• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 20331

English Turkish Film Name Film Year Details
Yeah. I know it. Yeah? Evet, biliyorum. Evet? Franklyn-1 2008 info-icon
Eight? Sekiz? Franklyn-1 2008 info-icon
OK. I'll be there. Tamam. Orada olacağım. Franklyn-1 2008 info-icon
Can I get your number? Numaranı alabilir miyim? Franklyn-1 2008 info-icon
Everything OK? Can I help? Her şey yolunda mı? Yardım edebilir miyim? Franklyn-1 2008 info-icon
No, it's fine, thanks. We're fine. Hayır, her şey yolunda. Teşekkürler. İyiyiz. Franklyn-1 2008 info-icon
Don't expect too much. I won't. Çok fazla beklenti içinde olma. Olmam. Franklyn-1 2008 info-icon
Her name was Sarah Adı Sarah'tı... Franklyn-1 2008 info-icon
and she was only 11 years old. ...ve sadece on bir yaşındaydı. Franklyn-1 2008 info-icon
To The Individual and his twisted faith, Şahıs ve onun sapkın kaderi... Franklyn-1 2008 info-icon
she was just another soul sacrificed ...o yalnızca Tanrı için katledilen ruhlardan bir başkasıydı... Franklyn-1 2008 info-icon
and forgotten in the detritus ofthis senseless world. ...ve bu anlamsız dünyanın unutulmuş bir döküntüsüydü. Franklyn-1 2008 info-icon
One little soul, who is now about to be avenged. Şimdiyse öç almak isteyen küçük bir ruh. Franklyn-1 2008 info-icon
I had to keep it together, stay focused. Kendimi toparlayıp, odaklanmalıydım. Franklyn-1 2008 info-icon
It's nearly time. Zaman gittikçe yaklaşıyor. Franklyn-1 2008 info-icon
You could have come sooner, you know. Daha çabuk gelebilirdin. Franklyn-1 2008 info-icon
Might have seemed a little bit too much like running away. Kaçalı çok uzun zaman olmamış gibi görünüyor. Franklyn-1 2008 info-icon
Coming home is never like running away. Eve gelmek asla kaçmak gibi bir şey değildir. Franklyn-1 2008 info-icon
What's happening with the flat? Dairende neler oldu? Franklyn-1 2008 info-icon
I might keep hold of it for a while longer, Onu uzunca bir süre daha tutabilirdim. Franklyn-1 2008 info-icon
but I'll probably spend a couple of nights at Dan and Laura's. Fakat Dan ve Laura'yla bir kaç gece geçirmek istedim. Franklyn-1 2008 info-icon
How is young Dan? Küçük Dan nasıl? Franklyn-1 2008 info-icon
A little embarrassed at his abject failure as best man. Other than that, he's OK. Nikah şahidinin sefil fiyaskosu onu biraz utandırmış. Kaldı ki, o iyi. Franklyn-1 2008 info-icon
Bless. Şükürler olsun. Franklyn-1 2008 info-icon
It wasn't his fault. Onun suçu değildi. Franklyn-1 2008 info-icon
I think you've had a lucky escape. Senin için şanslı bir kurtuluş olduğunu düşünüyorum. Franklyn-1 2008 info-icon
Bring her over here, please. Onu hemen buraya getirin, lütfen. Franklyn-1 2008 info-icon
She's bicardic. Durumu kritik. Franklyn-1 2008 info-icon
Get me some atropine. Bana biraz atropin getir. Franklyn-1 2008 info-icon
Er... Bill Wasnik? Bill Wasnik mi? Franklyn-1 2008 info-icon
Something kind of funny has happened, though. Yine tuhaf bir şey oldu. Franklyn-1 2008 info-icon
I bumped into an old flame. Eski bir ateş kalbimde yeniden yanmaya başladı. Franklyn-1 2008 info-icon
Oh, really? Who? Gerçekten mi? Kim? Franklyn-1 2008 info-icon
Do you remember Sally? She used to come round after school sometimes. Sally'i hatırlıyor musun? Bazen okuldan sonra buraya uğrardı. Franklyn-1 2008 info-icon
Sally? Sally mi? Franklyn-1 2008 info-icon
Yeah. Sally. Evet. Sally. Franklyn-1 2008 info-icon
