• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149197

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
[Megumi] Ben? [Bruno] Come on, man! Take the picture. Ben? Hadi dostum! Çek şu fotoğrafı Ben? Hadi dostum! Resim çek. Shutter-4 2008 info-icon
Don't leave us hangin'here. Ben? Sıkı tut, bırakma. Ben? Bizi burada bırakma. Ben? Shutter-4 2008 info-icon
Ben? [Adam] Hey, hey, hey. Easy. Ben? Hey, hey, hey. Sakin ol. Ben? Hey, hey, hey. Sakin ol. Shutter-4 2008 info-icon
It's all right. /t's fun. Don't worry about it. Herşey yolunda. Herşey düzelecek. Endişelenme. Bir şey yok. Eğlenceli. Merak etme. Shutter-4 2008 info-icon
Hey, it's okay. Yeah, don't worry about it. It's fine. Hey,sorun yok. Evet, endişelenme, herşey düzelecek. Sorun yok. Evet, endişelenme. Bir şey yok. Shutter-4 2008 info-icon
[Shutter Clicking] [Bruno] You kiss a cheek too. Bir öpücük ver. Öteki yanağını da sen öp. Shutter-4 2008 info-icon
[Bruno] No, no, no, no. We're good. We're good right here. Hayır, hayır... Çok güzel. Güzel çıktık. Hayır, hayır. İyi çıktık. Böyle iyi çıktık. Shutter-4 2008 info-icon
[Adam] Great pills. [Adam, Bruno Laughing] Haplar harika. Shutter-4 2008 info-icon
[Bruno] Did you get this? Bunu aldın mı? Bunu da çektin mi? Shutter-4 2008 info-icon
Come on. Where you goin'? Hadi ama, nereye gidiyorsun? Hadi. Nereye gidiyorsun? Shutter-4 2008 info-icon
[Sobbing] Ben. Ben! [Bruno] Where you goin', man? Come on. Ben. Ben! Nereye gidiyorsun dostum? Hadi ama. Ben. Ben! Nereye gidiyorsun, dostum? Hadisene. Shutter-4 2008 info-icon
Let's do it on the floor. Birazda üst kata çıkalım. Yerde yapalım. Shutter-4 2008 info-icon
[Bruno] Yeah, you got her? [Adam] Yeah, yeah, yeah. Evet,sen alıyorsun? Evet, evet... Evet, kucakladın mı? Evet, evet. Shutter-4 2008 info-icon
[Grunts] She's strong. Baya ağırmış. Güçlü kız. Shutter-4 2008 info-icon
[Adam] Aah! That's a girl. [Bruno] Adam, hold her down. Aah! İşte bir kız. Adam, alt tarafı tut. Bu kız. Adam, kaldırma onu. Shutter-4 2008 info-icon
[Sobbing] Ben! [Dress Ripping] Ben! Shutter-4 2008 info-icon
[Bruno] Don't struggle! [Megumi Screams] Boşa çabalama! Debelenme! Shutter-4 2008 info-icon
I know I should've done something. But I didn't touch that girl. Doğru birşey değildi. Fakat kıza ben hiç dokunmadım. Biliyorum bir şeyler yapmalıydım. Ama o kıza elimi sürmedim. Shutter-4 2008 info-icon
What? / didn't touch her. / just took the pictures. Ne? Onu dokunmadım. Sadece fotoğraflarını çektim. Ne? Ona elimi sürmedim. Sadece resim çektim. Shutter-4 2008 info-icon
It was Adam and Bruno who took that thing way too far. That's why she killed them! Herşeyi Adam ve Bruno yaptı. Onları öldürme sebebi de bu! Adam ve Bruno işi büyüttü. Kız o yüzden onları öldürmüş! Shutter-4 2008 info-icon
Jane, I'm a different person. How? Jane, ben değiştim artık. Nasıl? Jane, ben farklıyım. Nasıl farklı? Shutter-4 2008 info-icon
Janie. Jane! Janie. Jane! Shutter-4 2008 info-icon
You don't understand. The woman was crazy. Anlamıyorsun. O kız delirmişti. Anlamıyorsun. Kadın manyaktı. Shutter-4 2008 info-icon
Let's just take a deep breath here. Biraz nefes al... Derin bir nefes alalım. Shutter-4 2008 info-icon
Let's just take a moment. Wait. Bir dakika beni dinle. Bekle. Biraz sakinleşelim. Dur. Shutter-4 2008 info-icon
No, / don't. Hayır, yapamam... Hayır, ihtiyacım yok. Shutter-4 2008 info-icon
I won't spend my life with you. Hayatımı seninle geçirmek isyemiyorum artık. Hayatımı seninle geçirmeyeceğim. Shutter-4 2008 info-icon
Jane. Jane, don't leave me. Jane. Jane, beni bırakamazsın. Jane. Jane, beni bırakma. Shutter-4 2008 info-icon
Jane! Don't leave me with her! Jane! Beni onunla bırakma! Shutter-4 2008 info-icon
She's gone. Gittinmi. Gitmiş. Shutter-4 2008 info-icon
This is what you wanted, isn't it? Isn't it? İstediğin buydu değil mi? Değil mi? Bunu istiyordun, değil mi? Değil mi? Shutter-4 2008 info-icon
Honey, you gotta get that looked at. Tatlım, bunu birine göstermelisin. Hayatım, şuna bakman lazım. Shutter-4 2008 info-icon
/ think / tweaked something back there. Sırtımda bir yük var gibi. Galiba belimi incitmişim. Shutter-4 2008 info-icon
[Bruno] Look at you. You look like an old man. [Ben] / know, / know. Şuna bir bakın, tıpkı yaşlılar gibisin. Biliyorum, biliyorum. Şu haline bak. İhtiyar gibi görünüyorsun. Biliyorum, biliyorum. Shutter-4 2008 info-icon
[Jane] She's been with us all along. O her zaman yanında olacak. Başından beri bizimle berabermiş. Shutter-4 2008 info-icon
[Grunting] Get off! Get off of me! İn! İn oradan! İn üstümden! İn üstümden! Shutter-4 2008 info-icon
uh, let's eat some cake. hadi biraz kek yiyelim. Hadi biraz pasta yiyelim. Shutter-5 2008 info-icon
Stay just like that. Ben Böylece kal. Ben Kal öyle. Ben... Shutter-5 2008 info-icon
Just think, the first stamp in your new passport is gonna be Japan. Bir düşün, yeni pasaportlarımızla ilk olarak Japonya'ya gidiyoruz. Düşünsene, pasaportundaki ilk pul Japonya'da yapışacak. Shutter-5 2008 info-icon
It's beautiful, huh? It's gorgeous! Çok güzel değil mi? Muhteşem! Çok güzel, değil mi? Harika! Shutter-5 2008 info-icon
Sorry to wake you up. It's okay. Uyandırdığım için üzgünüm. Sorun değil. Kusura bakma uyandırdım. Sorun değil. Shutter-5 2008 info-icon
Look, we've only got a couple of days before I start work. Let's try and enjoy it. Bak, çalışmaya başlamadan önceki günlerimizin tadını çıkaralım. Bak, işe başlamaya sadece birkaç günümüz var. Tadını çıkarmaya bakalım. Shutter-5 2008 info-icon
We have got... to start taking some pictures. Fotoğraf çekmeye başlamalıyız. Güzel resim çekmek için ışığımız var. Shutter-5 2008 info-icon
If there was a girl... If... Eğer o bir kız olsaydı, eğer... Eğer bir kız olsaydı... Shutter-5 2008 info-icon
I know. I just... I can't... Jane, please. Biliyorum, ama unutamıyorum. Jane lütfen. Biliyorum. Ben sadece... Jane, lütfen. Shutter-5 2008 info-icon
Come with me, and let's take some photographs. Benimle gel, biraz fotoğraf çekinelim. Benimle gel ve birkaç resim çekelim. Shutter-5 2008 info-icon
Right... No, no. Right... Perfect. One second. Tamam, Hayır, hayır, dur güzel. Bir saniye... Burada...hayır, hayır. Burada. Mükemmel. Bir saniye. Shutter-5 2008 info-icon
That's why they pay me the big bucks. Jane is cold. Buna ne ad verilim? Jane üşüdü. Bana bu yüzden iyi para veriyorlar. Jane üşüdü. Shutter-5 2008 info-icon
Jane's cold. We should definitely, definitely warm Jane up. Jane üşüdü. Yukarda biraz ısınmalıyız. Jane üşüdü. Kesinlikle, kesinlikle Jane'i ısıtmalıyız. Shutter-5 2008 info-icon
Two years! Oh! İki yıl! Oh! İki sene oldu! Shutter-5 2008 info-icon
Oh, come on. Come on. This must be Jane. Hadi ama Bu Jane olmalı. Hadi ama. Hadi ama. Bu Jane olmalı. Shutter-5 2008 info-icon
Bruno, Jane. Jane, Bruno. Evet. Bruno, Jane. Jane, Bruno. Shutter-5 2008 info-icon
Sorry I couldn't make it, but... Ben's told me so much about you. Bunu yaptığım için üzgünüm... Ben bir çok geçerli neden saydı zaten. Gelemediğim için kusura bakmayın, ama... Ben sizden çok bahsetti. Shutter-5 2008 info-icon
Good luck. I'm sorry I'm late, man. The traffic was a killer. İyi şanslar. Üzgünüm, geç kaldım. Bu yoğunluk beni öldürüyor. İyi şanslar. Özür dilerim geç kaldım. Trafik yoğundu. Shutter-5 2008 info-icon
Don't worry about it. You're the genius photographer. Onun hakkında endişelenme. Sen dahi bir fotoğrafçısın. Dert etme. Sen dahi bir fotoğrafçısın. Shutter-5 2008 info-icon
That's why I brought you out here. Seni bu yüzden buraya getirdim. Shutter-5 2008 info-icon
Here is the photo studio. İşte fotoğraf stüdyon. Fotoğraf stüdyosu burası. Shutter-5 2008 info-icon
It's good? Yeah, yeah. Better than good. Çok güzel Evet, evet. Daha iyisi olamazdı. İyi mi? Evet, evet. İyiden de öte. Shutter-5 2008 info-icon
Not so bad, right? Are you kidding? It's great. Umarım beğenmişsinizdir! Dalga mı geçiyorsun? Burası harika. Fena değil, değil mi? Dalga mı geçiyorsun? Harika. Shutter-5 2008 info-icon
Besides, it'll just be like old times. Eskiden olduğu gibi yine beraberiz. Ayrıca, eskiden olduğu gibi olacak. Shutter-5 2008 info-icon
Don't forget. Dinner with Adam. Sounds good to me. Unutma akşam yemeği Adam'la. Unutmam. Unutma. Adam'la akşam yemeği yiyeceğiz. Benim için sorun yok. Shutter-5 2008 info-icon
It's huge! Burası çok büyük! Kocaman! Shutter-5 2008 info-icon
I mean, Janie, did you see this view of Tokyo? Şuna bir bak Janie, Tokyo'yu görüyor musun? Yani, Janie, Tokyo'nun şu manzarasını gördün mü? Shutter-5 2008 info-icon
I wish I'd brought up my camera. Keşke kameramı alsaydım. Keşke fotoğraf makinemi getirseydim. Shutter-5 2008 info-icon
No, it's in a couple of'em. Really? Hayır, hepsinde aynı şey var. Gerçekten? Hayır, bir kaç tane var. Ciddi mi? Hmm. Shutter-5 2008 info-icon
Open your eyes. Just like that. Gözlerini aç. İşte böyle. Gözlerinizi açın. Aynen böyle. Shutter-5 2008 info-icon
Can you drop your hand off the bottle just a little... Right there. Perfect. Elini biraz indir. Öyle kal. Güzel. Elindeki şişeyi oraya bırakabilir misin? Mükemmel. Shutter-5 2008 info-icon
Can you show me how to get to... I'm looking for, uh... Bana buraya nasıl gideceğimi gösterebilir misiniz? Bakar mısınız? Şurayı arıyorum da, oraya nasıl gidebilirim gösterir misiniz... Shutter-5 2008 info-icon
How was your first day in Tokyo? Uh, it was, um... Tokyo'da ilk günün nasıldı? Şey... Shutter-5 2008 info-icon
Good. Rainy. Güzeldi. Yağmurlu. Mmm. Güzeldi. Yağmurluydu. Shutter-5 2008 info-icon
Megan called. She's sending over the photos from the wedding. Teşekkürler. Megan aradı. Düğün fotoğraflarını gönderdi. Teşekkürler. Megan aradı. Düğün resimlerini gönderiyor. Shutter-5 2008 info-icon
You could, but it's 3:00 a.m. in New York. Aramalısın, ama New York'ta şuan gecenin 3'ü Arayabilirsin, ama New York'ta saat sabahın 3.00'ü şu an. Shutter-5 2008 info-icon
Yesterday. Dün. Dün aradı. Mmm. Shutter-5 2008 info-icon
Sure. They're just tourist shots. Elbette. Sıradan turist fotoğrafları işte. Tabi. Turist resimleri sadece. Shutter-5 2008 info-icon
Hold on. You know wh... what these are? Bunların ne olduğunu biliyor musun? Bir saniye. Bunların ne olduğunu biliyor musun? Shutter-5 2008 info-icon
There are whole magazines? Bununla ilgili dergi mi var? Evet. Ruh dergisi mi var? Evet. Shutter-5 2008 info-icon
Come on. It'll be fun. Hadi, eğlenceli olacak. Şey... Hadi ama. Eğlenceli olur. Um... Shutter-5 2008 info-icon
Uh... Well, I guess so. Great. Olabilir sanırım. Harika. Sanırım tanışabilirim. Harika. Shutter-5 2008 info-icon
Adam, this is my Jane. Jane, Adam. Hello. I'm Adam. Adam, bu eşim Jane. Jane, Adam. Merhaba. Ben Adam. Adam, bu eşim Jane. Jane, Adam. Merhaba. Ben Adam. Shutter-5 2008 info-icon
No, I... Hayır, ben... Hayır... Shutter-5 2008 info-icon
Hey, it's my job. Hey, bu benim işim. İşim bu. Shutter-5 2008 info-icon
What is it exactly that you do, Adam? Tam olarak ne iş yapıyorsun Adam? Şey... Tam olarak ne iş yapıyorsun, Adam? Şey... Shutter-5 2008 info-icon
You guys make quite the team, don't you? İyi bir ekip kurmuşsunuz. Tam olarak takım çalışması yapıyorsunuz, değil mi? Shutter-5 2008 info-icon
That's your office? Clear frame, please. Bruno! Senin ofisin orada mı? Bruno! Orası senin büron mu? Çekim alanını boşalt, lütfen. Bruno! Shutter-5 2008 info-icon
Be plenty of time for that later. Evet? Bunu yapmak için sonra bol zamanın olacak. Öyle mi? Daha sonra buna çok vaktin olacak. Shutter-5 2008 info-icon
You left me here. Orada beni yanlız bıraktın. Beni terk ettin. Shutter-5 2008 info-icon
The Japanese love paranormal phenomena. Japonlar doğaüstü şeyleri severler. Japonlar olağan dışı olgulara bayılırlar. Shutter-5 2008 info-icon
Ritsuo is my ex boyfriend. Doğrusu, eski erkek arkadaşım. Ritsuo eski erkek arkadaşım. Ah. Shutter-5 2008 info-icon
He's dating Yukiko now. O şimdi Yukiko ile birlikte. Şu an Yukiko ile çıkıyor. Oh. Shutter-5 2008 info-icon
Sorry. I... I was wondering if you could tell me where you get your photos from. Pardon, bu fotoğrafları nereden bulduğunuzu bana söyleyebilir misiniz? Pardon. Resimleri nereden aldığınızı söyleyebilir misiniz acaba? Shutter-5 2008 info-icon
Oh, he's a fake. Onlar sahte. O bir sahtekâr. Şşş. Shutter-5 2008 info-icon
You know, spirit photography has been around since the 1800s... Ruh fotoğrafçılığı 1800'den bu yana var. Ruhların fotoğraflarını çekmek 1800'lerden beri... Shutter-5 2008 info-icon
And I think they're trying to tell us something. ve biliyor musun, aslında bize birşeyler söylemeye çalışıyorlar. Bence bize bir şey anlatmaya çalışıyorlar. Shutter-5 2008 info-icon
I've seen pictures where living people have appeared. Bir çok kez resimlerde ortaya çıktıklarını gördüm. Resimleri insanların yaşadığı yerlerde gördüm. Shutter-5 2008 info-icon
Is everything okay? Herşe yolunda mı? Sorun yok ya? Ah... Shutter-5 2008 info-icon
Uh, yeah, yeah, yeah. Everything's fine. I just... I, um... Şey, evet, evet. Herşey yolunda. Sadece... Evet, evet, Sorun yok. Şey... Shutter-5 2008 info-icon
Please, can somebody make it stop? Does anyone know how to... Lütfen biri şunu durdursun, Kimse bilmiyor mu? Lütfen, treni biri durdurabilir mi? Nasıl durdurulacağını bilen var mı... Shutter-5 2008 info-icon
Tell me it's not my fault. Tell me that they damaged it at the lab. Benim hatam değil. Laboratuvarda hasar görmüş olmalı. Benim yüzümden olmadığını söyle. Laboratuarda bozulduklarını söyle. Shutter-5 2008 info-icon
They looked. It's on the negatives. Bunlara baksana, negatifler. Baktılar. Negatiflerde var. Shutter-5 2008 info-icon
Then why didn't we see anything in the Polaroids? Neden resimlerde hiçbirşey yok? O halde neden şipşak resimlerde bir şey göremedik? Shutter-5 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 149192
  • 149193
  • 149194
  • 149195
  • 149196
  • 149197
  • 149198
  • 149199
  • 149200
  • 149201
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim