• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19128

English Turkish Film Name Film Year Details
I can't believe that I'm getting married Evlenmek üzere olduğuma inanamıyorum. Evet, birinci sınıftalar. Bayan. Felicity-1 1998 info-icon
and I feel like I'm about to throw up. You're just nervous. Neredeyse kusacağım. Heyecandandır. Felicity-1 1998 info-icon
Incredibly nervous, yeah. I mean, feel my hands. Son derece heyecanlıyım. Ellerime bir dokun. Felicity-1 1998 info-icon
They're... Öyle Felicity-1 1998 info-icon
Noel! Oh, my God. I know. Noel! Aman Tanrım. Biliyorum. Felicity-1 1998 info-icon
Noel, it's gonna be great. Noel, her şey harika olacak. Evet, ben de aramanızı bekliyordum. Felicity-1 1998 info-icon
Seriously. You and Zoe, you guys are perfect together. Çok ciddiyim. Sen'le Zoe kusursuz bir çiftsiniz. Felicity-1 1998 info-icon
And it's totally normal to be nervous. Remember how nervous Elena was? Heyecanlı olman da çok normal. Elena'yı hatırladın mı? Felicity-1 1998 info-icon
I miss talking to you. I miss it too. Seninle konuşmayı özlemişim. Ben de. Felicity-1 1998 info-icon
Do you remember at the end of college when I took you to the airport Mezuniyetten sonra seni havaalanına götürmüştüm... Felicity-1 1998 info-icon
and you asked me if I ever ...ve bana çıksaydık ne olurdu hiç merak... Felicity-1 1998 info-icon
wondered, you know, about us? ...ettin mi diye sormuştun, hatırlıyor musun? Felicity-1 1998 info-icon
Yeah, and you said "Never." Evet, sen de "hiç etmedim" dedin. Felicity-1 1998 info-icon
Well, obviously I was lying. I wondered all the time. Elbette yalan söyledim. Her zaman merak ettim. Felicity-1 1998 info-icon
I actually thought that at some point maybe Aslında bir ara Zoe'yle yaptığımızı... Felicity-1 1998 info-icon
we'd be... doing what Zoe and I are doing. 1 ...seninle yaparız diye bile düşündüm. Felicity-1 1998 info-icon
Tomorrow. Önümüzdeki 3 ay boyunca resmi olarak New York'da ikamet ediyor olacağım. Yarın hem de. 1 Felicity-1 1998 info-icon
Oh, my God. That sounded like I was hitting on you. No. Tanrım, sana asılıyormuşum gibi oldu. Hayır. Felicity-1 1998 info-icon
I knew you weren't. Yeah? Yeah. Asılmadığını biliyorum. Öyle mi? Evet. Felicity-1 1998 info-icon
It's just weird. I mean, Zoe's great. I love her, I really do. Çok garip. Yani, Zoe harika biri. Onu çok seviyorum, sahiden. Felicity-1 1998 info-icon
But it's just weird how things don't work out the way you thought they would. Bazı şeylerin istediğin gibi gitmemesi ne tuhaf, değil mi? Felicity-1 1998 info-icon
And that's when I started thinking, probably unfairly since he Evlenmek üzere olduğu için hiç adil olmayacak ama... Felicity-1 1998 info-icon
was just about to get married, that maybe I had made a mistake. ...işte o zaman belki de hata ettiğimi düşünmeye başladım. Felicity-1 1998 info-icon
Maybe it was Noel I should have been with all along. Belki de en başından beri birlikte olmam gereken kişi Noel'du. Felicity-1 1998 info-icon
* A new version of you * Yeni biri haline * Felicity-1 1998 info-icon
* A new way home * Yeni bir yer, evvelden bilmediğim * Beni deliye çeviren eski kocamla telefonu şimdi kapadım. Felicity-1 1998 info-icon
* I don't remember * Evim gibi hissettiğim * Felicity-1 1998 info-icon
* New version of you * Sen artık yeni biri oldun * Ne dedin? Hey. Bunun senin için önemli olduğunu sanıyordum. Felicity-1 1998 info-icon
* New version of you * Sen artık yeni biri oldun * Felicity-1 1998 info-icon
* I need a new version of me * * Benim de yeni biri olmam lazım * CD tasarlıyoruz. Felicity-1 1998 info-icon
So, Sally, here's where it gets weird. Sally, esas gariplikler burada başladı. Felicity-1 1998 info-icon
You know how I told you Meghan does spells? Meghan'ın büyüler yaptığını sana söylemiştim ya? Meşgul. Felicity-1 1998 info-icon
