kirkman. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Ma'am, does... does Leo know... | Hanımefendi, Leo gerçek babasının... | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
that the President might not be his father? | ...Başkan olmadığını biliyor mu? | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
You haven't said a word. | Hiç konuşmuyorsun. Ne söylememi bekliyorsun? | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
That you believe me. | Söylediklerime inanıyorsun. Elbette inanıyorum. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I didn't want to, but yeah, I do. | Keşke inanmasaydım ama inanıyorum. Başka kime söyledin? Hiç kimseye. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Why? What are you thinking? | Neden? Ne düşünüyorsun? | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
These people, whoever they are, they killed | Bunlar her kimse, federal yönetimdeki kıdemli üyeleri öldürdüler. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
and tied up any loose ends | Biz orada olduklarını bilmeden yarım kalan işlerine yoğunlaştılar. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
So, we need to find out the how and the why... | Bu yüzden neden, nasıI oldu bulmalıyız. Evet ama kime güveneceğiz bilmiyoruz. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
So you cannot say anything to anybody. | Bu yüzden kimseye bir şey söyleyemezsin. Anladın mı? | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
No one. | Hem de kimseye. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Mr. President. | Sayın Başkan, affedersiniz. Burada olduğunuzu bilmiyordum. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I wanted to pay my respects to Commander Clarkson. | Kumandan Clarkson'a vefa borcumu ödemek istedim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Thank you for your incredible bravery. | Üstün cesaretinizden dolayı teşekkürler. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Just doing my job, sir. | Sadece işimi yaptım efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
You know, Max wasn't even supposed to be in the raid. | Max'in baskında olmasına gerek yoktu. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
He was supposed to coordinate the mission off site. | Görevi oturduğu yerden yönetmesi gerekiyordu. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Max took his place to ensure the operation would go as planned. | ...Max, operasyonun plânlandığı gibi gitmesi için onun yerini aldı. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
It's because of him none of those kids were hurt... | Onun sayesinde çocuklar zarar görmedi. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
and I get to see the birth of my first child. | Ben de ilk çocuğumu görebileceğim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I should've waited for a better window of opportunity. | Başka bir fırsatı beklemem gerekirdi. Yapmayın efendim. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
I also feel honor, respect, | Aynı zamanda saygı ve onur duyuyorum. Çünkü bu adam bunu hak ediyor. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
That's how he needs to be remembered. | Bu şekilde hatırlanması gerekiyor. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Don't ever question your decision, Mr. President. | Kararınızı sorgulamayın Sayın Başkan. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Because none of us ever did, especially Max. | Çünkü biz sorgulamadık. Özellikle de Max. | Designated Survivor-1 | 2016 | ![]() |
Good morning, Nancy. Good morning. | Günaydın Nancy. Günaydın. | Desperate Hours-1 | 1990 | ![]() |
Man walking. | Geliyoruz. | Desperate Hours-1 | 1990 | ![]() |
Put your left hand on top of your head. | Sol elini başının üstüne koy. | Desperate Hours-1 | 1990 | ![]() |
Now the other one. | Şimdi de ötekisini. | Desperate Hours-1 | 1990 | ![]() |
We're at the gate. | Girişteyiz. | Desperate Hours-1 | 1990 | ![]() |
In the three years since my client's incarceration... | Müvekkilimin üç yıllık hükümlülüğü süresince... | Desperate Hours-1 | 1990 | ![]() |