Search
English Turkish Sentence Translations Page 19557
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Okay, Bob! Come on, let her rip! | Tamam Bob! Hadi artık başla! Hadi Bob, kaldır şunları. Tamam Bob! Hadi artık başla! | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qhat's going on? I don't know. | Neler oluyor? Bilmiyorum. Ne oluyor? Bilmiyorum. Neler oluyor? Bilmiyorum. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Bob! Yeah? | Bob! Efendim? Bob! Efendim? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Oh, here! It's a fuse. | Tamam, oldu. Sigortadanmış. Tamam!..Sigortadanmış.. Tamam, oldu. Sigortadanmış. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
It's the fuse. It's a fuse! | Sigortaymış. Sigortaymış. Sigorta.. Sigortaymış. Sigortaymış. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, we're good. | Tamam, her şey yolunda. Tamam, her şey yolunda. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
It'll do that all day, engine running or not. | Motor çalışsın ya da çalışmasın, tüm gün devam edebilir. Motor çalışsın ya da çalışmasın silecekler bütün gün böyle çalışabilir. Motor çalışsın ya da çalışmasın, tüm gün devam edebilir. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qell, that is... | Eee, bu şey.... Eee, bu şey.... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
That's good. | Güzel. Çok iyi.. Güzel. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qe call this "variable speed. " | Buna "değişken hız" diyoruz. Biz buna "Değişken Hız" diyoruz. Buna "değişken hız" diyoruz. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Variable speed. | Değişken hız. Değişken hız. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
"Variable dwell. " | "Değişken sabit". "Değişken kalmak" "Değişken sabit". | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
That is very impressive. | Çok etkileyici bir şey. Çok etkileyici. Çok etkileyici bir şey. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Gil, how about giving us a little look under the hood, huh? | Kaputun altına bir göz atabilir miyiz Gil? Gil, kaportanın altına biraz baksak ha? Kaputun altına bir göz atabilir miyiz Gil? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Sorry, Frank, we can't do that. | Üzgünüm Frank, olmaz. Olmaz Frank, yapamam.. Üzgünüm Frank, olmaz. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
He's not doing that manually, is he? | Eliyle yapıyor değil mi? Silecekleri içeriden elle oynatmıyor değil mi? Eliyle yapıyor değil mi? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Bob? Bob! | Bob? Bob! Bob? Bob! | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Uh, would you get out of the car? | Acaba arabadan çıkar mısın? Arabadan çıksana. Acaba arabadan çıkar mısın? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
They think you might be manipulating the controls. | Elle kontrol ettiğini düşünüyorlar. Silecekleri senin oynattığını sanıyorlar. Elle kontrol ettiğini düşünüyorlar. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qell, I am. | Zaten öyle. Evet, ben oynatıyorum. Zaten öyle. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
That is very good, Bob. | Çok hoş Bob. Bu çok iyi Bob. Çok hoş Bob. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
That is very, very good. | Çok çok güzel. Çok çok güzel. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I think we should get you a copy of our specs. | Sanırım sana, aradığımız şartları bildirmemiz gerekiyor. Bence çalışmalarımızı sizinle paylaşmalıyız. Sanırım sana, aradığımız şartları bildirmemiz gerekiyor. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
But I can tell you this, though. At a minimum, at a minimum, | Ama yine sana şunu söyleyebilirim. Gerçek koşullar altında... Ama şunu da söylemeliyim ki, herşey tamam olsa da, Ama yine sana şunu söyleyebilirim. Gerçek koşullar altında... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
it's gonna have to run a million and a half cycles | ...en azından.. Ama en azından... asgari olarak ve gerçek zamanlı koşullarda ...en azından.. Ama en azından... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
under real time conditions. | ...bir buçuk milyon devir yapmalı. milyon kez çalışabilmeli. ...bir buçuk milyon devir yapmalı. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
And operate... Uh, excuse me. | Ve tabi çalışmalı... Ah, af edersin. Ve tabi motor... Ve tabi çalışmalı... Ah, af edersin. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qhat's the maximum temperature under the hood? | Kaputun altındaki en yüksek ısı kaç? Kaportanın altında en yüksek sıcaklık kaç derece oluyordu? Kaputun altındaki en yüksek ısı kaç? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
It's, uh... Two hundred and seventy degrees. | Yaklaşık... İki yüz yetmiş derece. 270 derece... Yaklaşık... İki yüz yetmiş derece. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Mmm hmm. | Peki... Peki... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
If it operates in the field like it did here... | Eğer saha da da buradaki gibi çalışırsa... Eğer burada çalıştığı gibi yollarda da çalışırsa... Eğer saha da da buradaki gibi çalışırsa... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qhere'd you get your degree? | Hangi okul mezunuydun? Nereden mezunsun? Hangi okul mezunuydun? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Uh, Case Qestern. | Case Western. Case Western. Case Western. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna look under the hood. | Kaputun altına bakacağım. Kaportanın altına bakmalıyım. Kaputun altına bakacağım. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Sorry, we'd rather not. | Üzgünüm ama bakmamanızı tercih ederim. Üzgünüm mümkün değil.. Üzgünüm ama bakmamanızı tercih ederim. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
It's nothing against Ford, sir. I've admired the company my whole life. | Ford'a karşı bir şeyim yok. Tüm hayatım boyunca firmaya saygı duydum. Ford firmasına gıcıklığımdan değil, hayatım boyunca şirketinizi takdir ettim.. Ford'a karşı bir şeyim yok. Tüm hayatım boyunca firmaya saygı duydum. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
No problem. | Sorun değil. Önemli değil.. Sorun değil. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
But I'll get to work right away, just as soon as I get the specs. | Ama istediğiniz özellikler elime geçer geçmez çalışmaya başlayacağım. Ama şimdilik böyle çalışmak zorundayım. Size yakında ayrıntıları da veririm. Ama istediğiniz özellikler elime geçer geçmez çalışmaya başlayacağım. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Okay, good, good. | Tamam, olur. Olur. Tamam, olur. Olur. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Listen, I know that we are gonna be in touch with you. | Bak, eminim ki seninle irtibata geçeceğiz. Tamam, seni mutlaka arayacağız. Bak, eminim ki seninle irtibata geçeceğiz. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Yes, sir. Very good. Gil. | Evet efendim. Çok iyi Gil. Evet efendim. Çok iyi Gil. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Dr. Kearns? Case Qestern. | Dr. Kearns? Case Western? Dr. Kearns.. Case Western. Dr. Kearns? Case Western? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
That's a... That's a good school. | Aslında... İyi bir okuldur. İyi bir okulmuş.. Aslında... İyi bir okuldur. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Get out of the car. Get out of the car. | İn arabadan. İn arabadan. Çık arabadan... İn arabadan. İn arabadan. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
You did a hell of a job, pal. | Müthiş bir iş çıkardın dostum. Manyak bir iş yaptın bilader. Müthiş bir iş çıkardın dostum. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Hell of a job. | Müthiş bir iş. Müthiş bir iş. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Thank you. | Teşekkürler. Sağol. Teşekkürler. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I'll see you. | Görüşürüz. Görüşürüz. Görüşürüz. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qell, there's a difference between | İyi bir fikirle iyi bir ürün arasında... İyi bir fikirle iyi bir ürün arasında... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
a good idea and a good product. | ...bir fark vardır. fark vardır.. ...bir fark vardır. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I've had a lot of good ideas. | Benim de bir çok güzel fikrim vardı. Bir sürü iyi fikrim vardı. Benim de bir çok güzel fikrim vardı. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Just nothing that's quite clicked, you know? | Ama çok da işe yarar değil, anlatabildim mi? Öylesine aklıma gelirdi, bilirsin.. Ama çok da işe yarar değil, anlatabildim mi? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
It makes you wonder what it is makes a man successful. | Bir insanı başarılı kılan şeyin ne olduğunu merak ediyorsunuz. İnsanı başarıya götüren bu merak nereden kaynaklanır? Bir insanı başarılı kılan şeyin ne olduğunu merak ediyorsunuz. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Brains? | Beyin mi? Zekadan mı? Beyin mi? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Talent? | Yetenek mi? Yetenekden mi? Yetenek mi? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Of course, there's a lot of unsuccessful talents running around out there. | Tabii ki. Dışarıda gezinen bir sürü başarısız yetenek var. Tabi ki boşu boşuna uğraştığım zamanlar da oldu. Tabii ki. Dışarıda gezinen bir sürü başarısız yetenek var. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Maybe this is the one. | Belki de budur. Belki bu sefer tamamdır. Belki de budur. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Maybe this'll get you where you want to be, you know? | Belki de sizi olmak istediğinizi yere götürecek olan şey budur. Belki de bu seni olmak istediğin şey yapacak. Belki de sizi olmak istediğinizi yere götürecek olan şey budur. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
But I don't know. I look at you and I look at us and I just think | Bak bilmiyorum. Sana bakıyorum bize bakıyorum ve... Bilmiyorum. Sana bakıyorum, bize bakıyorum ve bence, Bak bilmiyorum. Sana bakıyorum bize bakıyorum ve... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
you're a success. Don't you feel that way? | ...başarılı olduğunu düşünüyorum. Sence de öyle değil mi? ..sen başarılı birisin. Böyle hissetmiyor musun? ...başarılı olduğunu düşünüyorum. Sence de öyle değil mi? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Maybe it's some other thing. | Beliki de başka bir şeydir. Belki başka birşeydir. Beliki de başka bir şeydir. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Like luck, timing. | Şans ya da zamanlama gibi. Şans, zamanlama gibi, Şans ya da zamanlama gibi. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Some intangible thing like that. | Ya da benzeri soyut şeyler. soyut bir şey belki de... Ya da benzeri soyut şeyler. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
It haunts me a little. | Bazen usanıyorum. Beni biraz tırsırtıyor. Bazen usanıyorum. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna get some more tea. Do you want anything? | Ben bir çay daha alacağım. Sen de bir şey ister misin? Biraz daha çay alacağım. Sen birşey ister misin? Ben bir çay daha alacağım. Sen de bir şey ister misin? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
No, I'm good. No? Okay. | Hayır, sağol. Hayır mı? Öyle olsun. Yok sağol.. Hayır, sağol. Hayır mı? Öyle olsun. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I explained it to her, and then she just, like... | Ona açıkladım ama sanki sadece... Ona açıkladım ama sanki sadece... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Patrick, come on with that paper! | Patrick, getir şu gazeteyi. Patrick, gazeteyi getir! Patrick, getir şu gazeteyi. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I'm good, I got it! | Tamam. Aldım. Tamam getirdim. Tamam. Aldım. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Okay, it's Tuesday, "Cold, clear and sunny. | Evet, bugün salı. "Soğuk, açık ve güneşli bir hava." "Salı soğuk, hava açık ve güneşli." Evet, bugün salı. "Soğuk, açık ve güneşli bir hava." | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
"Qednesday, clear and warmer. " | "Çarşamba, açık ve daha serin." "Çarşamba açık ve ılık" "Çarşamba, açık ve daha serin." | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Hey, hey, hey. Hey, give it back! | Hey, hey, Hey. Hey, geri ver şunu! Geri ver şunu! Hey, hey, Hey. Hey, geri ver şunu! | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Let him have it. | Ver gitsin hadi. Bırak da okusun.. Ver gitsin hadi. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Okay, "Thursday, clear. | Neyse. "Perşembe açık." "Perşembe, açık." Neyse. "Perşembe açık." | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
"Friday, partly cloudy and colder, and a clearing on Sunday. " | Cuma, parçalı bulutlu ve soğuk, pazar ise açık. "Cuma, parçalı bulutlu ve soğuk, Pazar günü açık.." Cuma, parçalı bulutlu ve soğuk, pazar ise açık. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qell, we need some rain. | Bize yağmur gerek. Bize yağmur lazım. Bize yağmur gerek. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Maybe instead of grace, we should say a prayer, Dad. | Belki de yemek duası yerine yağmur duası etmeliyiz baba. Belki beklemek yerine dua etmeliyiz baba Belki de yemek duası yerine yağmur duası etmeliyiz baba. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Didn't we just say grace already? Yeah. | Yemek duasını zaten etmedik mi? Yani. Zaten demin etmemiş miydik? Yemek duasını zaten etmedik mi? Yani. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
No, no, that's okay. That's okay. Let's do that. Come on. | Hayır, hayır. Sorun değil. Sorun değil. Haydi dua edelim. Tamam, tamam olur.. Hadi.. Hayır, hayır. Sorun değil. Sorun değil. Haydi dua edelim. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Let's do a little prayer here, huh? Qhen you say a prayer, you're supposed to fold your hands. | Hadi duamızı edelim, olur mu? Küçük bir dua edelim.. Hadi duamızı edelim, olur mu? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Dear God, thank you for all the sunshine you've been sending. | Tanrım, üzerimize doğan güneş için sana şükrediyoruz.. Sevgili tanrım, bize verdiğin güneşli havalar için teşekkür ederiz. Tanrım, üzerimize doğan güneş için sana şükrediyoruz.. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Qe know in your infinite wisdom, | Biliyoruz ki sen sonsuz ilim sahibisin, Sonsuz hikmetinle, Biliyoruz ki sen sonsuz ilim sahibisin, | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
you managed to create the elasticity of rain water different than tap. | ve yağmur suyunun musluk suyundan farklı olmasını sen sağladın. yağmur suyunu ayrı, musluk suyunu ayrı yaratabilirsin. ve yağmur suyunun musluk suyundan farklı olmasını sen sağladın. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
If you could see it in your good graces | Lütfunu göster ve... Hikmetini kullanarak, Lütfunu göster ve... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
to, you know, send us some rain | ...bize yağmuru gönder ki... bize biraz yağmur gönder. ...bize yağmuru gönder ki... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
so that we can test the Blinking Eye in real life conditions, | ...biz de "Kırpılan Göz"ü gerçek koşullarda test edelim... Gönder ki biz de "Göz Kırpan"ı gerçek şartlarda test edebilelim. ...biz de "Kırpılan Göz"ü gerçek koşullarda test edelim... | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
we'd appreciate it. Amen. | Sana şükrediyoruz. Amin. Sana minnettarız. Amin. Sana şükrediyoruz. Amin. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Do you think he heard you, Daddy? | Sence bizi duydu mu baba? Sence tanrı seni duydu mu baba? Sence bizi duydu mu baba? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
My luck, he's a G.M. Man. | Şansıma o da GM tarafında. Şansıma o da General Motors'dan.. Şansıma o da GM tarafında. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Go, go, go! | Hadi hadi hadi! Hadi hadi hadi! | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Careful! Dennis, in the back! Maureen, be careful! | Dikkat et! Dennis arkaya. Maureen, dikkatli ol. Yavaş olun! Dennis, arkaya! Maureen, dikkatli ol! Dikkat et! Dennis arkaya. Maureen, dikkatli ol. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
And it's working, too. Qatch that, watch that. | Ve işte çalışıyor. Bakın bakın. Çalışıyor. Şuna bakın!.. Şuna bakın!. Ve işte çalışıyor. Bakın bakın. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
I can adjust the speed, too. I can adjust it. | Hızını da ayarlayabiliyorum. Ayarlayabiliyorum. Hızını da ayarlayabiliyorum.. Hızını da ayarlayabiliyorum. Ayarlayabiliyorum. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Look at that. Yeah. | Şuna bakın. İşte bu. Şuna bakın. İşte bu. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Perfect. That was awesome. | Mükemmel. Harikaydı. Harika.. Mükemmel.. Mükemmel. Harikaydı. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Hey, hey, hey! Hey, you see that car across the street? | Hey, hey, hey! Yolun karşısındaki arabayı görüyor musunuz? Şu karşıdaki arabayı gördünüz mü? Hey, hey, hey! Yolun karşısındaki arabayı görüyor musunuz? | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yeah. Look at the driver. He's staring right at us. | Evet. Evet. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
He thinks I'm turning the wiper on and off here. You think he can tell? | Sileceği buradan açıp kapattığımı sanıyor. Silecekleri açıp kapadığımı zannediyor. Sileceği buradan açıp kapattığımı sanıyor. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Look at this. No, no! Look here. | Bakın şimdi. Hayır, hayır! Buraya bak. Bakın şimdi. Hayır, hayır! Buraya bak. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |
Look at that, mister. No hands! He's wondering what the heck's going on! | Bakın bayım. Ellerim boş. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Bakın bayım ellerim yukarıda! Ne olduğunu anlayamadı... Bakın bayım. Ellerim boş. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor. | Flash of Genius-1 | 2008 | ![]() |