Search
English Turkish Sentence Translations Page 19784
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You should've sold me the car after you moved! . | Taşınman bittikten sonra arabanı satsaydın, neden şimdi sattın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Well, I had a situation. Why are you angry? . | Şey, bir sebebim vardı elbette. Neden bu kadar kızıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why are you in a mad rush? 1 | Bu ne acele, ayrıca bir araba için bu kadar kızılır mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What the heck? . 1 | Bu ne ya? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I have so much stuff. Did the boxes multiply? . 1 | Bu kadar çok eşyam olduğunu bilmiyordum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I can't believe that guy mixed up the boxes. . 1 | Şu herife inanamıyorum. Kutularımı karıştırırken ne düşünüyordu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
That's mine. . 1 | Bu... benim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I marked all my boxes. 1 | Ben... bütün kutularımı işaretledim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
If it was so fateful, 1 | Böylesine kader gibi bir karşılaşmaysa... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
That woman needs respect and protection! 1 | Öyle bir kadın, saygıyla davranılmayı hak ediyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Who'd put the moves on her? You can't do that to her! 1 | Kim senin dediğin gibi hamle yapıp onu sarsalayacakmış? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm getting so sleepy. 1 | Çok uykum geldi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Ta da! 1 | Ta da! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The elephant was in Spanish news because it knows Korean. Amazing, eh? 1 | İspanya haberlerine çıkan bir fil vardı. Korece konuşmayı bilen bir fil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
World linguists came to study it. 1 | Dünya dilbilimcileri bu fil üzerinde çalışmak için Kore'ye gelmişler. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Did they say how the elephant learned speech? 1 | Peki, ne demişler? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The little elephant was lonely. 1 | Küçük filcik çok yalnızmış. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Because it wanted to communicate with someone... | Yalnız olduğundan... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
it learned the zookeeper's language... | ...ve bakıcısının dilini öğrenmiş... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
like a miracle. | Mucize gibi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why don't you learn to communicate too? | Neden sen de öğrenmiyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
"When we're back in Seoul, ignore me?" | Seul’a döndüğümüzde, beni tanımıyormuş gibi davranabilir misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
"Is driving tiring? Want to listen to music?" | Sürmek seni yormadı mı? Müzik dinlemek ister misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The elephant learned to speak. Won't you find it easier? | Fil bile dilimizi öğrendiğine göre... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Are you crying? | Ahjumma, ağlıyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Look at me. You are crying. | Bana bak. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You're emotional over the elephant? | Fil yüzünden çok mu duygulandın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm not crying. | Ağlamıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's a happy ending. | Sonu mutlu bitiyor, mutlu! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The elephant doesn't speak now. | O filin son zamanlarda pek Korece konuşmadığını duydum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It got a girlfriend and speaks elephant. | Kendine bir kız arkadaş edinmiş, artık sadece filce konuşuyormuş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's not lonely anymore. | Artık yalnız değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm awake now. Let's go. | Uykum dağıldı iyice. Gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Do you know how kind Dok Mi is, staying up at night to... | Benim nazik Dok Mi'm bütün gece dışarıda biliyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Dok Mi stays up sorting... | Dok Mi'm bütün gece bu geri dönüştürülebilirleri ayıklıyordu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why can't everyone do it? You're drunk, so I'll ask... | Niye bunları insanlar kendileri ayırmıyor? Sarhoş olduğun için bunu soruyorum... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Business or personal reasons? | İş yüzünden mi yoksa kişisel mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Or you went bankrupt? | Yoksa... iflas filan mı ettin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I said not to ask even if you die of curiosity. | Meraktan ölsen bile soru sorma demedim mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's cold! Let's finish this! Done, almost done! | Çok soğuk! Hadi bunları bitirelim! Çabuk! Neredeyse bitti, bitmek üzere, bitti! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What 'done'? See all this...? | Ne demek bitti? Bütün bunları görmüyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What are you doing? Don't! | Ne yapıyorsun? Yapma! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Come on, get up! | Ağabey kalk artık! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why set the alarm when I have to wake you every day? | Neden her gün alarm kuruyorsun ki? Seni hep ben kaldırdığım halde. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Get up. I don't wanna hear that. | Hadi kalk! Şunu duymak istemiyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The sand castle I made | Yaptığım kumdan kale... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
will be wiped out by the waves. | Arkasında iz bile bırakmadan dalgalarda eriyecek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
our unrequited and first loves will be wiped clean. | İlk aşkımız da karşılıksız aşkımız da gidecek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry. Thank you for everything. | Bugün olan her şey için üzgünüm ve teşekkür ederim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
"How long are you staying in Korea?" | Kore'de ne kadar süre kalacaksın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You won't even ask me that? | En azından bunu soramaz mısın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I guess not. No interest, so no questions. | Tabi ya... İlgin yoksa sorular da olmaz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Seo Young was like that. | Seo Young da öyleydi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
She had no interest in me as her neighbour, | Komşusu olan bana ilgisi yoktu... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
But I was curious about you. | Yine de ben Go Dok Mi'yi merak ediyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why's she peep on us? | Neden bizi gözetliyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why's she hide inside? | Neden dairesinde saklanıyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
But to you, I'm like someone behind you on the subway... | Ama senin için... Varlığım, metroda arkanda oturan biri gibi önemsiz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
We really are strangers. | O zaman biz gerçekten iki yabancıyız. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Enjoy your visit to Korea. | Kore'de olduğun süreçte, umarım iyi yaşar... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Have a safe trip back. | ...ve güvenle dönersin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Is it what you really think? | Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
To hide the truth, a lie is needed. | Yalan, gerçeği korumaya ihtiyaç duyar mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's better to lie with a smile on your face. | Yüzüne parlak bir gülümseme kondurup yalan söylemek daha mı iyidir? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
How could you read my diary | Nasıl başkasının günlüğünü okursun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
and overstep boundaries? | Sınırını aşmadın mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
And I saw the word 'lie' | Ayrıca... Ekranda 'Yalan' kelimesini gördüm... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
read yours. | ...okumazdım | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I won't lie about reading it. | Okuduğum konusunda yalan söylemeyeceğim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Even if I've been hurt, and worse things happen... | İncinsem bile... en kötü şeyler başıma gelse bile... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Have you experienced it? | Tamamen okudun mu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Truth disguised as lies... | Gerçek kılığındaki yalanlar... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Instances where lies become the truth... | O yalanların gerçeğe dönebileceklerinin örnekleri var... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Forget about me and what you read. | Okuduklarını ve beni... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Lies can never become truth. | Yalanların gerçek olduğu bir örnek yok. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
See what went wrong. | Ve gör yanlış olan ne. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Go..Go Dok.. Go Dok Mi. | Go... Go Dok... Go Dok Mi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I...heard you stayed out all night and mightn't come back. | Erken dönmüşsünüz... Geceyi dışarıda geçirdiğinizden geç gelirsiniz sanıyordum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Cha... your friend...stopped by. | Cha... Soyadında bir arkadaşınız... geldi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Wow, the milk comes early! | Bu günlerse süt ne kadar erken geliyor! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why don't you...take your milk in? | Sütü... içeri alır mısınız? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Enjoy your milk. | Afiyet olsun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Hey! What are you doing?! | Sersem! Sen ne yaptığını sanıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You weren't your normal self! | Ayrıca dün normal benliğinde değildin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm so humiliated. What do I do? | Çok utanç verici. Ne yapacağım şimdi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Did you confess to her while I slept? | Ben uyurken aşkını filan mı itiraf ettin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You said she needs protecting, and can't be shaken up...! | Onun aziz ve korunması gerektiğini söylemedin mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Oh my God! | AMAN! TANRIM! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why are you here early? | Bu saatte burada ne yapıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You stayed out all night? | Geceyi dışarıda geçirmişsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
But...why are you here? | Ama... burada ne yapıyorsun dedim? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What kept you so busy? | Ne yapıyorsun da bu kadar meşgulsün? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
He keeps me at a distance because of you! | Senin yüzünden Oppa bana karşı hep mesafeli! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'll make special tea to calm you down. | Yoon Seo Young'u sakinleştirmek için Enrique'nin özel çayından yapma zamanı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
180 ml. | 180 ml. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I have no problem with Tae Joon | Ağabeyim ile problemim yok. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
He's just being careful with me. | Eminim ağabeyim benim için çok dikkatlidir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
That means he likes you. | Aslında bana bu kadar dikkat ettiği kadar senden de o kadar hoşlanıyor demek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
He must like you a lot. | Senden çok hoşlanıyor olmalı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You can see the next building clearly. | Karşı daire gerçekten çok iyi görünüyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |