English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 19762
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| CORKYCORKY: Everyone knows she's lying. | CANLICANLI: Kızın yalan söylediğini herkes biliyor. | Flocken-1 | 2015 |  |
| MISSG: She's said things before but really, the police...'? | BAYANG: Daha önce de bir şeyler demişti ama gerçekten polis..? | Flocken-1 | 2015 | |
| B MAN: She probably fucked them too. Whores like that will do anything | B ADAM: Muhtemelen onlara da vermiştir. Orospular böyle şeyler de yapar. | Flocken-1 | 2015 | |
| MISSG: Fucks anything that moves | BAYANG: Bunun için her şeyini verir. | Flocken-1 | 2015 | |
| FELIX THE CAT: Just like her mom B MAN: ha ha right | KEDİ FELIX: Tıpkı anası. B ADAM: Ha ha. Doğru. | Flocken-1 | 2015 | |
| CORKYCORKY: SLUTS anyone could be next | CANLICANLI: SÜRTÜKLER. Sıradaki herhangi biri olabilir. | Flocken-1 | 2015 | |
| FELIX THE CAT: WHORE ALARM! MISSG: Ho ho hoes! | KEDİ FELIX: OROSPU ALARMI! BAYANG: O rus bu! | Flocken-1 | 2015 | |
| 1 NEW MESSAGE | 1 YENİ MESAJ MESAJ AÇILIYOR | Flocken-1 | 2015 | |
| CUNT | AMCIK | Flocken-1 | 2015 | |
| It will find its way out, I'm sure. | O yolunu bulur, eminim. | Flocken-1 | 2015 | |
| Jennifer, you know you can always ask me for help. | Jennifer, her zaman benden yardım isteyebileceğini biliyorsun. | Flocken-1 | 2015 | |
| If you're ever in any trouble. | Ne sıkıntın olursa olsun. | Flocken-1 | 2015 | |
| Yeah. You can always talk to me. | Evet. Benimle her zaman konuşabilirsin. | Flocken-1 | 2015 | |
| I was fifteen once, and I know you can say stupid things you don't mean. | Bir zamanlar ben de 15 yaşındaydım, istemesen de aptalca şeyler diyebilirsin. | Flocken-1 | 2015 | |
| But only the truth counts. | Ama sadece gerçekler konuşulacak. | Flocken-1 | 2015 | |
| Who are you texting? | Kiminle mesajlaşıyorsun? | Flocken-1 | 2015 | |
| Isak says Alexander didn't do it. | Isak, Alexander öyle bir şey yapmadı diyor. | Flocken-1 | 2015 | |
| Isak is a complete moron. | Isak tam bir geri zekalı. | Flocken-1 | 2015 | |
| You sure don't act as if you've been raped. | Tecavüze uğramışsın gibi davranma. | Flocken-1 | 2015 | |
| What the hell! | Ne oluyor be? | Flocken-1 | 2015 | |
| You just did the right thing. You have to tell the truth. | Sen doğru olanı yaptın. Gerçeği anlatmak zorundaydın. | Flocken-1 | 2015 | |
| Let's gather here. Come on, everybody. | Buraya toplanın. Hadi millet. | Flocken-1 | 2015 | |
| Ah. Glad to see you here, Jennifer. | Burada olmana sevindim, Jennifer. | Flocken-1 | 2015 | |
| We'll do some exercises in the water. We'll divide into pairs. | Suda biraz antrenman yapacağız. İkili gruplara ayrılacağız. | Flocken-1 | 2015 | |
| You two together. And you two, good. | İkiniz berabersiniz. Siz de öyle, güzel. | Flocken-1 | 2015 | |
| Here's another pair. And you with her. | Bir çift daha. Sen de onunlasın. | Flocken-1 | 2015 | |
| There. You two, and you two. | Burada da siz ikiniz ve siz de ikiniz. | Flocken-1 | 2015 | |
| Peo, can I switch with Amanda, to be with Jennifer? | Peo, Amanda ile yer değişip Jennifer ile eş olabilir miyim? | Flocken-1 | 2015 | |
| Let's get in. | Atlayın. | Flocken-1 | 2015 | |
| Okay, take turns to dive for these. | Pekâlâ, bu şekilde dönüp suya dalın. | Flocken-1 | 2015 | |
| You go get it first, okay'? | İlk sen yap, olur mu? | Flocken-1 | 2015 | |
| Dive. Dive! | Dal. Dal! | Flocken-1 | 2015 | |
| What the hell are you doing'? | Ne yapıyorsun be? | Flocken-1 | 2015 | |
| Let me go, psycho! You're trying to drown me! | Bırak beni, ruh hastası! Beni boğmaya çalışıyorsun! | Flocken-1 | 2015 | |
| Let me go, whore! Jennifer! | Bırak beni, orospu! Jennifer! | Flocken-1 | 2015 | |
| You're nuts! That's coming from a psycho! | Amcık seni! Diyene bak, ruh hastası! | Flocken-1 | 2015 | |
| Hello. I'm glad I had time to see you. Sit down. | Merhaba. Size vakit ayırabildiğim için memnunum. Oturun. | Flocken-1 | 2015 | |
| I'm not sure you know what happened. This is a small school. | Yaşananlardan haberiniz var mı bilmiyorum. Burası küçük bir okul. | Flocken-1 | 2015 | |
| We have no secrets. Jennifer and I were thinking... | Gizlimiz saklımız olmaz. Jennifer ile ben düşünüyorduk... | Flocken-1 | 2015 | |
| We're right in the middle of the semester. | Dönemin ortasındayız. | Flocken-1 | 2015 | |
| I think it would be hard to find a school you could move to, Jennifer. | Bence Jennifer'ın kaydını aldıracağınız bir okul bulmak çok zor. | Flocken-1 | 2015 | |
| I don't want to move. What do you mean? | Ben kaydımı aldırmak istemiyorum. Ne diyorsunuz peki? | Flocken-1 | 2015 | |
| He could fucking move. We figured Alexander could go. | O çocuk bu okuldan kaydını aldırmalı. Alexander'ın gitmesi gerektiğini düşündük. | Flocken-1 | 2015 | |
| This is a municipal school, and we welcome everyone. | Burası bir kamu okulu ve herkese kapımız açık. | Flocken-1 | 2015 | |
| He's nuts, don't you get that'? Calm down. | O deli, anlamadınız mı daha? Sakin ol. | Flocken-1 | 2015 | |
| You listen to him, but not to me. No one is left unheard here. | O çocuğu dinlediniz, beni dinlemediniz. Duymayan kalmadı. | Flocken-1 | 2015 | |
| This is a good school, and... If you think so, you're fucking blind! | Burası iyi bir okuldur ve... Böyle düşünüyorsanız, körsünüz demektir! | Flocken-1 | 2015 | |
| Hello. Use a plate, will you'? | Selam. Tabak al altına, tamam mı? | Flocken-1 | 2015 | |
| How was school today? | Okul nasıldı bugün? | Flocken-1 | 2015 | |
| Well'? Fine. | İyi miydi? İyiydi. | Flocken-1 | 2015 | |
| Daddy forgot his lunch box. Can you take it to him? | Baban yemeğini unutmuş. Bunu ona götürür müsün? | Flocken-1 | 2015 | |
| Finish your sandwiches first. | Önce sandviçini bitir. | Flocken-1 | 2015 | |
| Don't you trust me'? | Bana güvenmiyor musun? | Flocken-1 | 2015 | |
| What the hell are you doing here? Where's Dad? | Burada ne yapıyorsun? Babam nerede? | Flocken-1 | 2015 | |
| Oh. Come on. | Gel böyle. | Flocken-1 | 2015 | |
| Tony! He's over there. | Tony! Baban orada. | Flocken-1 | 2015 | |
| You know the way out. | Çıkışı biliyorsun. | Flocken-1 | 2015 | |
| CORK'! CORN '. May 24th, W AM | CANLICANLI: 24 Mayıs. Saat 10:00. | Flocken-1 | 2015 | |
| SARA75: What'? What'? What'??? | SARA75: Ne? Ne? Ne??? | Flocken-1 | 2015 | |
| CORKYCORKY: FUCKING TRIAL! MISSG: really:'( | CANLICANLI: DURUŞMA! BAYANG: Gerçekten mi? :'( | Flocken-1 | 2015 | |
| B MAN: they believe all kinds of crap | B ADAM: Tüm saçmalıklara inanıyorlar. | Flocken-1 | 2015 | |
| SNOOK: lying cunt | NANİK: Yalancı amcık. | Flocken-1 | 2015 | |
| MISSG: is she doing it for money or what CORKYCORKY: so fucking low | BAYANG: Bunu para için mi yapıyor? CANLICANLI: Çok adice. | Flocken-1 | 2015 | |
| MISSG: Probably fucks the judge too SNOOK: LOL | BAYANG: Muhtemelen hâkime de vermiştir. NANİK: Ha ha ha. | Flocken-1 | 2015 | |
| Let's buy less booze this time. Just one bottle. | Bu sefer az içki alalım. Bir şişe yeter. | Flocken-1 | 2015 | |
| You said that the last time, too. | En son yine böyle demiştin. | Flocken-1 | 2015 | |
| We'll buy a bigger bottle this time. | Bu sefer büyük bir şişe alırız. | Flocken-1 | 2015 | |
| See you tomorrow. Yeah. | Yarın görüşürüz. Evet. | Flocken-1 | 2015 | |
| Aren't you cold'? | Üşümedin mi? | Flocken-1 | 2015 | |
| Want to come inside? | İçeri gelmek ister misin? | Flocken-1 | 2015 | |
| Do you want something to drink'? Yes. | İçecek bir şey ister misin? Evet. | Flocken-1 | 2015 | |
| I'm going to kill those fuckers. No, you're not. | O piçleri geberteceğim. Hayır, gebertmeyeceksin. | Flocken-1 | 2015 | |
| You'll die too. | Sen de öleceksin. | Flocken-1 | 2015 | |
| If you want to kill me, you have to release the safety first. | Beni öldürmek istiyorsan, önce emniyeti açmalısın. | Flocken-1 | 2015 | |
| I'm not lying about it. | Bu konuda yalan söylemiyorum. | Flocken-1 | 2015 | |
| Why would I lie about something like that'? | Neden böyle bir yalan söyleyeyim ki? | Flocken-1 | 2015 | |
| As soon as we can afford it, we're leaving. | Yakında gücümüz yetince, buradan ayrılıyoruz. | Flocken-1 | 2015 | |
| Where would you go'? Never you mind. | Nereye gideceksiniz? Seni ilgilendirmez. | Flocken-1 | 2015 | |
| Where would you like to go'? | Nereye gitmek istersin? | Flocken-1 | 2015 | |
| Miami. | Miami. | Flocken-1 | 2015 | |
| Ifs always sunny there. | Orada hava hep güneşli. | Flocken-1 | 2015 | |
| Hot as hell. | Cehennem gibi sıcak. | Flocken-1 | 2015 | |
| Well, Flisan. 'Time to show who rules. I will. | Evet, Flisan. Kimin sözünün geçtiğini gösterme vakti geldi. Göstereceğim. | Flocken-1 | 2015 | |
| Just toss the amateurs out. | Amatörleri görmezden gel. | Flocken-1 | 2015 | |
| You need a kick for good luck. Go. Thrash them. | İyi şans için tekme atman gerek. Git. Onları hezimete uğrat. | Flocken-1 | 2015 | |
| Good. Go on! | Güzel. Devam et! | Flocken-1 | 2015 | |
| Good. Very good. Stay up there. | Güzel. Aferin. Orada dur. | Flocken-1 | 2015 | |
| Why isn't she allowed to play? What a fucking idiot. | O neden oynamıyor? Tam bir salak. | Flocken-1 | 2015 | |
| Come on, girls! | Hadi kızlar! | Flocken-1 | 2015 | |
| Good job, girls. Very good. | Helal size kızlar. Çok güzel. | Flocken-1 | 2015 | |
| I'm talking to Peo. Please don't. | Peo ile konuşacağım. Lütfen gitme. | Flocken-1 | 2015 | |
| Good. Let's gather here. | Güzel. Hadi toplanın. | Flocken-1 | 2015 | |
| Pam! | Peo! | Flocken-1 | 2015 | |
| What's going on'? Why can't she play'? Cut it out. | Ne oluyor? Kız neden oynamıyor? Uzatma. | Flocken-1 | 2015 | |
| She has nothing to do with this. Calm down, will you'? | Onun bu olayla bir alakası yok ki. Sakin ol, tamam mı? | Flocken-1 | 2015 | |
| Stop it. Just stop it! | Durun. Durun! | Flocken-1 | 2015 | |
| She has nothing to do with it. Stop, will you! | Onun bu olayla bir alakası yok. Kes, tamam mı? | Flocken-1 | 2015 | |
| I wasn't allowed to. | Oynamama izin verilmedi. | Flocken-1 | 2015 | |
| You'll get to play another time. It's not the same. | Başka zaman oynarsın. Aynı şey değil. | Flocken-1 | 2015 | |
| I couldn't play since Jennifer is a lying whore. | Jennifer fahişelik yalanını ortaya attığından beri oynayamıyorum. | Flocken-1 | 2015 | |
