Search
English Turkish Sentence Translations Page 20379
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I need to go find The Great Turkey. | ...Yüce Hindi'yi bulmam gerektiği anlamına geliyor. ...Yüce Hindi'yi bulmam gerektiği anlamına geliyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I bet he's behind the door that this opens! | Bahse girerim ki bu kolun açtığı kapının ardındadır! Bahse varım o bunun açabildiği bir kapının arkasında! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You are The Great Turkey. | Yüce Hindi sensin. Yüce Hindi sensin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'm The Great Turkey? You're The Great Turkey! | Ben miyim? Sen Yüce Hindisin. Ben Yüce Hindi miyim? Yüce Hindi sensin! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Which means Jake was telling the truth the whole time! | Bu da Jake'in doğruyu söylediği anlamına geliyor. Gerçekten çok aptalmışım! Öyleyse Jake başından beri doğruyu söylüyordu. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wow, I really am an idiot! | Vay canına, gerçekten bir aptalım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I hate to say I told you so. | Sana söyledim demekten nefret ediyorum. Söylemiştim demekten nefret ediyorum. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wait, if I am idiot then you're an idiot. | Ben aptalsam sen de aptalsın. Ama ben aptal oluyorsam sende aptal oluyorsun. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
No, no, guys, guys, guys, technically, we're all idiots. | Hayır, hayır, beyler, beyler, teknik olarak, hepimiz aptalız. Beyler, beyler, beyler, teknik olarak hepimiz aptalız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
But we're also all... The Great Turkey! | Ama aynı zamanda hepimiz... Yüce Hindi'yiz! Ama aynı zamanda... Yüce Hindi! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
My mind is being literally blown right now! | Kafam şu anda patlamak üzere! Şu an da aklımı gerçekten kaçırabilirim! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mine, too! | Benimki de! Bende! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I came back to make sure we stop | Durduğumuzdan emin olmak için ve... Ben sadece, buraya gelip... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
and appreciate just how awesome this is. | ...bunun ne kadar harika olduğunu tebrik etmek için geldim. ...bu anın ne kadar inanılmaz olduğundan emin olmaya geldim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
That's awesome. | Bu harika. Bu inanılmaz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Awesome. Awesome. | Harika. Harika. İnanılmaz. İnanılmaz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yes, totally awesome. | Evet, kesinlikle harika. Evet, gerçekten inanılmaz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Now, if you are done, you need to go back in time, | Eğer işiniz bittiyse Jake'in kaderini gerçekleştirmek ve... Şimdi, işin bittiyse, zamanda geriye gidip,... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
give young Jake his destiny and then save your friends. | ...arkadaşlarınızı kurtarmak için zamanda geçmişe gidelim mi? ...genç Jake'e kaderini söyleyip, sonra da arkadaşlarını kurtarman gerekiyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Right, I got to get going! | Doğru, gitmem gerekiyor! Haklısın, gitmem gerekiyor! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
C'mon S.T.E.V.E., let's go. | Hadi S.T.E.V.E., gidelim. Hadi S.T.E.V.E., gidelim! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We take positions here and here. | Şurada ve şurada konumlanıyoruz. Burada ve burada pozisyon alırız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Their guns are destroyed, so we've got a fighting chance. If we... | Silahlarını yok ettik bu yüzden savaşma şansımız olabilir. Eğer... Silahları yok olduğu için savaşma şansımız var. Eğer... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
He's back. | Geri döndü. Sen! Geri döndü. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Where's Reggie? | Reggie nerede? Reggie nerede? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, what? Who are you? | Ne oluyor? Kimsin sen? Sende kimsin? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I am The Great Turkey! | Ben Yüce Hindi'yim! Ben Yüce Hindi'yim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The greatest of all turkeys! | Hindilerin en yücesi! Buraya sana bir görev vermek için geldim. Bütün hindilerin en yücesi! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
And I've come here to give you a mission! | Sana görevini vermek için geldim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Not to save ten turkeys, or even a hundred, | On hindiyi veya yüz hindiyi kurtarman için değil... 10 ya da 100 hindiyi kurtarmak için değil! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
but all of them! | ...hepsini kurtarman için. Hepsini mi? Hepsini kurtarmak için! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
First you must go to Camp David and find the pardoned turkey. | Kamp David'e gidip bağışlanan hindiyi bulman gerekiyor. İlk önce David Kampı'na gidip bağışlanmış hindiyi bulmak zorundasın. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The awesome pardoned turkey! | Mükemmel bağışlanmış hindi! İnanılmaz bağışlanmış hindi! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The awesome pardoned turkey? | Mükemmel bağışlanmış hindi mi? İnanılmaz bağışlanmış hindi mi? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, he's not always awesome... | Mükemmel olmayabilir ama... Her zaman inanılmaz değil... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...but he gets awesomer as it goes along. | ...gittikçe mükemmel oluyor. ...ama zaman geçtikçe inanılmaz oluyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
And you will need this for your journey. | Ve bu yolculuk için buna ihtiyacın olacak. Bu da ne? Maceran için buna ihtiyacın olacak. 1 | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Whoa! What is it? | Nedir bu? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It is the sacred time knob! It is very powerful! | Kutsal Zaman Kapı Kolu! Çok kuvvetlidir! Kutsal Zaman Tokmağı! Oldukça güçlü! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It will protect you and keep you safe from harm! | Seni koruyup kötülüklerden uzak tutacak! Seni koruyup ve güvende olmanı sağlayacak! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
But the most important thing for you to remember | Ama unutmaman gereken bir şey şu ki... Ama unutmaman gereken en önemli şey,... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
is that you must never give up, ever! | ...hiçbir zaman pes etmemelisin, asla! ...asla ama asla pes etmemen! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
No matter what stands in your way! | Yoluna ne çıkacak olursa olsun! Yoluna ne çıkarsa çıksın! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
No matter what stands in your way! | Yoluna ne çıkacak olursa olsun! Yoluna ne çıkacak olursa olsun! Yoluna ne çıkarsa çıksın! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
No matter what stands in your way! | Yoluna ne çıkarsa çıksın! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yeah! Órale! Yah ha! | Evet! Ãrale! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mm. Those are some angry birds. | Şurada birkaç kızgın kuş var. Bunlar gerçekten öfkeli kuşlar. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Charge! For the flock! | Saldırın! Sürü için! Saldır! Yuva için! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Get the cannons! Cannons? For turkeys, sir? | Topları getirin! Toplar mı? Hindiler için mi, efendim? Topları getirin. Toplar mı? Hindiler için mi? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Get the cannons and form a line! | Topları getirin ve sıraya dizin! Topları getirip hemen buraya dizin! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Ready... | Hazır... Hazır... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, no! Oh! | Olamaz! Hayır! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Fire! | Ateş! Ateş! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The Great Turkey. | Yüce Hindi. Yüce Hindi. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Hey everybody, welcome! | Selam millet, hoş geldiniz! Hoş geldiniz, millet! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
A giant egg. Looks delicious... | Dev yumurta. Lezzetli görünüyor... Kocaman bir yumurta, nefis gözüküyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Conservatively dressed human beings! | İnsanların istediği gibi konserve edilip soslanmış! Sıraya geç insanoğlu! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'd like to introduce The Great Turkey! | Size Yüce Hindi'yi sunmaktan mutluluk duyuyorum. Huzurlarınızda Yüce Hindi! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It wasn't The Great Turkey. It was always Reggie. | Gerçekten Yüce Hindi değilmiş. Aslında Reggie'ymiş. Yüce Hindi falan değilmiş. Başından beri Reggie'ymiş. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
My best friend. | En iyi arkadaşım. En iyi arkadaşım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
He brings blessings to all of you. Honor him. | Hepinize nimetler getirdi. Selamlayın onu. Hepinizi kutsamak için geliyor. Yol açın. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What is it? | Bu da ne? Nedir o? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
A sign from the Grandfathers! | Atalarımızdan bir işaret! Büyükbabadan bir işaret! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
A most delicious sign! | Lezzetli bir işaret! Çok lezzetli bir işaret! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We should really do this more often. | Bunu daha sık yapmalıyız. Bunu daha sık yapmalıyız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wow, this is way outside my free delivery zone. | Burası ücretsiz dağıtımımın dışına çıkıyor. Bu benim ücretsiz teslimat alanımın çok dışında. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You should try the breadsticks too. They're delicious. | Ekmek çubuklarını da denemelisiniz. Çok lezzetlidirler. Breadsticks olanı da denemelisiniz. Çok lezzetlilerdir. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yeah! | Evet! Başardın, Reggie. Hepimizi kurtardın. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You did it, Reggie. You saved us all. | Başardın, Reggie. Hepimizi kurtardın. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Actually, I did! Yeah! | Öyle yaptım galiba. Evet! Gerçekten yaptım! Evet! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
And I saved you. So technically, I saved everyone. | Ben de seni kurtarmıştım. Teknik olarak herkesi ben kurtardım. Bende seni kurtarmıştım. Teknik olarak herkesi ben kurtardım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
So hooray for me! | Yaşasın ben o zaman! Yaşasın ben! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Isn't this wonderful, Justy? | Bu harika değil mi, Justy? Bu harika değil mi, Justy? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
That's mine! That's my slice! | O benim! Benim dilimim! Benim! Benim hakkım! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Shut up, Fatty. Oh, hey, Jarold. Oh, hey, Mrs... | Kes sesini, tombik. Selam, Jarold. Selam, Bayan... Kapa çeneni, şişko. Merhaba, Jarold. Merhaba bayan... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mr. Anchovy, you have soiled our pizza with your small, dried fish. | Bay Anchovy, pizzamızı küçük kurutulmuş balıklarınızla kirlettiniz. Bay Anchovy, ölü kokmuş balıklarınla pizzamızı berbat ettin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mm... Tastes like dirty sock. | Tadı aynı kokuşmuş çorap gibi. Tadı kirli çorap gibi. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Still, better than my wife's cooking. Am I right? | Yine de karımın yemeklerinden güzel. Öyle değil mi? Ama hala karımın yemeklerinden güzel, haksız mıyım? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Hey guys, check it out. Dude, please. | Beyler, şuna bakın. Lütfen, kardeşim. Millet şuna bakın Dostum, lütfen. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Thank you, Great Turkey. | Teşekkürler, Yüce Hindi. Teşekkür ederim, Yüce Hindi. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Look, everyone, I'm giving this turkey thanks. | Herkes buraya baksın, bu hindiye şükranlarımı sunuyorum. Bakın millet, bu hindiye şükranlarımı iletiyorum. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wait a minute, I just invented a word! Ha ha! | Bir dakika, yeni bir kelime buldum! Bir dakika. Az önce bir kelime icat ettim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It's a thanks giving! You like that? | Şükran günü! Sevdiniz mi? Şükran! Beğendin mi? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Happy Thanksgiving, everyone! | Mutlu Şükran Günleri, millet! Nice Şükran Günlerine, millet! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Now, that I wasn't on the menu, | Artık mönüde değildim. Tatilleri eskisi gibi görüyordum. Artık mönü de değildim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I could see the holidays for what they were. | Bayramların ne olduğunu anlayabiliyordum artık. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
A time to share. | Paylaşma zamanları olarak. Paylaşma günü. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
A time to come together. | Bir araya gelme zamanı olarak. Birleşme günü. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
To be with the ones we care about and who care about us. | Değer verdiklerimiz ve bize değer verenlerle birlikte olma zamanı. Bizi önemseyenlerle ve önemsediklerimizle birlikte olma günü. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I thought I wanted to be alone. El Solo Lobo. | Yalnız olmak istediğimi sanıyordum. El Solo Lobo. Yalnız kalmak istediğimi sanırdım. Yalnız Kurt. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Which I later found out was actually El Lobo Solitario. | Sonradan öğrendim ki gerçekte El Lobo Solitario'ymuş. Sonradan fark ettim ki Yanız Kurt'u oynamak istiyormuşum sadece. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Turned out I just needed to find where I belonged. | İhtiyacım olan şey ait olduğum şeyi bulmammış. Nereye ait olduğumu bulmam gerekiyormuş. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Are you sure you won't stay here with the flock? | Burada, sürüyle birlikte kalmak istemediğinden emin misin? Yuvayla kalmak istemediğine emin misin? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'm a turkey of action, Reggie. | Ben aksiyon hindisiyim, Reggie. Ben aksiyon hindisiyim, Reggie. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, then, I guess this is goodbye. | O zaman bu elveda demek mi oluyor. O zaman bu bir elveda. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
No, Reggie, goodbyes are just hellos | Hayır, Reggie, vedalar sadece... Hayır Reggie. Elvedalar sadece rüzgarda taşınan merhabalardır. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
carried across the wind till our paths | yolumuzu kesmek için bir seferliğine rüzgarla taşınan selamlardır. Ta ki bir gün yollarımız tekrar kesişene kadar. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
That's beautiful... and confusing. | Bu iyiydi... ve kafa karıştırıcı. Bu çok güzel ve anlamsız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wild, undomesticated turkeys of the past... | Yabani ve evcilleşmemiş geçmişin hindileri, sizi hiçbir zaman unutmayacağım. Vahşi, evcilleştirilmemiş, geçmişin hindileri... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...I'll never forget you. | ...sizleri asla unutmayacağım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |