Search
English Turkish Sentence Translations Page 180940
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Remember that street violinist? Caesar. | Şu sokak kemancısını hatırlıyor musun? Sezar. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I had him learn "Everybody Loves Somebody." | Ona "Everybody Loves Somebody" şarkısını öğrettim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He was gonna spontaneously break into it when we passed. | Biz geçerken doğaçlama olarak birden çalmaya başlayacaktı. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Why didn't you tell me? | Bana neden hiç söylemedin? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Would you have approved? | Bunu onaylar mıydın? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Perhaps not. | Belki hayır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
But the name "Uncle Mozzie" | Ama "Mozzie Amca" ibaresi "ne olduğunu bilmiyorum" ifadesi içeriyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I assume you acquired a ring? | Bir yüzük aldığını düşünüyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I figured it was safer to leave it here | Hapisteyken güvenli bir kasaya koymaktansa burada bırakmak bana daha güvenli geldi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Well, any idiot can rob a bank. | Salak biri bile bir bankayı soyabilir. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
That's the McNally Solitaire. | Bu McNally Solitaire. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
That's worth at least two... | En azından iki... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
And a half million at the last appraisal. | ...buçuk milyon eder. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I thought we had depleted your resources. | Kaynaklarının dibine vurduk sanıyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I guess I was still holding out. | Bunu hep saklamayı düşündüm. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Hope... | Bir umut için... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
That she wasn't gone. | Tabii eğer ölmeseydi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Well, fate has a way of putting in front of us | Kader, en çok çabaladığımız şeyi geride bırakmaktır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Dostoevsky? | Dostoevsky mi? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
No, me during my blue period. | Hayır, depresyondaki ben. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Are you really willing to give that up for the suit? | Bunu gerçekten ajan için vermek istediğine emin misin? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Keeping Peter alive is more important | Peter'i hayatta tutmak gelmeyecek biri için umut beslemekten daha önemli. Peter'ı hayatta tutmak gelmeyecek biri için umut beslemekten daha önemli. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You should stay hydrated. | Susamışsındır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Caffrey's on his way to the exchange. Okay. | Caffrey takası yapmak üzere yola çıktı. Tamam. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Did you check in with Ridgefield? Yeah. | Ridgefield'i kontrol ettin mi? Evet. Ridgefield'ı kontrol ettin mi? Evet. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
The transfer's in motion. | Transfer yapılmakta. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Okay, all right. Terrific. | Tamam, pekala çok güzel. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Well, you stay here, all right? | Sen burada kal tamam mı? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Don't talk to him. Don't let him talk to you. | Onunla konuşma ve seninle konuşmasına izin verme. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Don't take your eyes off him. That's nice. | Gözlerini ondan ayırma. Güzelmiş be. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Lang, did I hear you mention Ridgefield? | Lang, Ridgefield mi dedin az önce? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Ridgefield, the private security firm | Ridgefield, devletin mahkumları transfer... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
that the government's contracted out to transfer prisoners? | ...etmesi için kontrat yaptığı güvenlik firması mı? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Could be. Or maybe I have a cousin Elmo Ridgefield. | Olabilir belki de Elmo Ridgefield adında bir kuzenim vardır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Sounds to me like you're helping Keller escape | Bana sanki Keller'ın transferi sırasında kaçmasına yardım ediyormuşsun gibi geldi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You're meeting Neal for an exchange. | Neal ile bir takas için buluşacaksınız. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
So, you're using whatever he gives you to buy off Ridgefield, | Keller'ın transferi sırasında kaçabilmesi adına Ridgefield'ı alma pahasına her şeyi yapacaksınız. Keller'ın transferi sırasında kaçabilmesi için... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You are a smart guy. You know what? | Akıllı bir adamsın. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I genuinely like watching you work. | Gerçekten çalışmalarını izlemekten zevk alıyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
So, you probably also picked up on the fact | Muhtemelen bizi duyduğunu önemsemediğim gerçeğininde farkına varmışsındır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Which means you don't intend to let me go. | Bu da beni bırakmaya niyetin olmadığını gösteriyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You intend to kill me. | Beni öldürmeye niyetin var. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
No, I don't intend to kill you. | Seni öldürmeye niyetim yok. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
No, Keller does... | Ama özgür kaldığında Keller'ın var. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Keep an eye on our friend. | Dostumuza göz kulak olun. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Um, I'm selling magazines. | Dergi satıyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Uh, Suit Quarterly, anyone? | Üç ayda bir çıkan ajan dergisi, ister misiniz? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
No? Clearly, I have the wrong house. | İste miyor musunuz? Yanlış eve gelmiş olmalıyım. İstemiyor musunuz? Yanlış eve gelmiş olmalıyım. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
It's... it's... it's okay. He's... he's a friend. | Sorun yok, o bir dostumuz. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We can talk on the patio. | Seninle bahçede konuşabiliriz. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Did Neal send you? | Seni Neal mı gönderdi? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I came of my own volition. | Kendi irademle geldim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Look, I don't know anything, and it's killing me. | Hiç bir şey bilmiyorum ve bu beni çıldırtıyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Listen, I don't usually give these guys much credit, | Dinle, bu tarz adamlara genelde pek şans vermem ama... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
but between them and Neal, | ...onlarla Neal arasında... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Peter's gonna be home in time for dinner tonight. | Peter akşam yemeğine evde olacak. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You know that? | Öyle mi olacak? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Moz, what you know? | Moz, ne biliyorsun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Neal's meeting with the bad guys right now to strike a deal. | Neal şu anda kötü adamlarla anlaşma yapıyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He's also giving them what they want | Kocanın eve güvende dönmesi için onlara istediklerini veriyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Peter and I had a fight this morning. | Peter'la bu sabah kavga ettik. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I'm sure it was nothing. | Eminim önemli bir şey değildir. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
No, there's never small fights. It's... | Küçük kavga diye bir şey yoktur. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You don't resolve them, they fester. | Eğer onları çözmezsen, dağ gibi karşına yığılırlar. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
And this is the first morning that we didn't. | Ve bu çözemediğimiz ilk kavgamızdı. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I thought he would have loved | Kuru temizlemeden kıyafetleri aldığıma sevineceğini düşünmüştüm. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Seriously? This is about dry cleaning? | Ciddi misin? Bu kuru temizlemeyle mi alakalı? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
And then she deflated. | Ve sonrasında havası söndü. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I'm kidding. Go on. | Şaka yapıyordum. Devam et. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
The last thing I said to him was, "Have a wonderful day." | Ona son söylediğim şey "sana iyi günler" oldu. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Now, I'm guessing, in a fight about dry cleaning, | Kuru temizleme hakkında olan bir kavgayı düşünüyordum da... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
that that's pretty severe. | ...bu çok acı verici olmalı. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We're not like most couples, Moz. | Biz sıradan bir çift değiliz Moz. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We work. | Çalışıyoruz. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Look, I understand how hard this is, | Bunun ne kadar zor olduğunu anlıyorum... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
particularly when the suits won't tell you anything. | ...özellikle de ajanlar sana bir bilgi vermediklerinde... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
That's why I want you to have this. | Bu nedenle bunu kullanmanı istiyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I'm gonna drop a bug in there | Oraya bir böcek koyacağım ve her şeyi duyabileceksin. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
When they hear it. | Tabii onlar duyduğu anda. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Oh, wow! I have a set of these. | Ben de bunların bir seti var. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Oh, wait. No. | Bir saniye, hayır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
These aren't Russian military surplus. | Bunlar Rus ordusundan arta kalanlardan değilmiş. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
May I see the item? | Parçayı görebilir miyim? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I see Peter, you see the ring. | Peter'ı görürsem, yüzüğü görürsün. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Those aren't the terms. | Şartlar böyle değildi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I didn't agree to any terms. | Hiç bir şartı kabul etmiyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
First we'll have the ring authenticated | Öncelikle yüzüğü tasdik ettirip Ruslara vereceğiz. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
and then we'll release Burke. | Sonra Burke'ü salacağız. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You'll get I it when I have proof that Peter's alive. | Peter'ın yaşadığına dair kanıtı gördükten sonra yüzüğü vereceğim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Are you willing to let your agent die? | Ajanının ölmesini mi istiyorsun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Are you willing to let Keller down? | Keller'ın ölmesini mi isiyorsun? Keller'ın ölmesini mi istiyorsun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Caffrey... | Caffrey... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We're gonna show Mr. Caffrey proof of life. | Bay Caffrey'e yaşam kanıtı vereceğiz. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You can ask one question. | Bir soru sorabilirsin. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I'm going to text it to Burke, | Ben onu Burke'e mesaj atacağım ve mesaja cevap atacak. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I want to speak with him. | Onunla konuşmak istiyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
One question. Make it a good one. | Tek bir soru. İyi bir tane sor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
What cellphone number was Caffrey using | Onu ilk yakaladığında Caffrey'nin cep telefonu numarası neydi? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
That's the question? | Soru bu mu? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Let me see it. | Bir göreyim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |