Search
English Turkish Sentence Translations Page 18401
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
There must be some way to trigger these. | Bunları çalıştırmanın bir yolu olmalı. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This is emergency lighting. | Bunlar acil durum ışıkları. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
So let's create an emergency. | Öyleyse acil durum yaratalım. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
That would be very risky. | Bu riskli olabilir. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
It's less risky than doing nothing. He's right. | Bir şey yapmamaktan daha az riskli. Doğru söylüyor. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If we try this and fail, we can't go back. Blackout. | Bunu yaparsak ve işe yaramazsa geri dönüşü olmayacak. Karanlığa gömülürüz. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
We vote. | Oylayalım. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Those too. | Onları da. Onları da. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Nice! Very nice! | Güzel! Çok güzel! Güzel! Çok güzel! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Touch of blue, what you wanted? | Mavi dokunuş, istediğiniz oldu mu? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This is black light. | Bu siyah ışık. Bu siyah ışık. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
The kind credit card firms use to reveal their security symbols. | Kredi kartlarının üzerindeki güvenlik sembollerini gösterenler gibi. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Shame we didn't apply to work for Visa | Ama ne yazık ki biz Visa için çalışmayacağız. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Our gamble might have paid off. It did pay off. | Oynadığımız kumar çok işe yaradı. İşe yaradı. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Just not in the way you wanted. | Sadece senin istediğin şekilde değil. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
You acted, and the room reacted. | Sen harekete geçtin, oda da karşılık verdi. Sen harekete geçtin, oda da karşılık verdi. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
We've entered a dialogue now, we should keep going. | Bir diyalog içine girdik, buna devam etmeliyiz. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, maybe... Maybe not. | Evet, belki öyle, belki değil. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Sorry, it was invisible light you said you wanted. | Affedersin, işte bu istediğin gibi görünmez bir ışık. Affedersin, işte bu istediğin gibi görünmez bir ışık. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This looks pretty fucking visible to me. | Ama bu kahrolası ışık bana gayet görünebilir geldi. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Scientific term for it is "near ultraviolet". | Buna bilimsel olarak "ultraviyole ışığa yakın" denir. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
It didn't work, but it was worth trying. | İşe yaramamış olabilir ama denemeye değerdi. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If nothing else we'll come out of this with great tans. | Bu harika bronz tenler dışında bize hiçbir şey kazandırmadı. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
We've got to knock these out too. | Bunları da kırmalıyız. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
The top halves of these strips aren't lit. | Bu şeritlerin üstteki kısımları yanmıyor. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Infrared. The other option. | Kızılötesi. Diğer bir seçenek. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
That exposes something too? It's less common than UV, but yes. | Bu bir şeyleri meydana çıkarıyor mu ki? Ultraviyoleden daha az yaygın ama evet. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Art historians use it to make reflectograms | Sanat tarihçileri bunu resimler üzerinde reflektogramlar yaparak... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
of the sketch outlines beneath paintings. | ...alt katmanlardaki çizim çalışmalarını ortaya çıkarmakta kullanır. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If there's a hidden layer in our papers... | Kağıtlarımızda gizli bir katman mevcut varsa tabii. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Let me guess, "near infrared"? | Dur tahmin edeyim, "kızılötesine yakın" mı? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
All right, everyone, try again. | Pekâlâ, herkes tekrar denesin. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Anyone? Anything? No. | Kimsede herhangi bir şey var mı? Hayır. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Now can we get off the lighting? If you can provide a better alternative. | Şu ışık olayından vazgeçebilir miyiz artık? Daha iyi bir alternatifin varsa neden olmasın. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Any alternative. We've burned a quarter of our time already. | Herhangi bir alternatif. Zamanımızın dörtte birini harcadık bile. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Perhaps they company's Japanese owned and this is an origami exam. | Belki de şirket Japon kuruluşudur, bu da bir origami sınavıdır. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Be our guest. That sheet is yours to spoil. | Önden buyur. Zarara uğrayacak kağıt seninki. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Yes, it is, but only your sheet. | Evet öyle ama sadece "senin kağıdın". | Exam-1 | 2009 | ![]() |
It's a piece of paper. No, it's more than that now. | Sadece bir kağıt parçası. Hayır, artık ondan ötesi, değil mi? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This is experimental material. | Bu bir deneysel malzeme artık. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If you spoil... your paper. | Kasten veya yanlışlıkla, "sınav kağıdınıza zarar verirseniz... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Your paper! you will be disqualified. | ..."kağıdınıza" diyor, "diskalifiye olursunuz." | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This isn't mine. This is hers. | Bu benim değil ki. O kızın kağıdı. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
"It's not fair" | "Bu hiç adil değil." | Exam-1 | 2009 | ![]() |
And she's gone. So... | Artık aramızda değil. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Tracing... | Tarayalım bakalım. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Well, congratulations, Blonde. Your idea sucks too. | Tebrikler, Sarışın. Fikrin çok dâhiyaneymiş. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This could all be a distraction, you know. | Tüm bunlar dikkat dağıtmak için olabilir, anlıyor musunuz? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
We could be missing something obvious. | Apaçık ortada olan bir şeyi gözden kaçırıyor olabiliriz. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah, yeah! All right! | Evet, evet, tabii! Tamam! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Light does not work, lead does not work... | Işık işe yaramıyor, kurşun kalem işe yaramıyor. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Liquid! | Sıvı! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Oh, yeah... | Tabii ki. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Lick it, spit on it, get it wet. | Yala, üstüne tükür, ıslanmasını sağla. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If the question's watermarked we need some liquid to bring it out. | Eğer soru filigran baskıysa ortaya çıkarmak için sıvıya ihtiyacımız var. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
What are you doing with yours? You don't wanna know. | Seninkiyle ne yapacaksın? Bilmek istemezsin. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Actually, we do. Well, you can come and watch. | Aslında isteriz. Öyleyse gel ve gör. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
You can hold it for me too if you like. | Hoşuna gidecekse eğer benim için onu tutabilirsin de. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Though I'd prefer it if Blonde did. That's disgusting. | Bana soracak olursan Sarışın tercihimdir. Bu çok iğrenç. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
"By any means necessary", right, brother? | "Ne gerekiyor olursa olsun", değil mi, kardeşim? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If we can do it, we should. | Yapabileceğimiz bir şeyse yapmalıyız. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
That's not gonna burn the question out. Urine's sterile. You can drink it... | Bu soruyu ortaya çıkarmayacaktır. İdrar steril bir şeydir. İçebilirsin de. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Wish you would. Great. A pissing contest. | Keşke içsen. Harika. Sidik yarışı başladı. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
I can't tell yet. It's all yellow. Hold it up and let us see. | Henüz bir şey söyleyemem. Hâlâ sarı. Havaya kaldır da biz de görelim. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
If you'll lend me a glove, I'll oblige. | Bana verecek eldivenin varsa memnuniyetle. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Well, I'm running out of ideas. | Bende fikirler tükendi artık. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Giving up so easily, Black, with 57 minutes on the clock? | Çok çabuk pes ediyorsun Siyah, daha 57 dakika var. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
You know what... | Kendinden utanmalısın. Ne var... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Will you two shut up? Some of us are trying to think! | İkiniz de çenenizi kapatır mısınız? Bir kısmımız burada düşünmeye çalışıyor! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
At last, he speaks. | En sonunda konuşmaya başladı. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Vous voyez la? Does anyone here speak French? | Vous voyez la? Fransızca konuşmayı bilen var mı? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Vous voyez la? | Vous voyez la? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Vous voyez...? | Vous voyez... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Regardez bien. | Regardez bien. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Can you see it in there? See what in there? | Soruyu orada görebiliyor musun? Ne görüyorsun? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
See what? Pretty colours? | Ne? Çok hoş renkler mi? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Vous meme. Yourself. | Vous meme. Kendini. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Vous vous voyez. | Vous vous voyez. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
It shows you yourself. | Sana kendini gösteriyor. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
And then there was six. Leave him alone. He's done nothing. | Ve geriye altı kişi kaldı. Rahat bırakın onu. Bir şey yaptığı yok. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
He's done nothing for me either or any of us. Nutter! | Doğru, ne benim ne de sizin için yaptığı hiçbir şey yok. Yarım akıllı! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
To see clearly is all. | Hepsini apaçık görmek için. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
All right, that's enough out of you, Sartre! | Pekâlâ, bu kadarı yeterli, Sartre! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Fucking philosophers. | Soktuğumun filozofları! Soktuğumun filozofları! | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Thank God this world belongs to the doers, not the thinkers. | Tanrıya şükür bu dünya düşünenlerin değil de icraata geçenlerin elinde. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Since we're proposing grand theories, let me advance one of my own. | Madem herkes kendi muhteşem teorisini takdim ediyor, ben de benimkini açıklayayım. Madem herkes kendi muhteşem teorisini takdim ediyor, ben de benimkini açıklayayım. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
This is not an exam. | Bu bir sınav değil. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Not in the conventional sense anyway. | Yani basmakalıp bir şey değil. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Look around. | Etrafınıza bir bakın. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
You couldn't ask for a more representative group | Son aşamada olmaya hak kazanan tipik bir grup için... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
to qualify for the final stage. | ...bundan daha iyisi olamaz. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Four men and four women entered this room, | Dört erkek ve dört kadın bu odaya adımını attı,... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
all from differing cultures and ethnic backgrounds, | ...hepsi farklı kültürlere ve etnik geçmişlere sahip,... ...hepsi farklı kültürlere ve etnik geçmişlere sahip,... | Exam-1 | 2009 | ![]() |
possessing a healthy mixture of skill sets. | ...sağlam bir yetenek karışımına sahip olan kişiler. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
How convenient that is. How staged. | Bu ne kadar ulaşılabilir olabilir ki? Nasıl oluşturulabilir? Bu ne kadar ulaşılabilir olabilir ki? Nasıl oluşturulabilir? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
What are you saying? They rigged the tests to bring us together? | Nasıl yani? Bizi biraraya getirmek için çıkarlarına göre mi hareket ettiler? Nasıl yani? Bizi biraraya getirmek için çıkarlarına göre mi hareket ettiler? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
Some kind of experiment in group dynamics. | Grup dinamiklerini test etmek için oluşturulmuş bir deney gibi. Grup dinamiklerini test etmek için oluşturulmuş bir deney gibi. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
What are you on about? I'm saying this is a game. | Ne demeye çalışıyorsun? Bunun bir oyun olduğunu söylüyorum. | Exam-1 | 2009 | ![]() |
And they're betting on us. Right and who is "they"? | Ve üstümüzden bahis oynuyorlar. Tabii ya, peki kimmiş bunlar? | Exam-1 | 2009 | ![]() |
The board. | Yönetim Kurulu. | Exam-1 | 2009 | ![]() |