Search
English Turkish Sentence Translations Page 20375
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yes, sir. | Peki, efendim. Evet, efendim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, Reggie, look. Here. | Reggie, bak. Sen al. Reggie, bak. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Just hold it like this. Whoa, whoa! | Bu şekilde tut. Sadece bu şekilde tut. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'm not really the baby holding type. | Bebekleri tutabilen biri değilim aslında. Sürekli bebek tutan birisi değilim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
It's easy. Even a super advanced future turkey can do it. | Çok kolay. Gelecekten gelen süper gelişmiş bir hindi için bile. Çok kolay. Gelecekten gelmiş süper hindiler bile yapabilir. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, she wants you to throw up some worms into her mouth. | Ağzına birkaç solucan atmanı istiyor. Ağzına biraz solucan bırakmak istiyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What girl wouldn't? | Kendisi yapamaz değil mi? Hangi kız istemez ki? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, that's sweet and disgusting. | Çok şeker ve çok iğrenç. Bu çok hoş ve iğrenç. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I think she likes me. | Galiba beni sevdi. Evet, sevmiş olabilir. Galiba benden hoşlandı. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, maybe she does. | Evet. Belki. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, almost fell. Hey, hey, hey. | Az kalsın düşüyordun. Neredeyse düşüyordun. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Hey, you ticklish? You ticklish? Ah! | Gıdıklanıyor musun? Gıdıklanıyor musun? Gıdıklanır mısın? Gıdıklanır mısın? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, good night, Reggie from the future. | İyi geceler, gelecekten gelen Reggie. İyi geceler, gelecekten gelen Reggie. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Good night, Jenny from my dreams. | İyi geceler, rüyalarımın kadını Jenny. İyi geceler, rüyalarımın kızı Jenny. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What? What, you want some worms? I'm not gonna do it, it's disgusting. | Ne var? Ne, solucan mı istiyorsun? Öyle bir şey olmayacak, çok iğrenç. Ne? Biraz solucan mı istiyorsun? Yapamayacağım. İğrenç. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mama? | Anne? Mama? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, my stomach's aching. Mine, too. | Karnım ağrıyor. Benim de. Karnım gurulduyor. Benimki de. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
This is it, my friend. The end. | İşte böyle, dostum. Sonumuz geldi. Sonumuz buymuş, arkadaşım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
El final, unless we figure a way out. | Bir yolunu bulmazsak sonumuz gelecek. Final, tabi nasıl kurtulacağımızı bulamazsak. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You got something? | Bir fikrin mi var? Bir şey mi buldun? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yes, Furley, I knew your big freaking cabeza was good for something! | Evet, Furley, o koca kafanın bir gün işe yaracağını biliyordum! Evet Furley. O deli kafanda bir şeyler olduğunu biliyordum. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Furley, that's a flying pony. | Furley, bu uçan bir midilli. İki kuş ve bir avuç tahıl. Furley, bu uçan bir midilli. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Two birds and a handful of grain. | İki kuş, bir ele sığamayacak kadar et. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
This feast will be more of a fast at the rate we're going. | Bu ziyafet sandığımızdan da kısa sürecek. Ziyafet sandığımızdan daha hızlı sona erecek. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Makes you wonder if Captain Standish is losing his edge. | Yüzbaşı Standish itibarını kaybederse ne olur merak ediyorum. Kaptan Standish bile güçten düşüyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You were wondering what? | Neyi merak ediyorsun? Kim güçten düşüyor? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Uh... Nothing, Captain. | Hiçbir şey, Yüzbaşı. Hiçbir şey Kaptan. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The problem with you boys is | Sizin sorununuz hindilerin nerede olduklarını düşünmeniz... Sorun şu ki beyler, hindilerin nerede olup... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
...and not where they ain't. | ...nerede olmadıklarını değil. ...nerede olmadığını düşünüyorsunuz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
This is where we got them last two. | Burası son iki hindiyi yakaladığımız yer. Burası son iki tanesi yakaladığımız yer. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
They're leading us away from something. | Bizi bir şeyden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bizi bir şeyden uzak tutmaya çalışıyorlar. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Something they're protecting. | Korudukları bir şey. Korudukları bir şeyden. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You're saying they're doing it on purpose? Like they're smart. | Bunu bir amaç doğrultusunda yaptıklarını mı söylüyorsun? Akıllı davranmaları gibi. Bunları bilerek yaptıklarını mı söylüyorsun? Akıllı olduklarını mı? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I've hunted everything that's walked, crawled or flown | Yürüyen, uçan ya da sürünen her şeyi avladım... Yürüyen, kaçan, uçan her şeyi avladım... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
and I always get me quarry. | ...ve hiçbirinde elim boş dönmedim. ...ve her zamanda istediğimi alırım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
These turkeys, they're up to something. | Bu hindiler bir şeylerin peşinde. Bu hindiler bir şeylerin peşinde. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
So tomorrow, we start off in this direction | Bu yüzden yarın bu yönden başlayacağız... Bu yüzden yarın, bu taraftan aramaya başlayacağız | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
and we don't stop looking till we get every bleeding last one of them! | ...ve kanımızın son damlasına kadar aramayı bırakmayacağız. Hepsini ele geçirene kadar da durmayacağız. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Oh, that was me good map! | Bu benim güzel haritamdı. Güzel haritaydı. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Good morning, everyone. | Günaydın, millet. Elimde bugünün görevleri bulunuyor. Herkese günaydın. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Here are today's assignments. | Bugünkü görevleriniz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Fanny! Danny. | Fanny! Danny. Fanny! Danny. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Danny, take your team and lead the hunters east. | Danny, ekibini topla ve avcıları doğuya yönlendir. Danny, takımını al ve avcıları doğuya çek. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
West. Lead them west. | Batı'ya. Batı'ya yönlendir. Batı. Batıya çek. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You got it, brother. | Tamamdır, birader. Tamamdır, kardeşim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Clancy... Nancy. | Clancy... Nancy. Clancy... Nancy. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Nancy, you do the same thing in the north. | Nancy, sen de aynı şeyi kuzeyde yap. Nancy, sende aynı şeyi doğuya doğru yap. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
South. In the south, yes. | Güneyde. Güneyde, evet. Güneye. Güneye, evet. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Dusty... Justy. He's your son. | Dusty... Justy. Oğlun o senin. Dusty... Justy. Senin oğlun. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Correct, Justy, you go find another one of your magical pinecones. | Doğru, Justy sen de gidip büyülü kozalaklarından topla. Doğru, Justy, sende kendine yeni sihirli kozalaklar bul. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You had to marry a chicken. | Bir tavukla evlenmeliydin. Bir tavukla evlenmeliydin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Jenny, you will spring the hunter's traps. Take Reggie. | Jenny, sen de avcıların tuzaklarını imha et. Yanına Reggie'yi al. Evet! Jenny, sende avcıların tuzaklarını ortaya çıkar. Reggie'yi de al. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I said that out loud. | Fazla bağırdım herhalde. Yüksek sesle konuştum. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Ranger, scout the fort. See what they are planning. | Ranger, kaleye keşfe git. Neler planladıklarına bir bak. Ranger, sende bir keşif yap. Bak bakalım avcılar ne planlıyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Bring Jake with you. | Jake'i de yanına al. Jake'i de yanında götür. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Go! Be swift and be safe. | Gidin! Hızlı ve güvende olun. Gidin! Hızlı ve güvende olun. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Here are the assignments for the day. | Elimde bugünün görevleri bulunuyor. İşte bugünkü görevleriniz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Just try to keep up, and try not to get us killed. | Sadece devam et ve bizi öldürtmemeye çalış. Sadece arkamda kal ve bizi öldürtmemeye çalış. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You're the one who's gonna have to try to keep up. With me! | Devam etmesi gereken sensin. Benimle birlikte! Arkamda kalacak olan kişi sensin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
His method is unconventional, but very effective. | Onun tarzı biraz alışılmadık ama baya etkili. Yöntemleri alışılmadık ama oldukça etkili. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Two can play at that game! Ow! | Bu oyunu iki kişi oynayabilir. Bu oyun iki kişilik olabilir. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I beat you to the bottom of the hill. | Tepenin dibinde seni geçtim. Kapat çeneni. Seni daha tepedeyken yendim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What are you looking at? | Ne bakıyorsun? Neye bakıyorsun sen? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Check the traps. | Tuzakları kontrol edin. Tuzakları kontrol et. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
We're always one step ahead of him. | Her zaman ondan bir adım öndeyiz. Güven verici. Her zaman onlardan bir adım önde oluruz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, that's reassuring. | Çok güven verici. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Which is one step away from... | Bir adım daha yaklaşırsa... Bu pek güven verici değil. Bu da bizi şeyden bir adım geri tutuyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Well, that's less reassuring. | Bu daha az güven verici. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
But we follow father's rules. He keeps the flock safe. | Ama biz babamın kurallarını takip etmeliyiz. Sürüyü güvende tutuyor. Babamın kurallarına uyarız. O yuvayı güvende tutuyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I love rules. I actually have a rule about following rules. | Kuralları severim. Kural üstüne kurallarım vardır. Kurallara bayılırım. Benimde kurallara uymak için bir kuralım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Me, too! No way! Kiss me. | Benim de! Hadi oradan! Öp beni. Benim de. Hadi canım. Öp beni! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
What did you just say? I said rules rule! | Az önce ne dedin öyle? Kuralları yönettiğimi! Ne dedin sen? Kuralların kuralı dedim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
No you didn't, but that's okay. | Öyle demedin ama neyse. Hayır demedin ama neyse. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The traps are all set, sir. | Tuzaklar kuruldu, efendim. Tuzaklar yerinde, efendim. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
You ready to spring some traps? | Tuzak imha etmeye hazır mısın? Birkaç tuzağı ortaya çıkarmaya hazır mısın? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Pfft! I was born... | Bunun için doğmuşum. Ben doğuştan... | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Whoo hoo! ...ready. | ...hazırım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Okay. | Pekâlâ. Pekala. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Reggie? Oh! | Reggie? Reggie? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
That was incredible! I think I might need to lie down. | Bu inanılmazdı! Biraz uzansam iyi olacak sanırım. Bu inanılmazdı! Galiba biraz dinlemeye ihtiyacım var. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
So, tell me about the future. | Gelecekten bahset biraz. Bana geleceği anlat. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Tell me every little detail, but make it very fast. | Bana her küçük detayı dahi anlat ama çabucak. Bütün detaylarıyla ama çok hızlı bir şekilde. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Really? You want to know about the future? | Gerçekten mi? Gelecekten mi bahsetmek istiyorsun? Gerçekten geleceği bilmek mi istiyorsun? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Stealth mode. I'm stealthier! | Gizlilik modu. Ben daha gizliyim! Gizlilik modu. Ben daha gizliyim! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Mm! No, you're not. | Hayır, değilsin. Hayır değilsin. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Popeye dive. Whoo! Whoo! | Temel reis dalışı. Kör dalış. Whoo! Whoo! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Thank you, woodland creature. Never taken a lesson. | Teşekkürler, orman yaratığı. Hiç ders almadım. Teşekkürler orman yaratığı. Hiç ders almadım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I always thought in the future | Her zaman gelecekte yaşayan herkesin uyum içinde yaşadıklarını düşünürdüm. Her zaman gelecekte, bütün canlıların bir arada yaşayacağını sanırdım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
but hey, pizza and TV sound great. | Ama bu pizza ve TV kulağa hoş geliyor. Ama pizzayla televizyonda kulağa hoş geliyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
The best show is Mundo del Amor. That's Spanish for "World of Love." | En iyi dizi Mundo del Amor. Gerçek ismi "Aşk Dünyası." En iyi program Mundo del Amor. İspanyolca Aşkın Dünyası. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Reggie? | Reggie? Evet, Jenny? Reggie? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yes, Jenny? | Evet, Jenny? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Dogs. Dogs? | Köpekler. Köpekler mi? Köpekler. Köpekler? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, I feel it, too. Yeah, let's just be dogs. | Evet, ben de öyle hissediyorum. O zaman köpek olalım. Bende hissediyorum. Hadi sadece köpek olalım. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
I'll be a boxer and you just be a shiba inu. | Ben baksır olayım sen de shiba inu ol. Ben bir boxer olacağım sende bir shiba inu ol. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Dogs! | Köpekler! Köpekler mi? Köpekler! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Dogs? | Köpekler mi? | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Something's wrong. They shouldn't be this far north. | Yanlış bir şeyler olmalı. Bu kadar kuzeye gelmemeleri gerek. Ters giden bir şey var. Kuzeyden bu kadar uzak olmamaları gerekiyor. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Wait, I know where we are. Come on! | Nerede olduğumuzu biliyorum. Gel hadi! Bekle! Nerede olduğumuzu biliyorum. Hadi! | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |
Reggie, we can't go this way. We'll lead them right to the flock. | Reggie, bu yoldan gidemeyiz. Onları doğruca sürüye yönlendiririz. Reggie, buradan gidemeyiz. Onları doğruca yuvaya çekeceğiz. | Free Birds-1 | 2013 | ![]() |