English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 18441
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I hate you. I hate you... | Senden nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum... | Expelled-1 | 2014 |  |
| but I respect you. | ...ama saygım sonsuz. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh. Okay. | Pekala. Dur, peki... 1 | Expelled-1 | 2014 | |
| Okay, so how did last night with Truman go? | Pekala dün gece Truman'la nasıl gitti? Seni geri alacak mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| he didn't exactly say yes, but he didn't say no either, | Kesin bir evet demedi ama kesin bir hayır da demedi. | Expelled-1 | 2014 | |
| maybe you need to threaten him a little more. | Belki daha kötü tehdit etmelisin. | Expelled-1 | 2014 | |
| What is this? | Bu ne? Geri alınma formu. | Expelled-1 | 2014 | |
| For Felix? | Felix için mi? | Expelled-1 | 2014 | |
| Yes. | Evet. Neden? | Expelled-1 | 2014 | |
| It's... | Çünkü... | Expelled-1 | 2014 | |
| it's not so easy to explain. | ...açıklaması biraz zor. | Expelled-1 | 2014 | |
| You can't do this. | Bunu yapamazsınız. Beni çok kötü bir yerden yakaladı Vanessa. | Expelled-1 | 2014 | |
| What is it... Blackmail? Don't even... | Ne bu şantaj mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| Don't even say anything. You don't have to say anything. | Hiçbir şey söylemeyin. Hiçbir şey söylemek zorunda değilsiniz. | Expelled-1 | 2014 | |
| I I really don't have a choice here. | Başka bir seçeneğim yok. | Expelled-1 | 2014 | |
| Mr. Truman, yes, you do. I can help you. | Var Bay Truman var. Size yardım edebilirim. | Expelled-1 | 2014 | |
| "If my demands aren't met, | "Eğer isteklerim yerine getirilmezse, sabit diskimi polise vermek zorunda kalacağım." | Expelled-1 | 2014 | |
| How was that? Perfect. | Nasıl oldu? Harika. | Expelled-1 | 2014 | |
| Pounds all around. | Köşeye sıkıştı. Muhteşem. | Expelled-1 | 2014 | |
| You guys want to get burritos? I'm starving. | Dürüm yer misiniz? Açlıktan ölüyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| Yeah. Aren't you grounded? | Evet. Sen cezalı değil misin? | Expelled-1 | 2014 | |
| That is what this guy is here for. | Bu arkadaşımız da bu yüzden burada. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, don't. | Yapma. | Expelled-1 | 2014 | |
| Hello. Mr. Truman? | Alo. Bay Truman? | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, my god, I've been trying to reach you all weekend. | Aman Tanrım tüm hafta sonu size ulaşmaya çalıştım. | Expelled-1 | 2014 | |
| This is Julie, Felix's mom. | Ben Julie, Felix'in annesi. | Expelled-1 | 2014 | |
| Yes, we do. | Evet lazım. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, that burrito was fantastic. | Dürüm harikaydı. | Expelled-1 | 2014 | |
| However, I am going to need to use your bathroom | Yine de kokulu şekerler için tuvaletinizi kullanmam lazım. | Expelled-1 | 2014 | |
| Where's the hard drive? | Sabit disk nerede? Çekmeceye koymuştum. | Expelled-1 | 2014 | |
| Please tell me you made a copy of that video. | Lütfen videonun kopyasını yaptığını söyle. Hangi video? | Expelled-1 | 2014 | |
| The Truman video. | Truman videosu. Ve hayır, kopyasını yapmadım. | Expelled-1 | 2014 | |
| Wait. No. | Bekle, hayır. Teknik olarak hâlâ bir kopya daha var. | Expelled-1 | 2014 | |
| So you made a copy. Truman's computer... | Yani kopyasını yaptın. Truman'ın bilgisayarı. | Expelled-1 | 2014 | |
| There's still a hard copy on his laptop. | Onun laptopunda hâlâ bir kopya var. | Expelled-1 | 2014 | |
| Vanessa... | Vanessa seni burada görmek ne hoş. Seni bu işe Truman mı karıştırdı? | Expelled-1 | 2014 | |
| What are you talking about? The drive... Give it back. | Neden bahsediyorsun sen? Disk. Geri ver şunu. | Expelled-1 | 2014 | |
| Blackmailing the dean of students? | Dekana şantaj yapmak mı? Sana ne oldu Felix? | Expelled-1 | 2014 | |
| Not that it's any of your business, | Bunların hiçbiri seni ilgilendirmez ama, bunu para için yapmıyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| I don't care. You're not coming back to Eastwood. | Umurumda değil. Eastwood'a geri gelmiyorsun. | Expelled-1 | 2014 | |
| Is that the only way for you to succeed, is to watch me fail? | Başarılı olmanın tek yolu bu mu? Benim başaramadığımı görmek mi? | Expelled-1 | 2014 | |
| You're a cheater, Felix. | Sen bir sahtekârsın Felix. | Expelled-1 | 2014 | |
| Everyone else is just too stupid to see it, even your parents. | Herkes bunu göremeyecek kadar aptal, hatta ailen bile. | Expelled-1 | 2014 | |
| It's all fake, just like your report card. | Her şeyin sahte, tıpkı karnen gibi. | Expelled-1 | 2014 | |
| When are you gonna put in the work | Ne zaman kendine gelip, gerçekten kurallara uyacaksın? | Expelled-1 | 2014 | |
| Why do you think I'm trying to come back to Eastwood? | Eastwood'a neden dönmek istediğimi zannediyorsun? | Expelled-1 | 2014 | |
| Probably just to spite me. | Muhtemelen bana nispet yapmak için. | Expelled-1 | 2014 | |
| I just need another chance. | Bir şansa daha ihtiyacım var. Ve işleri yoluna koymak istiyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| I will. I want to. | Yapacağım da. İstiyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| Don't you think I deserve one more chance? | Bir şans daha hak ettiğimi düşünmüyor musun? | Expelled-1 | 2014 | |
| Where's the drive, Vanessa? | Disk nerede Vanessa? | Expelled-1 | 2014 | |
| I told you I don't have it. Didn't you make a backup? | Bende olmadığını söyledim. Yedeğini almadın mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| I need that drive. | O diske ihtiyacım var. | Expelled-1 | 2014 | |
| It's in his bottom desk drawer. | Masasının alt çekmecesinde. | Expelled-1 | 2014 | |
| I'm sure if you run, you can get it before he wipes it. | Koşarsan, içindekileri silmeden önce yetişebilirsin. | Expelled-1 | 2014 | |
| Welcome back, Felix. | Tekrar hoş geldin Felix. Geri gelmek güzel, Gary. | Expelled-1 | 2014 | |
| I finished your enrollment forms. | Geri alınma formlarını doldurdum. | Expelled-1 | 2014 | |
| Shame you won't be needing them. | Ne yazık ki onlara ihtiyacın olmayacak. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, and, uh, I wiped everything off of your drive. | Bir de diskindeki her şeyi sildim. | Expelled-1 | 2014 | |
| What about our deal? | Peki ya anlaşmamız? | Expelled-1 | 2014 | |
| Looks like our deal is off. | Anlaşma iptal oluş gibi görünüyor. | Expelled-1 | 2014 | |
| Your mom is on her way. So are the police. | Annen yolda. Polis de geliyor. | Expelled-1 | 2014 | |
| I beat you, Felix. | Seni yendim Felix. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, and I I wouldn't worry | Olanları polise anlatmandan da hiç çekinmiyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| I've tied up all loose ends. | Tüm delilleri yok ettim. | Expelled-1 | 2014 | |
| So you wiped the laptop. | Laptopu da sildin yani. | Expelled-1 | 2014 | |
| Laptop? | Laptop mu? | Expelled-1 | 2014 | |
| All the evidence I need is, uh... | İhtiyacım olan tek kanıt o laptopta. | Expelled-1 | 2014 | |
| You, uh... | Bunları tekrar yapıştırmak isteyebilirsin. | Expelled-1 | 2014 | |
| Is he in trouble? | Başı belada mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| "trouble"? No, no trouble. | Bela mı? Hayır, bela yok. | Expelled-1 | 2014 | |
| What... What is going on? Why are the police here? | Neler oluyor? Polisler neden burada? | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, why are the police here, Mr. Truman? | Polisler neden burada Bay Truman? | Expelled-1 | 2014 | |
| Um, that's kind of... hard to explain. | Bunu açıklaması biraz zor. | Expelled-1 | 2014 | |
| You know, maybe we should meet at another time, Mrs. O'neil. | Belki de başka bir gün görüşmeliyiz, Bayan O'neil. | Expelled-1 | 2014 | |
| Mr. Truman, I have gone to great lengths | Bay Truman sizinle görüşmek için çok uğraştım ve açıkçası... | Expelled-1 | 2014 | |
| I am kind of fed up with this whole situation. | ...tüm olanlar hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum. | Expelled-1 | 2014 | |
| I need to know what's going on right now. | Neler olduğunu hemen öğrenmeliyim. | Expelled-1 | 2014 | |
| His report card... | Karnesi... | Expelled-1 | 2014 | |
| it's faked. | ...sahte. Değil mi? | Expelled-1 | 2014 | |
| Felix has been doing... | Felix Eastwood'da inanılmaz derecede güzel işler yapıyor. | Expelled-1 | 2014 | |
| And he's... He's been participating | Evet, üstelik... Bir çok... | Expelled-1 | 2014 | |
| In many... | ...ders dışında da bir çok aktiviteye katılıyor. | Expelled-1 | 2014 | |
| Like the school play, right? | Okul gösterisi gibi değil mi? | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, the school play... | Okul gösterisi... | Expelled-1 | 2014 | |
| He was just wonderful at the school play. | Okul gösterisinde tamamen harikaydı. | Expelled-1 | 2014 | |
| Truman signed the papers, and three days later, | Truman kağıtları imzaladı ve üç gün sonra, Eastwood lisesine geri alındım... | Expelled-1 | 2014 | |
| with a few extra benefits. | ...birkaç ekstra ayrıcalıkla. | Expelled-1 | 2014 | |
| Can we make this a duet? | Bunda düet yapalım mı? | Expelled-1 | 2014 | |
| There's not enough room. | Yer yok. | Expelled-1 | 2014 | |
| Needless to say, | Bunun benim en iyi yılım olacağını söylememe gerek yok. | Expelled-1 | 2014 | |
| Oh, sorry. Hey. | Pardon. Selam. | Expelled-1 | 2014 | |
| Stop stalking me. | Beni takip etmeyi bırak. | Expelled-1 | 2014 | |
| You're ridiculous. See you around... | Delisin sen. Görüşürüz, şanslıysan tabii. | Expelled-1 | 2014 | |
| The shortest definition of a game is as follows... | Oynadığımız oyunun en kısa tarifi, kuralları olan bir yarış olması. | Expelled-1 | 2014 | |
| There's a point system. | Bir puanlama sistemi var. | Expelled-1 | 2014 | |
| There are winners. | Kazananlar var. | Expelled-1 | 2014 | |
| There are losers. | Kaybedenler var. | Expelled-1 | 2014 | |
| There are allies... | Dostlar var... | Expelled-1 | 2014 | |
| and opponents. | ...ve rakipler var. | Expelled-1 | 2014 | |
