Search
English Turkish Sentence Translations Page 20405
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Childhood go hard, street life ain't pretty | Çocukluk çağı zor geçer. Sokak hayatı sevimli değildir. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Young soldier watching the block's vultures | Genç asker mahalle akbabalarını gözler. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Whips, women and paper dominate the culture 1 | Kamçılar, kadınlar ve kağıt kültüre hükmeder. 1 | Freelancers-1 | 2012 | |
| Rocks, pills, weed, flocking, pimping and pandering | Taşlar, haplar, esrar, kadın pazarı ve pezevenkler... | Freelancers-1 | 2012 | |
| Checks, credit, betting, whatever hustle they handling | Çekler, krediler, bahisler, karmaşada neleri ele geçirirler. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Lost morals for mayors, undercover patrol | Başkanlarda ahlak kalmamış. Gizli devriyeler, | Freelancers-1 | 2012 | |
| Scores of hos reside, resident evil | varoşlarda fahişeleri beller. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Everyday sequels | Her gün aynı terane, | Freelancers-1 | 2012 | |
| Get pinched or shine through snitches | Çimdiklen ya da parılda, muhbirler... | Freelancers-1 | 2012 | |
| Childhood go hard, street life ain't pretty... | Çocukluk çağı zor geçer. Sokak hayatı sevimli değildir. | Freelancers-1 | 2012 | |
| The Queensborough Court is now in session. | Queensborough Mahkemesi şimdi oturuma açılıyor. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Jonas Maldonado, | Jonas Maldonado, | Freelancers-1 | 2012 | |
| you're charged with criminal possession of narcotics. | Uyuşturucu madde bulundurmaktan suçlanıyorsunuz. | Freelancers-1 | 2012 | |
| How do you defendants plead? | Sanıkları nasıl savunacaksınız? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Due to mitigating circumstances, | Hafifletici sebeplerden dolayı, | Freelancers-1 | 2012 | |
| not guilty, Your Honor. | suçlu değiller, Sayın Hakim. | Freelancers-1 | 2012 | |
| The defendants have no priors. We request bail. | Sanıkların sabıkaları yok. Kefaletle tahliye talep ediyoruz. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Bail denied. | Kefaletle tahliye reddedildi. | Freelancers-1 | 2012 | |
| In light of the new information presented by ADA Vecchio, | Bölge savcı vekili Vecchio'nun sunduğu yeni bilgiler ışığında, | Freelancers-1 | 2012 | |
| Bailiff. | Mübaşir. | Freelancers-1 | 2012 | |
| This life in the city, hood strife, it's a pity | Şehirde bu hayat, Çete kavgası, çok yazık... | Freelancers-1 | 2012 | |
| Childhood go hard, street life ain't pretty. | Çocukluk çağı zor geçer. Sokak hayatı sevimli değildir. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Come on, man. You see me trying to give a speech here. | Hadi, adamım. Burada bir konuşma yapmaya çalıştığımı görüyorsun. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Some of you have known my best friends and l | Aranızdan bazıları, en iyi arkadaşlarım ve beni... | Freelancers-1 | 2012 | |
| since we were delinquent altar boys in grade school. | ...ilkokulda suç işlediğimizden beri tanıyorsunuz. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Hey look, you can keep your little giggles to yourself, all right? | Hey bak, kıkır kıkır gülüp durma, tamam mı? | Freelancers-1 | 2012 | |
| I know things about you too. | Seninle ilgili şeyler de biliyorum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| You know, it might've taken me a bit longer | Bilirsiniz, katılmaya karar vermem biraz daha... | Freelancers-1 | 2012 | |
| to decide to join, but thanks to some help | ...uzun sürebilirdi, ama biraz yardımla... | Freelancers-1 | 2012 | |
| you know, I just wanna say my pop if I could be | Bilirsiniz, söylemek istediğim, babam... Yapabilirsem... | Freelancers-1 | 2012 | |
| half the cop my pop was Aww. | Babamın yarısı kadar polis olmak... | Freelancers-1 | 2012 | |
| Well, I hope I can be half the cop my pop was. | Neyse, umarım babamın olduğunun yarısı kadar polis olabilirim. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I just wanna thank everybody for coming out | Buraya gelen ve beni destekleyen... | Freelancers-1 | 2012 | |
| and supporting me | ...herkese teşekkür etmek istiyorum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| and my buddies who are taking the plunge with me | Ve benimle birlikte bu işe girişen arkadaşlarım... | Freelancers-1 | 2012 | |
| and of course, other cadets. | ...ve tabi ki, diğer polis adayları. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Yeah, other cadets. | Evet, diğer polis adayları. | Freelancers-1 | 2012 | |
| You know, um, let's party. | Bilirsiniz işte, parti başlasın. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Let's have a good time. Yeah! Let's party! | Haydi eğlenelim. Evet! Parti başlasın! | Freelancers-1 | 2012 | |
| You're dangerous, boy, you're dangerous... | Tehlikelisin, oğlum, tehlikelisin. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Hey you. Hey. What's up? | Hey sen. Hey. Ne haber? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Congratulations, Jonas. | Tebrikler, Jonas. | Freelancers-1 | 2012 | |
| But it's been years. | Ama aradan yıllar geçti. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Why did you invite me? | Beni neden davet ettin? | Freelancers-1 | 2012 | |
| You still crushing on me, Jonas? | Bana hâlâ sevdalı mısın, Jonas? | Freelancers-1 | 2012 | |
| I'm still trying to piss your brother off. | Hâlâ ağabeyini kızdırmaya çalışıyorum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I'm just kidding. | Şaka yaptım. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I'm still crushing on you a little bit. | Sana hâlâ birazcık vurgunum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Okay. Is that okay? | Tamam. Tamam mı? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Well, I was kinda hoping we could settle | Peki, düşünüyordum da bu akşam... | Freelancers-1 | 2012 | |
| some unfinished business tonight. | ...birlikte yarım kalan işimizi bitirebiliriz. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Coincidence. I was thinking the same thing. | Tesadüfe bak. Ben de aynı şeyi düşünüyordum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| All right, here we go four shots of tequila. | Tamam, hadi bakalım, dört şat tekila. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Remember what happened last time. Right. | Geçen sefer ne olduğunu hatırla. Doğru. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Uh huh. Let me know if you need anything else. | Evet. Başka ihtiyacınız olursa söyleyin. | Freelancers-1 | 2012 | |
| All right. All right, so may we be | Tamamdır. Tamamdır, böylelikle birbirimizin... | Freelancers-1 | 2012 | |
| each other's eyes, ears and fists. | ...gözleri, kulakları, yumrukları olalım. | Freelancers-1 | 2012 | |
| To my boys. Hey, may we continue | Delikanlılara. Kanunun doğru tarafında... | Freelancers-1 | 2012 | |
| to stay on the right side of the law... | ...kalmaya devam edelim. | Freelancers-1 | 2012 | |
| for once. To the ultimate hustle. | Bir kez olsun. Esas mücadeleye. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Hey. Cheers. | Hey. Şerefe. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Ooh. Hit me up. | Baksana. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Hey, who invited Lydia? | Lydia'yı kim davet etti? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Who's the cougar? The cougar's how we got | Hanginize asılıyor? Akademide başarılı olmamızın... | Freelancers-1 | 2012 | |
| in the academy. I mean she helped us. | ...sebebi o. Yani bize yardım etmişti. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Your dad being a cop wasn't enough? | Babanın polis olması yeterli değil miydi? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Remember when we were wild little kids? | Vahşi veletler olduğumuz zamanlar vardı, hatırladın mı? | Freelancers-1 | 2012 | |
| about some thug trying to be my boyfriend at 1 6. | ...bir serseri yüzünden ağabeyimin mutsuz olduğunu hatırlıyorum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I remember slinging rock for your brother. | Ağabeyin için kokain sattığımı hatırlıyorum. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I remember your brother whipping Mrs. Vecchio's husband | Ağabeyin arabayla gezip tüttürürken... Bayan Vecchio'nun kocası... | Freelancers-1 | 2012 | |
| is the assistant DA. | ...bölge savcısının asistanı. | Freelancers-1 | 2012 | |
| We went to school with their son Kenny. | Oğulları Kenny'le aynı okula gittik. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Anyway, after your brother beat Malo down, | Neyse, ağabeyin Malo'yu yere serdikten sonra, | Freelancers-1 | 2012 | |
| he snitched us out to the pigs. | bizi aynasızlara ispiyonladı. | Freelancers-1 | 2012 | |
| That feels weird wearing this uniform right now. | Şimdi bu üniformayı giyiyor olmak çok garip. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Will you tell this fool we're cops now? | Şu şapşala artık polis olduğumuzu söyler misin? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Law enforcement officers. What? 1 | Kanun uygulayıcı memurlar. Ne? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Yeah. Angie he | Evet. Angie... O... | Freelancers-1 | 2012 | |
| he set us up with the police, | O bize polisle birlikte tuzak kurdu. | Freelancers-1 | 2012 | |
| you know, while we was carrying his product. | Bilirsin, biz onun malını taşıyorken. 1 | Freelancers-1 | 2012 | |
| Mrs. V had her husband pull some strings | Bayan V bizim hapisten çıkmamız ve... | Freelancers-1 | 2012 | |
| to get us out of jail and into the academy. | ...akademiye girebilmemiz için kocasına torpil yaptırdı. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Why would she do that for you guys? Dick for dollars. | Sizin için neden bunu yapsın ki? S*k için dolar. | Freelancers-1 | 2012 | |
| What's dick for dollars? Shh. Nigga, you crazy. | S*k için dolar ne demek? Oğlum, deli misin? | Freelancers-1 | 2012 | |
| Just shh shh. Yo, she was a freak. | Sadece... Sus. Yok, o kadın acayipti. | Freelancers-1 | 2012 | |
| She used to pay these two to smash her once a week. | Kadın bu ikisine haftada bir onu becermeleri için para öderdi. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Now I never got to tap the ADA's wife, | Ben adamın karısına hiç dokunmadım. | Freelancers-1 | 2012 | |
| so I invited her. I figure I'm due, right? | Bu yüzden de onu davet ettim. Doğru yaptığımı sanıyorum, değil mi? | Freelancers-1 | 2012 | |
| You are an idiot. You know this. Maybe. | Salaksın sen. Farkındasın. Belki. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Yeah, there's something wrong. Congratulations to all of you. | Evet, bir yanlışlık var. Hepinize tebrikler. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Oh God, you've still got a fine ass, Mrs. V. | Tanrım, hala harika k*çınız var, Bayan V. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Thanks for coming, Mrs. V. You didn't invite me. | Geldiğiniz için teşekkürler, Bayan V. Sen beni davet etmedin. | Freelancers-1 | 2012 | |
| Can I please have a word with you? I got a word for you. | Seninle biraz konuşabilir miyim? Sana bir şey söyleyeceğim. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I got you here. | Burada yakalamışken. | Freelancers-1 | 2012 | |
| The least you could do is sit down and talk with me. | En azından oturup benimle konuşabilirsin. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I could speak to you. | Seninle konuşabilirim. | Freelancers-1 | 2012 | |
| I know some things that you need to know. | Bilmen gereken bazı şeyler var. | Freelancers-1 | 2012 | |
| We know it wouldn't be possible to be here without you. | Siz olmadan burada olmamız, mümkün değil, biliyoruz. | Freelancers-1 | 2012 | |
| We know what you and your husband did for us. | Sizin ve eşinizin bizim için yaptıklarınızı biliyoruz. | Freelancers-1 | 2012 | |
| How is he? Dead. | Kendisi nasıl? Öldü. | Freelancers-1 | 2012 |