Search
English Turkish Sentence Translations Page 180941
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Wait. I don't have my glasses. Bring it closer. | Bekle. Gözlüklerim yok biraz daha yaklaştır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You're lucky your buddy's paying up, | Şanslısın kankan ödemeyi yapıyor aksi halde dostlarım bana şu anda... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
a very different message right now. | ...çok başka bir mesaj gönderiyor olabilirlerdi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Give me a break. It's been a few years. | Dur müsade et az. Mesaj atmayalı 5 sene oldu. Dur müsaade et az. Mesaj atmayalı 5 sene oldu. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Area code 668... | Alan kodu 668... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
7337. | ...7337. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
That's right. Great. | Doğrudur. Güzel. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
The ring? | Yüzüğü alayım. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You're not gonna authenticate it? | Tasdik ettirmeyecek misin? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
If it's not real, | Eğer gerçek değilse Burke'u bir daha asla göremeyeceksin. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
100 bucks. You can't beat that. | 100 dolar. Buna hayır demezsin. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Thanks. Sure. | Teşekkürler. Tabii. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Do you mind? | Şunu da alayım. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Let me get this straight... | Bakalım doğru anlamış mıyım... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
you gave them a multimillion dollar ring, | ...onlara milyon dolarlık bir yüzük verdin ve Peter hala ellerinde mi? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I admit the terms weren't favorable. You think? | Kabul etmeliyim ki şartlar pek avantajlı değildi. Öyle mi diyorsun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
What's the FBI found so far? | FBI ne elde etti şimdiye kadar? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Oh, that's right. | Doğru ya... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I've got proof of life and a message. | Bende yaşadığına dair kanıt ve bir mesaj var. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
How do you even have access to a multimillion dollar ring? | Hem nasıl oluyor da milyon dolarlık bir yüzüğün oluyor senin? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Oh, that's for another time. | Bunu başka bir zaman anlatırım. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I asked Peter for the phone number I used | Peter'a tutuklandığımda kullandığım cep no'mu sordum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
What, and you didn't have one? | Ne, yoksa kullanmıyor muydun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Actually, I had several, | Aslında bir çok numaram vardı... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
but I was hoping he'd take the opportunity | ...ama bana numaralarla bir mesaj atmak için fırsatı kullanmasını umut ettim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He told us something. | Bize bir şeyler söylemek istiyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
A cross street, a location, a warning? | Bir cadde adı, yer adı, bir uyarı mı? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Not Pam sees? | Pam'in göremeyeceği yer mi? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Does he know any blind Pams? No. | Hiç kör bir Pam tanıyor mu? Hayır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
"Onus border." | "Zorunlu sınır". | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Worthy of the Times Sunday edition, | Times'ın pazar eki için güzel bir konu ama bana bir şey ifade etmiyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
"No tram seeps." | "Tramvaysız bir yer". | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
"Not ram reds." | "Kırmızı koçsuz yer". | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
"No transfer." | "Transfer yok". | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Peter wants us to stop Keller's transfer. | Peter, bizden Keller'ın transferini durdurmamızı istiyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
It's in progress. Jones is with them. | Şu an transfer ediliyor. Jones konvoyla beraber. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Jones, we made contact with Peter. | Jones, Peter'la iletişim kurduk. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Good. Is he all right? | Süper. İyi mi peki? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, but he wants us to stop Keller's transfer. | Evet ama bizden Keller'in transferini durdurmamızı istiyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Why? I don't know. Just do it. | Neden ki? Bilmiyorum. Sadece yap. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Diana, the convoy is already on Lafayette. | Diana, konvoy çoktan Lafayette'ye geldi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Radio the drivers. | Sürücülerle telsizden konuş. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Okay, will do. | Tamam, hemen. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Ridgefield 429, this is agent Jones. Come in. | Ridgefield 429, ben ajan Jones. Cevap ver. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Repeat... Ridgefield 429, this is agent Jones. Come in. | Tekrar ediyorum. Ridgefield 429, ben Jones. Cevap ver. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You gonna respond to that? | Buna cevap verecek misin? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Don't move! Do exactly what I say and you live. | Kıpırdamayın! Söylediklerimi aynen yaparsanız herkes yaşar. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We're secure! | Güvendeyiz! | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Ridgefield 429, come in. | Ridgefield 429, cevap ver. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Hey, man, what are you doing? | Dostum ne yapıyorsun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Sorry. The fee's too high for excess baggage. | Üzgünüm, ek bagaj ücretleri çok yüksek. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Come on, this wasn't the deal! | Hadi ama, anlaşmamız böyle değildi. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He's out! | Kaçtı! | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He's out! Cover the other side! | Kaçtı! Diğer tarafı tutun! | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We've got a runner! | Bir kaçağımız var! | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Why is there a tree on your dashboard? | Gösterge panelinde neden bir ağaç var? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
It's a hybrid. | Bu hibritle çalışan bir araba. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
It's showing me how efficiently I'm driving. | Ne kadar tasarruflu sürdüğümü gsöteriyor. Ne kadar tasarruflu sürdüğümü gösteriyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You're not driving very green. | Pek "yeşil"de sürmüyorsun. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
All your leaves are falling off. | Tüm yaprakların dökülüyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Do you want to catch Keller? | Keller'ı yakalamamı istiyor musun? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I feel like I'm stuck inside the giving tree... | Kesilen bir ağacın içinde sıkışmış gibi hissediyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Nothing left but a stump. | Bir tek kökü kaldı geriye. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I'll grow a new one over the weekend. | Haftasonu yenisini yetiştiririm. Hafta sonu yenisini yetiştiririm. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Jones, what's going on? | Jones, neler oluyor? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Keller escaped. | Keller kaçtı. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Alright, the three guards from the transfer bus are in custody. | Transfer otobüsündeki 3 güvenlikçi gözaltına alındılar. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We've confirmed that Keller paid off two of them and the driver. | Keller'in ikisine ve sürücüye para ödediğini doğrulattık. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Lang was paid a ransom... | Lang, adam kaçırıp fidye istemek için tutulmuş. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Caffrey! Berrigan! My office. | Caffrey! Berrigan! Ofisime gelin. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Um, go over to the hangar. | Hangara gidin. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I'll meet up with you when it's done. | İşim bittiğinde sizinle orada buluşacağım. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Keller's late. | Keller geç kaldı. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I wonder what he's planning. | Ne planladığını merak ediyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He's a hell of a chess player. | Fena bir satranç oyuncusu. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I imagine him sitting in his cell, | Hücresinde oturup kaçışının her bir saniyesini planladığını düşünebiliyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
There's something he's not telling you. | Sana söylemediği bir şey var. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Hey, I have the ring, so he's not going anywhere. | Yüzük bende yani hiç bir yere gidemez. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
With all his debts to the Russian mob | Rus çetesine ve güvenlik firmasına olan borcunu hesaba kattığımızda, elindeki yüzükten fazla para harcamışsa hiç şaşırmam. Rus çetesine ve güvenlik firmasına olan borcunu hesaba kattığımızda,... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Are you sure you have the real ring? | Elindekinin gerçek yüzük olduğundan emin misin? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Maybe Keller paid off your people. Hey. | Belki Keller adamlarına da ödeme yapmıştır. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Wouldn't be the first time. Now is quiet time. | İlk leşim olmazsın o nedenle artık sesini çıkarma. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I get it. The feds hassled you. | Anlıyorum. Federallar sana zor zamanlar yaşatmış. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
They made your life very unpleasant. | Hayatını oldukça zor yaşanılır bir hale getirmişler. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
So, you thought that you could do one last job | Sen de son bir iş yapıp ortadan kaybolacaktın değil mi? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
He is not gonna hold up his end of the bargain. | Bu pazarlığın sonunu getirmeyecektir. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You are going down for this. Hey! | Seni çok iyi kandırmış. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I know what I'm doing. | Ne yaptığımı gayet iyi biliyorum. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
I shot him once, okay? | Onu bir kere vurdum, tamam mı? | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
And now I'm gonna finish the job. | Ve şimdi de işini bitireceğim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
The only thing is, you're not good with a gun. | Silahla aran pek iyi değil ama. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You hold it with no secondary support. Uh huh. | Tek elinle desteksiz şekilde tutuyorsun. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
And you use your trigger finger to brace for recoil, | Ve tetik parmağını silahı geri tepmesin diye gergin tutuyorsun... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
which means you shoot off target. | ...bu da hedefini ıskalaman anlamına geliyor. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
No wonder Keller survived when you first shot him. | İlk vurduğunda Keller'ın sağ kalmasına şaşırmamalı. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
You couldn't hit a man 3 feet in front of you | Dolu bir şarjörle 3 adım ötedenki adamı bile vuramazsın. Dolu bir şarjörle 3 adım ötedeki adamı bile vuramazsın. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Well, let's give it a try. | Hadi bir deneyelim. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
We told you to go home. | Sana evine gitmeni söylemiştik. | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
And you were to take him there! | Ve sen de onu buraya getiriyorsun! | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |
Sir, I know that, but... | Efendim biliyorum ama... | White Collar Payback-1 | 2011 | ![]() |