I saw her this morning, round the corner, at Boston Park. Bu sabah Boston Parkının köşesinde gördüm. Franklyn-1 2008 info-icon
Which is weird. She's teaching there now. Tuhaf olansa, o artık bir öğretmen. Franklyn-1 2008 info-icon
We had a chat and we're going to hook up. Sohbet ettik ve yeniden görüşeceğiz. Franklyn-1 2008 info-icon
Karen must have hurt you so much. Karen kalbini çok kırmış olmalı. Franklyn-1 2008 info-icon
What's Karen got to do with this? Bunun Karen'la ne ilgisi var? Franklyn-1 2008 info-icon
How did it feel, seeing Sally again? Sally'i tekrar görünce kendini nasıl hissettin? Franklyn-1 2008 info-icon
Good, actually. Aslında, güzeldi. Franklyn-1 2008 info-icon
Nice. Güzeldi. Franklyn-1 2008 info-icon
Kind of put things in perspective. Perspektife uygun konulmuş şeyler gibiydi. Franklyn-1 2008 info-icon
Oh, Milo. Milo. Franklyn-1 2008 info-icon
What? I don't see her. Ne? Onu göremiyorum. Franklyn-1 2008 info-icon
When you were six, she was in every photograph. Altı yaşındayken, her fotoğrafta o vardı. Franklyn-1 2008 info-icon
What? What do you mean? Ne? Ne demek istiyorsun? Franklyn-1 2008 info-icon
After your father died, Baban öldükten sonra... Franklyn-1 2008 info-icon
Sally turned up ...Sally diye biri ortaya çıkı verdi... Franklyn-1 2008 info-icon
and kept you happy. ...ve seni mutlu etti. Franklyn-1 2008 info-icon
I spoke to your teacher. Öğretmeninle konuştum. Franklyn-1 2008 info-icon
She said it was normal for a child of your age to have a friend like Sally. Senin yaşındaki bir çocuğun Sally gibi... Franklyn-1 2008 info-icon
What? Sally wasn't... Ne? Sally... Franklyn-1 2008 info-icon
She appeared in our lives right after your father died Baban öldükten sonra ortaya çıkı verdi... Franklyn-1 2008 info-icon
and disappeared when you started to forget him. ...ve babanı unutmaya başlayınca da ortadan kayboldu. Franklyn-1 2008 info-icon
She's turned up in your time of need. İhtiyacın olduğunda ortaya çıkı veriyordu. Franklyn-1 2008 info-icon
I think it's quite sweet. Bence çok şirin. Franklyn-1 2008 info-icon
No, no, no. No, I'm not getting involved in any spooky bullshit. Hayır, herhangi bir hayalet saçmalığıyla ilişkilendirmeye çalışmıyorum. Franklyn-1 2008 info-icon
I saw her today. I spoke to her. Onu bugün gördüm. Onunla konuştum. Franklyn-1 2008 info-icon
All I ever get from you is a load of half arsed astrology. Bu zamana kadar senden sadece işe yaramaz astrolojik saçmalıklar öğrendim. Franklyn-1 2008 info-icon
Whenever anything bad happens, "Oh, well, it's meant to be. " Ne zaman kötü bir şey olsa, kısmet böyleymiş diyorsun. Franklyn-1 2008 info-icon
Well, I tell you, I saw this girl today. Evet, sana söyledim. Kızı bugün gördüm. Franklyn-1 2008 info-icon
I saw her! Onu gördüm! Franklyn-1 2008 info-icon
And if it's not Sally, then it's somebody pretending to be her. Eğer o, Sally değilse, o zaman onun gibi yapan biriydi. Franklyn-1 2008 info-icon
I think you just don't realise how unhappy you've been. Sanırım, ne kadar mutsuz olduğunun farkında değilsin. Franklyn-1 2008 info-icon
The world is full of people sent here to help us. Dünya bize yardım etmek isteyen insanlarla dolu. Franklyn-1 2008 info-icon
Most of the time, we just don't see them. Çoğu zaman, onları göremeyiz. Franklyn-1 2008 info-icon
Whatever it was she wanted to say to you, you should listen. Neyse, sana ne söylemek istiyorsa, onu dinlemelisin. Franklyn-1 2008 info-icon
Do you know what you're saying? Do you actually know what you're saying? Ne söylediğinin farkında mısın? Gerçekten ne söylediğinin farkında mısın? Franklyn-1 2008 info-icon
You were a friend of David's? David'in arkadaşı mıydın? Franklyn-1 2008 info-icon
Not close. Çok yakın değil. Franklyn-1 2008 info-icon
Army days. Ordu günlerinden. Franklyn-1 2008 info-icon
We was er... we was in Basra together. Basra'da bir aradaydık. Franklyn-1 2008 info-icon
We met up again back here. Burada tekrar karşılaştık. Franklyn-1 2008 info-icon
Mostly at the centre. Çoğunlukla merkezde. Franklyn-1 2008 info-icon
But er... I don't think Dave would exactly count me as a mate. Fakat Dave'in beni gerçek bir dost olarak gördüğünü sanmıyorum. Franklyn-1 2008 info-icon
I'm not proud of it, Mr Esser, but I led the filth... straight to him. Bundan gurur duymuyorum, Bay Esser, fakat doğruca pisliği ona götürdüm. Franklyn-1 2008 info-icon
We was in a pub, down at the market. Bir barın altındaki marketteydik. Franklyn-1 2008 info-icon
Anyhow, he started freaking out. Neyse, garipleşmeye başladı. Franklyn-1 2008 info-icon
You know, banging on and on about his dead sister. Bilirsin, sürekli ölen kız kardeşi hakkında konuşup durdu. Franklyn-1 2008 info-icon
No, no. That's all right. Hayır, hayır. Sorun değil. Franklyn-1 2008 info-icon
He was talking about Sarah. What was he saying? Sarah hakkında konuştu. Ne söyledi? Franklyn-1 2008 info-icon
He kept on asking me and asking me how she died and I didn't know. Nasıl öldü diye sorup durdu ve bilmiyorum dedim. Franklyn-1 2008 info-icon
Yeah, well, he got quite irate about it all and... er... Evet, bu yüzden iyice sinirlendi ve... Franklyn-1 2008 info-icon
.. luckily the Old Bill steamed in. ...bereket versin ki, Yaşlı Bill yoktu. Franklyn-1 2008 info-icon
They nicked him. They chased him up on the bloody roof and nicked him. Onu lanet çatısına kadar kovalayıp, yakaladılar. Franklyn-1 2008 info-icon
They told me... They told me it was for Dave's own good. Bunun Dave'in iyiliği için olduğunu söylediler. Franklyn-1 2008 info-icon
He needed help. Onun yardıma ihtiyacı vardı. Franklyn-1 2008 info-icon
He was a danger to the public and they was right. Halka karşı bir tehlikeydi bu konuda onlar haklıydı. Franklyn-1 2008 info-icon
Tips up here, right, a couple of days ago, acting all weird. İpuçları burada, birkaç gün önce, tamamen garip davranmaya başladı. Franklyn-1 2008 info-icon
Asking about me. Hakkımda sorular sordu. Franklyn-1 2008 info-icon
The creepy sod, he follows me all the way home. Tüyler ürpertici ibne, beni eve kadar takip etti. Franklyn-1 2008 info-icon
I walk in and there he is, sitting in my flat. İçeri girdim, sandalyemde oturuyordu. Franklyn-1 2008 info-icon
Like fucking Batman. Tıpkı Batman gibi. Franklyn-1 2008 info-icon
He breaks my fucking nose, O kadar çok konuştu ki... Franklyn-1 2008 info-icon
talks a load of shit at me ...lanet burnumun kemiği çatlatacak sandım... Franklyn-1 2008 info-icon
and then buggers off. ...beni çileden çıkarttı. Franklyn-1 2008 info-icon
What was he saying? Ne söyledi? Franklyn-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 20326
  • 20327
  • 20328
  • 20329
  • 20330
  • 20331
  • 20332
  • 20333
  • 20334
  • 20335
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact