Search
English Turkish Sentence Translations Page 19780
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Go Dok Mi lives here? | Go Dok Mi... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Shoe lady! | Camdan ayakkabılı bayan! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| From yesterday... | Dünkü... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Thank you for yesterday. | Dün için... çok teşekkür ederim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But why are you here? | Ama burada ne yapıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ah, a friend lives here. | Arkadaşım burada yaşıyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What kind of fate is this? | Bu nasıl bir kader böyle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Which unit is it? | Arkadaşınız hangi dairede yaşıyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm in 401. | Ben de 401'deyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Are you and I destined? | Sen ve ben... Kader mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You're so cool! Oh my goodness! | Çok havalısın! Aman Allah’ım! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Then the guy yesterday... | O zaman dünkü adam... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh my, I don't know your names. | Adınızı bile tam bilmiyorum daha. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Wow, chic name. | Vay... çok şık bir isimmiş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ah, my hyung? | Ağabeyim mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh Jin Rak. Isn't his name something? | İnternetten "Yan Kapıdaki Yakışıklı" isimli çizgi diziye bak. Oh Jin Rak. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's like a flower bed here. | Burası çiçek tarlasına dönmüş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Mister, why are you dressed up? | Peki, sana ne demeli? Neden böyle giyindin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Well, I'm a butterfly in a flower meadow. | Şey... Beni bilirsin. Bana çiçekli çayırın kelebeği diyebilirsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I just got a phone call..." | Lavabodayken bir telefon geldi... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "Grandma is better and going to the spa." | Ve büyükannem şimdi daha iyiymiş hatta hamama gidiyormuş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I should've have answered the call." | Aramasına cevap vermeliydim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hi, oppa. Me? I'm at the library. | Evet, Oppa. Şuanda kütüphanedeyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I have to study all day. | Sanırım tüm gün ders çalışmam gerekecek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Whenever I see your face... | Ne zaman yüzünü görsem... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I need nothing else | Bu dünyada başka bir şeye ihtiyacım yok diye düşünüyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| and I can't focus on study. | Ve derslerime konsantre olamıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oppa, I have to go. | Canım şimdi kapatmam gerekiyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Sweetie! | Bir tanem! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm with my parents now. | Ebeveynlerimle birlikteyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Sweetie, I'll call you later. | Seni daha sonra arayacağım bir tanem. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What were you doing in the bathroom? | Lavaboda ne yapıyordun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Who was on the phone? | Telefonla konuştuğun kimdi? Ne yapıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When I see your face, I need nothing else 1 | Ne zaman yüzünü görsem, dünyada başka bir şeye ihtiyacım yok diye düşünüyorum. 1 | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's not a lie... 1 | Yalan değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma! | Ahjumma. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Korean snack shops are unique! | Kore'nin atıştırmalık dükkânları çok iyi! Tamamen benzersiz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| with their arms... | Kollarıyla tamamen... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I have to confess something. I'll confess first! | Ahjumma, aslında bir şey itiraf edeceğim. Önce ben itiraf edeceğim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Grandma's fine. | Büyükannem gayet iyi! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I didn't want to go on a trip. | Akıl alır şey değil! Go Dok Mi ne komiksin! Geziye gitmek istemediğim için yalan söyledim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Once I started lying, it got worse. | Bir kere yalan söyledin mi git gide büyüyor yalanlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You have a right to be mad at me. | Bana kızmakta haklısın. İçin rahatlayıncaya kadar bağırabilirsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm sorry. | Ben. Gerçekten özür dilerim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| We can go back. | Geri dönebiliriz ne olacak. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But I've something to confess. | Ama benim de sana itiraf edeceklerim vardı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your text about your sick grandma... | Büyükannenin hasta olduğunu söylediğin mesaj. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I got so flustered at the lie, I ran out with | ...O yalan mesajı alınca o kadar telaşlandım ki elimde sadece... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| only my car keys, and no money. | Arabanın anahtarlarıyla dışarı fırladım. Yani şimdi cebimde kuruş yok. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| and the car's hungry too. | ...arabamız da aç. Ne yapacağız? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Sorry. It's my fault. | Özür dilerim hepsi benim hatam. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If you say 'sorry' again, I'll get mad. | Bir kere daha özür dilersen bu sefer gerçekten kızacağım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Shall we take care of our problem? | Pekâlâ, hadi problemimizi çözelim mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You're so cute! So cute, so cute! | Çok tatlısınız, çok tatlı, çok tatlı! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Do you girls have boyfriends? No. | Erkek arkadaşınız var mı kızlar? Yok, hayır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's too bad you're here without boyfriends! | Sanırım siz üçünüz sevgiliniz olmadığından burada birliktesiniz. Bu çok kötü! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Just 10,000 won. | Sadece 10 TL. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why's he doing that? | Neden böyle yapıyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| My uncles and aunts... See? It's me! I told you... | İnanan amca ve teyzelerim... Gördün mü İşte benim! söylemiştim... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Only 10,000 won? 10,000 is fine. My angels! | Sadece 10 TL? 10 TL yeterli. Meleklerimsiniz! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why're you in my way? | Neden yolumda dikiliyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What's wrong with her? How annoying! Out of the way. | Bu kadının neyi var? Ne rahatsız edici! Çekil yoldan. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hey! Did you push her first? Is she an idiot? | Ya! Onu ilk önce sen mi ittin?! Geri zekâlı mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Tell us! Tell the truth! Answer me! | Söyle bize! Bize geçeği söyle! Bana cevap ver dedim! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma...Go Dok Mi... | Ahjumma... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Look, you're frozen. Are you okay? | Şuna bak, kaskatı donmuşsun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Dong Hoon. Juice, hit. | Dong Hoon. Al biraz meyve suyu vur. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh, hit! You learn fast. | Benim nazik Dok Mi'm bütün gece dışarıda biliyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ You wanted the drawing to be modern. You like? ] | Daha modern çizmemi istemiştin, beğendin mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| No. Draw it again. | Hayır beğenmedim. Tekrar çiz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ No. Draw it again ] | Hayır beğenmedim, tekrar çiz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How's this jerk draw so well after partying all night? | Bütün gece partilerde sürttüğü halde bu serseri nasıl böyle iyi çizebiliyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Even her handwriting... | El yazısı da çok... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| fits her. | kişiliğine uyuyor... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm sorry I insisted on leaving. | Aç olduğunu biliyorum, bu şekilde gitmek için ısrar ettiğim için | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Can you stop saying 'sorry'? | Özür dilerim demeyi keser misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I turned on the heat. | Isıtıcıyı açtım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your seat will warm up soon. | Yakında koltuğun ısınır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Relax and rest. | Rahatla ve biraz dinlen. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The Nav will get us back safely. | Güvenle geri dönebilmek için navigasyonu kullanacağım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| All set. | her şey hazır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I want to go home now! | Eve gitmek istiyorum dedim! Hemen! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They're always nervous protecting their goal | Her zaman gol tehdidine karşı kimsenin içeri girmesine izin vermeyip... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They have a lonely, tough time. | Yalnızdırlar... Nasıl desem... Zorlanırlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Can you... | Bana... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh my! | Aman Allah’ım! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I pressed the wrong buzzer. | Yanlış zile bastım! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| This is 401. | Burası... 401. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But haven't we met? | Ama... Sanki bir yerlerde tanışmıştık... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I remember! | Hatırladım! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You helped me last night... | Dün gece bana yardım etmiştiniz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| when I broke my heel. | Topuğum kırıldığında. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You don't remember me? | Beni... hatırlamadınız mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What a fate we have. | Hem dün, hem bugün bu nasıl bir kader bilmiyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You came to see 402? | Buraya 402'yi görmeye mi geldiniz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma. I'm sorry. | Ahjumma, bunun için üzgünüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I must've put the wrong address in the nav. | Sanırım navigasyona yanlış adres girmişim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's just you and I and the nav... | Bu eşsiz dünyada sen, ben ve navigasyonumuzla birlikte... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| She's saying nothing? | Tek kelime bile etmeyecek mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why's it like her first time seeing the ocean? | Vay canına... Neden okyanusu ilk defa görmüş gibi davranıyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 |