Search
English Turkish Sentence Translations Page 19771
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I know all too well. | Ben çok ama çok iyi biliyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It was autumn. | Sonbahardı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The last time I went outside... | Son kez evden çıktığımda... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
was definitely autumn. | ...sonbahardı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I first saw that man on an autumn day. | O adamı ilk gördüğümde... sonbahardı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
So love at first sight? | İlk görüşte mi tutuldunuz ona? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I never believed in love at first sight. | İlk görüşte aşka tutulma lafına... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Want to take one home? No. It will bark. | Evine almak isteyen biri var mı? Olmaz. Hiç durmadan havlayacaktır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Look at him taking one. I’m sure he'll raise it fine. | Evine alan biri çıktı. Eminim çok iyi yetiştirecektir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
My love ended too quickly. I had to say goodbye. | Kısacık aşkım gittiğinden, onun sonsuza dek bittiğini sandım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
[ I got one. I might get a 30,000 won reading from her ] | Bir tane yakaladım. Ona sadece okuyarak bile en azından 50 lirasını alırım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It would be better if it had ended there... | Orada bitseydi daha iyi olurdu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
with one single afternoon. | O gün bitmiş olsaydı... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Skies in autumn | Sonbaharda gökyüzü... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Park in autumn | "Evde kalmak böyle duyguymuş!" Sonbaharda park... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Puppy in autumn | Sonbaharda köpekçik... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I found words to associate with my autumn meeting with him. | Dünyadaki her şeyi, onunla karşılaştığım sonbaharla ilişkilendirmek istedim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
There you go. | Buyurun... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Wow, so clear! | Çok net görüyorum! Çok net! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
This works great! | Çok iyi gösteriyor! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I thought it was fate. | Bunun kader olduğunu düşündüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It was fate. | Kaderdi.. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Everything in life is fate. | Hayattaki her şey kaderin bir parçası. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'll help you with your fate... | Sana kaderinde yardım edeceğim... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
so let's get going? | ...o yüzden çabucak gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
The puppy! Eh? | Köpekçik! Ne? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Wait... the money... | Bekle... Para... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Your eyes seem dark and deep. | Gözleriniz... Çok derin ve karanlık görünüyor... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Is your love Han Tae Joon? | Aşkın... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Cupid guessed correctly?! | Cupid doğru tahmin etti değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why look so serious? | Neden çok ciddi bakıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
That expression doesn't suit you. | Yüzündeki o ifade... o ciddiyet, sana hiç uymuyor... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What’s with you? | Neyin var? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
That word doesn't suit. | O kelime bu duruma hiç mi hiç uymadı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Let's have dinner tomorrow? | Yarın birlikte akşam yemeği yiyelim, tamam mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I know you want Enrique's special spaghetti. | Enrique'nin özel spagettisi. Yemeyi özlemişsindir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Come to Han Tae Joon's house. | Han Tae Joon'un evine gel. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm off. | Gittim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Meet same time and place tomorrow. | Yarın aynı saat ve aynı yerde buluşalım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Mister, how long must we do this? | Bayım... daha ne kadar süre bunu yapacağız? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What? You're good at it. What do you mean? | Ne var? Güzel bağırıyordun. Ne güzeli be? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Hyung. Let's go in. It's cold. | Ağabey ne yapıyorsun? İçeri girelim, üşüdüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Not coming? | Gelmiyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Really, who is that guy? | Cidden... Şu adam da kim? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Isn't that Enrique? | Enrique... değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What's he here? | Burada ne yapıyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I think a dog's hurt, but the owner's out. | Bir köpek yaralandı sanırım ve sahibi de evde değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's...Ocean Village! | Burası... Okyanus semti! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm in Shinchook Apartments opposite. | Yolun karşısındaki Shinchook apartmanları. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Puppy, are you okay? | Köpekçik, iyi misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Answer me. Huh? | Cevap ver bana, hı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Blackie, are you okay? | Karalı, iyi misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Blackie... | Karalı... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Poor baby, does it hurt? | Bebeğim... İncinmedin değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What're you doing, Ajumma? | Ne yapıyorsun, ahjumma? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
What joke is fate playing? | Nasıl bir kader ki bizimle dalga geçiyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Should I upload this info on the internet? | Bu bilgiyi internete yüklesem mi acaba? O gün çok sevimliydim ve hayvanat bahçesinin etrafında yürüyordum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Are you sure he's Enrique? | Enrique olduğundan emin misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
He looked like a kid. He is a kid. | Küçük bir çocuk gibi görünüyordu. Haklısın. Küçük bir çocuktu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
He's in the fast lane of success. | Hayatta başarılı olmak için hızlı şeritte giden biri o. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Are you waiting for someone? | Ne yapıyorsun? Birini mi bekliyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's cold. Come on. Okay. Let's go. | Üşüdüm, gidelim. Pekâlâ, gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Get in. | Binin. Binin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why didn't you hold the door open for her? | Neden elini uzatıp kapıyı omum için açık tutmadın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
She won't get in anyway. | Nasılsa binmezdi. Kişiliği öyle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Scared me. | Beni korkuttunuz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Why are you jumpy whenever you see me? | Beni her görüşünüzde neden aniden irkiliyorsunuz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Still, you hardly ever leave your unit. | Gerçi... Dairenizden pek sık dışarı çıkmadığınızdan olsa gerek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
But... | Ama bu arada... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
weren't you joining us earlier? | Az önce bize katılacağınızı sandım, ama sonra başka yere gittiğinizi gördüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
But the fine... What about the fine? | Şey... Ceza ücreti... Ceza ücretini niye düşünüyorsun şimdi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You be the rep tomorrow, so come, okay? | Yarın ki yönetici sen olacaksın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Hey, Dong Hoon, where's that thingy? | Dong Hoon, o şey nereye gitti? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Didn't I say to return things where they belong? | Sana kaç defa aldığını aldığın yere geri koy dedim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Hey, Dong Hoon, what's it called? | Dong Hoon... Hani vardı ya biliyorsun... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Here's the nail thing! | İşte buradaymış! Tırnak kesen makas! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
I'm going to find Enrique. | Ağabey... Enrique'yi bulacağım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
How can you see him looking out the window? | Oradan bakılarak Enrique görülecek mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Wow, the legs on that woman ... wow! | Şu kadının bacakları...! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Hey, peeping is illegal! | Birilerini gözetlemek yasadışı bilmiyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Unbelievable. Unbelievable? | İnanılmaz. İnanılmaz mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Her face is so unattractive. | Yüzü inanılmaz çirkinmiş. Benim hatam. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's so cold. | Çok soğuk. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Wow, is that a dragon's lair? | Vay canına... Şu binaya bak. Ejderha yuvası filan mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's so close, I bet they can hear me. | Çok yakın. Konuştuklarım oradan bile duyulabilir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
How timid and frail is unrequited love. | O yüzden ben de ilk defa biriyle kavga edip kıskandım. Karşılıksız aşk ne kadar ürkek ve narindir? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
A place you entered of your own accord | Karşılıksız aşk kendi yoluna bulsa da... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
but you're trapped, unable to find an exit. | Çıkışı bulamayan ve içimde sıkışıp kalan, aşktır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
He doesn't know a thing | Başlatan ben olsam da... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
and could one day leave my line of sight | Hiçbir şeyden habersiz olan o, gözlerimin önünden giderse... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
A love that does not bloom flowers... | Bir kere bile tomurcuk açmaya fırsat bulamayan bir çiçek... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
That is unrequited love. | Bu... Karşılıksız aşk. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
Tae Joon! | Tae Joon Abi! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
It's been a year. | Görüşmeyeli bir yıl oldu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
My little Que geum... It's been a year. | Küçük Kkae geum cidden... Görüşmeyeli bir yıl oldu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You called me Que geum. You are Tae Joon! | Oh... Bana Kkae geum dediğine göre... Gerçekten Tae Joon Ağabeyimsin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
You never came when I asked | Gelmen için yalvardığımda bile gelmemiştin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
So sincere, I'm touched! Thanks! | Şu samimiyetine bak. Çok etkilendim! Minnettar kaldım! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
In that case... | Peki öyleyse... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |
get me a new TV? | Bana yeni bir televizyon alır mısın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ![]() |