• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 327

English Turkish Film Name Film Year Details
but who choose to stay in Brooklyn 'cause we're cool. ...Brooklyn'de kalmayı tercih eden iki kızız, çünkü keyfimiz yerinde. ...Brooklyn'de kalmayı tercih eden iki kızız, çünkü keyfimiz yerinde. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
That's awesome, Max. That's awesome. Bu harika, Max. Harika. Bu harika, Max. Harika. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
It's just funny, because whenever I think of you, Sadece biraz tuhaf, ne zaman seni düşünsem... Sadece biraz tuhaf, ne zaman seni düşünsem... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I think of you in this diner in that uniform. ...bu restoranda ve bu üniformanın içinde aklıma geliyorsun. ...bu restoranda ve bu üniformanın içinde aklıma geliyorsun. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
In a good way. İyi anlamda. İyi anlamda. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You want money now? Parayı şimdi mi istiyorsun. Parayı şimdi mi istiyorsun. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Yeah. It's business. Evet. İş bu. Evet. İş bu. Sana da. (You too/two) Bir demek istedim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
It's not like we had a relationship or anything. İlişkimize ya da başka bir şeye benzemez. İlişkimize ya da başka bir şeye benzemez. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
In fact, you can pay Caroline. Aslında, ödemeyi Caroline'a yapabilirsin. Aslında, ödemeyi Caroline'a yapabilirsin. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
She's the money. I'm the artist. Parayla o ilgileniyor, ressam olan benim. Parayla o ilgileniyor, ressam olan benim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You know, I'm doing pretty well as an artist myself. Ressam olarak ben de iyi iş çıkartıyorum. Ressam olarak ben de iyi iş çıkartıyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I've been selling a lot of my stuff. Yaptıklarımın çoğunu satıyorum. Yaptıklarımın çoğunu satıyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Really? We hadn't heard. Gerçekten mi? Hiç duymadık. Gerçekten mi? Hiç duymadık. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
And there's your cupcake. Ve işte kekin. Ve işte kekin. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
In case you didn't notice, that container's to go. Fark etmediysen diye söylüyorum bu paket gitmen için. Fark etmediysen diye söylüyorum bu paket gitmen için. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
He's gone. I got rid of him. Gitti. Kurtuldum ondan. Gitti. Kurtuldum ondan. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Punching cheesecakes. Cheesecake'i yumrukluyorum. Cheesecake'i yumrukluyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
It's my version of going to bed for two days. Yataktan iki gün çıkmamanın Max versiyonu. Yataktan iki gün çıkmamanın Max versiyonu. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Are you more upset about the marriage thing Evlilik olayı için mi yoksa üniforma olayı için mi kızgınsın? Evlilik olayı için mi yoksa üniforma olayı için mi kızgınsın? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, this isn't about Johnny. I'm mad at the cheesecakes. Johhny ile alakalı değil. Cheesecake'e kızgınım. Johhny ile alakalı değil. Cheesecake'e kızgınım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
They were supposed to have cherries on top, Üstlerinde vişne olması gerekiyordu. Üstlerinde vişne olması gerekiyordu. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and I wanted cherries! Ve ben de vişne istiyorum. Ve ben de vişne istiyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Why not me? Neden ben değilim? Neden ben değilim? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Okay, maybe it's half no cherries, half Johnny. Pekâlâ, belki de yarısı vişneye yarısı da Johnny'e. Pekâlâ, belki de yarısı vişneye yarısı da Johnny'e. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Nothing ever does work out for us. Bizim için işleri hiç bir şey yoluna koyamazdı. Bizim için işleri hiç bir şey yoluna koyamazdı. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
And then I hear myself saying all that ridiculous stuff Ve daha sonra kendimi galada Martha Stewart'la konuşmak hakkında... Ve daha sonra kendimi galada Martha Stewart'la konuşmak hakkında... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
about us talking to Martha Stewart at the gala. ...gülünç şeyleri söylerken duydum. ...gülünç şeyleri söylerken duydum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I mean, what was that? It's insane. O da neydi öyle? Delilik bu. O da neydi öyle? Delilik bu. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Wait, seriously, is it? Bekle biraz, ciddiyim. Öyle mi? Bekle biraz, ciddiyim. Öyle mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Or is it just insane enough to be genius? Yoksa delilik sayılabilecek kadar dâhiyane mi? Yoksa delilik sayılabilecek kadar dâhiyane mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Max, we have the invitation. She'll be there. Max, davetiyemiz var. Orada olacak. Max, davetiyemiz var. Orada olacak. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Why are we wasting our time with Paul Platt Asıl olay dururken neden zamanımızı Paul Platt ile boşa harcıyoruz ki? Asıl olay dururken neden zamanımızı Paul Platt ile boşa harcıyoruz ki? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
We can take Martha our best cupcake, Martha'ya en iyi kekimizi götürür, durumuzu açıklarız. Martha'ya en iyi kekimizi götürür, durumuzu açıklarız. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and maybe... Maybe she'll talk to us. Ve belki de... Bizimle konuşur. Ve belki de... Bizimle konuşur. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I mean, she was a girl with a dream once, too, Demek istediğim o da hayalleri olan bir kızdı. Demek istediğim o da hayalleri olan bir kızdı. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and she certainly understands hard times. Ve zor zamanları anlar. Ve zor zamanları anlar. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You are talking about us stalking Martha Stewart. Martha Stewart'ı takip etmekten bahsediyorsun. Martha Stewart'ı takip etmekten bahsediyorsun. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I am talking about us stalking Martha Stewart! Martha Stewart'ı takip etmekten bahsediyorum. Martha Stewart'ı takip etmekten bahsediyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I even have my gorgeous Judith leiber jeweled cupcake purse Kek kaçırmak için Judith Leiber marka bir kek çantam bile var. Harika. Kek kaçırmak için Judith Leiber marka bir kek çantam bile var. Harika. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I knew there was a reason I took that from the townhouse. Konaktan onu almamın bir anlamı olduğunu biliyordum. Konaktan onu almamın bir anlamı olduğunu biliyordum. sizlerin neler çektiğini anladım. ...hepinizin nelerle uğraştığını anladım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Great, you have a cupcake and a cupcake purse. Harika, bir kekin ve kek çantan var. Harika, bir kekin ve kek çantan var. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
What else are we gonna wear to the ball, cinderella? Peki ya baloda ne giyeceğiz, Cinderella? Peki ya baloda ne giyeceğiz, Cinderella? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Are the rats in the alley gonna whip us up some ball gowns? Sokaktaki sıçanlardan bize abiye mi yapacaksın? Sokaktaki sıçanlardan bize abiye mi yapacaksın? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I mean, it's not exactly like we have a fairy godmother. Yani, bir peri annemiz olduğu da söylenemez. Yani, bir peri annemiz olduğu da söylenemez. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Hey, look, girls! Selam, bakın kızlar. Selam, bakın kızlar. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I got myself a crown and a wand at rhinestoned. Kendime sahteciden bir taç ve sihirli değnek aldım. Kendime sahteciden bir taç ve sihirli değnek aldım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I'll have the soup in my booth. Ben masamda çorbamı içiyorum. Ben masamda çorbamı içiyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, this is as close to a fairytale Bu seninle birlikte bir peri masalına ancak bu kadar yaklaşabiliriz. Bu seninle birlikte bir peri masalına ancak bu kadar yaklaşabiliriz. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
as you and I are ever gonna get, so what the hell? O yüzden ne olacak ki? O yüzden ne olacak ki? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Max, does that mean we're gonna find Max, bu baloya gitmek için bir yol bulabileceğimiz anlamına mı geliyor? Max, bu baloya gitmek için bir yol bulabileceğimiz anlamına mı geliyor? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, yeah. Get your cupcake on, Evet. Kekini hazırla. Çünkü baloya gidiyoruz. Evet. Kekini hazırla. Çünkü baloya gidiyoruz. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Sophie, this is so generous of you Sophie, bize gala için elbise almayı teklif etmen çok büyük bir cömertlik... Sophie, bize gala için elbise almayı teklif etmen çok büyük bir cömertlik... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
but as much as my shoes love being back ...her ne kadar ayakkabım doğduğu topraklara... ...her ne kadar ayakkabım doğduğu topraklara... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
in their place of birth... Oh, your shoes were born here? ...geri döndüğüne çok sevinmiş olsa da... Ayakkabıların bura doğumlu mu? ...geri döndüğüne çok sevinmiş olsa da... Ayakkabıların bura doğumlu mu? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Mine were born in China, but I adopted them at payless. Benimkiler Çin doğumlu ama onları yok pahasına evlat edindim. Benimkiler Çin doğumlu ama onları yok pahasına evlat edindim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Maybe we should find something cheaper, Belki de, şu ikinci el mağazalarda daha ucuz bir şeyler bulabilirdik. Belki de, şu ikinci el mağazalarda daha ucuz bir şeyler bulabilirdik. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
"Consignment stores"? "İkinci el mağazalar mı?" "İkinci el mağazalar mı?" 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Come on, what are we, gypsies? Hadi ama. Neyiz biz, çingene mi? Hadi ama. Neyiz biz, çingene mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
This is big fancy ball. We need ball gowns. Bu çok lüks bir balo. Abiyelere ihtiyacımız var. Bu çok lüks bir balo. Abiyelere ihtiyacımız var. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Never really been a fan of balls. Baloları pek seven biri değilim. Baloları pek seven biri değilim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
In fact, always thought they got in the way, Aslında çok gereksiz olduğunu düşünürüm ama buradayız. Aslında çok gereksiz olduğunu düşünürüm ama buradayız. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, we do have to look amazing Martha Stewart'a bir kek ile yaklaşacaksak harika görünmemiz zorundayız. Martha Stewart'a bir kek ile yaklaşacaksak harika görünmemiz zorundayız. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
so we'll find a way to pay you back Bunu ödemenin bir yolunu bulacağız... Bunu ödemenin bir yolunu bulacağız... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and start by doing some cleaning jobs for you for free. ...ve hatta senin için bedavadan temizlik işi yapmakla başlıyoruz bile. ...ve hatta senin için bedavadan temizlik işi yapmakla başlıyoruz bile. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
No! Every year I give money to charity, Olmaz. Ben her yıl bağış yapıyorum. Olmaz. Ben her yıl bağış yapıyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and I like you two girls Ve siz ikinizi, acı acı gülümseyen bebeklerden daha çok seviyorum. Ve siz ikinizi, acı acı gülümseyen bebeklerden daha çok seviyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
So don't worry. I got plenty of cash. O yüzden dert etmeyin. Bir sürü param var. O yüzden dert etmeyin. Bir sürü param var. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Aww, a roll of hundreds. Bir yüzlük tomarı. Bir yüzlük tomarı. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Reminds me of my Christmas stocking stuffers. Bana yılbaşı çoraplarımdaki hediyeleri hatırlattı. Bana yılbaşı çoraplarımdaki hediyeleri hatırlattı. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Yeah, this is fun day. Bu bir bağış günü. Bu bir bağış günü. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I'm like Richard Gere and you're my two hookers. Ben, Richard Gere'ım siz de benim iki fahişemsiniz. Ben, Richard Gere'ım siz de benim iki fahişemsiniz. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, when you put it like that, Böyle söyleyince biraz daha rahatladım. Böyle söyleyince biraz daha rahatladım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Good afternoon. How can I help you? İyi günler. Nasıl yardımcı olabilirim? İyi günler. Nasıl yardımcı olabilirim? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Hi, how are you? We don't have a lot of time. Selam, nasılsınız? Fazla zamanımız yok. Selam, nasılsınız? Fazla zamanımız yok. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
We have to be at work by 6:00. Saat 6'ya kadar işte olmak zorundayız. Saat 6'ya kadar işte olmak zorundayız. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Can you show us your best formal spring couture? Bize özel tasarım elbiselerinizi gösterebilir misiniz? Bize özel tasarım elbiselerinizi gösterebilir misiniz? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Perhaps you ladies might be more comfortable Belki de siz bayanlar aşağıdaki hazır giyim bölümünde daha rahat edersiniz. Belki de siz bayanlar aşağıdaki hazır giyim bölümünde daha rahat edersiniz. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
As I said, we're in a bit of a rush. Söylediğim gibi, biraz acelemiz var. Söylediğim gibi, biraz acelemiz var. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
We might move a little quicker if you dropped the attitude Eğer bu tavırları bırakıp bir kaç elbise gösterirseniz daha çabuk olabiliriz. Eğer bu tavırları bırakıp bir kaç elbise gösterirseniz daha çabuk olabiliriz. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Show her your wad. Tomarı göster. Tomarı göster. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Let's look at some dresses. Elbiselere bakalım o zaman. Elbiselere bakalım o zaman. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Yeah, and get us some champagne, Ve bize şampanya getir, tıpkı filmlerdeki gibi. Ve bize şampanya getir, tıpkı filmlerdeki gibi. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
One, two. Bir, iki. Bir, iki. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Han, did you just go up on your tiptoes like a big boy? Biraz önce boyunu uzatmak için parmaklarının üzerinde mi yükseldin? Biraz önce boyunu uzatmak için parmaklarının üzerinde mi yükseldin? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, I wasn't expecting a photo opportunity. Fotoğraf çekinme fırsatı yakalayacağımı beklemiyordum. Fotoğraf çekinme fırsatı yakalayacağımı beklemiyordum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
And I left my tom cruise man heels at home. Ve Tom Cruise topuklularımı evde bırakmışım. Ve Tom Cruise topuklularımı evde bırakmışım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Max, give him a break. Max, biraz rahat ver. Max, biraz rahat ver. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
This is a man who was too short to be a jockey. Bu adam, jokey olmak için çok kısa olan bir adam. Bu adam, jokey olmak için çok kısa olan bir adam. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oleg, give me your camera. Oleg, kamerayı ver bana. Oleg, kamerayı ver bana. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I must approve picture. Resimleri onaylamam gerekiyor. Resimleri onaylamam gerekiyor. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
We've taken it three times already. Zaten üç kez çektik. Zaten üç kez çektik. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Han, if you want a nip slip, just ask. Han, eğer askılarımızın kazara düşmesini bekliyorsan sorman yeter. Han, eğer askılarımızın kazara düşmesini bekliyorsan sorman yeter. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
My dress is too pretty for this conversation, Benim elbisem böyle bir muhabbet için çok güzel. Benim elbisem böyle bir muhabbet için çok güzel. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
so I'm gonna go get the cupcake from the refrigerator. O yüzden gidip keki buzdolabından çıkaracağım. O yüzden gidip keki buzdolabından çıkaracağım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
And I'm going to warm up my new town car for the ladies. Ve ben de gidip yeni arabamı bayanlar için ısıtayım. Ve ben de gidip yeni arabamı bayanlar için ısıtayım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
New? Yeni mi? Yeni mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
What is this, 2002? Hangi yıldayız, 2002 mi? Hangi yıldayız, 2002 mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I hope so, Umarım, o zaman seninle ilk kez tanışma şansına yeniden sahip olurum. Umarım, o zaman seninle ilk kez tanışma şansına yeniden sahip olurum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Now this is not professional driver talk. Profesyonel bir şoförün konuşması değil bu. Profesyonel bir şoförün konuşması değil bu. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Hey, fancy ball Buster, what's your deal? Hey süslü balo avcısı, senin derdin ne? Hey süslü balo avcısı, senin derdin ne? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 322
  • 323
  • 324
  • 325
  • 326
  • 327
  • 328
  • 329
  • 330
  • 331
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact