Search
English Turkish Sentence Translations Page 20675
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
who you think might be behind some of the most terrifying terror that I can possibly imagine | ...olabileceğini düşündüğün yaşlı bir laboratuar faresi ile konuşmak için... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I'm coming to you with a solid lead, | Size somut önerilerle geliyorum... Deniz atı, sanırım bu... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And your personal resentment is preventing you and you're wasting your breath and my time. | ...ama kişisel meseleniz yüzünden... Nefesimi ve vakti boşa harcıyorsun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Do you understand "immediate family?" | "Çekirdek aile" kavramını biliyor musun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You want to question dr. Bishop,you go find his next of kin and have 'em escort you in. | Dr. Bishop'u görmek istiyorsan, ailesinden seni içeri sokacak birini bulmalısın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Talk to bishop,uncover something substantial,and I will have your back. | Bishop'la konuş ve kayda değer bir şeyler bul, ben de arkanda olayım. 200 arama geldi. Çoğu ya çatlak ya korkmuş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Until then,I am not so convinced. | Bulana kadar, beni ikna edemezsin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Now can you handle that? | Bunu becerebilir misin? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He does have a son. | Bir oğlu var. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Is his son local too? | Peki, buralarda mı? Ne yaptın ona? Pardon? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Not exactly. | Pek sayılmaz. Bak, Rachel telefonuna cevap vermiyor... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
{\a6}BAGHADAD IRAQ | Bağdat, Irak. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
so this guy's walter bishop's son. | Demek bu Walter Bishop'un oğlu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
his name's peter bishop. | Adı Peter Bishop. Hayır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He's a high school dropout,I.Q.At 190,which is 50 points north of genius. | Lise çıkışlı. I.Q'su 190. Bir dahiye oranla 50 puan fazla. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Misfit,nomad. | Uyumsuz bir tip. Göçebe. Bir o kadar da aydınlatıcı. Bir dakika, Ella. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Hasn't kept a job longer than two months. | Bir işte iki aydan fazla tutunamıyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He's been a wild land fireman,cargo pilot, | İtfaiyecilik, kargo ayarlayıcılığı... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
and briefly a college chemistry professor. | ...ve kısa bir süre kolejde kimya profesörlüğü yapmış. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He falsified a degree from M.I.T. | Sahte bir M.I.T diploması var. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And even managed to get a few papers published before he was found out. | Kendisi açığa çıkmadan yayınlanmış birkaç makalesi bile var. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Sounds like a massive pain in the ass. | Çok büyük bir belaya benziyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
my resume is hardly traditional. | Özgeçmişim pek alışıldık değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But around these parts,traditional increasingly means irrelevant. | Ama buralarda, alışıldık olması geçersiz olduğu anlamına gelir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
$100 billion sunk into infrastructure and you can barely keep the lights on. | Altyapı sistemlerine 100 milyar dolar harcandı, şimdi bir ampul bile yanmıyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So you need someone to oversee construction on 600 miles of pipeline to carry crude | Kerkük ile Ceyhan arasındaki 960 km'lik boru hattını... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
between your fields in kirkuk and the port of ceyhan. | ...denetleyecek birine ihtiyacınız var. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
A job well outside the green zone,I might add while I'm still alive to do so. | Yeşil bölgenin dışındaki bu işi hâlâ hayattayken halletmek gerek. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You'll need someone who has a handle on the laws of hydrodynamic resistance. | Size hidrodinamik mukavemet kanunları ile ilgilenecek biri lazım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The heat exchange in oil mixture flows. | Petrol karışımındaki ısı değişimiyle. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You'll also need someone who can work with mixed integer programs | Ayrıca karma tamsayı programlarıyla ilgilenecek biri de gerek. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I also speak farsi. | Farsça da biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And 600,000 all in sounds fair. | Hepsi için 600.000 gayet iyi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Peter bishop. | Peter Bishop. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Olivia dunham. I'm with the fbi. | Olivia Dunham. FBI'danım. Hey, Astrid acaba... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You've heard of flight 627? | 627 no'lu uçuştan haberiniz var mı? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The hamburg flight,of course. | Hamburg uçağı, elbette. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You may be able to help us with that. | Belki bize yardımınız dokunabilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
No,I think you got the wrong guy. | Hayır, sanırım yanlış kişiye geldiniz. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Your father is walter bishop. | Babanız Walter Bishop. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well,he's the man we're looking to speak with,but due to his current status, | Konuşmak istediğimiz kişi o, ama şu anki durumundan dolayı... Madem hamburgerini burada yiyeceksin biraz sağduyulu olamaz mısın? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And what is it exactly that you're expecting me to do? | Tam olarak ne yapmamı bekliyorsunuz? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I just got here,honey. | Buraya daha yeni geldim, güzelim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I can have you on a return flight here in four days,but first | Sizi 4 gün içinde buraya geri getirtebilirim... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
That's how much I want to see my father. | Babamı ne kadar görmek istediğimi sen anla. Korumayı beceremediğim için babamın çalışması insanların ölümüne sebep oluyor. Korumakta başarısız olduğum için... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Your father may be able to save someone who's dying. | Baban ölümle cebelleşen birini kurtarabilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Someone I care about very much. | Benim için önemli birini. 4331 Broad Sokak, Saugus. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Sweetheart,we all care about someone who's dying. | Tatlım, hepimizin önem verdiği ölmekte olan birileri var. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I can't help you. I'm sorry. | Sana yardım edemem. Üzgünüm. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I know why you're here! | Neden burada olduğunu biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I have your file. | Dosyan elimde. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What file? | Ne dosyası? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The one the fbi would say doesn't exist. | FBI'ın var olmadığını söylediği bir dosya. Burada olmayı seviyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And it has everything. | Ve içinde her şey mevcut. Fiziksel risk... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And what you need while you're here. | Ve burada sana lazım şeyler. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So either you come with me,or I let certain people know your whereabouts. | Ya benimle gelirsin ya da belli kişilerin yerini öğrenmelerini sağlarım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
When do we leave? | Ne zaman gidiyoruz? Gel, canım. Bekle biraz. Bekle. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
did the doctors say anything else? | Doktor başka bir şey söyledi mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. | Evet. Casimir Etkisi, uzay zamanda daha ince ve geçirgen bir bölge oluşturmalı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Thanks,charlie. | Sağ ol, Charlie. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
My father,not my favorite. | Babamdan pek haz etmem. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He is without a doubt the most self absorbed,twisted, | Babam dünyadaki en bencil, şaşkın... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
abusive,brilliant,myopic son of a bitch on the planet. | ...küfürbaz, dahi, miyop şerefsizin tekidir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So he was a chemist. | Kendisi kimyagerdi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
That much I already know. | Bildiklerim bunlar. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He worked out of a basement lab in harvard doing research for a toothpaste company. | Harvard'da, zemin kat bir laboratuarda bir diş macunu şirketi için araştırmalar yapardı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I also know that there was an accident at the lab one night, | Ayrıca bir gece laboratuarda kaza olduğunu da biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
that my father was arrested,beginning the first truly peaceful period in our home. | Evimizdeki huzurlu dönemin arifesinde onu tutukladılar. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
But here's the thing,olivia. | Ama asıl mesele şu, Olivia. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
My gut tells me that your friend's life,the one hanging in the balance, | İçgüdülerim bana, ölümle cebelleşen arkadaşının hayatının... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
not gonna be saved by a tube of toothpaste. | ...bir diş macunu tüpü tarafından kurtarılamayacağını söylüyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He worked out of harvard,but not on toothpaste. | Harvard'da çalıştığı doğru, ama diş macunu üzerine değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
He was part of a classified U.S.Army experimental program called kelvin genetics. | Amerikan ordusu adına Kelvin Genetik adında gizli bir deney programında çalıştı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
They gave him the resources to do whatever work he wanted, | Özellikle "Sınır Bilim" adı verilen alanda... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
When you say fringe science,you mean pseudoscience. | Sınır Bilim derken Sözde Bilim'den bahsediyorsun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Things like mind control,teleportation,astral projection, | Zihin kontrolü, kuantum ışınlama, yıldızlar arası seyahat... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
invisibility,genetic mutation,reanimation,fertility | ...görünmezlik, kalıtımsal mutasyon, dirilme, doğurganlık... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
whoa,excuse for a sec. | Bir saniye. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Reanimation? Really? | Dirilme mi? Gerçekten mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
So you're telling me what? | Ne demeye çalışıyorsun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
My father was dr. Frankenstein? | Babam Frankenstein mıymış? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
{\a6}ESSEXCOUNTY MASSACHUSETTS | Essex Kasabası, Massachusetts | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You know what? | Bak ne diyeceğim? Albay Broyles anlattı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you go on ahead. | Neden sen önden gitmiyorsun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Dr. Bishop,special day. You have a visitor. | Dr. Bishop. Bugün özel bir gün. Ziyaretçiniz var. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I knew someone would come... eventually. | En sonunda birilerinin geleceğini biliyordum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Dr. Bishop. | Dr. Bishop. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Dr. Bishop? | Dr. Bishop? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And you said this was when did this happen? | Yani bu... Ne zaman oldu bu? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The incident on the plane happened four days ago. | Uçaktaki olay 4 gün önce oldu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
M muscular tissue visible. | Kas dokusu açığa çıkmış mı? Bence de. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
On scott,you mean,can you see through skin? | Scott'ın derisinin altını görebiliyor muyuz diyorsunuz? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yes. | Evet. Bu kötü. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
To see through the skin,it's it's tricky,it's advanced. | Derinin altını görmek... çok ince iş, ileri düzey. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Like that it's tricky. What's happening to him? | Çok sıkıntılı. Ona neler oluyor? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Can it be reversed? | Tersine çevrilebilir mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
They... they have this horrible... | Buranın pudingi... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
pudding here. | ...çok kötü. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Butterscotch pudding on mondays. It's dreadful. | Pazartesi günü verdikleri karamelli puding berbat. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
It's thursday. | Bugün perşembe. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |