Search
English Turkish Sentence Translations Page 20345
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I can't do this. | Beni buna karıştırmayın. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I have a baby in here. I'm like a walking goddamn Happy Meal. | Bebeğim var. Ayaklı ikram olmak istemiyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
So why was it a mistake? | Neden hataydı dedin peki? Nasıl? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Having a baby, you said it was a mistake, right? | Hamile kalmak hataydı dedin, değil mi? Hamile kalmak hataydı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Who's the guy? | Babası kim? Fark eder mi? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You even know? | Bilmiyor musun yoksa? Hayır. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I'm a total slut. Yes, of course I know. | Su katılmamış fahişeyim. Elbette ki biliyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It was Model UN in Philly. I was Denmark. He was Greece. | Philadelphia'daki Model Birleşmiş Milletler'deydik. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
So what did he say about the baby? | Bebek hakkında ne dedi peki? Haberi yok. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You didn't even tell him? | Ona söylemedin mi yoksa? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hey, where are you going with this? | Konuyu nereye getiriyorsun? Tam buraya. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Diesel, what are you doing? 1 | Diesel, ne yapıyorsun? Yapma, Diesel! | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You're right, you can't do this. | Haklısın, buna karışamazsın. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's not safe. Diesel! | Hiç güvenli değil. Diesel! | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Looks clear. | Emin görünüyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We can't trust Grover. | Grover'a güvenemeyiz. Artık olmaz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He cares too much. | Fazla önemsiyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Isn't that why we should trust him? | Bu yüzden ona güvenmemiz gerekmiyor mu? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Don't go bleeding heart on me. | Bana sempati duyayım falan deme. Sana benzemem. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You don't know me. | Beni tanımıyorsun. Yeterince tanıyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Don't worry, neither one of us are saints. | Endişelenme, hiçbirimiz aziz değiliz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
And what is that supposed to mean? | Ne anlama geliyor şimdi bu? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Okay. | Pekala. Yanımdan ayrılma. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Who's saving who? | Kim kimi koruyor? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hmm, "whom." | "Kimi" mi... "Kimi koruyor" demek... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I'm sorry. I didn't know it was you guys. | Özür dilerim. Siz olduğunuzu bilmiyordum çocuklar. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Any sign of her? | Mary'den bir haber var mı? Yok. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Cafeteria's clear. I'll take this floor. | Kafeterya güvenli. Bu kata ben bakarım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We'll take upstairs. | Biz yukarı bakalım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Noodle! Are you insane? | Noodle! Çıldırdın mı yahu? Kapa çeneni. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
There's two of us. We have an advantage. | İki kişiyiz. Avantaj bizde. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Noodle! Shut up. | Noodle! Kapa çeneni dedim sana. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Why don't you start handing out menus? | Neden menüyü dağıtmaya başlamıyorsun? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Look, you gotta relax. It's nothing, okay? | Dinle, sakinleşmelisin. Bir şey yok, tamam mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Come here, Zoey. Look at me. | Dinle bak, Zoey. Baksana bana. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We don't have time. We got this, okay? | Vaktimiz kalmadı. Bunu biliyoruz, tamam mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Come on, grab my hand. | Haydi, tut elimi. 1 | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Stay right here. | Buradan ayrılma. Buradan kıpırdama, tamam mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I got you, I got you. What happened? | Benim, ben geldim. Ne oldu? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
No. Noodle. | Olamaz. Noodle. Gitmeliyiz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
What exactly do you know about me? | Hakkımda tam olarak ne biliyorsun? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Can this wait? | Bu konu bekleyebilir mi? Temiz bir vicdanla ölmek istiyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Good luck with that. | Sana bol şansa öyleyse. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Look, we all have files about us. | Dinle, hakkımızda dosyalar tutmuşlar. Dosyamı mı gördün? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Did she get you anywhere? | Bir yerinden ısırdı mı? Bilmiyorum. Hayır. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Noodle. | Noodle. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's okay. | Her şey yoluna girecek. Her şey yoluna girecek. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Will you please, please stop talking? | Lütfen şu sesini keser misin? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Will you just tell me what you know? | Bildiklerini bana anlatabilir misin? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Look, we've all done things we shouldn't. | Dinle, hepimiz de yapmamamız gereken şeyler yaptık. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Sometimes they land us in detention. | Bazen okul cezası aldık. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Sometimes they should land us in jai. | Bazen bizi kodese tıkmak zorunda kaldılar. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I've never been to jail. | Ben hiç kodese düşmedim. Seni şanslı hırsız. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Look, whatever you found out, it's not what you think. | Bak, her ne öğrendiysen, düşündüğün gibi değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You feel guilty. I get that. | Suçluluk hissediyorsun. Bunu anlıyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
But your nagging conscience | Ancak şu dırdırcı vicdanın... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
is embedded deep in your brain, | ...beyninin derinliklerine gömülmüş durumda, | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
and your brain is about to get ripped out by a freak. | ...beynin de, bir yaratık tarafından parçalanmak üzere. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
So for the love of God... | Bu yüzden, Tanrı aşkına... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Noodle's dead. | Noodle öldü. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary's still loose. We tried. | Mary hala firarda. Yorulduk bittik. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Where? | Nerede oldu bu? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
The gym lockers, three minutes ago. | Spor dolaplarının orada, üç dakika önce. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Shit. Where's Grover? | Kahretsin. Grover nerede peki? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Let's consider the calculus. | Zihin jimnastiği yapalım. Zihin jimnastiği mi? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
That thing killed Noodle. | Bu şey Noddle'ı öldürdü. Onu parçalayıp kanını içti. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It has to die. I'll do it. Move. | Ölmek zorunda. Ben hallederim. Çekil kenarı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You are not killing her. | Onu öldürmeyeceksin. Oradaki benim kardeşim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
That thing? It killed my best friend. | Bu şey mi? Bu şey, en yakın arkadaşımı öldürdü. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
That thing is Mary Jones. | Bu şey dediğin, Mary Jones. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
She loves Harry Potter, and she's afraid of heights, | Harry Potter'a bayılır, yüksekten korkar, | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
and I swear to you she's still in there somewhere. | sana yemin ederim ki; hala içinde bir yerlerde. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Look at her. She's suffering. | Baksana kıza. Acı çekiyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
For all we know, she could get better, right? | Bildiğimiz kadarıyla, iyileşebilir, değil mi? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
They they all could get better. I'm not about to find out. | Hepsi de iyileşebilir. Öğrenmek niyetinde değilim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Grover has a point. | Grover haklı. Bu salgın hakkında çok az şey biliyoruz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
we can learn how to defend ourselves. | kendimizi nasıl savunacağımızı öğrenebiliriz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Don't listen to him. | Dinlemeyin onu. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We can always find another one later. | Daha sonra başkasını buluruz ne de olsa. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
How hard can that be? | Ne kadar zor olabilir ki? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You lie to us again, | Yine bize yalan söylüyorsan, ikinizi de gebertirim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
How you holding up? | Nasılsın? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
This whole thing's my fault. | Bütün bunlar benim hatam. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Trust me, it's not. | İnan bana, değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I couldn't protect her. | Onu koruyamadım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Stop beating yourself up. | Pek hasta gibi değilsin. Kendini suçlamayı bırak. Yapabileceğin her şeyi yaptın sen. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Do you really believe that? | Cidden inanıyor musun buna? Evet. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Do you think she'll ever come back? | Sence geri döner mi dersin? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Keyword? | Parola? "Flashpoint Zulu". | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Um, myself. | Kendi kendimle. Balataları sıyırmaya başladım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hmm. I came in here to say thanks. | Teşekkür etmek için gelmiştim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You did the right thing, keeping her alive. | Onu canlı tutmakla doğru olanı yaptın. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You mean the most useful thing, | Yani, en yararlı olanı diyorsun, | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's amazing what you can learn with a few hours of static | Sırf öğrenci dosyalarıyla değil, birkaç saat... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
and nothing but student files. | ...parazit dinlemekle insan çok ilginç şeyler öğrenebiliyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
So I stole. Big whoop. | Tamam, çaldım. Abartılacak bir şey değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mm, chemicals. | Kimyasal maddeler. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
And not the kind you make soap and candles with. | Sabun, mum yaparken kullanılanlardan değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
For ceramics. It was a glaze. | Seramikler için. Sırlama işleminde kullanılıyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Very combustible glaze. | Kolay tutuşan bir sır diyelim. Hatta metali bile deler geçer. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |