Search
English Turkish Sentence Translations Page 20172
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'm also a trained lawyer | Aynı zamanda eğitimli bir hukukçu ve Fortitude Polis Şefiyim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, you do have it all sewn up. | Her şeyi tekelinize almışsınız. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Sound? | Ses yok mu? Her şeyi kaydetmen gerek. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I know. Is it recording? | Biliyorum. Kaydediliyor mu? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I think it's recording. | Sanırım kaydediliyor. Peki konuştuklarını neden duyamıyoruz? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't know. I'm not a fucking computer expert. | Bilmiyorum. Kahrolası bir bilgisayar uzmanı değilim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Is that how you got that head wound there? | Başından bu şekilde mi yaralandın? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay. No. | Tamam. Hayır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
So we see it recording. | Böylece kaydettiğini gördük. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I I slipped... | Kayıp düştüm... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Now we can't hear what they're saying again. | Şimdi yine konuştuklarını duyamıyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Ingrid, this is crucial evidence. It better be recording. | Ingrid bu çok öenmli bir kanıt. Kaydediyor olsa iyi olur. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Where's the manual? | Kullanma kılavuzu nerede? Kaydediyor. Bilmiyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I think it might still be recording. | Hâlâ kaydediyor olabileceğini düşünüyorum. Yalnızca bu aptal hoparlörlerden duyamıyoruz. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hope so. | Umarım öyledir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Red light. Red light. Red light. | Kırmızı ışık. Kırmızı ışık. Kırmızı ışık. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What do you think you and the Professor | Sence Profesör ve sen ne hakkında konuşacaktınız? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
About the work I was doing here | Burada üniversitede yapmakta olduğum iş ve... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
actually he mentioned something | ...aslında yazdığı bir çevre raporu gibi bir şeylerden söz etmişti. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't know, apart from that. | ...bundan başka bir şey bilmiyorum. Teşekkürler. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's not him, is it? No. | O değil, öyle değil mi? Hayır. Çocuk üzerine eğilmişti. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
There wasn't a speck of Charlie's blood on him anywhere. | Üzerinde Charlie'nin kanından tek leke bile yoktu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But until we have somebody else in custody, | Yine de gözaltına alacak başka birini bulana kadar gitmesine izin vermeyeceğim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It'll create panic, like we've lost control. | Kontrolü kaybetmişiz gibi panik yaratacağım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I wasn't going to let him go. | Gitmesine izin vermezdim. Peki şu kız, Natalie'den ne haber? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
She's not at home. | Evinde yok. Kar arabası da kayıp. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Yep, gotta find her. | Tamam. Onu bulmak zorundayız. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How long? | Ne kadar sürecek? Henüz söyleyemiyorlar. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
They have to allow as much tissue to recover as possible | Herhangi bir karar vermeden önce... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
About amputation? | Ampütasyon konusunda mı? Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Where were you? | Neredeydin? Nereye gitmiştin? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Jules, listen. | Jules dinle. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I know what you're thinking. | Ne düşünüyorsun bilmiyorum. Sana ne anlatacağımı bilmiyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I don't know what to say. | Ne diyeceğimi bilmiyorum. Ne olduğunu hiç bilmiyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I think what happened | Olduğunu düşündüğüm şey... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
is you went out | ...başka bir kadınla birlikte olmak için dışarı çıkmış olduğun. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Listen, Jules... | Dinle Jules! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Oh, my God, you were. please. | Aman Tanrım öyle yaptın! Lütfen. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Go. 1 | Git! Seni alabilir. Hemen git! | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Sheriff. | Şerif. Elena. Selam. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Did you meet anyone last night? | Dün gece biriyle buluştun mu? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Do you know Charlie Stoddart? | Charlie Stoddart'ı tanıyor musun? Öldürülen adamı mı? Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
No. | Hayır. Hiç tanımıyordum hem de. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Okay. ♪ When you leave ♪ | Pekâlâ. Bir içki ister misin? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How did London get the news so quickly? | Londra haberi nasıl bu kadar çabuk aldı? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Look, I have 100% confidence | Bak, Fortitude polisine %100 güvenim var ama... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
but if London are kind enough | ...Londra bu düzeyde yardım ve destek sunmak için yeterince kibarsa o zaman belli ki... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Every consideration. | Her bir değerlendirme. Evet, teşekkür ederim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He's right there. Up here? | Hemen şurada. Şurada mı? Doğruca... evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hi. Gene. | Selam. Gene. Dan. Tamam. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Here. I have a... | İşte. İstinabe yetkim var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It's a cross border memorandum of understanding | Oslo ve Londra arasındaki sınır ötesi bir mutabakat anlaşması. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
It formalizes my role as a representative | Temsilci olarak cinayet kurbanının ailesinin çıkarları için rolümü resmîleştiriyor yani. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Very good. | Çok güzel. Tamam. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Ever since they opened the Research Centre, | Araştırma Merkezi'ni açtıklarından beri bu anlaşma söz konusuydu. Benimle değil. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
DCI Morton is a forensic expert. | Müfettiş Morton adlî tıp uzmanıdır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
He can provide invaluable analytical skills, | Çok değerli analitik becerilerini sunabilir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
skills and experiences he acquired | FBI'la çalışmalarından kazandığı beceriler ve deneyimler var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hmm. We have skills. | Bizim de becerilerimiz var. Eminim vardır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
And also with the International Aviation... | Ayrıca Uluslararası Havacılık'ta Uçak Kazası Soruşturma Birimi Yetkilileri'nden. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Investigation Unit, yeah. Right. | Soruşturma Birimi, evet. Doğru. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
We don't have an air crash. | Uçak kazamız yok. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Götür şu herifi buradan. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
|
All right, if you'll excuse me. | Pekâlâ. İzninle. Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, I have never felt cold like this. | Hiç böyle bir soğuk hissetmemiştim. Kulaklarım gerçekten acıdı. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
And I've never seen a polar bear. | Hem hiç kutup ayısı da görmedim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I've never eaten lutefisk. | Hiç lutefisk de yemedim. Ne? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Lutefisk. What about it? | Lutefisk. Ne olmuş yani? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I've never eaten it. | Hiç yemedim. Denemedim bile. Ancak daima her şeyin bir ilki var. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
And you've never conducted a murder investigation. | Sen de hiçbir zaman bir cinayet soruşturması yürütmedin. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
All right, I'll make a deal with you, Chief Superintendant Anderssen. | Pekâlâ, seninle bir anlaşma yapacağım Başkomiser Anderssen. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
If I'm right... | Haklıysam bir iki gün içinde gideceğim ama yanılıyorsam... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'll be on the next plane back to London, | ...sorgusuz sualsiz, hiçbir suçlama olmadan bir sonraki Londra uçağına binmiş olacağım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Outside Professor Stoddart's house, | Profesör Stoddartın evinin dışında rüzgâr çanları olduğuna bahse girerim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
You know, in the home counties, | Home Counties'de pampas otunu da benzer şekilde sinyal olarak kullanırlar. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Means that swingers live there. | Orada eş değiş tokuş edenlerin yaşadığını gösterir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
That's not something we have in Fortitude. | Fortitude'da böyle bir şey söz konusu değil. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What, sexual infidelity? | Ne, cinsel aldatma mı? Pampas otu. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
How did the dog die? | Köpek nasıl öldü? Vurdum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Do you have another one of those suits I can use? | Bu giysilerden benim kullanabileceğim bir tane daha var mı? Hayır. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
DCI Morton. Hi. Hi. | Müfettiş Morton. Selam. Selam. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
London Met. I'm here to assist | Londra Metropolitan Polisi. Soruşturmaya yardım etmek için buradayım. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Chief Anderssen wanted you take me | Şef Anderssen beni hemen karakola götürmeni istedi. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Chief Anderssen said that? Yeah. | Şef Anderssen mı söyledi bunu? Evet, evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Shall we? | Gidelim mi? Tabii. Tamam. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Just straight down there. | Hemen karşıda. Harika. Daha fazla yardımcı olamazdın. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Thank you. My pleasure, sir. | Teşekkür ederim. Benim için zevkti efendim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Hi. I'm meeting Trish Stoddart in... | Selam. Trish Stoddart'la buluşacaktım. Dan'in ofisinde. Evet, tamam. Sağ ol. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
So who are you, really, then? | Pekâlâ! Kimsin gerçekten sen? Resmî olarak kendimi tanıtayım Trish. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I'm Detective Inspector Morton of the Metropolitan Police. | Ben, Metropolitan Polisi'nden Müfettiş Morton. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
But you're an American. | Fakat Amerikalısın. Evet. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
So can you tell me what the hell is going on? | Öyleyse neler olduğunu bana söyleyebilir misin acaba? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Well, I hope so. | Umarım söyleyebilirim. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
I mean, that's why I'm here, | Demek istediğim burada olma nedenim neler olduğunu bulup... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
and to look out for your best interests in the investigation. | ...soruşturmanın yararınıza olmasına dikkat etmektir. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
What investigation? | Ne soruşturması? Kimse size söylemedi mi? | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Told what? | Neyi söylemedi mi? Söylenmesi için bekleyip duruyorum. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Dan needed to speak to me. | Dan'in benimle konuşması gerekiyormuş. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
Somebody or something assaulted your husband | Birisi ya da bir şey evinizde kocana saldırmış. | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |
At any rate, while they were searching the premises, | Her nasılsa bina polis tarafından araştırılırken... | Fortitude-1 | 2015 | ![]() |