Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14281

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
No, there is a difference.	Çok fark var.	Daylight-1	2013
Big difference.	Büyük bir fark.	Daylight-1	2013
Oh, I think you're just jealous.	Oh, sanırım kıskanıyorsun.	Daylight-1	2013
You know who would look good in a uniform?	Üniforma içinde kimin yakışıklı durduğunu biliyorsun yani, öyle mi?	Daylight-1	2013
Josh Riedford, Child Protective Services.	Josh Riedford, Çocuk Koruma Hizmetleri.	Daylight-1	2013
You're such a tool.	Sen puştun tekisin.	Daylight-1	2013
That is a creepy sign.	Bu korkunç bir tabelaydı.	Daylight-1	2013
Hello, Amber?	Alo, Amber?	Daylight-1	2013
Is it Maybell or Maple Street?	Maybell mi yoksa Maple Caddesi mi?	Daylight-1	2013
Why don't you just have	Neden Memur Boyd'un bize	Daylight-1	2013
Officer Boyd sext us the directions.	koordinatları vermesine izin vermiyorsun?	Daylight-1	2013
I'm so glad this guy was home.	Bu adamın evde olmasına çok sevindim.	Daylight-1	2013
Case number 0945325100.	Dava No. 0945325100.	Daylight-1	2013
We're at the Irons residence.	Irons ailesinin evindeyiz.	Daylight-1	2013
Only you could turn a 45 minute drive into three hours.	Sadece sen 45 dakikalık bir yolu üç saatte alabilirsin.	Daylight-1	2013
I just can't believe we're this late.	Bu kadar geciktiğimize inanamıyorum.	Daylight-1	2013
This place didn't even show up on our GPS.	Bu yer GPS'te bile gözükmüyor.	Daylight-1	2013
Hi there.	Merhabalar.	Daylight-1	2013
Hey, is Amber home?	Amber evde mi, acaba?	Daylight-1	2013
Sure, come on in.	Evet, içeri buyurun.	Daylight-1	2013
Amber!	Amber!	Daylight-1	2013
Jennifer Borman's here.	Jennifer Borman geldi.	Daylight-1	2013
So you're here for Sydney too?	Demek siz de Sydney için geldiniz, öyle mi?	Daylight-1	2013
Hi Miss Borman.	Merhaba Bayan Borman.	Daylight-1	2013
Yeah.	Selam.	Daylight-1	2013
They are here to talk to me about Susan,	Onlar Susan'la ilgili olarak konuşmak için buradalar.	Daylight-1	2013
so you could just follow me this way?	İsterseniz, şu tarafa geçelim.	Daylight-1	2013
I can keep a secret.	Ben de sır tutabilirim.	Daylight-1	2013
What is Father Patrick doing here?	Peder Patrick'in burada ne işi var?	Daylight-1	2013
When I got home from school he was	Okuldan geldiğimde evde onu dua ederek	Daylight-1	2013
He said my mom called him.	Onu, annemin çağırdığını söyledi.	Daylight-1	2013
But your mom's not home, right?	Ama, annen evde yok, öyle değil mi?	Daylight-1	2013
Amber, I just have some preliminary	Amber, sana bazı sorular sormak	Daylight-1	2013
questions for you and I need to get	ve senin ve Sydney'in verdiği cevapları da	Daylight-1	2013
You're 18, right?	Sen 18 yaşındasın, doğru mu?	Daylight-1	2013
Okay, can you please read this?	Pekala, lütfen şunu okur musun?	Daylight-1	2013
My name is Amber Irons, and I give	Adım Amber Irons, Jennifer Borman ve	Daylight-1	2013
Jennifer Borman and Child Protective Services	Çocuk Koruma Hizmetlerinin, benim ve kızkardeşim Sydney'in	Daylight-1	2013
permission to film myself and my sister Sydney Irons.	ifadelerini kaydetmelerine izin veriyorum.	Daylight-1	2013
Now you reported seeing bruises on	Sydney'ın kollarında, bacaklarında ve karnında	Daylight-1	2013
Is that correct?	Bu ifaden doğru mu?	Daylight-1	2013
And when did you last notice these?	Bunları, en son ne zaman gördün?	Daylight-1	2013
Probably about two weeks ago.	İki hafta kadar önce.	Daylight-1	2013
I went to check on her, and she was asleep,	Ona bakmaya gitmiştim, uyuyakalmıştı,	Daylight-1	2013
and one of her arms was outside the blankets	bir kolu battaniyenin dışında kalmıştı	Daylight-1	2013
and it was covered in bruises like	ve bütün kolu sanki biri onu	Daylight-1	2013
someone had shaken her or something.	fena halde sıkmış gibi morluklarla doluydu.	Daylight-1	2013
And you think your mother's responsible for this?	Bunu annenin yaptığını mı düşündün?	Daylight-1	2013
Well, she never hit us.	Annem bize hiç vurmamıştı.	Daylight-1	2013
Yes, but there's a line.	Evet ama, ince bir çizgi daima vardır.	Daylight-1	2013
Well, maybe sometimes she would grab our	Ara sıra bizi omuzlarımızdan tutup	Daylight-1	2013
shoulders and shake us or something, but that's it.	biraz silkeler ama, hepsi bu.	Daylight-1	2013
Okay, I'll tell you what.	Pekala, bak, ne diyeceğim?	Daylight-1	2013
We'll go in.	İçeri girip	Daylight-1	2013
We'll talk to Sydney.	Sydney'le konuşalım.	Daylight-1	2013
And then we'll decide what we're going to do next.	Ne yapacağımıza ondan sonra karar verelim.	Daylight-1	2013
It'll be okay.	Sana uyar mı?	Daylight-1	2013
I put a camera in Syd's room.	Sydney'in odasına ben zaten bir kamera koymuştum.	Daylight-1	2013
I didn't want to look at it in case	Orada bir şey olup olmadığını	Daylight-1	2013
maybe there was something on there.	öğrenmek istemiştim.	Daylight-1	2013
Syd?	Syd?	Daylight-1	2013
Sydney?	Sydney?	Daylight-1	2013
You remember Jennifer from school, right?	Jennifer'ı okuldan hatırlıyorsun, değil mi?	Daylight-1	2013
Hi Sydney.	Selam, Sydney.	Daylight-1	2013
What you working on?	Neler yapıyorsun, bakalım?	Daylight-1	2013
Excuse me, would you mind	Afedersin, biraz dışarı	Daylight-1	2013
stepping outside for a second?	çıkabilir misin?	Daylight-1	2013
Not much.	Azıcık.	Daylight-1	2013
Its usually best if no one else is in the room.	Odada başka kimsenin olmaması en iyisidir.	Daylight-1	2013
Evolution, huh?	Evrimleşme, ha?	Daylight-1	2013
That's pretty interesting stuff.	Çok ilginç bir konu.	Daylight-1	2013
If you could wait in the living room,	Oturma odasında bekleyebilirsin.	Daylight-1	2013
we'll come get you when we're done.	işimiz bittiğinde oraya geliriz.	Daylight-1	2013
Mommy says its all made up.	Annem, hepsini uydurma olduğunu söylüyor.	Daylight-1	2013
Do you have a favorite dinosaur?	En sevdiğin dinazor hangisi?	Daylight-1	2013
Oh wow.	Oh wow.	Daylight-1	2013
Did you do this yourself?	Bunu sen kendin mi yaptın?	Daylight-1	2013
The peacock mural?	Åu tavus kuşu resimlerini?	Daylight-1	2013
That's awesome?	Harika görünüyor.	Daylight-1	2013
Where'd you learn to paint like that?	Böyle resim yapmayı nerede öğrendin?	Daylight-1	2013
I just did it.	Yapıverdim, işte.	Daylight-1	2013
I used to paint, but never that good.	Ben de resim yapardım ama hiç bu kadar güzel yapamazdım.	Daylight-1	2013
That is impressive.	Gerçekten çok etkileyici.	Daylight-1	2013
That's pretty cool.	Çok güzel olmuş.	Daylight-1	2013
Dave's right.	Dave doğru söylüyor.	Daylight-1	2013
They're not that good.	O kadar da iyi değiller.	Daylight-1	2013
I wouldn't even consider them paintings.	O resme bir tablo bile diyemem.	Daylight-1	2013
But your mom must be pretty proud.	Ama, annen çok gururlanmıştır.	Daylight-1	2013
Kind of.	Sanki.	Daylight-1	2013
Kind of?	Sanki mi?	Daylight-1	2013
Do you mind if I ask you a	Sana annen hakkında	Daylight-1	2013
couple of questions about your mom?	bir kaç soru sorabilir miyim?	Daylight-1	2013
Does your mom ever get mad?	Annenin hiç çok kızdığı olur mu?	Daylight-1	2013
Sometimes.	Arada, sırada.	Daylight-1	2013
When she gets mad, what does she do?	Kızdığı zaman ne yapar?	Daylight-1	2013
She yells.	Bağırır.	Daylight-1	2013
She ever hit you?	Hiç seni dövdü mü?	Daylight-1	2013
Does she shake you, anything like that?	Peki, seni hiç şiddetle sarstı mı?	Daylight-1	2013
So how did you get all of your bruises?	Peki o morluklar nasıl oluştu?	Daylight-1	2013
What bruises?	Hangi morluklar?	Daylight-1	2013