Search
English Turkish Sentence Translations Page 20798
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
And the last question I have, then, | Son bir sorum olacak o zaman... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
why would Marlow, why would our narrator, | ...neden Marlow, Kurtz'un son sözleri nedir diye... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
point blank lie when Kurtz' fiancée asks him | ...nişanlısı ona sorduğunda anlatıcımız tereddüt etmeden... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
what Kurtz' final words were? | ...yalan söylemiş olabilir? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Whatever. They're just jealous. | Her neyse. Onlar sadece seni kıskanıyorlar. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
That doesn't make me feel better. | Bu kendimi daha iyi hissettirmedi. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I mean, you're already dating the pastor's son. | Yani, zaten Grovetown krallığı... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Who's, like, Grovetown royalty. | ...papazının oğluyla çıkıyorsun. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
And now, the Spindle kid has taken a shine to you? | Şimdi ise, Spindle'lerin çocuğu kanını mı kaynattı? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
No, l... I just drove him home. | Hayır, sadece onu eve bıraktım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Wow, you're more wild than I give you credit for, girl. | Vay, seni değerlendirdiğimden daha da vahşiymişsin, kızım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
No, we just... we just talked. | Hayır, sadece konuştuk. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I thought he could use someone to comfort him. | Birinin onu teselli etmesine ihtiyacı var gibi geldi. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Oh. Is that what they're calling it now? | Şimdi de buna böyle mi söylüyorlar? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Come on, it's a little much to ask for. | Yapma, sadece biraz kur yapıldı o kadar. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Well, I ask for it all the time. | Ben her zaman kur yaparım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Just... Just be a little careful, okay? | Biraz dikkatli ol, tamam mı? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I can't control what people think. | İnsanların düşündüklerini kontrol edemem. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
and blame the devil for the bad. | ...ve kötülükler için şeytanı suçluyorlar. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Come on, I don't plan on going back there. | Yapma, oraya geri gitmek gibi bir planım yok. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Well, maybe I'll stop by later. | Belki sonra bir ara uğrarım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
And the weak will walk away, | Ve zayıflık çekip gidecek... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
the strong will deal with the son of Candace Spindle, | ...güç, katil Candace Spindle'in dinsiz varisi... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
this godless heir to a murderess mother. | ...oğluyla ve sapkın cerahatli... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Well, that's a relief. | Bu bir açıkça destek. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I was beginning to think I didn't exist to you. | Az kalsın yaşamadığını düşünmeye başlayacaktım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You know why I'm not talking to you. | Seninle neden konuşmadığımı biliyorsun. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Look, I did what I had to do, Lindsay. | Bak, yapmam gereken şeyi yaptım, Lindsay. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You'll come to understand that. | Bunu yakında anlayacaksın. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
The suicides all started with the Spindle boy, okay? | Tüm bu intihar olayları Spindle'lerin oğluyla başladı, tamam mı? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Natalie had that book. | Natalie'de o kitap vardı. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
That's like saying the Bible is just a book. | Bunu tıpkı İncilin de alelade bir kitapmış gibi söyledin. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I mean, the cops will check it out. | Yani, polisler onu kontrol edecek. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Leave him alone, Dylan. | Onu rahat bırak, Dylan. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
If your pants are open, can I go in? | Pantolonun açık olsa illa içine mi girmem gerekir? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Well, if you're not going to rob us, | Eğer bizi soymak için gelmediysen... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
might as well do the name thing. | ...tanışma faslına geçebiliriz. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
New girlfriend? | Yeni kız arkadaşı mısın? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I drove down when I heard. | Duyduğum an yıkıldım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Blew his brains out. | Beynini uçurmuş. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
What am I supposed to do about it? | Bunun için ne yapabilirdim ki? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Play date's here. | Kız arkadaşın burada | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I got to get to the funeral. So what is it? | Cenaze törenini katılmalıyım. Ne oldu? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Do you know something I don't? | Bilmediğim bir şey mi biliyorsun? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
So I came to warn you. | Yani seni uyarmaya geldim. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
It's about some rednecks coming to kill you. | Seni öldürmeye gelen cahil kişilerle alakalı. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You need to talk to the cops. | Polislerle konuşmalısın. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
My mother didn't run, and neither will I. | Annem kaçmamıştı ben de kaçmayacağım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
These people are dangerous. | Bu insanlar tehlikeli. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
What the fuck was that all about? | Tüm bunlarda ne içindi? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
We don't need outsiders involved. | Yabancılara alakadar olmaya gerek yok. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
They killed your mother. | Anneni öldürdüler. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Look, multiple suicides are unusual, but they can happen. | Bak, çoklu intiharlar olağandışı fakat bunlar olabiliyor. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
it's called "suicide hotspots." | ...buna "intihar noktası" deniyor. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
But are they the result of some kind of, what, curse? | Fakat buna yapmalarına sebep lanet mi? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
No, I don't believe that. | Hayır, buna inanmıyorum. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
It's God and the devil, good and evil. | Sadece Tanrı ve Şeytan iyilik ve kötülük vardır. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
To Candace Spindle? | Candace Spindle'le? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
It... It wasn't murder? | Bir cinayet değil miydi? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
That investigation is closed. | Bu soruşturma kapandı. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
People thought she killed him, | İnsanlar onun öldürdüğünü düşündü... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
They'll do the same thing to Aidan. | Aynı şeyi Aidan'a da yapacaklar. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
They're blaming him the same way. | Onu aynı şekilde suçluyorlar. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Look, Lindsay, people here are just passionate. | Bak, Lindsay. Burada ki insanlar çok tutkuludur. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
That's all it is, passion. | Hepsi bu, tutku. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
What is it you wanted to tell me? | Bana söylemek istediğin şey ne? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Someone likes us. | Birileri bizi seviyor olmalı. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Still wet. | Hala ıslak. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Let's talk somewhere else. | Hadi başka bir yerde konuşalım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You shouldn't come around to the house anymore. | Artık evin çevresine görünmemelisin. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You brought me here to tell me this? | Bunu söylemek için mi beni buraya getirdin? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
This is where my mother practiced her religion. | Burası annemin ibadetini gerçekleştirdiği yer. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
a collection of rituals. | Onun bunlarla ne gibi bir alakası var? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
What does that have to do with this? | Buradan uzaklara git. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Go far away from here. | Grovetown'dan ayrıl. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Leave Grovetown. | Dylan, Paul. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Dylan, Paul. | Neden burada olduğumuzu biliyorsun, Şerif. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You know why we're here, Sheriff. | Neden anlatmıyorsun, Dylan? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Why don't you fill me in, Dylan? | Çünkü dışarıda neler olduğunu gayet iyi biliyorsun. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
'Cause you know exactly what's happening out there. | Onlar basit bir intihar değildi. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
These aren't just suicides. | Bu başka bir şey... | From Within-2 | 2008 | ![]() |
This is something else, | Kötü bir şey. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
something worse. | Peki bu neyin bir temel fikri? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
And that idea would be based on what? | İnancın, Şerif. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Faith, Sheriff. | Fakat bunu anlayabileceğini sanmıyorum. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
But I don't expect you to understand that. | Kaybolmuşlar asla anlayamaz. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
The lost never do. | Dinle... Hayır, sen beni dinle, tamam mı? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Listen... No, you listen to me, all right? | Tüm bunlar Candace Spindle'ın küçük oğlunun ölümüyle başladı. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
This all started with the death of Candace Spindle's youngest son. | Ne yapacaksın? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
What are you gonna do? | Konuştuğun ses tonuna dikkat etse iyi olur, evlat. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You might want to watch that tone, son. | Ben de seni bekliyordum, tatlım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I've been waiting for you, sweetie. | Trish, iyi misin? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Trish, are you okay? | İyi olacağım. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I will be. | Bu bittiğinde. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Once it's over. | Bittiğinde mi? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Over? | Ne... Burada başka kim var? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
What... Who else is here? | Seni seviyorum, Lindsay. | From Within-2 | 2008 | ![]() |
I love you, Lindsay. | Bunu biliyorsun, değil mi? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
You know that, right? | Roy? | From Within-2 | 2008 | ![]() |
Roy? | Neler oluyor? | From Within-2 | 2008 | ![]() |