Search
English Turkish Sentence Translations Page 19423
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Someone call a doctor! | Biri doktor çağırsın. Biri doktor çağırsın. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Ever been to a cheerleading competition? | Hiç bir amigo yarışmasına katıldın mı? Hiç bir amigo yarışmasına katıldın mı? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Oh, you mean like a football game? | Yani bir futbol maçı gibi mi? Yani bir futbol maçı gibi mi? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
No, not a game. Those are like practices for us. | Hayır, maç değil. Bunlar bizim için idman gibi. Hayır, maç değil. Bunlar bizim için idman gibi. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I'm talking about a tournament. | Ben turnuvadan bahsediyorum. Ben turnuvadan bahsediyorum. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
ESPN cameras all around. Hundreds of people in crowds cheering. | Her yer kameralarla doludur. Yüzlerce insan tezahürat yapar. Her yer kameralarla doludur. Yüzlerce insan tezahürat yapar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Wait. People cheering cheerleaders? | Ne yani insanlar amigo kızlara mı tezahürat yaparlar? Ne yani insanlar amigo kızlara mı tezahürat yaparlar? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You should be in the movies. | Bu filmlerde sen olmalısın. Bu filmlerde sen olmalısın. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You're hotter than all of these cheerleaders rolled together. | Sen bu filmlerde oynayan amigo kızlardan çok daha seksisin. Sen bu filmlerde oynayan amigo kızlardan çok daha seksisin. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Cheerleaders rolled together. | Filmlerde oynayan amigolar. Filmlerde oynayan amigolar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I gotta take a Louis Leakey. | Benim su dökmem gerek. Benim su dökmem gerek. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Listen, you, don't get any cuter while I'm gone. I'm serious. | Sakın ben gelene kadar bir şirinlik yapma, ciddiyim. Sakın ben gelene kadar bir şirinlik yapma, ciddiyim. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
And let me give you a little tip from a cheerleader. | Sana amigoluk hakkında bir tüyo vereyim. Sana amigoluk hakkında bir tüyo vereyim. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Be aggressive B E aggressive | Ag resif ol. Ag ag resif ol. Ag resif ol. Ag ag resif ol. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Where's that Jesse Bradford boy? I love him. No, seriously. | Şu Jesse Bradford denen çocuk nerde? Onu seviyorum. Cidden. Şu Jesse Bradford denen çocuk nerde? Onu seviyorum. Cidden. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Seriously. I love him. | Cidden, onu seviyorum. Cidden, onu seviyorum. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I gotta be honest with you, man. | Sana karşı dürüst olacağım, ahbap. Sana karşı dürüst olacağım, ahbap. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I don't think I'm into all this hooking up anymore. | Kızlarla takılma olayları beni hiç çekmiyor artık. Kızlarla takılma olayları beni hiç çekmiyor artık. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
It feels wrong. Yeah, it's supposed to feel wrong. | Yanlış yapıyoruz gibi geliyor. Öyle gelmeli zaten. Yanlış yapıyoruz gibi geliyor. Öyle gelmeli zaten. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
No, I mean, I feel guilty. | Demek istediğim, suçlu hissediyorum. Demek istediğim, suçlu hissediyorum. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I don't know what you're saying. Milty? Wilty? | Ne dedin anlamadım? Mutlu mu? Güçlü mü? Ne dedin anlamadım? Mutlu mu? Güçlü mü? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Something's not right. | İçim rahat değil. İçim rahat değil. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Tilty? I've never felt this way before. | Sütlü. Daha önce hiç böyle olmamıştım. Sütlü. Daha önce hiç böyle olmamıştım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Maquilty? | Basurlu? Basurlu? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Is that Dr. Rick? | Bu Dr. Rick değil mi? Bu Dr. Rick değil mi? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Awesome song. | Efsane parça. Efsane parça. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Dude, these local chicks are so easy. It's like banging fish in a barrel. | Buranın kızları acayip yollu, ahbap. Onları kapmak çocuk oyuncağı. Buranın kızları acayip yollu, ahbap. Onları kapmak çocuk oyuncağı. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
That Gina was a freak. I've got bite marks all over my badonkadonk. | Gina manyağın tekiydi. Malafatımda ısırık izleri oluştu. Gina manyağın tekiydi. Malafatımda ısırık izleri oluştu. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Or was that Aubrey? Whichever one smells like lavender. | Yoksa Aubrey miydi? Lavanta kokan hangisiyse işte. Yoksa Aubrey miydi? Lavanta kokan hangisiyse işte. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I got that stuff all over me. | Bütün koku üstüme sindi. İnanmazsanız kamışımı koklayın. Bütün koku üstüme sindi. İnanmazsanız kamışımı koklayın. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I don't get why you came here. You don't even like Carly. | Buraya niye geldik ki biz? Sen Carly'den hoşlanmazsın bile. Buraya niye geldik ki biz? Sen Carly'den hoşlanmazsın bile. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I told you, man. Our parents are old friends... | Sana söyledim, adamım. Ailelerimiz eskiden tanışıyorlar... Sana söyledim, adamım. Ailelerimiz eskiden tanışıyorlar... | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
...which means they approve of her, they give me anything I want... | ...onu bana uygun görmüşler bana istediğimi verirler. ...onu bana uygun görmüşler bana istediğimi verirler. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
...including this sick 3 series Beemer, with nav... | Hatta şişko kıçını buraya getiren bu manyak BMW ve nakit parayı da. Hatta şişko kıçını buraya getiren bu manyak BMW ve nakit parayı da. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Rock it. | Nasıl ama? Nasıl ama? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Why you gotta take a shot at my weight? | Kilolarımla dalga geçmek zorunda mısınız? Kilolarımla dalga geçmek zorunda mısınız? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You know I'm working on it. | Diyette olduğumu biliyorsunuz. Diyette olduğumu biliyorsunuz. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I gotta tell her. | Ona söyleyeceğim. Ona söyleyeceğim. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, no, buddy. Don't tell her. No, I have to. | Hayır, ahbap. Söyleme. Söylemek zorundayım. Hayır, ahbap. Söyleme. Söylemek zorundayım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
No, no, you really don't. | Hayır, değilsin. Hayır, değilsin. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I kind of do. | Evet, zorundayım. Evet, zorundayım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
It's pretty obvious that you're gonna go against everything I stand for... | Korumaya çalıştığım her şeyi mahvedeceğin ve yediğin... Korumaya çalıştığım her şeyi mahvedeceğin ve yediğin... | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
...and poop where you eat, so at least let me help you take that poop, okay? | ...kaba pisleyeceğin çok belli, en azından seni engellememe izin ver. ...kaba pisleyeceğin çok belli, en azından seni engellememe izin ver. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Trust me, bro, don't tell her. | Güven bana, kardeşim. Ona söyleme. Güven bana, kardeşim. Ona söyleme. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Why? She needs to find out what kind of guy he really is. | Neden? O herifin nasıl biri olduğunu öğrenmek onun hakkı. Neden? O herifin nasıl biri olduğunu öğrenmek onun hakkı. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
If you tell her, you'll be the guy who told her her boyfriend is cheating. | Bir söyledin mi, sevgilisinin onu aldattığını söyleyen kişi olacaksın. Bir söyledin mi, sevgilisinin onu aldattığını söyleyen kişi olacaksın. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Yeah? Bro, that's all you're ever gonna be. | Evet. Dostum, bu sıfat üstüne yapışacak. Evet. Dostum, bu sıfat üstüne yapışacak. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Best case scenario, she looks at you as a girlfriend. | İyi ihtimal, seni kız arkadaşı olarak görür. İyi ihtimal, seni kız arkadaşı olarak görür. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Worst case scenario, she's pissed at you for poking in her business. | Kötü ihtimal, seni işine burnunu sokmakla suçlar. Kötü ihtimal, seni işine burnunu sokmakla suçlar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Either way, you're not poking in her business. | İki durumda da, aslında işine burnunu sokmuyorsundur. İki durumda da, aslında işine burnunu sokmuyorsundur. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You marinate with that. | Seni hep böyle bilir. Seni hep böyle bilir. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I hear you. That's good advice. It is good advice. | Anladım. İyi bir tavsiye. Elbette iyi. Anladım. İyi bir tavsiye. Elbette iyi. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Thanks. That's what friends are for. | Sağ olasın, ahbap. Dostlar bu günler içindir. Sağ olasın, ahbap. Dostlar bu günler içindir. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Are you good? I'm good. | Bitti mi? Bitti. Bitti mi? Bitti. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Carly! | Carly! Carly! | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Carly. There's something I have to tell you. Carly! | Carly, sana söylemem gereken bir şey var. Carly! Carly, sana söylemem gereken bir şey var. Carly! | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I was wondering where you were. | Ben de seni bulmaya geliyordum. Ben de seni bulmaya geliyordum. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I was looking for you too. But you go first. What's up? | Ben de öyle. Önce sen. Ne oldu? Ben de öyle. Önce sen. Ne oldu? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I was just wondering about the moon. | Ben ayın durumunu soracaktım. Ben ayın durumunu soracaktım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I mean, is it still crescent or a half moon? | Yani hâlâ hilal mi, yoksa yarım ay mı? Yani hâlâ hilal mi, yoksa yarım ay mı? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
What the French have to say about it? | Fransızların bununla ilgili bir deyişi var mı? Ben aptalın tekiyim. Fransızların bununla ilgili bir deyişi var mı? Ben aptalın tekiyim. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
No. No, it's a waxing crescent moon tonight, and you're not an idiot. | Hayır. Bugün ay tam (ağdalı) hilal halinde ve sen aptal değilsin. Hayır. Bugün ay tam (ağdalı) hilal halinde ve sen aptal değilsin. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Carly horse. Rick. | Beygirim benim. Rick. Beygirim benim. Rick. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
That's what he calls you? Yeah. He means it cute. | Sana böyle mi hitap ediyor? Evet, kötü anlamda söylemiyor. Sana böyle mi hitap ediyor? Evet, kötü anlamda söylemiyor. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
What's up, high school? You smell like lavender. | N'aber, Liseli? Lavanta kokuyorsun. N'aber, Liseli? Lavanta kokuyorsun. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
We're learning about the effects of lavender therapy... | İkinci tür kanser hastaları üzerinde lavanta terapisinin etkisini araştırıyoruz. İkinci tür kanser hastaları üzerinde lavanta terapisinin etkisini araştırıyoruz. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
How's that working out? Anyone go into remission after smelling a flower? | Nasıl oluyormuş o? Hastalar çiçeği koklayınca iyileşiyorlar mıymış? Nasıl oluyormuş o? Hastalar çiçeği koklayınca iyileşiyorlar mıymış? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
All right, you caught me, man. | Pekâlâ, beni yakaladın ahbap. Pekâlâ, beni yakaladın ahbap. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I picked you some flowers, Carly. That is so sweet. Where are they? | Sana çiçek almıştım, Carly. Çok incesin. Nerede peki? Sana çiçek almıştım, Carly. Çok incesin. Nerede peki? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I made a special wish on them and threw them into the sky. | Üstlerine bir dilek dileyip onları gökyüzüne saldım. Üstlerine bir dilek dileyip onları gökyüzüne saldım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
That is so romantic. | Çok romantik. Çok romantik. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
We should hit it, Carlito's Way. I told the guys I'd be done with dinner in 40. | Gitmeliyiz, Carlito'nun Yolu. 40 dakika içinde yemekte olmamız gerekiyor. Gitmeliyiz, Carlito'nun Yolu. 40 dakika içinde yemekte olmamız gerekiyor. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I'll see you at practice? | Çalışmada görüşürüz. Çalışmada görüşürüz. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Shawn here is a great leather basket tosser. | Shawn çok iyi bir çember tutucudur. Shawn çok iyi bir çember tutucudur. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
What a great trick. | Ne numara ama. Ne numara ama. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Not as good as yours. | Senin eline su dökemem. Yarın görüşürüz, Shawn. Senin eline su dökemem. Yarın görüşürüz, Shawn. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Awesome date. I'll see you at the competition? | Müthiş bir geceydi. Yarışmada görüşürüz. Müthiş bir geceydi. Yarışmada görüşürüz. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I wouldn't miss it for the world. | Hayatta kaçırmam. Hayatta kaçırmam. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I like you a lot, Carles Barkley. You're one of the good ones, babe. | Senden hoşlanıyorum, Carles Barkley. Sen en iyilerdensin. Senden hoşlanıyorum, Carles Barkley. Sen en iyilerdensin. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You know what reminds me of the better times? | İyi zamanlar deyince aklıma ne geliyor? İyi zamanlar deyince aklıma ne geliyor? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Before Carly started hanging out with those two little suck buckets. | Carly'nin o iki çük kafalı ile tanışmasından önceki zamanlar. Carly'nin o iki çük kafalı ile tanışmasından önceki zamanlar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Something's up with them. | Onlarda bir şeyler var. Onlarda bir şeyler var. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Wanna stay and do some digging? | Biraz daha kalıp araştıralım mı? Biraz daha kalıp araştıralım mı? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Big time. You know why? | Aynen. Niye biliyor musun? Aynen. Niye biliyor musun? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Awesome song. Chumbawamba. It's the soundtrack to my life, man. | Müthiş şarkı. Chumbawamba. Bu hayatımın parçası, ahbap. Müthiş şarkı. Chumbawamba. Bu hayatımın parçası, ahbap. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Three, four, five, six, seven, eight. | 3, 4, 5, 6, 7, 8. 3, 4, 5, 6, 7, 8. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Cradle. One, two. | Beşik. 1, 2. Beşik. 1, 2. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Great job, guys. Let's take a little water break. | Çok iyiydi, çocuklar. Şimdi su molası verelim. Çok iyiydi, çocuklar. Şimdi su molası verelim. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Are my hips rotating too late before the final toss? | Son tutmadan önce kalçamı çok mu geç döndürüyorum? Son tutmadan önce kalçamı çok mu geç döndürüyorum? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I wasn't gonna say anything, but you gotta rotate and then catch. | Söylemeyecektim ama önce dönmeli sonra tutmalısın. Söylemeyecektim ama önce dönmeli sonra tutmalısın. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Rotate, then catch. | Dön, sonra tut. Dön, sonra tut. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
We're out of water. We need two volunteers to refill. | Suyumuz bitmiş. Doldurmak için iki gönüllü lazım. Suyumuz bitmiş. Doldurmak için iki gönüllü lazım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I'll go. Me too. | Ben giderim. Ben de. Ben giderim. Ben de. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Dude, don't go. Hey, Shawn. | Ahbap, gitme. Hey, Shawn. Ahbap, gitme. Hey, Shawn. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
God | Lanet... Lanet... | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Hi. | Selamlar. Selamlar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Listen, I don't know if I've told you this yet... | Sana bunu daha önce söyledim mi bilmiyorum... Sana bunu daha önce söyledim mi bilmiyorum... | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
...but your coaching, I mean, it's been incredible. | ...ama eğitmenliğin bir harika. ...ama eğitmenliğin bir harika. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
And whatever happens between us, you've made me a better cheerleader. | Aramızda ne yaşandıysa yaşansın, sayende iyi bir amigo oldum. Aramızda ne yaşandıysa yaşansın, sayende iyi bir amigo oldum. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
And for that, I owe you You have some food in your teeth. | Bu yüzden sana... Dişinde bir şey kalmış. Bu yüzden sana... Dişinde bir şey kalmış. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |