Search
English Turkish Sentence Translations Page 181982
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Antiope thinks I'm ready. | Antiope, hazır olduğumu düşünüyor. Antiope hazır olduğumu düşünüyor. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I could begin showing her some things. | Ona bir şeyler göstermeye başlayabilirim. Ona bir iki şey göstermeye başlayabilirim. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
She should at least be able to defend herself. | En azından kendini koruyabilmeli. Hiç olmazsa kendini korumayı öğrenmeli. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
From whom? | Kime karşı? İşgale uğradığımızda. Kimden koruyacak? | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
In the event of an invasion. | İstilâya uğrama ihtimaline karşı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Isn't that why I have the greatest warrior in our history... | Tarihimizin en büyük savaşçısı bu yüzden koca bir orduyu yönetmiyor mu general? Zaten tarihimizin en iyi savaşçısını koca bir ordunun... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I pray day will never come when she has to fight. | Hiç gelmesinler de savaşmak zorunda kalmasın diye dua ediyorum. Savaşmaya mecbur kalacağı gün gelmesin diye dua ediyorum. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But, mother... | Ama anne! Eğitim falan olmayacak. Ama anne... Alıştırma falan yok. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
What if I promise to be careful? | Dikkatli olacağıma söz veriyorum. Peki dikkatli olacağıma söz versem? | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
It's time to sleep. | Uyku vakti. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
What if I didn't use a sword? | Kılıç kullanmasam da olmaz mı? Peki kılıç kullanmasam olur mu? | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Fighting does not make you a hero. | Avlanmak seni kahraman yapmaz. Dövüşmek seni kahraman yapmaz. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Just the shield then, no sharp edges. | Sadece kalkan olsun o zaman. Keskin kenarı olmaz. Bari sırf kalkan olsun. Onun keskin kenarı yok. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Diana, you are the most precious thing in the world to me. | Diana, sen benim için dünyadaki en kıymetli şeysin. Diana, sen benim için dünyadaki en değerli şeysin. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I wished for you so much, so I sculpted you from clay myself. | Seni o kadar istiyordum ki seni kendi ellerimle kilden yonttum. Sana sahip olmayı öyle çok diledim ki, seni kilden bizzat yarattım... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...and begged Zeus to give you life. | Ve sana can versin diye Zeus'a yakardım. ...ve Zeus'a sana can vermesi için yalvardım. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You've told me this story. | Bu hikâyeyi anlatmıştın. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Which is why.. tonight I'll tell you a new one. | Bu yüzden, bu gece sana yeni bir hikâye anlatacağım. İşte bu yüzden bu gece yeni bir hikâye anlatacağım. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The story of our people and my days of battle. | Halkımızın ve savaştığım zamanların hikâyesi. Halkımızın ve mücadele günlerimin hikâyesini. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Yes! | Yaşasın! Anlat! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
So you will finally understand why war is nothing to hope for. | Böylece savaşın neden arzulanacak bir şey olmadığını nihayet anlarsın. Böylece savaşın dört gözle beklenecek bir şey olmadığını anlarsın. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Long ago, when time was new... | Evvel zaman önce, daha zaman yeni var olmuşken... Yıllar yıllar önce, zamanın başlangıcında... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...and all of history was still a dream... | ...ve tüm tarih daha henüz bir düşken... ...ve bütün tarih hâlâ bir rüyayken... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...the gods ruled the earth. | ...dünyada tanrılar hüküm sürerdi. ...tanrılar dünyaya hükmediyordu. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Zeus king among them. | Kralları da Zeus'tu. Zeus, tüm tanrıların kralıydı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Zeus created beings over which the Gods would ruled. | Zeus, tanrıların hükmedeceği varlıkları yarattı. Zeus, tanrıların hükmedeceği varlıklar yaratmıştı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Beings born in his image... | Kendine benzeyen varlıklar, güzel ve iyi. Kendi suretinde yarattığı varlıklar. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...fair and good, strong and passionate. | Adil ve iyi yürekli, güçlü ve tutkuluydular. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
He called his creation "Man". And mankind was good. | Yarattıklarına "insan" dedi. Ve insanoğlu, iyiydi. Yarattıklarına "insan" adını verdi ve insanoğlu, iyi huyluydu. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But Zeus' son.. grew envious of mankind... | Lâkin Zeus'un oğlu, insanoğlunu kıskanmaya başladı. Fakat Zeus'un oğlu insanları kıskandı... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
This was Ares, the God of War. | Adı Ares'ti, savaş tanrısı. Bu kişi, savaş tanrısı Ares'ti. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Ares poisoned men's hearts with jealousy and suspicion. | Ares, insanların kalbini, kıskançlık ve şüpheyle zehirledi. Ares, insanların kalbini kıskançlık ve şüpheyle zehirledi. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...and the war ravaged the Earth. | Ve savaş, dünyayı kasıp kavurdu. ...ve savaş, dünyayı tahrip etti. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
So, the gods created us, the Amazons... | Böylece tanrılar bizi yarattı, Amazonları. Bu nedenle tanrılar bizi, yani Amazonları yarattı ki... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...and restore peace to the Earth. | ...dünyaya barışı geri getirelim diye. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
And for a brief time, there was peace. | Kısa bir süreliğine barış oldu da. Kısa bir süre için barış sağlanmıştı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But it did not last. | Fakat kalıcı olmadı. Fakat bu uzun sürmedi. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Your mother, The Amazon Queen, led a revolt... | Annen, Amazon kraliçesi... Annen, yani Amazonların kraliçesi... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
When Zeus led the gods to our defence... | Zeus bizi savunmak için tanrılara komuta ettiğinde... Zeus, tanrıları bizi savunmaları için yolladığında... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...Ares killed them one by one... | ...Ares hepsini birer birer öldürdü... ...Ares, onları birer birer öldürdü. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...until only Zeus himself remained. | ...ta ki geriye Zeus kalan dek. Ta ki sırf Zeus kalıncaya kadar. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Zeus used the last of his power to stop Ares... | Zeus, Ares'i durdurmak için kalan son gücünü kullandı. Zeus, gücünün son damlasını Ares'i durdurmak için harcadı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...striking such a blow, the god of war was forced to retreat. | Öyle bir darbe indirdi ki savaş tanrısı geri çekilmek zorunda kaldı. Ona öyle bir darbe vurdu ki, savaş tanrısı geri çekilmeye mecbur kaldı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But Zeus knew... | Fakat Zeus, bir gün Ares'in görevini tamamlamak için... Ama Zeus biliyordu ki... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...that one day Ares might return to finish his mission. | ...bir gün Ares, görevini tamamlamak için geri dönebilirdi. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
An endless war... | İnsanoğlunun nihayet kendini... Sonsuz bir savaşla... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
So Zeus left us a weapon. | Bu yüzden Zeus, bize bir silah bıraktı... Böylece Zeus bize... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
With his dying breath, Zeus created this island... | Son nefesinde, bizi dış dünyadan saklamak için... Son nefesini vermeden önce Zeus bu adayı yarattı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...Somewhere Ares could not find us. | Ares'in bizi bulamayacağı bir yer. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
And all has been quiet ever since. | O zamandan beri ses seda çıkmadı. Ve o andan beri ses seda çıkmadı. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
We give thanks to the gods for giving us this paradise. | Bize bu cenneti bahşettikleri için tanrılara şükrediyoruz. Bize bu cenneti bahşettikleri için tanrılara şükranlarımızı sunuyoruz. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
And the God Killer? | Ya tanrı katili? Ya Tanrı Öldüren? | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The God Killer? | Tanrı katili mi? | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The gods gave us many gifts. | Tanrılar bize pek çok armağan bahşettiler. Bir gün hepsini öğreneceksin. Tanrılar bize bir sürü hediye bahşettiler. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
One day, you'll know them all. | Bir gün hepsini öğreneceksin. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
This great tower is where we keep them. | Onları bu ulu kulede tutuyoruz. Onları bu büyük kulede saklıyoruz. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I pray it will never be called to arms. | Asla kullanılmasın diye dua ediyorum. Kullanılacağı gün asla gelmesin diye dua ediyorum. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But only the fiercest among us even could. | Fakat ancak en güçlü olanımız onu kullanabilir. Fakat sadece en hiddetli olanımız bu kılıcı kullanabilir. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
And that's not you, Diana. | O da sen değilsin Diana. Ve o kişi sen değilsin, Diana. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You see? You are safe... | Sen güvendesin ve endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey yok. Anlayacağın o ki, güvendeyiz... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...and there is nothing you should concern yourself with. | ...ve dert etmeni gerektirecek hiçbir şey yok. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You keep doubting yourself, Diana. | Sürekli kendinden şüphe ediyorsun Diana. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
No, I don't. Yes. You do. | Hayır, etmiyorum. Evet, ediyorsun. Etmiyorum. Evet, ediyorsun. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But if you don't try harder... Diana! | Ama kendini zorlamazsan Diana! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
No, Mother, I'm fine. | Hayır anne, iyiyim. Sadece Talim ediyordunuz. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Take her to the palace. | Onu saraya götürün. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You left me no choice, Hippolyta. | Bana başka seçenek bırakmadın Hippolyta. Bana başka çare bırakmadın, Hippolyta. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You neglect your duty, if she cannot fight. | Savaşamazsa görevini ihmal etmiş olursun. Dövüşemezse, vazifemizi ihmâl etmiş oluruz. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You speak of a time that may never come. | Hiç gelmeme ihtimali olan bir zamandan bahsediyorsun. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Ares is alive. | Ares yaşıyor. Ares hayatta. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
It is only a matter of time before he returns. | Geri dönmesi an meselesi. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The stronger she gets, the sooner he will find her. | Kızım ne kadar güçlenirse, Ares onu o kadar çabuk bulur. Diana ne kadar güçlenirse, onu o kadar çabuk bulur. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Hippolyta, I love her as you do. | Hippolyta, ben de onu senin kadar seviyorum. Hippolyta, ben de onu senin sevdiğin kadar seviyorum. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But this is the only way to truly protect her. | Ama onu gerçekten korumanın tek yolu bu. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You will train her harder than any Amazon before her. | Onu şimdiye kadarki tüm Amazonlardan daha sert eğiteceksin. Onu şimdiye dek eğittiğin tüm Amazonlardan daha çok zorlayacaksın. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Five times harder... | Beş kat daha sert. Beş kat zorla. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...ten times harder. | On kat daha sert. On kat zorla. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Until she's better than even you. | Ta ki senden bile daha iyi olana dek. Ta ki senden bile iyi olana dek. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
But she must never know the truth... | Ama ne olduğuna dair hakikati asla bilmemeli. Ama aslında ne olduğunu ve nasıl böyle olabildiğini... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...or how she came to be. | Yahut nasıl var olduğunu. ...asla öğrenmemeli. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
You expect the battle to be fair. | Savaş âdil mi olur sanıyorsun? Adil bir savaş bekliyorsun! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
A battle will never be fair. | Savaş asla âdil olmaz! Ama savaş asla adil olmaz! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I'm sorry... Wait, Diana. | Özür dilerim. Dur Diana. Dur. Özür dilerim. Bekle Diana, bekle. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
There he is! | İlerleyin! İşte orada! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The pilot! I can see him. | İşte pilot! Onu görebiliyorum! Pilotu gördüm! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I'm one of the good guys and those are the bad guys. | Ben iyi adamlardanım. Onlarsa kötü adamlar. Ne? Ben iyi adamlardan biriyim, onlarsa kötü adamlar. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The German. Come on, we need to get out of here. | Almanlar. Hadi, buradan gitmeliyiz. Almanlar mı? Almanlar. Hadi, uzaklaşmalıyız. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The Germans? Diana! | Almanlar mı? Diana! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
They have guns. Right? | Ateşli silahları var değil mi? Tüfekleri var, değil mi? | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Anti�ope, hey. | Antiope. Antiope. Antiope, hey. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Please no. No, no! | Lütfen konuşma. Lütfen ölme. Hayır, hayır! | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Serial number 8141921. | ...kimlik numarası 8 1 4 1 9 2 1. Bu kadarını söyleme yetkim... Sicil numaram 8141921. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
It is pointless and painful to resist. | Direnmek faydasız ve acı vericidir. Karşı koymak anlamsız ve acı verici olur. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
...that the leader of the German Army Gen. Ludendorff. | ...Alman ordusunun komutanı General Ludendorff... | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Secret weapons. | Gizli silahlar. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Invented by Ludendorff's chief psychopath, Dr. Isabelle Maru. | Ludendorff'un piskopat şefi, Doktor Isabel Maru'nun icat ettiği silahlar. Bunlar Ludendorff'un başlıca psikopatı Dr. Isabel Maru tarafından icat ediliyordu. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
The boys in the trenches called her "Doctor Poison". | Hendekteki askerler ona Doktor Zehirci diyorlar. Siperdekiler ona Dr. Poison lâkabını taktılar. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
I just.. I need more time. | Biraz daha vakte ihtiyacım var. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
It's like nothing I've ever seen. | Hiç öyle şeyler görmemiştim. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |
Like nothing he's ever seen. | Geçmişte gördüklerine hiç benzemiyormuş. | Wonder Woman-1 | 2017 | ![]() |