• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 181424

English Turkish Film Name Film Year Details
As you can see, we've had to fire the builders due to creative differences. Görebileceğin gibi değişik yaratıcılıkları nedeniyle inşaatçıları yakmamız gerekti. Wimbledon-2 2004 info-icon
And truthfully, Peter's had a little bit of a liquidity problem. Samimi olmak gerekirse Peter'in biraz nakit problemi var. Wimbledon-2 2004 info-icon
Oh, my nan liked to drink. Sherry. Right. Ah, dadım içkiyi severdi. Şeri. Doğru. Wimbledon-2 2004 info-icon
Piccy? Just a bitty. Çekeyim mi? İyi. Wimbledon-2 2004 info-icon
Um, wasn't expecting to see you. And... Shit! That's Lizzie Bradbury. Ee, seni görmeyi beklemiyordum. Ve... Lanet! Bu Lizzie Bradbury. Wimbledon-2 2004 info-icon
Can I take a picture? No, you bloody can't. Resminizi çekebilir miyim? Hayır, kesinlikle olmaz. Wimbledon-2 2004 info-icon
It's digital. Look what I found. Oh, hello. Dijitaldir. Bak ne buldum. Ah, merhaba. Wimbledon-2 2004 info-icon
Oh, I only got four pizzas. Of, yalnızca dört pizza var. Wimbledon-2 2004 info-icon
Come on. You too, sunshine. Haydi. Sende tatlım. Wimbledon-2 2004 info-icon
Bugger! I had it on "Landscape." Stop it. It's not funny. Başbelası! Manzaraya ayarlamışım. Kes şunu. Hiç komik değil. Wimbledon-2 2004 info-icon
I'm sorry. Move it! Üzgünüm. Kıpırda! Wimbledon-2 2004 info-icon
Change of venue, girls. Children out! Come on. Vardiya değişimi kızlar. Çocuklar dışarı! Haydi. Wimbledon-2 2004 info-icon
Hi, Daddy. It's me. Merhaba baba, benim. Wimbledon-2 2004 info-icon
Um, it's hard to explain, Açıklaması zor, Wimbledon-2 2004 info-icon
And... I gotta go. I'll... I'll see you at practice in the morning. Ve... Kapatmalıyım. Ben... sabah antremanda görüşürüz. Wimbledon-2 2004 info-icon
Now, are you sure about this? I usually do 10 miles. Şimdi buna emin misin? Ben genellikle 10 mil yaparım. Wimbledon-2 2004 info-icon
Why are you running behind me? I'm just enjoying the view. Niye arkamdam koşuyorsun? Manzarayı seyrediyorum. Wimbledon-2 2004 info-icon
This is where my dad taught me to play tennis. Burası babamın bana tenis oynamayı öğrettiği yer. Wimbledon-2 2004 info-icon
Look at it now. It's a shame. Şimdiki haline bak. Yazık. Wimbledon-2 2004 info-icon
Come on. Make a little effort. Haydi. Biraz efor yapalım. Wimbledon-2 2004 info-icon
What's the matter with you? Are you scared of a girl? Senin derdin ne? Bir kızdan korkuyor musun? Wimbledon-2 2004 info-icon
This is my last tournament, no matter what happens. Sonucu ne olursa olsun, bu benim son turnuvam. Wimbledon-2 2004 info-icon
Hey, you just have to... Keep winning. Hey, yapman gereken şey... Kazanmaya devam etmek. Wimbledon-2 2004 info-icon
Oh, finally. Of sonunda. Wimbledon-2 2004 info-icon
Colt returns with a somewhat demure crosscourt forehand. Colt kortu kateden bir forhendle oyuna döner. Wimbledon-2 2004 info-icon
With unladylike effort, Kadınlara uymayan bir çabayla Wimbledon-2 2004 info-icon
Bradbury strains to get to the ball. Bradbury topu çevirmek için uğraşır. Wimbledon-2 2004 info-icon
Oh! It's an extremely high lob. Oh! Bu inanılmaz bir aşırtma vuruş. Wimbledon-2 2004 info-icon
or will he... dare I say... win the point? yoksa... puanı alabilecek mi? Wimbledon-2 2004 info-icon
Hold on. What's happened to the ball? Durun. Topa ne oldu? Wimbledon-2 2004 info-icon
Gotta go. Good bye. Hundred quid on Cavendish in the quarters. Gitmeliyim. Hoşçakal. Çeyrek finalde Cavendish'e 100 paund. Wimbledon-2 2004 info-icon
It's tactical. If he loses, I get rich. And if he wins, I get laid. Taktik icabı. Kaybederse zengin olurum. Kazanırsa ondan alırım. Wimbledon-2 2004 info-icon
Photojournalism. Fotomuhabirlik. Wimbledon-2 2004 info-icon
I trust you slept well after your night of debauchery with young master. Umarım genç efendiyle zamparalık gecesinden sonra iyi uyumuşsundur. Wimbledon-2 2004 info-icon
Good. So did I. God. Güzel, ben de. Tanrım. Wimbledon-2 2004 info-icon
No wonder the English never win Wimbledon. İngiltere'nin asla Wimbledon kazanamamasının nedeni belli oldu. Wimbledon-2 2004 info-icon
Peter Colt is the luckiest man in tennis. Oh. Wanker. Peter Colt tenisteki en şanslı insan. Oh, serseri. Wimbledon-2 2004 info-icon
Oh, shit. Incredible how much that building... Oh, kahretsin. Bina ne kadar da... Wimbledon-2 2004 info-icon
Shit! Shit! Kahretsin! Kahretsin! Wimbledon-2 2004 info-icon
Quick! Hide! Çabuk! Saklan! Wimbledon-2 2004 info-icon
She... Gone, sadly. Sadly, gone. Maalesef o... gitti. Üzgünüm, gitti. Wimbledon-2 2004 info-icon
Are you bullshitting me? Absolutely not. Beni kandırıyor musun? Kesinlikle hayır. Wimbledon-2 2004 info-icon
I'd never bullshit you. I wouldn't dream of it. Sizi asla kandırmam. Bunu aklımdan bile geçirmem. Wimbledon-2 2004 info-icon
How was your trip down? The traffic can be murder getting out of London. Eee, yolcuğunuz nasıl geçti? Londra'dan dışarı çıkarken trafik insanı öldürür. Wimbledon-2 2004 info-icon
We left early. The early bird does catch the worm. Erken yola çıktık. Güzel, erken kalkan yol alır. Wimbledon-2 2004 info-icon
Maybe something stronger. A shot of whiskey. Ya da daha sert bir şeyler. Bir tek viski. Wimbledon-2 2004 info-icon
A shot at me. Ya da bana bir yumruk. Wimbledon-2 2004 info-icon
It's Peter, right? Yeah. Peter'di değil mi? Evet. Wimbledon-2 2004 info-icon
Look, Peter, I got nothing against you personally. Bak, Peter, sana karşı kişisel bir meselem yok. Wimbledon-2 2004 info-icon
You seem like a nice guy, and, uh... Oh, good. İyi bir çocuksun ve ee... Oh, iyi. Wimbledon-2 2004 info-icon
And it keeps her relaxed. Um, if you were just another easy... Ve kendini rahatlatması gerektiğini. Diğerleri gibi kolay birisi olsaydın... Wimbledon-2 2004 info-icon
You know. Well, that would be one thing. But you're not, are you? Bilirsin. Bu kabul edilebilirdi. Ama öyle değilsin değil mi? Wimbledon-2 2004 info-icon
I was incredibly easy. No, no. Aslına bakarsanız, inanılmaz kolay birisiyim. Hayır hayır. Wimbledon-2 2004 info-icon
This time, it's different. She's... falling for you. Bu defa farklı. O... sana tutuluyor. Wimbledon-2 2004 info-icon
But why? She's hardly lost a set. I... Ama neden? Zor bela bir set kaybetti. Wimbledon-2 2004 info-icon
What we've been working towards all these years, Birlikte çalıştığımız bütün bu yıllar boyunca, Wimbledon-2 2004 info-icon
I'm sorry. That's all right, sweetheart. Üzgünüm. Sorun yok birtanem. Wimbledon-2 2004 info-icon
Well, we'd better get going. We got a lot of work to do. Gitsek iyi olur. Yapacak çok işimiz var. Wimbledon-2 2004 info-icon
I'm sorry. Wait a second. Üzgünüm. Dur bir dakika. Wimbledon-2 2004 info-icon
You're a grown woman, and you should be making your own decisions. Sen erişkin bir kadınsın ve kendi kararlarını kendin vermelisin. Bu kendi kararım. Wimbledon-2 2004 info-icon
You can't just switch me on and off like a bloody lightbulb. Beni lanet olası bir lamba gibi açıp kapatamazsın. Wimbledon-2 2004 info-icon
I'll call you at the hotel. She won't be at the hotel. Seni otelden ararım. O otelde olmayacak. Wimbledon-2 2004 info-icon
What? I'm sorry, kid, but... Ne? Üzgünüm çocuk, ama... Wimbledon-2 2004 info-icon
If you're together, she can't play. Birlikte olursanız o oynayamaz. Wimbledon-2 2004 info-icon
Tom! Tom! Tom! Well, this may be an all British affair, Tom! Tom! Tom! Bu bir İngiliz adetdir ama, Wimbledon-2 2004 info-icon
but Tom Cavendish is clearly in control of the crowd and the match today. Tom Cavendish bugünkü maçta kalabalığın kontrolünü tamamen ele geçirmiş durumda. Wimbledon-2 2004 info-icon
He's up a break in the first set, and Peter Colt... İlk sette servis kırmak üzere ve bütün ülkenin ümit bağladığı Peter Colt... Wimbledon-2 2004 info-icon
So that's set point for Tom Cavendish. Bu Tom Cavendish için set sayısıydı. Wimbledon-2 2004 info-icon
Linda, to the patio door. Well, talk to Sergei. Linda arka kapıya. Tamam Sergei ile konuş. Wimbledon-2 2004 info-icon
Daddy, stop bugging me. She'll never pass you. Baba başımın etini yemeyi bırak. Seni asla geçemez. Wimbledon-2 2004 info-icon
Oh, yeah. It was definitely his ankle. Oh, evet. Kesinlikle dizi. Wimbledon-2 2004 info-icon
Cavendish! Cavendish! Cavendish! Cavendish! Cavendish! Cavendish! Wimbledon-2 2004 info-icon
Peter Colt may have just got himself a free pass to the semis. Peter Colt yarı finallere serbest geçiş hakkı kazanmış gibi gözüküyor. Wimbledon-2 2004 info-icon
Think you can go on? Devam edebilecek misin? Wimbledon-2 2004 info-icon
The question is, will Colt be able to take advantage of Tom Cavendish? Şimdiki soru, Colt Tom Cavendish'in avantajından yararlanabilecek mi? Wimbledon-2 2004 info-icon
He's never shown much of a killer instinct. Asla çok acımasız bir tabiat sergilememiştir. Wimbledon-2 2004 info-icon
40 love. There's your answer, John. 40 0. İşte sorunu cevabı John. Wimbledon-2 2004 info-icon
Can we take another route? Her match is at 3:00. Başka bir güzergah izleyebilir miyiz. Maçı 03:00 de. Wimbledon-2 2004 info-icon
I doubt it. It's a chocker. Yapamayız. Yol kapalı. Wimbledon-2 2004 info-icon
Game point. Peter Colt has done it again! Maç sayısı. Başardı! Peter Colt yine başardı! Wimbledon-2 2004 info-icon
Congratulations, my friend. Thank you, but my countrymen hate me. Tebrikler arkadaşım. Teşekkürler ama sanıyorum vatandaşlarım benden nefret ediyor. Wimbledon-2 2004 info-icon
I've just destroyed their best hopes of winning a championship. Ne? Az önce şampiyonayı kazanmasını ümit ettikleri kişiyi devirdim. Wimbledon-2 2004 info-icon
Ridiculous. Everyone loves a winner. Everybody but the British. Oh komik olma. Kazananı herkes sever. İngilizler haricinde herkes. Wimbledon-2 2004 info-icon
30 all. Otuzar. Wimbledon-2 2004 info-icon
What do you think makes her so extraordinary? Sence onu bu kadar sıra dışı yapan ne? Wimbledon-2 2004 info-icon
It's a turn on for the rest of us 'cause most of the time we're all scared shitless. Bu hepimize ters birşey çünkü çoğu zaman, bununla yüzleşelim, biz hep korkak tavuğuzdur. Wimbledon-2 2004 info-icon
Even you, Ron? Me? I hate making a decision. Sen bile mi Ron? Ben mi? Ben karar vermekten nefret ederim. Wimbledon-2 2004 info-icon
If you don't see that girl again, it'll mess with your head, screw up your confidence. Şu kızı bir daha görmezsen, kafan karışacak, öz güvenini kaybedeceksin. Wimbledon-2 2004 info-icon
But I'm terrified... I'm petrified that if I tell you where that girl is camped out, Diğer taraftan, ödüm patlayarak... sana kızın nerede kamp yaptığını söylersem Wimbledon-2 2004 info-icon
her father's gonna fire my ass. Where's the girl camped out, Ron? babası kıçıma tekmeyi basacak. Kızın kampı nerede Ron? Wimbledon-2 2004 info-icon
Game... Miss Bradbury. Miss Bradbury wins final set. Oyun... bayan Braudbury. Bayan Braudbury final setini kazandı. Wimbledon-2 2004 info-icon
Shh. Şşşşt. Wimbledon-2 2004 info-icon
Now, listen. It's not what you think, so don't start... Şimdi dinle. Sandığın gibi değil, sakın yeniden başlama... Wimbledon-2 2004 info-icon
Bugger! Kahrolsun! Wimbledon-2 2004 info-icon
What are you doing here? That's an excellent question. Burada ne arıyorsun? Harika bir soru. Wimbledon-2 2004 info-icon
The sad fact of the matter is... Acı olan sey sensiz 24 saat geçiremiyor olmam. Wimbledon-2 2004 info-icon
I missed you, Peter Peter Colt. You have? Seni özledim, Peter Peter Colt. Sahiden mi? Wimbledon-2 2004 info-icon
Peter. Lizzie. Peter. Lizzie. Wimbledon-2 2004 info-icon
I did, but your dad's a very quick shag. Girdim ama baban çabuk parlayıp sönüyor. Wimbledon-2 2004 info-icon
The lark's on the wing and everything's for the best... Tarla kuşları havalandı ve herşey Wimbledon-2 2004 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 181419
  • 181420
  • 181421
  • 181422
  • 181423
  • 181424
  • 181425
  • 181426
  • 181427
  • 181428
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact