Search
English Turkish Sentence Translations Page 20260
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I was trapped by the avalanche at Rögnvaldur's house | Çığ yüzünden Rögnvaldur'un evinde tıkalı kaldım. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He spends his time spying on people through his telescope | Zamanını teleskopla insanları gözetleyerek geçiriyor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He told me about the abuse | Şiddet konusunu o söyledi bana. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
And the argument with Geirmundur the day he died | Ve Geirmundur'la öldüğü gün kavga ettiğini. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I don't want to go | Gitmek istemiyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I don't want to go Hey! What's going on? | Gitmek istemiyorum. Hey! Ne oluyor? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
What's going on? What do you mean? | Ne oluyor? Ne demek istiyorsun? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Where are you taking those children? Home | Çocukları nereye götürüyorsun? Eve. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Do you know this man? Yes, he's my dad | Bu adamı tanıyor musun? Evet, babam. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
My name is Einar. I'm here visiting my brother | Adım Einar. Kardeşimi ziyarete geldim. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Do you have any ID? | Kimliğin üzerinde mi? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Yes, Einar, I remember you | Evet, Einar, seni hatırlıyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Excuse me | Kusura bakma. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I don't know what's going on with me | Bana ne oluyor, anlamıyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Did you get anything else from Rögnvaldur? | Rögnvaldur'dan başka şey öğrendin mi? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
No, that was all | Hayır, hepsi buydu. 1 | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I feel like I'm stuck in a nightmare | Sanki kâbustan uyanamıyormuş gibi hissediyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
It's all too much 1 | Bunlar çok fazla geliyor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Yes, it's too much | Evet, çok fazla. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I'm guessing there are a lot of snowmen in this town | Kasabada çok fazla kardan adam olduğunu tahmin ediyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
You'll knock on every door where there's a snowman | Kapısında kardan adam olan her evin kapısını çalacaksın. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He said the girls had made a snowman... | Kızların kardan adam yaptığını söyledi... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...and we're not leaving until you find them | ...onları bulana kadar gitmeyeceğiz. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
That reporter made you look like an idiot | Muhabir seni aptal konumuna düşürdü. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Someone leaked that information. I'm handling it | Birisi o bilgiyi sızdırmış. İlgileniyorum o işle. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
A leak means your men don't trust you | Bilgi sızdırılması adamlarının sana güvenmediği anlamına gelir. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
And without trust... | Ve güven olmadan da... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...you're unable to do this job | ...bu görevi ifa etmeye gücün yetmez. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I can't take this weather anymore. I've got the helicopter on stand by | Bu havaya katlanamıyorum artık. Hazırda bekleyen bir helikopterim var. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Commercial flights are cheaper, but that's your call | Ticari uçuşlar daha ucuz ama seçim senin. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
They're all cancelled | Hepsi iptal edilmiş. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
You might've noticed that we're snowed int I can't control that | Belki kara gömüldüğümüzü fark etmişsindir. Kontrol edemem bunu. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Andri thinks it's all connected somehow | Andri her şeyin bir şekilde bağlantılı olduğunu düşünüyor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
The mafia, human trafficking, the mayor, the headless corpse... | Mafya, insan kaçakçılığı, başkan, başsız ceset | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Assumptions | Varsayımlar. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He's been right before. as we both know | Daha önce de haklı çıktı. İkimiz de biliyoruz. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He's messed everything up since they found the body | Cesedi bulduklarından beri her şeyi birbirine kattı. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
You're going to need him to wrap this up as soon as possible | Bu işi mümkün olduğunca çabuk bitirmek için ona ihtiyacın olacak. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Three local cops getting nowhere is understandable | Yerel polislerin bir sonuca varamamaları anlaşılır bir şey. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
But with all our resources, we should already be on top of this | Fakat elimizdeki bütün imkânlarla bu işi avucumuzun içine almalıydık. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
As soon as we're there, we'll get this under control | Oraya varır varmaz kontrol altına alacağız. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
There's a lot at stake here | Burada sallantıda olan çok şey var. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Is it true? The mayor's dead as well? | Doğru mu? Başkan da ölmüş mü? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Get the most recent weather report | Son hava durumunu öğren. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
This weather can't hold for much longer | Bu hava daha fazla süremez. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Have you heard from Andri? No | Andri'den haber aldın mı? Hayır. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Any news on Hrafn's murder? No | Hrafn cinayetiyle ilgili haber var mı? Hayır. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Hard to believe, even with the blackout... | Kimsenin bir şey görmemiş olmasına, elektrik kesintisi olsa da... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...that no one saw anything You're right | ...inanmak çok zor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
