Search
English Turkish Sentence Translations Page 14981
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
(A sebaceous cyst.) | Yağ bezesi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Keep that to yourself. | Sakın kimseye söyleme. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You're quiet, Derek. | Sesin çıkmıyor, Derek. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I've just seen the worstest penis in the whole world. | Az önce tüm dünyanın en çok kötü penisini gördüm. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I wondered why you weren't on Facebook. | Neden Facebook'un olmadığını merak ediyordum. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
'When am I going to go on Facebook? What would I put on there? | Ne zaman gireceğim ki Facebook'a? Ne yazabilirim oraya? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I've never been a go getter. | Hiçbir zaman azimli bir insan olmadım. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Unless you count going to get prescriptions for this lot. | Buradakilerin ilaçlarını almak için gösterdiğim azmi saymazsanız tabii. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's funny, you know, | Çok tuhaf... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
seeing Rebecca Shaw's made me feel a bit sorry for myself. | Rebecca Shaw'ı görmek, beni kendimle ilgili biraz kötü hissettirdi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
With her five bedroom house and her six figure salary | 5 yatak odalı evi, 6 haneli maaşı, Prada çantası, Jimmy Choo ayakkabıları falan... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Never heard her talk about any friends, though, did I? | Her hangi bir arkadaşı hakkında da konuşmadı gerçi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Never talked about anyone but herself. | Varsa yoksa kendisi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Joan used to say, "You make a living from what you get. | Joan şöyle derdi: "Sana verilen şeylerle yaşayabilirsin,... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Derek makes nothing and he gives everything. | Derek hiç bir şey almıyor ama dünyaları veriyor. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
And then I found myself thinking, | Ve sonra, şöyle düşündüğümü fark ettim... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
"I can't wait for Derek and Dougie to get back." | ..."Derek ve Doug'ın geri dönmesi için sabırsızlanıyorum." | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Even Kev! | Hatta Kev'in de! | Derek-1 | 2012 | ![]() |
And that's not normal. | Ve bu hiç normal değil. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I wish Hannah was here, | Keşke Hannah da burada olsaydı... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
but she's got to stay back cos some people are a bit too weak | ...ama kalması gerekti çünkü bazı insanlar buraya gelmek için biraz fazla zayıf... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Yes, she's good as gold, Hannah. | Evet, melek gibidir Hannah. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
She'd love to be coming out for a day trip today, | Bugün geziye gelmeyi çok isterdi elbet... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
'And you know, | Ve tabii, eminim ki hayatı tam olarak planladığı gibi gitmemiş olabilir... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
When she was just a girl | Küçücük bir kızken | Derek-1 | 2012 | ![]() |
She expected the world | Dünyadan beklentileri vardı | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Every tear a waterfall | Her bir göz yaşı çağlayanlara dönüştü | Derek-1 | 2012 | ![]() |
In the night, the stormy night, She closed her eyes | Gece, o fırtınalı gece, kız gözlerini kapattı | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Dream of para para paradise | Cenneti düşlüyorum. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's all right, innit? | Epey güzel, değil mi? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's all you need, innit? | Daha ne olsun ki? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I don't know why people go abroad | Yanıbaşlarında böyle bir yer varken insanlar niye yurtdışında gidiyor anlamıyorum. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
But this is all I need, this. A bit of peace and quiet. | Benim ihtiyacım olan bu işte. Biraz huzur ve sükunet. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Peace and quite over with for the day. | Bugünlük huzur ve sükunet de buraya kadarmış. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Some that can't swim could fight ones that can swim. | Yüzemeyen ve yüzebilen hayvanlar dövüşebilirdi mesela. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Jesus! You're heavier than you look! | Tanrım! Göründüğünden daha ağırmışsın. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You've missed it again. You've missed it. | Bak yine kaçırdın! Kaçırdın. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You've got to hit it this way, not that way. | Bu yöne doğru vurman gerekiyor, bu yöne değil. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Cos you might as well not be sat there. It's coming round anyway. | Orda oturmasan da olur yani, har türlü geri geliyor zaten. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
No, you keep missing it. Hit it. | Hayır, bak, kaçırıp duruyorsun. Vur şuna. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
There y'are. You've missed it again. | Oluyor. Yine kaçırdın. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Right, I'll hit it that way, you hit it this way. | Tamam, ben böyle vuracağım, sen de böyle vuracaksın. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Have you ever played polo? | Sen hiç polo oynadın mı? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Oh, right, because I've got this polo pony, right. | Anladım. Benim bir polo midillim vardı mesela. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's a sort of a game of polo, type thing... | Polonun bir çeşidi, gibi bir şey... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Do you want any help or... | Yardıma falan ihtiyacınız var mı? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
This is Mrs Shaw. She's a new resident coming in today | Bu Bayan Shaw. Huzurevimizin bugün gelen, yeni sakini... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
This is Vicky. She's a volunteer. | Bu Vicky. Kendisi gönüllülerimizden. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Heart's not really going to be in it then, is it? | Pek sevmiyorsundur o zaman yaptığın işi, değil mi? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Actually, I find volunteers to be just as hard working as paid staff. | Aslında, bana göre gönüllülerimiz en az kadrolu çalışanlarımız kadar çalışkanlar. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You'll have your head down one if you call me a mug again. | Bir daha bana aptal dersen elini değil kafanı sokarım tuvalete. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Hannah is giving her a good talking to. | Hannah bir güzel kulağını çekiyordur şu an. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Don't you dare put her head down the bog without getting me | Beni yardıma çağırmadan sakın onun kafasını tuvalete sokmaya kalkma. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You know, if you're a successful, powerful, intellectual women | Eğer toplum içe çıkan başarılı, güçlü, entelektüel bir kadınsan... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You get chatted up all the time. | Sürekli seni tavlamaya çalışıyorlar. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
On one hand, they are really attracted to you... | Bir yandan, senden gerçekten etkileniyorlar... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Sexually attracted to me, and whatever. | Cinsel anlamda benden etkileniyorlar falan yani. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
and I can see their face fall a little bit as they realise | ...ve benim muhtemelen onlardan daha akıllı olduğumu... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Now look. It's made a road. | Baksana! Yol yapmış! | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's like it's made a little road, a little trail. | Sanki... Sanki küçük bir yol. Küçük bir iz. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
That's where it can probably, maybe, find its way back. | Muhtemelen, belki de, galiba bu şekilde geri dönebilecek. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Dunno. | Bilmem. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I'll see if it goes that way. | Acaba bu yolu takip edecek mi? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
See if I can suggest a new route to it. | Bakalım onu yeni bir yola sokabilecek miyim? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Will this confuse it if I does that and it goes back on itself? | Eğer ben bunu yaparsa ve o geldiği yere dönerse kafası karışır mı acaba? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Writing on crabs. | Yengeçlerin üzerine yazıyorum. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
He's writing on crabs. | Yengeçlerin üzerine yazıyormuş. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
What? What the motherfuck are you writing on crabs for? | Ne? Nasıl bir manyaksın sen ki yengeçlere yazıyorsun?! | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's not. Why are you writing on crabs? | Hayır, değil. Neden yengeçlerin üzerine yazıyorsun? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Just written TWAT on this one. | Bunda sadece "am" yazıyor mesela. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
If I could find a bigger one I'd write CARPET MUNCHER. | Eğer daha büyüğünü bulabilirsem "am sever lezbo" yazacağım. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
There's MUFF here. | Burada "am kılı" yazıyor. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I've never heard of anyone going to the seaside | Daha önce plaja gidip de böyle yengeçleri post it olarak kullanmak gibi... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Honestly, you amaze me. | Vallahi sana hayret ediyorum. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
The only make sense together. | Bir arada olunca anlamlı oluyor. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
BOLL and OCKS. | "Taş" ve "şak". | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Go on, boys. | Hadi bakalım çocuklar. Gidin ve tüm dünyayı gıcık edin. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Junior Greenpeace. Do you remember that? | Greenpeace küçükler ekibini hatırlıyor musun? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Do you remember that I had that silver dolphin ring at school? | Gümüş yunus şeklinde bir yüzüğüm vardı okuldayken hatırlıyor musun? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I found... I went on a cruise, right, to... | Bir keresinde bir gemi turuna çıkmıştım ve... | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Is that for me? Yeah. | Bunu bana mı getirdin? Evet. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
This is Jill Shaw, the lady I told you about, that moved in today. | Bak bu sana bahsettiğim, bugün taşınan hanım, Jill Shaw. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Hello. Kev wroted TWAT on a crab. | Merhaba. Kev yengecin birine "am" yazdı. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
And MUFF and QUIM. | Bir de "am kılı" ve "kuku". | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I saw his knob. It's the worstest knob in the world. | Kev'in aletini gördüm, dünyanın en çok kötü aletiydi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's bony, but it's got lumps on it. | Kemikli gibi ama üzerinde bezeler vardı. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Interested? Hmm... | İlgini çekti mi? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Yes. Sebaceous cyst. | Evet, yağ bezesi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
These are my friends. | Bunlar da benim arkadaşlarım. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Friends! | Arkadaşlara bak! | Derek-1 | 2012 | ![]() |
You should get some of those. | Sen de edinmelisin 1 2 arkadaş. Ne? | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Fine. I'd better go. | Peki. Ben gideyim artık. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Sorry I haven't turned out the way you wanted, Mother. | İstediğin gibi birisi olamadığım için üzgünüm, anne. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
It's always been the other way round and you know it, dear. | Her zaman durum tam tersiydi ve bunu çok iyi biliyorsun, kızım. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Bye. See you. | Hoş çakalın, görüşürüz. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
This is Derek. Derek works here as well. | Bu Derek. O da burada çalışıyor. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
'She'll get over it, back at her five bedroom house.' | 5 yatak odalı evinde keyfi yerine gelir şimdi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
I've got 23 bedrooms. | Benim 23 yatak odam var! | Derek-1 | 2012 | ![]() |
And I've got a six figure salary | Benim de 6 haneli maaşım var, virgülden sonraki iki basamağı da sayarsak. | Derek-1 | 2012 | ![]() |
Still, I suppose it was nice to see her after all these years. | Yine de, bunca yıl sonra onu görmek güzeldi. | Derek-1 | 2012 | ![]() |