What is that smell? I'm putting a hex on your ex. Bu koku ne böyle? Eski sevgiline büyü yapacağım. Felicity-1 1998 info-icon
You're still doing spells? Yeah. I'm a black belt now. Hâlâ büyüler yapıyor musun? Evet. Siyah kuşak oldum artık. Felicity-1 1998 info-icon
Especially with this new kick ass book. Özellikle bu yeni süper kitap sayesinde. Felicity-1 1998 info-icon
Mystical Incantations Part II. Gizemli Büyüler Bölüm 2. Ben'in tarafını tutuyor değilim ama her şeye maydanoz olan Noel. Felicity-1 1998 info-icon
There isn't even a Part I. That's how mystical it is. O kadar gizemli ki, Bölüm 1 yok bile. Yeni çıktı. Felicity-1 1998 info-icon
The author, Korsakoff, is a genius. Yazarı Korsakoff tam bir deha. Felicity-1 1998 info-icon
There are things in this book I've never seen. Give me the nutmeg. Daha önce görmediğim şeyler var bu kitapta. Hindistancevizini uzat. Felicity-1 1998 info-icon
What is this spell gonna do to Ben? Bu büyü Ben'e ne yapacak? Felicity-1 1998 info-icon
It's a tripping spell. I just can't decide on a flight of stairs or a curb. Ayak takılma büyüsü. Merdivene mi takılsın, kaldırıma mı karar veremedim. Felicity-1 1998 info-icon
I don't really want him to trip down a flight of stairs. Merdivenden düşmesini istemem. Felicity-1 1998 info-icon
Curb it is. Kaldırım o zaman. Felicity-1 1998 info-icon
You're not gonna get back with him? No. Tekrar barışmayacaksınız, değil mi? Hayır. Felicity-1 1998 info-icon
Even when he comes groveling? We are finished. Sürünerek af dilemek için gelse bile mi? Bitti artık. Hiç lezzetli aromalı yoğurt yok. Felicity-1 1998 info-icon
You're an Aires, right? Scorpio. Tanrım, böyle bir şey nasıl olur? Koç burcusun, değil mi? Akrep. Felicity-1 1998 info-icon
Even better. Daha da iyi. Felicity-1 1998 info-icon
There. He just tripped. Oldu. Ayağı takıldı bile. Felicity-1 1998 info-icon
It was the night before Noel's wedding and we all got together to celebrate. Noel'un düğününden bir gece önceydi ve hepimiz kutlamak için dışarı çıkmıştık. Felicity-1 1998 info-icon
It was excruciating. Dayanılmazdı. Felicity-1 1998 info-icon
Well, so anyway... Evet, neyse... Felicity-1 1998 info-icon
The N Man's getting hitched. ...N Man evleniyor. Felicity-1 1998 info-icon
Saying adios to the singles scene. Bekârlar diyarına veda ediyor. Felicity-1 1998 info-icon
Leaving me on my own. Beni bir başıma bırakarak. Senin için her şey yoluna girmeye başladı. Felicity-1 1998 info-icon
I promised myself I wouldn't cry. Ağlamayacağıma söz vermiştim. Felicity-1 1998 info-icon
Just give me a sec. Bir saniye müsaade edin. Felicity-1 1998 info-icon
You need a tissue? No, I'm good, man. Mendil ister misin? Hayır, sağ ol. 50.000 dolar. Felicity-1 1998 info-icon
Okay. Where was I? Noel's getting married. Tamam. Nerede kalmıştım? Noel evleniyor. Felicity-1 1998 info-icon
Damnit. Anyone else uncomfortable? Hay Allah. Rahatsız olan var mı? Felicity-1 1998 info-icon
I guess I just never thought... Sanırım hiç aklıma gelmedi Felicity-1 1998 info-icon
I never thought the day would come. Sanırım bugünün geleceği hiç aklıma gelmedi. Felicity-1 1998 info-icon
I thought he'd carry his torch for Felicity forever. Felicity'ye olan ilgisi ebediyen devam eder sanıyordum. Felicity-1 1998 info-icon
Would you take it easy? Zoe knows everything. Sakin ol. Zoe her şeyi biliyor. Felicity-1 1998 info-icon
I'm not telling tales out of school here. Sırları ortaya dökmüyoruz burada. Felicity-1 1998 info-icon
I should let Phil Collins do the talking. Katran Sahili nedir? Çatı. Birazdan gelirim. Sanırım sözü Phil Collins'a bırakmalıyım. Felicity-1 1998 info-icon
You two have got a groovy kind of love. Çünkü ikinizin harika bir aşkı var. Felicity-1 1998 info-icon
Cheers. Thank you. Şerefe. Teşekkür ederim. Felicity-1 1998 info-icon
Okay, Sally, I haven't been to many of these dinners in my life... Sally, daha önce bu çeşit yemeklerde çok bulunmadım... Felicity-1 1998 info-icon
...but I know there's probably one rule that applies to all of them. ...ama hepsi için geçerli olan tek bir kural olduğunu biliyorum. Felicity-1 1998 info-icon
Unless you're the bride, you shouldn't covet the groom. Eğer gelin değilsen, damadı süzmemelisin. Felicity-1 1998 info-icon
I think that night I was definitely breaking that rule. O gece bu kuralı kesinlikle ihlal ettim. Felicity-1 1998 info-icon
Felicity, you're up. Felicity, sıra sende. Felicity-1 1998 info-icon
I don't really know what to say. Um... I'm so happy for both of you. Ne diyeceğimi bilemiyorum. İkiniz adına da çok mutluyum. * Ama sinyal yeterince kuvvetli değil * Felicity-1 1998 info-icon
Zoe, you are so lucky to have Zoe, Noel gibi harika birine... Felicity-1 1998 info-icon
such a great guy like Noel. ...sahip olduğun için çok şanslısın. Felicity-1 1998 info-icon
And, Noel, you're so lucky to have found Zoe. Noel, Zoe'yi bulduğu için çok şanlısın. Felicity-1 1998 info-icon
Um... you're both just so um... İkiniz de çok... Felicity-1 1998 info-icon
Lucky? Well, yeah. And, Şanlısınız? Evet ve... Felicity-1 1998 info-icon
I wish you both all the happiness in the world. Cheers. Here, here. ...bütün mutluluklar sizinle olsun. Şerefe. Şerefe. Felicity-1 1998 info-icon
Hi. Look who it is. Dr Covington. Merhaba. Bakın kim gelmiş. Dr. Covington. Belki de şeydedir Aslında hayır, bu 1.000 defa daha heyecan verici! Felicity-1 1998 info-icon
Hey. Did you pass your exams? Er... yes. Yes. Sınavlarından geçtin mi? Evet. Evet. Felicity-1 1998 info-icon
Congratulations. Sorry I'm late. I'm just glad you're here. Tebrikler. Geç kaldığım için özür dilerim. Geldiğine memnun oldum. Felicity-1 1998 info-icon
Hey, Ben. What happened to your forehead? Hey, Ben. Anlına ne oldu? Felicity-1 1998 info-icon
Oh. I just tripped. Ayağım takıldı. Felicity-1 1998 info-icon
I want to talk to you. Now? It's Noel's wedding. Seninle konuşmak istiyorum. Şimdi mi? Noel'un düğünü var. Felicity-1 1998 info-icon
Later. When are you guys getting married? Sonra. Siz ne zaman evleniyorsunuz? Felicity-1 1998 info-icon
I don't know. We haven't talked about it in a while. Bilmiyorum. Bir süredir bu konuda konuşmadık. Felicity-1 1998 info-icon
Oh. I thought you were engaged. Yeah. For like a day. Nişanlandığınızı sanıyordum. Evet. Bir günlüğüne. Felicity-1 1998 info-icon
You guys have to get married. It's the greatest. Evlenmelisiniz. Harika bir şey. Felicity-1 1998 info-icon
Every night's like a slumber party. Her gece pijama partisi var gibi. Felicity-1 1998 info-icon
If I'm gonna have a slumber party I'm gonna have a different babe each time. Her gece başka bir kızla pijama partisi yapacağım. Felicity-1 1998 info-icon
Thank you, guys. Bye. Teşekkür ederim, çocuklar. Hoşça kalın. Felicity-1 1998 info-icon
So I'll see you tomorrow? Yeah. I hope so. Yarın görüşürüz. Evet. Umarım. Bitirirsin. Bir daha deneyelim. Felicity-1 1998 info-icon
Your last night apart forever. Birbirinizden ayrı son geceniz. Felicity-1 1998 info-icon
Anybody want to share a cab uptown? Are you kidding? Taksi paylaşmak isteyen var mı? Şaka mı ediyorsun? Felicity-1 1998 info-icon
A chance to ride with the bride to be? Somebody pinch me. Müstakbel gelinle bir yolculuk. Biri bana çimdik atsın. Hadi, yürü. Felicity-1 1998 info-icon
Bye. See you. Hoşça kal. Görüşürüz. Felicity-1 1998 info-icon
Noel, are you coming? Actually, I'm gonna walk. Noel, geliyor musun? Yürüyeceğim. Felicity-1 1998 info-icon
I'll walk with you unless you wanna be alone. Eğer yalnız olmak istemiyorsan, ben de seninle yürürüm. Felicity-1 1998 info-icon
No, no. I guess I'm gonna talk to you later. Hayır, hayır. Sanırım sonra konuşacağız. Felicity-1 1998 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19123
  • 19124
  • 19125
  • 19126
  • 19127
  • 19128
  • 19129
  • 19130
  • 19131
  • 19132
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact