Search
English Turkish Sentence Translations Page 22072
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I'm sorry. I'm so tactless... | Üzgünüm. Patavatsızlık ettim. | Giant-1 | 2010 | |
| Just call me by name, Eonni. | Bana adımla seslen, unni. | Giant-1 | 2010 | |
| You're friends with Gangmo, of course you should. | Ağabeyimle arkadaşsınız madem, adımla seslenmelisin. | Giant-1 | 2010 | |
| All right, Soojeong. | Peki, Soo Jeong. | Giant-1 | 2010 | |
| How about a toast? | Kadeh kaldıralım mı? | Giant-1 | 2010 | |
| But, wasn't your name Lee Miju? | Yalnız senin adın Lee Mi Ju değil miydi? | Giant-1 | 2010 | |
| You even remember that? | Onu bile hatırlıyor musun? | Giant-1 | 2010 | |
| I've heard your call earlier today. | Sabah Gang Mo'yu aradığında duydum. | Giant-1 | 2010 | |
| My brother Seongmo is in danger. | Seong Mo oppamın başı belada. | Giant-1 | 2010 | |
| Gangmo and I are planning something. | Gang Mo'yla bazı şeyler planlıyoruz. | Giant-1 | 2010 | |
| It will all go well. | Her şey düzelecek. | Giant-1 | 2010 | |
| Is there anything I can do to help you? | Yardım etmemin bir yolu var mı? | Giant-1 | 2010 | |
| Even you are helping us... | Sen bile yardım ediyorken... | Giant-1 | 2010 | |
| I'm his sister and there is nothing I have done to help... | ...ben kardeşiyim ama hiç yardım edemiyorum... | Giant-1 | 2010 | |
| Maybe you can do something after all. | Belki yardımını kullanabiliriz. | Giant-1 | 2010 | |
| If we could only rescue him, I would do anything. | Ağabeyimi kurtarabileceksek, her şeyi yapabilirim. | Giant-1 | 2010 | |
| Come eat at home a little more often, will you? | Eve yemek yemeye daha sık gel. | Giant-1 | 2010 | |
| See how nice it is to eat all together? | Hep birlikte yemek ne kadar hoş, baksana. | Giant-1 | 2010 | |
| So you're opening a boiler factory? | Kazan fabrikası mı açacaksın? | Giant-1 | 2010 | |
| We will begin the construction very soon. | Yakında inşaata başlıyoruz. | Giant-1 | 2010 | |
| It's... money?! | Aa... Para var burada. | Giant-1 | 2010 | |
| It's Minwoo's. | Minwoo'nun o. | Giant-1 | 2010 | |
| What is that money for? | Nereden çıktı? | Giant-1 | 2010 | |
| A certain Cha Soojeong handed it to me. | Cha Soo Jeong bizzat gelip verdi. | Giant-1 | 2010 | |
| Who is Cha Soojeong? | Cha Soo Jeong kim? | Giant-1 | 2010 | |
| And what did you tell her? | Ne söyledin ona? | Giant-1 | 2010 | |
| She seems full of resentment. | Gücenmişe benziyordu. | Giant-1 | 2010 | |
| Felt like she was treating you like a bug to stomp on. | Her an böcekmiş gibi üzerine basacak bir hali vardı. | Giant-1 | 2010 | |
| I asked you what you told her. | Ona ne söylediğini sordum. | Giant-1 | 2010 | |
| She's already forgotten you. | Seni çoktan unutmuş. | Giant-1 | 2010 | |
| You're the problem. You're responsible for that! | Sorun sende. Hepsi senin yüzünden! | Giant-1 | 2010 | |
| Hey... Minwoo! | Minwoo! | Giant-1 | 2010 | |
| You're the one who forced that on Miju. | Mi Ju'yu o duruma sokan sendin. | Giant-1 | 2010 | |
| I can't stand the fact she became a singer. | Şarkıcı olduğu gerçeğine katlanamıyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Since you'd get to see her every time she shows up on TV. | Her televizyona çıktığında onun yüzünü görme şansını yakalayacaksın. | Giant-1 | 2010 | |
| Better to deal with the problem at the root from the very beginning. | Sorunu kökünden halletmek en iyi seçenektir. | Giant-1 | 2010 | |
| You won't see her on TV from now on. | Bugünden itibaren yüzünü televizyonda göremeyeceksin. | Giant-1 | 2010 | |
| You just try to bother Miju again. | Yine Mi Ju'yu rahatsız etmeye kalkışırsan... | Giant-1 | 2010 | |
| I'll cut my ties with you once and for all. | ...aramızdaki bütün bağları koparırım! | Giant-1 | 2010 | |
| H... Hey.... Minwoo! | Minwoo! | Giant-1 | 2010 | |
| The son can never cut such ties. | İnsanın evladı aradaki bağları koparamaz. | Giant-1 | 2010 | |
| It's up to the father to abandon his child. | Çocuğunu yüz üstü bırakıp bırakmamak babaya kalmıştır. | Giant-1 | 2010 | |
| Are all the preparations complete? | Bütün hazırlıklar tamamlandı mı? | Giant-1 | 2010 | |
| It already started. | Çoktan başladık. | Giant-1 | 2010 | |
| Our goal is to gather three members from each party, | İki partiden de üçer üye toplayıp... | Giant-1 | 2010 | |
| and make them form a six man committee supporting the constitutional amendment. | ...anayasa değişikliğini destekleyen altı kişilik komite oluşturmalarını sağlamak. | Giant-1 | 2010 | |
| And how are you going to convince all those ruling party members? | Bütün o iktidar partisi üyelerini nasıl ikna edeceksin? | Giant-1 | 2010 | |
| This was sent to you, Congressman. | Bunu size yollamışlar, Sayın Milletvekili. | Giant-1 | 2010 | |
| Park Hongseok | Park Hong Seok | Giant-1 | 2010 | |
| Have you received what I sent you? | Yolladığım şeyi aldınız mı? | Giant-1 | 2010 | |
| A citizen who wants a democratic Korea. | Demokratik Kore hayali kuran bir vatandaşım. | Giant-1 | 2010 | |
| I will soon give you further instructions. | Yakında yeni bilgiler vereceğim. | Giant-1 | 2010 | |
| Unless you want the Blue House to get the original, | Mavi Ev'dekilerin aslını görmesini istemiyorsanız... | Giant-1 | 2010 | |
| I suggest you don't go back on your word regarding the amendment. | ...değişiklik konusunda verdiğiniz sözden dönmemenizi öneririm. | Giant-1 | 2010 | |
| Look... Listen to me! | Bana bak... Beni dinle! | Giant-1 | 2010 | |
| Just answer my question, Congressman Kang. | Soruma cevap verin, Milletvekili Kang. | Giant-1 | 2010 | |
| Who do you think you owe that golden badge to? | Taktığınız altın rozeti kime borçlusunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| Of... Of course... | Elbette... | Giant-1 | 2010 | |
| to our people. | ...halkımıza. | Giant-1 | 2010 | |
| Then, do you by any chance know what our people most wish for right now? | Peki halkımızın şu an en çok neyi arzuladığını biliyor musunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| Answer. | Cevap verin. | Giant-1 | 2010 | |
| Are you referring to direct presidential elections? | Direk başkanlık seçimlerini mi demeye çalışıyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| I see you knew. | Farkındaydınız demek. | Giant-1 | 2010 | |
| So you're taking them along the ride whether they like it or not. | Yani karşı çıksalar da, çıkmasalar da onları beraberinde götüreceksin. | Giant-1 | 2010 | |
| It is all thanks to the agreement you made them sign. | Hepsi senin önerinle imzaladıkları anlaşma sayesinde. | Giant-1 | 2010 | |
| That's for the ruling party, | İktidar partisi tamam... | Giant-1 | 2010 | |
| but how will you deal with the opposition members? | Peki ya muhalefet partisindekilerle nasıl başa çıkacaksın? | Giant-1 | 2010 | |
| With the kind of surveillance they're dealing with, | Gözetim altında bulunduklarından... | Giant-1 | 2010 | |
| even approaching them won't be easy... | ...yanlarına yaklaşmak hiç kolay olmayacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Let me introduce her. | Sizi tanıştırayım. | Giant-1 | 2010 | |
| She's Director Hwang Jeongyeon. | Bu bayan Müdür Hwang Jeong Yeon. | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... The one who sent us the painting... It's a true honor to finally meet you, | Hyung. Tabloyu yollayan bayan... Sonunda sizinle tanıştığıma onur duydum... | Giant-1 | 2010 | |
| Congressman Jang. | ...Milletvekili Jang. | Giant-1 | 2010 | |
| An honor?! | Onur mu? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm facing so much pressure these days. | Son zamanlarda çok baskı altındayım. | Giant-1 | 2010 | |
| Congressman Choi Hakgil, if I'm not mistaken? Yes... That's right. | Milletvekili Choi Hak Gil miydi? Evet, doğru hatırlamışsın. | Giant-1 | 2010 | |
| And Congressman Oh Sucheol. Yes, nice to meet you. | Ve Milletvekili Oh Su Cheol. Evet. Tanıştığımıza memnun oldum. | Giant-1 | 2010 | |
| After only seeing you on TV or newspapers, I finally get to meet you. | Yüzlerinizi televizyonda ve gazetelerde gördükten sonra, sonunda tanışabildik. | Giant-1 | 2010 | |
| I guess sometimes getting arrested has its positives after all. | Sanırım bazen tutuklanmanın pozitif yanları da varmış. | Giant-1 | 2010 | |
| I even get to meet people who recognize me... | Hatta beni tanıyan insanlarla karşılaşabiliyorum... | Giant-1 | 2010 | |
| Since she's been proclaimed host of the event, | Adını gecenin sunucusu olarak tanıttıklarından... | Giant-1 | 2010 | |
| that's going to greatly help her approach them. | ...onlara yaklaşmamız büyük derecede kolaylaşacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Jeongyeon is doing great. | Jeong Yeon iyi iş çıkarıyor. | Giant-1 | 2010 | |
| So how are you going to rescue your brother? | Peki ağabeyini nasıl kurtaracaksın? | Giant-1 | 2010 | |
| If things go according to plan, | İşler umduğumuz gibi giderse... | Giant-1 | 2010 | |
| he'll be released after Jeongyeon's event. | ...Jeong Yeon'un sunacağı geceden sonra serbest kalacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Fishing here has made me lose track of time. | Burada oturup balık tutarken zaman kavramını yitirdim. | Giant-1 | 2010 | |
| Now it's time for you to take a step forward. | İleri adım atma sırası sende. | Giant-1 | 2010 | |
| Student Demonstration in Support of Direct Presidential Elections | Direk Başkanlık Seçimlerini Destekleyen Öğrencilerin Gösterisi | Giant-1 | 2010 | |
| Hey... Aren't you guys hungry? | Acıkmadınız mı beyler? | Giant-1 | 2010 | |
| Should we order some chicken? | Tavuk siparişi verelim mi? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm fine. | Ben tokum. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll give you the money, so go get some. | Para vereyim de gidip alın. | Giant-1 | 2010 | |
| Where did I put my wallet... | Cüzdanımı nereye koymuştum... | Giant-1 | 2010 | |
| The PI sent us all his data regarding Cha Soojeong. | Özel dedektif, Cha Soo Jeong hakkında topladığı bütün bilgileri yolladı. | Giant-1 | 2010 | |
| Isn't that President Lee Gangmo? | O Müdür Lee Gang Mo değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Where did I put my wallet... 1 | Cüzdanımı nereye koymuştum... | Giant-1 | 2010 | |
| Open the door! | Kapıyı aç! 1 | Giant-1 | 2010 | |
| Open the door, Chief Lee! | Kapıyı aç, Şef Lee! | Giant-1 | 2010 | |
| Hands up. | Kaldır ellerini. | Giant-1 | 2010 |