If we assume Kolbrún killed him because of the abuse... | Kolbrun'un şiddet gördüğü için onu öldürdüğünü farz etsek bile... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...why now, right after Geirmundur's murder? | ...neden şimdi, Geirmundur cinayetinin ertesinde? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
A coincidence? No, they must be connected | Tesadüf mü? Hayır, bağlantılı olmalı. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Maybe there's no connection | Belki bağlantı falan yoktur. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Let's go outside | Hadi dışarı çıkalım. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Hi, MarÃa My condolences | Selam Maria. Başınız sağ olsun. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
It's so unbelievable, I don't know what to think | O kadar inanılmaz ki ne düşüneceğimi bilemiyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Did you notice anything unusual the past few days? | Son birkaç gün içinde olağandışı bir şey gözüne çarptı mı? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
What about this argument he had with Geirmundur? | Geirmundur'la yaşadığı tartışma neydi? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I don't know anything about that | O konuda bir şey bilmiyorum. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
She seems pretty upset | Çok üzgün görünüyor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Hrafn was like a father to her | Hrafn onun babası gibiydi. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Isn't Leifur her dad? | Leifur onun babası değil mi? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Yes, but their relationship is pretty complex | Evet, ama ilişkileri epey karışık. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Her parents weren't married. She never calls him dad | Anne babası evli değildi. Ona hiç baba demezdi. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
So this is where you're hiding | Demek burada saklanıyorsunuz. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
People have gathered in the church | Halk kilisede toplandı. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
We're having a memorial service... | Bir cenaze töreni yapacağız... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...and we'd like you to say a few words, Andri | ...ve senin birkaç şey söylemeni istiyoruz Andri. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Me? Yes, they need an explanation | Benim mi? Evet, bir açıklamaya ihtiyaçları var. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
You know these people. You should talk to them | Bu insanları tanıyorsun. Onlarla sen konuşmalısın. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
You have to do it People are really upset | Yapmak zorundasın. İnsanları morali çok bozuk. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
They need answers | Cevap verilmesini istiyorlar. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
That we have everything under control and they can just sleep tight? | Her şeyin kontrol altında olduğunu ve rahatça uyuyabileceklerini mi? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
They want the truth | Gerçeği duymak istiyorlar. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
We have four bodies. No, three. We lost one | Dört ceset var elimizde. Hayır, üç. Birini kaybettik. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
We're snowed in and understaffed. Our equipment is so obsolete... | Kara mahkûm olduk ve ekibimiz dar. Araç gerecimiz o kadar eski ki... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...I had to borrow a car to respond to an emergency | ...acil bir durum için bir araba ödünç almak zorunda kaldım. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
ls this what they want to hear? | Duymak istedikleri bu mu? | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Yes. Rather than nothing | Evet. Hiç yoktan iyidir. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Hello, everyone | Merhaba arkadaşlar. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
We've been investigating these deaths | Ölümleri soruşturuyoruz. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
And because we're snowed in... | Kar yüzünden kapana kısıldığımız için... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...the back up from ReykjavÃk hasn't arrived | ...Reykjavik'ten destek henüz gelmedi. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Still, we're optimistic | Yine de iyimseriz. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Some say this is like being stuck in a nightmare | Bazıları bu durum için kâbustan uyanamamak diyor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
It seems fitting | Doğru benzetme. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I wish this was a nightmare and we could all just wake up | Keşke bu bir kâbus olsa ve hepimiz bir anda uyanabilsek. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
But that's not the case | Ama durum bu değil. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
To be honest, the murderer is most likely... | Dürüst olmak gerekirse bu katil büyük ihtimalle... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...here | ...burada. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
One of us | İçimizden biri. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He thinks the fear he's caused will protect him | Yarattığı korkunun onu koruyacağını düşünüyor. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
It can make us turn against each other | Bu birbirimize sırt çevirmemize neden olabilir. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
He shall not succeed | Başarıya ulaşmamalı. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
I can't promise there's nothing more to fear | Size korkacak bir şey olmadığının sözünü veremem. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
But I can tell you this: the three of us in the police department... | Fakat şunu söyleyebilirim, polis departmanındaki üç kişi olarak... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...will do all we can... | ...bu dosyayı çözmek için... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...absolutely everything... | ...elimizden gelen her şeyi... | Fr-1 | 2015 | ![]() |
...to solve this case | ...kesinlikle yapacağız. | Fr-1 | 2015 | ![]() |
Let us bow our heads | Hadi başlarımızı öne eğip... | Fr-1 | 2015 | ![]() |