Search
English Turkish Sentence Translations Page 18803
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Maybe you need to meet people. What you mean? | İnsanlarla tanışmalısın. Nasıl yani? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Maybe meet a girl. A girl? No thanks, I am happy now. | Bir kızla tanışabilirsin mesela. Kız mı? Yok kalsın, Ben böyle iyim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Why you think this? I have you, Amanda, soon babies. | Niye böyle düşündün? Sen varsın, Amanda var, yakında bebekte olacak. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I am very happy. I know. | Gayet mutluyum. Farkındayım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
But maybe you'd like someone besides us. | Ama bunun bizden başka değişik birileride olmalı.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You know I can't do that. I think of your mother all the time. | Bunun olmayacağını sende biliyorsun. Annen her daim aklımda. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I love her, that's why. I understand. | Onu seviyorum, neden??. Anlıyorum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
It's the same for me. I love her so much. I think about her every day. | Bende senin gibiyim. Onu bende çok seviyorum.Hergün onu düşünüyorum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
But it's ten years since she died. Maybe it's time to move on. | Ama o öleli 10 yıl oldu. biraz harekete geçmelisin. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
It could be fun, Amanda and me and you and your girlfriend... | Ne kadar eğlenceli olur, Amanda ve ben, sen ve kızarkadaşın... | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Your grandchild will have a grandma, we could be a big family. | Torununun büyük annesi olur ve büyük bir aile oluruz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What do you think? Okay, I'll think about it. | Sen ne dersin? Pekala, Bunu bi düşüneceğim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I can help you look. No, I don't need help. | Bakmana yardım edebilirim. Hayır,hayır. Yardıma ihtiyacım yok. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Thanks. Okay. | Teşekkürler. Hallederim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Okay Baba. I'm going to bed. Okay. | Tamam Baba. Ben yatıyorum. Tamam. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Will you sleep here? Yes, I'll sleep here. | Buradamı yatacaksın? Evet, burda uyurum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Baba... I didn't upset you, did I? | Baba... Kırılmadın bana, değil mi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Sami! You're my son, should you make me upset? Never! | Sami! Sen benim oğlumsun,Sana nasıl kırılırım ben? Aslaa! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Forget about it. Good night! Good night, Baba. | Unut gitsin. iyi geceler! iyi geceler, Baba. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm going to make some tea. Let me. | Biraz daha çay alayım. Banada al. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'll pause this. Nah, it'll only take a second. | Durdurayım . Nah, yalnızca bir kaç dakikamı alır. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
It's more fun to watch together. Okay, pause it. | Beraber izleyerek daha fazla eğleniriz. Tamam, beklet. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You don't have to get mad. I'm not mad. | Bağırmak zorunda değildin. Bağırmadım ki. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Lotta, is something going on? You can talk to me. | Lotta, herhangi bişey mi oldu? Bana anlatabilirsin. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm a good listener. Nothing is going on. | İyi bir dinleyiciyimdir. Birşey olduğu felan yok. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm just going for more tea! I'll take care of it. | Sadece biraz daha çay alacağım! Ben hallederim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I just thought it felt wrong when you didn't want to watch the film. | Film izlemek istemeyince yanlış giden bişeylar var diye düşündüm sadece. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I wanted tea. It has nothing to do with us. | Çay istemiştim. Hiçbişeyin bizimle ilgisi yok.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
"Us"? What do you mean? | "Biz" mi? Ne demek oluyor bu? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
That's not what I meant! What did you mean? | Bir şey demek değil! Ne demek istedin? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm going to bed. We have to talk! | Ben yatıyorum ya. Konuşmamız lazım! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I can't stand it when you act this way. AII... wimpy! | Böyle davrandığın zaman .. dayanamıyorun işte.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Mariam, how are you? | Mariam, nasılsın? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
My darling, my life... | Sevgilim, hayatım... | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I want to ask you something, but I don't know how to say it. | Bişey sormak istiyorum sana, ama bunu nasıl söylerim bilemiyorum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Our son wants me to meet a new woman. | Oğlumuz benden yeni bir kadınla tanışmamı istiyor. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You know how much I love you. What do you think I should do? | Seni ne kadar çok severim bilirsin. Sen ne düşünüyorsun?Ne yapmalıyım? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Nothing wrong with him, eh? He has hip problems. | Kötü birşey yok, değil mi? Kalçasında sorun var. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What's wrong with him? Arthritis. It's common in old dogs. | Sorun ne peki? Artrit*. Yaşlı köpeklerde yaygın görülür. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Are there medicines, or an operation? | İlacları var mı veya bir ameliyatı? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I wouldn't operate on such an old dog. I recommend putting him to sleep. | Bunun gibi yaşlı bi köpeği tedavi edemem. Onu uyumaya bırakmak en iyisi olur. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You're a doctor! You're supposed to save lives! Not execute my dog! | Sen bir doktorsun!Onu kurtaracaksın sanıyordum! köpeğimi infaz edemezsin! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm very sorry. | Maalesef.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
No! No! We're leaving! Come, Dino! | Hayır! Hayır! Gidiyoruz! Gel Dino! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Juan, what's that you're building? For Dino. His hip hurts. | Juan, ne yapıyorsun öyle? Dino için. Kalçasında problem varmış. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
See, this will make him well. You'll see. | Bu alet onu iyileştirecek görürsün. Göreceksin bak. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hi, boys! All good? Hi. | selam, millet! Nasılsınız? Selamm. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Boss good too? Little massage? Why not? | Sen nasılsın usta? Küçük bi masaja ne dersin? Neden olmasın? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Ow, ow! No massage. You not strong, boss! | Ow, ow! Tamam yeter. Çok güçsüzsün be usta! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Aziz! Hi, Edith! | Selam, Aziz! Selam, Edith! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Work going good? Just a little paperwork. | Çalışmaların nasıl gidiyor? Ufak kırtasiye işleri işte. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
We get these new ones. Good quality, good you ordered them. | Yenilerinden almalıyız. Daha kaliteli, iyilerinden sipraiş etmelisin. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I take my clothes. Okay? Okay! | Elbiselerimi giyeyim.Tamam? Pekala! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Jörgen, must order ball bearings. Ah, okay. | Jörgen, Mil yağlarını sipariş etmelisin. Ah, doğru tamam. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I use them now. They'll be here tomorrow. | Şimdi lazım ama. Ancak yarın burada olurlar. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Speaking of balls, Aziz, I had fun with two chicks last night. | Taşşakları konuşturdum Aziz, Dün gece iki piliçle çok iyi eğlendim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Two chicks? What you mean? Big party! | 2 piliç mi? Nasıl yani? Büyük parti anlayacağın! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You can handle two chicks? No way. You got a thing like this. | 2 piliçle başa çıkabilirmisin ki? imkanısız. Bunun gibi bişeyin olması lazım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Are you crazy? Mine is like this. | Deli misin sen? Benim ki kol gibi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
If yours like this, mine like this. Macho, macho! | Seninki boyleyse, benimkide böyledir. Macho, macho*! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Good! | Süper! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Jörgen, you have big or little one? A normal one. | Jörgen, Seninki küçük mü büyük mü? Normal işte. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Large? Medium? More medium, maybe. | Büyük? Orta? Ortancadan biraz daha büyük gibi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Size isn't important, it's how you use it. There are different techniques. | Büyüklük önemli değildir, önemli olan onu nasıl kullandığındır. Çok farklı teknikler vardır. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What techniques? There are books about it. | Teknikleri ne peki? Kitaplarda var bunlar. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Oils and spices and tantric sex. What trick sex? | Yağ ve baharatlı tantra seksi*. Hileli seks de ne? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
No, tantric sex. With... Pillows and candles and things. | Hayır, tantra seksi. Yastıklar mumlar gibi şeylerle olur.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You sit and look at each other and fantasise about touching each other. | Oturup birbirinize bakarsınız ve dokunmadan fantazileri hayal edersiniz . | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
That's what's good about it, according to the Chinese. | Çinliler bu konuyu çok iyi ayarlıyorlar. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
In your imagination, your organ is... More sensitive. | Hayal ederken, senin ufaklıkta... Daha çok sertleşiyor. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Juan, what is this trick sex? Tantric sex, it's like... Mental sex. | Juan, Nedir la bu hileli sex? Tantra seksi, Aynı.. Zihinsel (mental) sex gibidir.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Metal sex? What that? What is this? | Metal seks mi? O da ne be? Nedir bu şimdi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Boss... You have wife problems? No, why would I? | Usta... Karınla arandan bi sorun mu var? Hayır, Olmalı mı? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You don't get home action. How many time? | Hiç tıkırtı olmadımı evde. Ne sıklıkla seks yaparsın? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
It varies; I don't really know. Maybe... Two, three times a month. | Değişiyor yahu; Tam olarak bilemiyorum. ayda belki 2 veya 3 kez olur. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Two time a month? Oh, big problem! Is it? | Ayda 2 defa mı? Oh,tam bi felaket! Öyle mi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Juan, what you say? Two time month. Problems. | Juan, sen ne dersin? Ayda 2 kez miş. Problem var .. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Big problem. He don't work good. No, no, no. He don't work good. | Büyük problem. Hiç iş yapmıyor değil mi. Hayır, Hayır, Hayır. Kesinlikle hiç iş yapmıyor. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Jörgen, you my friend. You listen, I help you. | Jörgen, sen benim dostumsun. Dinle beni, sana yardım edeceğim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
This trick sex metal, you need to throw it all away. | Siktiret bu metal zımbırtılı sexi. Bunlar sana lazım değil. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
When we close here, you go home, say, "Here I come!" and get hard. | Buradan ayrılır eve gittiğide, "Ben geldim" dediğin zaman sert biri olmalısın. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Take her hand and go right to bedroom. | Tut karının elinden ve hemen yatak odasına götür. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Throw her on bed and go in right away. | Fırlat yatağa onu ve sonra sende gir. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Listen. Ask Juan. True, true. | Dinle beni!Juana sor istersen. Doğru Doğru. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Boss, I take Dino for a walk. | Usta, Ben dinoyu yürüyüşe çıkarıyorum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Dino, come now, come now! | Dino, Gel evlat, Gel oğlum! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Jörgen, I must ask: Your mama, how old is she? | Jörgen, Bişey sorabilirmiyim: Annen, kaç yaşında o? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Mum? Why is that? She is very pretty. Nice lady. | Annem mi? Neden sordun ki? Annen çok güzel.Hoş bir bayan. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Aziz, she's my Mum! I'm just asking. | Aziz, o benim Annem! Sordum sadece canım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
That hardness thing... How hard? Women like a man is hard. | Bu sert olma meselesi...Nasıl sert olunur? Kadınlar zor erkekler gibidir. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
She say black, you say white. She say yellow, you say blue. | Senin beyaz dediğine siyah, mavi dediğine sarı derler. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
See, you be in charge. Do that, it will be good. | Üzerine gitmelisin biraz. Böyle yaparsan daha iyi olacaktır göreceksin bak. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Have you got any ideas for dinner? No, what do you think? | Akşam yemeği için bi fikrin varmı? Hayır, sen ne düşünüyorsun? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You first. Hmm... Minute steak? | ilk sen . Hmm... Bifteğe ne dersin? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
No... No, I don't want that. No? | Yoo... Hayır, Biftek istemiyorum. Hayır mı? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Fish. I want fish sticks. Okay. | Balık. Balık yemek istiyorum. Pekala. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What? You want fish too? But you just said you wanted meat. | Ne yani? Sende mi balık istiyorsun? ama demin biftek istediğini söyledin. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, but now we said fish. So you want fish now? | Evet ama şimdide balık istiyorum. Pekala şimdi balık istiyorsun demek? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Forget that. I mean, I want meat. Fine then, meat. | Unut gitsin. Biftek istiyorum . iyi o zaman, biftek olsun. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Make up your mind! What's with you? | Aklını başına topla! Senin neyin var ya? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |