Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 145645
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
...without any pity, regardless of who they are. | kim olduğuna bakılmaksızın acımadan yok edilmeleri gerektiğini biliyorum. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Do you have some evidence you can show me? | Bana gösterebileceğin delillerin var mı? | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
This is my report. | Bu benim raporum. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
You will recognize Wallenberg's voice on this record. | Wallenberg'ın sesini kayıttan tanıyacaksınız. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
How did you find out about this? | Bunu nasıl buldun? | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
I am his lover. | Ben onun sevgilisiyim. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
We'll take action, and we'll listen to this. | Harekete geçip,dinleyeceğiz bunu. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
You have to listen to it and take action immediately. | Dinleyip hemen harekete geçmelisiniz. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
My statement is professionally bound, it's official. | Sözlerim kesinlikle profesyonel, bu yasal. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
If you don't think you can do it, just let me know. | Eğer yapamayacağınızı düşünüyorsanız bana haber verin. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
I'll go directly to the national leader, Himmler. | Direk ulusal liderimize gideriö, Himmler’e. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
I will take care of it immediately! Don't worry, comrade! | Hemen ilgileneceğim! Endişelenmeyin yoldaş! | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Heil! Hitler! | Heil! Hitler! | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
I have been informed there will be an urgent and secret meeting... | Führer tarafından emredilen gizli ve acil... | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
...ordered by the Fuehrer. | bir toplantı yapılacağını öğrendim. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Look! My wife's grandfather was Jewish. | Bak! Karımın dedesi yahudi. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Their impotence, their perversions, the larcenies, the betrayals... | İktidarsızlıklarını, sapıklıklarını... hırsızlıklarını, ihanetlerini, | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
...their rivals. | rakiplerini. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
What do your superiors think of this? | Peki üstlerin bu konu hakkında ne düşünecek? | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Soon they won't have any time anymore to think. | Yakında düşünecek zamanları kalmayacak. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
But I already know how to free myself from all of them... | Ama artık istersem nasıl | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
...as soon as I want to. | özgür kalacağımı biliyorum. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Maybe you are under the illusion of power. | Belki hayallerinin etkisi altındasındır. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
It's true! It's true! Get this into your head for good! | Doğru! Doğru! Bunu kafana iyice sok! | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
You a middle class girl... | Sen bir orta sınıf kız... | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
To get you and all that you represent, I have reduced you to my level. | Hepinizi bizim gibi yapmak istedik. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Like all the others, a band of gangsters. | Tıpkı diğerleri gibi,bir grup gangster. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
...and a slave! | ve birer köleye çevirdik! | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
I believe you. I don't want to talk anymore now. | Sana inanıyorum. Artık daha fazla konuşmak istemiyorum. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Touch me here. | Bana burada dokun. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Let me enjoy it. | Zevk almama izin ver. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Let me feel your power. | Gücünü hissetmene izin ver. | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
A whore and a pimp who salute each other in public. | Halk içinde birbirini selamlayan bir fahişe ve pezevenk: | Salon Kitty-1 | 1976 | ![]() |
Heil Hitler!!! | Heil Hitler! | Salon Kitty-2 | 1976 | ![]() |
SALT: Please let me go home. Please, I'm not who you think I am. | Lütfen bırakın beni. Lütfen. Ben sandığınız kiÅŸi deÄŸilim. Lütfen bırakın beni. Lütfen. Ben sandığınız kişi değilim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
I'm really not who you think I am. | Gerçekten sandığınız kişi değilim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
MAN: You are a spy. I'm not a spy. | Casussun. Lütfen. Ben casus deÄŸilim. Casussun. Lütfen. Ben casus değilim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Please let me go home. Try again. | Lütfen bırakın beni. Lütfen bırakın beni. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Please call them. I work for Rink Petroleum. | Arayın onları. Rink Petrol ve Gaz'da çalışıyorum. Arayın onları. Rink Petrol ve Gaz'da çalışıyorum. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
You are here to sabotage our nuclear ambitions. Yes?. | Buraya nükleer amaçlarımızı sabote etmeye geldin, deÄŸil mi? Buraya nükleer amaçlarımızı sabote etmeye geldin, değil mi? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
I am not a spy!. I am not a spy!. | Ben casus deÄŸilim. Ben casus deÄŸilim. Ben casus değilim. Ben casus değilim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Don't Iie to me!. | Bana yalan söyleme. Bana yalan söyleme. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
I am not a spy. | Ben casus deÄŸilim. Ben casus değilim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
MAN 1 [OVER SPEAKER]: It is through the grace and munificence of our glorious Dear Leader | DeÄŸerli Muzaffer Liderimizin alicenaplığı ve lütfuyla... Değerli Muzaffer Liderimizin alicenaplığı ve lütfuyla... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Keep your head down. Don't say anything till we make the swap. | Başını eÄŸ. Biz deÄŸiÅŸimi yapana kadar tek kelime etme. Başını eğ. Biz değişimi yapana kadar tek kelime etme. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
I n case Kim Jong ll here changes his mind. | Bakarsın, ll. Kim Jong fikrini deÄŸiÅŸtirir. Bakarsın, II. Kim Jong fikrini değiştirir. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
[ MUSIC ] | Kurallara göre beni bırakmanız lazımdı... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
All the rules say to leave me, that one life | Bütün kurallar, hayatımın... Bütün kurallar, hayatımın... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
is not worth blowing operational cover. | ...operasyonu tehlikeye atmaya değmeyeceğini söylüyor. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
You got that right. | DoÄŸru anlamışsın. Doğru anlamışsın. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
If we have to lose someone for the greater good, we will. | Birini, daha önemli bir ÅŸey için kaybedeceksek, kaybederiz. Birini, daha önemli bir şey için kaybedeceksek, kaybederiz. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
So why did you do it? | Peki neden yaptın? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Well, I didn't do it. | Ben yapmadım. Ben yapmadım. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
He petitioned the Senate, the State Department. | Senatoya, DışiÅŸleri Bakanlığına yazdı. Senatoya, Dışişleri Bakanlığına yazdı. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
We didn't need the publicity so I figured we better do something | Dikkat çekmek istemiyorduk. Bir ÅŸey yapmazsam... Dikkat çekmek istemiyorduk. Bir şey yapmazsam... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
You okay?. | İyi misin? İyi misin? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Good morning. Happy anniversary. | Günaydın. Yıldönümümüz kutlu olsun. Günaydın. Yıldönümümüz kutlu olsun. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Germans don't joke. | Almanlar ÅŸaka yapmaz. Almanlar şaka yapmaz. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Burt likes my cooking. | Burt yemeklerimi seviyor. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
And I want it to be perfect. | Mükemmel olmasını istiyorum. Mükemmel olmasını istiyorum. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
No, but it is utilitarin. | Hayır ama faydalı. Hayır ama faydalı. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
And utilitarian is the new sexy. | İLAHİ VARLIK (ÇEKİLECEK) | Salt-1 | 2010 | ![]() |
I ran the trace. First name Usam, last name Utsaev. | İzini sür. Adı Usam. Soyadı Utsaev. İzini sür. Adı Usam. Soyadı Utsaev. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Any verifiable hits? One. | DoÄŸrulanabilir bir ÅŸey çıktı mı? Bir tane. Doğrulanabilir bir şey çıktı mı? Bir tane. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Hey, Francis, do me a favor and stick that in the safe till tomorrow. | Francis, ÅŸunu benim için yarına kadar kasada sakla. Francis, şunu benim için yarına kadar kasada sakla. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Mata Hari here's got a big night tonight. | Bu gece Mata Hari'nin büyük gecesi. Bu gece Mata Hari'nin büyük gecesi. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
From head to toe. | Tepeden tırnaÄŸa. Tepeden tırnağa. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Younger. | Daha da. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
SALT: How did the Oval Office briefing go? | Oval Ofis toplantısı nasıl geçti? Oval Ofis toplantısı nasıl geçti? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Did you get his bona fides?. He's Russian. | KimliÄŸini teyit ettin mi? Kimliğini teyit ettin mi? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
He's a strange guy. How's his English? | Garip biri. İngilizcesi nasıl? Garip biri. İngilizcesi nasıl? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Passable. Not great. | İdare eder. Çok iyi deÄŸil. İdare eder. Çok iyi değil. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
But if it got down to the subtleties of English nuance... | Ama İngilizcenin nüanslarına gelince... Ama İngilizcenin nüanslarına gelince... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Come on, Salt. | Hadi, Salt. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
PEABODY: Yeah, okay. Well, we'll decide when we know more. | Daha fazlasını öğrenince karar vereceÄŸiz. Daha fazlasını öğrenince karar vereceğiz. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Peabody. Salt. | Peabody. Salt. Peabody. Salt. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Neural scan is up. Ready to go. | Sinir taraması açık. Hazırız. Sinir taraması açık. Hazırız. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
So, what is your name? | Adın ne? Adın ne? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Oleg Vassilyevich Orlov. | ...Oleg Vassilyeviç Orlov. ...Oleg Vassilyeviç Orlov. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Are you selling secrets for chemo or are you afraid of dying? | Sırları kemo için mi satıyorsun? Yoksa ölümden korkuyor musun? Sırları kemo için mi satıyorsun? Yoksa ölümden korkuyor musun? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
If I have gained anything by damning myself, | Kendimi lanetlemekle bir tek ÅŸey kazandıysam... Kendimi lanetlemekle bir tek şey kazandıysam... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
it is that I no longer have anything to fear. | ...o da artık korkacak hiçbir ÅŸeyimin olmamasıdır. ...o da artık korkacak hiçbir şeyimin olmamasıdır. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Prior to '93?. | Ya 93'ten önce? Ya 93'ten önce? | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Nothing. He doesn't eXist. | Bir ÅŸey yok. Bir şey yok. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
I have somewhere I need to be, Mr. Orlov, | Bir yere yetiÅŸmeliyim, Bay Orlov. Bir yere yetişmeliyim, Bay Orlov. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
[IN RUSSlAN] I came here to tell you a story. | Bir hikaye anlatmaya geldim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
[IN RUSSlAN] I don't like stories. | Hikayelerden hoÅŸlanmam. Hikayelerden hoşlanmam. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
But I'll listen anyway. | Ama yine de dinleyeceÄŸim. Ama yine de dinleyeceğim. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
[IN ENGLlSH] In English, please. | İngilizce, lütfen. İngilizce, lütfen. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
[IN ENGLlSH] 1 975. | 1 975. 1975. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
named Sasha Fyorodovich Chenkov | Adı SaÅŸa Fyorodoviç Çenkov. Adı Saşa Fyorodoviç Çenkov. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
meets for the first time | İlk defa olarak... İlk defa olarak... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Yes, a child Was dead. | Evet, bir çocuk ölmüştü. Evet, bir çocuk ölmüştü. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
and became the property of another man. | BaÅŸka bir adamın vesayetine geçti. Başka bir adamın vesayetine geçti. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
In 1 959, he emigrated to Russia. | 1 959'da Rusya'ya göç etti. 1959'da Rusya'ya göç etti. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
Three years later, he returned home. | ...ve Sovyetler Birliği kahramanı oldu. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
was in fact a Russian spy named Alek. | ...aslında Alek adında bir casustu. ...aslında Alek adında bir casustu. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
On November 22nd, 1 963, | 22 Kasım 1 963'te... 22 Kasım 1963'te... | Salt-1 | 2010 | ![]() |
and a hero of the Soviet Union. | ...ve Sovyetler Birliği'nin kahramanı oldu. | Salt-1 | 2010 | ![]() |
to be substituted for Americans. | ...Amerikalıların yerine geçti. ...Amerikalıların yerine geçti. | Salt-1 | 2010 | ![]() |