Search
English Turkish Sentence Translations Page 21179
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Will they let me invite my family? | Ailemi davet etmeme izin verirler mi? Ailemi davet etmeme izin verirler mi? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| They haven't asked my opinion. | Benim fikrimi sormadılar. Benim fikrimi sormadılar. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| But do you think they will? | Sence verirler mi? Sence verirler mi? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Lady Sansa, Lord Tyrion to see you. | Leydi Sansa, Lord Tyrion sizi görmek istiyor. Leydi Sansa, Lord Tyrion sizi görmek istiyor. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Should I... I beg your pardon, my lady. | Kendisini... Çok özür diliyorum leydim. Kendisini... Çok özür diliyorum leydim. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Good afternoon, Lord Tyrion. | İyi akşamlar Lord Tyrion. İyi akşamlar Lord Tyrion. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I was just trying on a gown for King Joffrey's wedding. | Kral Joffrey'nin düğünü için bir elbise deniyordum. Kral Joffrey'nin düğünü için bir elbise deniyordum. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Yes, it should be quite a wedding. | Evet, çok ilginç bir düğün olacak. Evet, çok ilginç bir düğün olacak. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I need to speak with you, Lady Sansa. | Sizinle konuşmalıyım Leydi Sansa. Sizinle konuşmalıyım Leydi Sansa. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Alone, if I may. | Yalnız bir şekilde mümküne. Yalnız bir şekilde mümküne. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Why do you need to speak to her alone? | Neden yalnız konuşacakmışsın ki? Neden yalnız konuşacakmışsın ki? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Shae. | Shae. Shae. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Please excuse her, Lord Tyrion. | Kusuruna bakmayın Lord Tyrion. Kusuruna bakmayın Lord Tyrion. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| She's not from here. | Buralı değil. Buralı değil. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| But I trust her, | Ama ona güveniyorum. Ama ona güveniyorum. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| even though she tells me not to. | Güvenmememi söylemesine rağmen. Güvenmememi söylemesine rağmen. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Sometimes we think we want to hear something | Bazen bir şey duymak istediğimizi sanırız... Bazen bir şey duymak istediğimizi sanırız... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| and it's only afterwards when it's too late | ...ama ancak iş işten geçtikten sonra... ...ama ancak iş işten geçtikten sonra... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| that we realize we wished we'd heard it | ...keşke onu bambaşka şartlar altında... ...keşke onu bambaşka şartlar altında... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| under entirely different circumstances. | ...duymuş olsaydık deriz. ...duymuş olsaydık deriz. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| It's all right, really. | Sorun yok, söyleyin. Sorun yok, söyleyin. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| How to begin? | Nereden başlasam? Nereden başlasam? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| It's... this... | Bu... Bu... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| this... this is awkward. | Bu çok acayip. Bu çok acayip. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| 1,000 blades | 1000 kılıç. 1000 kılıç. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| taken from the hands of Aegon's fallen enemies, | ...Aegon'un ölen düşmanlarından alınıp... ...Aegon'un ölen düşmanlarından alınıp... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| forged in the fiery breath of Balerion the Dread. | ...Balerion'un kızgın ateşinde dövülmüş. ...Balerion'un kızgın ateşinde dövülmüş. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| There aren't 1,000 blades. | 1000 kılıç yok burada. 1000 kılıç yok burada. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| There aren't even 200. | 200 tane bile yok. 200 tane bile yok. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I've counted. | Saydım. Saydım. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Ha, I'm sure you have. | Eminim. Eminim. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Ugly old thing. | Çirkin şey. Çirkin şey. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Yet it has a certain appeal. | Şüphesiz bir çekiciliği de yok değil. Şüphesiz bir çekiciliği de yok değil. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| The Lysa Arryn of chairs. | Tahtların Lysa Arryn'i. Tahtların Lysa Arryn'i. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Shame you had to settle for your second choice. | İkinci tercihinize kalmanız çok üzücü. İkinci tercihinize kalmanız çok üzücü. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Early days, my friend. | Daha erken dostum. Daha erken dostum. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| It is flattering, really... | Çok hoş bir duygu gerçekten. Çok hoş bir duygu gerçekten. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| you feeling such dread | İstediğimi elde ettiğim için... İstediğimi elde ettiğim için... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| at the prospect of me getting what I want. | ...sizde uyanan bu korku. ...sizde uyanan bu korku. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Thwarting you has never been my primary ambition, | Önünüze geçmek, hiçbir zaman öncelikli hevesim olmamıştı... Önünüze geçmek, hiçbir zaman öncelikli hevesim olmamıştı... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I promise you. | ...inanın. ...inanın. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Although who doesn't like to see their friends fail now and then? | Ama arada sırada arkadaşlarının başarısız olması kimin hoşuna gitmez ki? Ama arada sırada arkadaşlarının başarısız olması kimin hoşuna gitmez ki? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| You're so right. | Çok haklısınız. Çok haklısınız. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| For instance, | Mesela... Mesela... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| when I thwarted your plan | ...Sansa Stark'ı, Tyrell'lere verme planınızın... ...Sansa Stark'ı, Tyrell'lere verme planınızın... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| to give Sansa Stark to the Tyrells. | ...önüne geçtiğim zaman... ...önüne geçtiğim zaman... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| If I'm going to be honest, | ...dürüst olmak gerekirse... ...dürüst olmak gerekirse... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I did feel an unmistakable sense | ...gayet açık bir şekilde... ...gayet açık bir şekilde... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| of enjoyment there. | ...mutluluk hissettim. ...mutluluk hissettim. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| But your confidant, | Ama sırdaşınız... Ama sırdaşınız... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| the one who fed you information about my plans, | ...planlarımla ilgili sizi bilgilendiren ortağınız... ...planlarımla ilgili sizi bilgilendiren ortağınız... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| the one you swore to protect... | ...korumaya yemin ettiğiniz kişi... ...korumaya yemin ettiğiniz kişi... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| you didn't bring her any enjoyment. | ...sizden gelen bir mutluluk görmedi. ...sizden gelen bir mutluluk görmedi. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| And she didn't bring me any enjoyment. | Bana da hiç mutluluk getirmedi. Bana da hiç mutluluk getirmedi. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| She was a bad investment on my part. | Kötü bir yatırımdı sadece. Kötü bir yatırımdı sadece. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Luckily, I have a friend | Şans eseri, yeni bir şey... Şans eseri, yeni bir şey... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| who wanted to try something new. | ...denemek isteyen bir dostum vardı. ...denemek isteyen bir dostum vardı. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Something daring. | Cüretkar bir şey. Cüretkar bir şey. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| And he was so grateful to me for providing | Bu yeni deneyimi ona yaşattığım için de... Bu yeni deneyimi ona yaşattığım için de... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| this fresh experience. | ...kendisi çok mutlu oldu. ...kendisi çok mutlu oldu. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I did what I did for the good of the realm. | Ben ne yaptıysam, krallığın iyiliği için yaptım. Ben ne yaptıysam, krallığın iyiliği için yaptım. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| The realm? | Krallık mı? Krallık mı? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Do you know what the realm is? | Krallığın ne olduğunu biliyor musunuz? Krallığın ne olduğunu biliyor musunuz? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| It's the thousand blades of Aegon's enemies. | Aegon'un 1000 kılıcıdır krallık. Aegon'un 1000 kılıcıdır krallık. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| A story we agree to tell each other over and over | Yalan olduğunu unutana kadar, birbirimize durmadan... Yalan olduğunu unutana kadar, birbirimize durmadan... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| till we forget that it's a lie. | ...anlattığımız bir hikaye. ...anlattığımız bir hikaye. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| But what do we have left once we abandon the lie? | Peki yalandan vazgeçersek, elimizde ne kalır? Peki yalandan vazgeçersek, elimizde ne kalır? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Chaos. | Kaos. Kaos. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| A gaping pit waiting to swallow us all. | Hepimizi yutmayı bekleyen koca bir çukur. Hepimizi yutmayı bekleyen koca bir çukur. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Chaos isn't a pit. | Kaos bir çukur değil... Kaos bir çukur değil... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Chaos is a ladder. | ...kaos bir merdivendir. ...kaos bir merdivendir. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Many who try to climb it fail | Yükselmeye çalışanların çoğu düşmüş... Yükselmeye çalışanların çoğu düşmüş... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| and never get to try again. | ...tekrar deneyememiştir. ...tekrar deneyememiştir. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| The fall breaks them. | Düşüş, cesaretlerini kırmıştır. Düşüş, cesaretlerini kırmıştır. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| And some are given a chance to climb, | Bazılarına ise, yükselme şansı verilmiştir. Bazılarına ise, yükselme şansı verilmiştir. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| but they refuse. | ...ama geri çevirmişlerdir. ...ama geri çevirmişlerdir. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| They cling to the realm | Onlar da krallığa... Onlar da krallığa... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| or the gods | ...Tanrılara... ...Tanrılara... | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| or love. | ...veya aşka tutunmuştur. ...veya aşka tutunmuştur. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Illusions. | Hayallere kapılmışlardır. Hayallere kapılmışlardır. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Only the ladder is real. | Gerçek olan yalnızca merdiven. Gerçek olan yalnızca merdiven. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| The climb is all there is. | Tek çare ise yükselmek. Tek çare ise yükselmek. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Is the Wall as big as they say? | Duvar dedikleri kadar büyük mü? Duvar dedikleri kadar büyük mü? Duvar dedikleri kadar büyük mü? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Bigger. | Daha büyük. Daha büyük. Daha büyük. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| How much longer? A few more days. | Daha ne kadar var? Birkaç gün daha kaldı. Daha ne kadar var? Birkaç gün daha kaldı. Daha ne kadar var? Birkaç gün daha kaldı. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I found something at the Fist of the First Men. | İlk İnsanların Yumruğu'nda bir şey buldum. İlk İnsanların Yumruğu'nda bir şey buldum. İlk İnsanların Yumruğu'nda bir şey buldum. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| What does it do? | Ne işe yarıyor? Ne işe yarıyor? Ne işe yarıyor? | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I'm not sure that it does anything. | Bir işe yaradığını sanmıyorum. Bir işe yaradığını sanmıyorum. Bir işe yaradığını sanmıyorum. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| You're not supposed to be here. | Burada olmaman lazım. Burada olmaman lazım. Burada olmaman lazım. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| If your father knew He said you're a traitor. | Baban öğrenirse... Hain olduğunu söyledi. 1 Baban öğrenirse... Hain olduğunu söyledi. 1 Baban öğrenirse... Hain olduğunu söyledi. 1 | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I am, child. 1 | Hainim evladım. Hainim evladım. Hainim evladım. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| You must get bored down here. | Burada sıkılıyorsundur. Burada sıkılıyorsundur. Burada sıkılıyorsundur. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| I brought you something to read. | Okuyacak bir şeyler getirdim sana. Okuyacak bir şeyler getirdim sana. Okuyacak bir şeyler getirdim sana. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| My lady, I can't read the words. | Leydim, ben kelime okuyamam. Nereden başlayacağımı bilemem. Leydim, ben kelime okuyamam. Nereden başlayacağımı bilemem. Leydim, ben kelime okuyamam. Nereden başlayacağımı bilemem. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| At the beginning. This word is Aegon. | Başından. Bu kelime Aegon. Başından. Bu kelime Aegon. Başından. Bu kelime Aegon. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| The Yunkish train bed slaves, not soldiers. | Yunkai'de yatak kölesi satılır, asker değil. Yunkai'de yatak kölesi satılır, asker değil. Yunkai'de yatak kölesi satılır, asker değil. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| We can defeat them. But they won't meet us on the field. | Onları yenebiliriz. Ama karşımıza çıkmazlar. Onları yenebiliriz. Ama karşımıza çıkmazlar. Onları yenebiliriz. Ama karşımıza çıkmazlar. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| They have strong walls. | Güçlü duvarları var. Güçlü duvarları var. Güçlü duvarları var. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| Women in our position must make the best | Bizim konumumuzdaki kadınlar, şartları en iyi şekilde değerlendirmelidir. Bizim konumumuzdaki kadınlar, şartları en iyi şekilde değerlendirmelidir. Bizim konumumuzdaki kadınlar, şartları en iyi şekilde değerlendirmelidir. | Game of Thrones-3 | 2011 | |
| How do I make the best of my circumstances? | Bu şartları nasıl en iyi şekilde değerlendirebilirim ki? Bu şartları nasıl en iyi şekilde değerlendirebilirim ki? Bu şartları nasıl en iyi şekilde değerlendirebilirim ki? | Game of Thrones-3 | 2011 |