Search
English Turkish Sentence Translations Page 177473
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| nevertheless, Ogo is actually a construct of my psyche. | gene de, Ogo aslında benim ruhumun yarattığı bir kurgu. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I am mentally divergent... | Burada beni hayatımdan bezdiren... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| in that I am escaping certain unnamed realities... | adı koyulmamış bazı gerçeklerden kaçtığım için... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| that plague my life here. | zihnen sapkınım. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| When I stop going there, I will be well. | Oraya gitmekten vazgeçtiğim zaman iyileşmiş olacağım. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Are you also divergent, friend? | Sen de sapkın mısın, dostum? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| This is a place for crazy people. | Burası deliler için. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| We don't use that term, ''crazy,'' Mr Cole. | Biz o ''deli'' terimini kullanmıyoruz, Bay Cole. Biz o "deli" terimini kullanmıyoruz, Bay Cole. Biz o "deli" terimini kullanmıyoruz, Bay Cole. Biz o "deli" terimini kullanmıyoruz, Bay Cole. Biz o "deli" terimini kullanmıyoruz, Bay Cole. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| You've got some real nuts here! | Burada tam anlamıyla kaçıklar var! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I know some things that you don't know. | Sizin bilmediğiniz bazı şeyleri biliyorum. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| It's gonna be very difficult foryou to understand it. | Bunları anlayabilmeniz çok zor olacak. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I'm not gonna hurt anyone! | Kimseye zarar vermeyeceğim! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| All right. | Pekala. Pekâlâ. Pekâlâ. Pekala. Pekâlâ. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Look, have any ofyou heard... | Bakın, aranızda On İki Maymun Ordusunu... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| ofthe Army ofthe Twelve Monkeys? | duyan var mı? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| They stencil this on the sides of buildings everywhere. | Bunu her tarafta binaların duvarlarına şablonla resmediyorlar. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Have you seen this? Have you seen this? | Bunu gördünüz mü? Bunu gördünüz mü? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Why don't you just take your time... | Niçin bize bunu acele etmeden... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| and try to explain this from the beginning? | başından itibaren anlatmıyorsunuz? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Right, right. It's 1 990. | Tamam, tamam. 1990 yılındayız. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Okay, that makes sense. They wouldn't have been active yet. | Tamam, şimdi anlaşılıyor. Henüz harekete geçmemişlerdi. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Five billion people died in 1 996 and 1 997. | 1996 ve 1997 yıllarında beş milyar insan öldü. 199 ve 1997 yıllarında beş milyar insan öldü. 199 ve 1997 yıllarında beş milyar insan öldü. 1996 ve 1997 yıllarında beş milyar insan öldü. 199 ve 1997 yıllarında beş milyar insan öldü. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Almost the entire population ofthe world. | Neredeyse tüm dünya nüfusu. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Only about one percent of us survived. | Sadece yüzde birimiz hayatta kaldık. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Are you going to save us? How can I? This already happened. | Bizi kurtaracak mısınız? Nasıl? Bu artık olmuş bir şey. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I can't save you. Nobody can. | Sizi kurtaramam. Kimse kurtaramaz. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I am simply trying to gather information to help the people in the present... | Ben sadece bugünün insanlarının virüsün izlediği yolu bulmasına... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| trace the path ofthe virus. | yardımcı olmak için bilgi toplamaya çalışıyorum. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| We're not in the present now, Mr Cole? | Şu anda şimdiki zamanda değil miyiz, Bay Cole? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| 1 990 is the past. This already happened. That's what I'm trying | 1990 geçmişte kaldı. Artık yaşandı. Yapmaya çalıştığım şey 1990 geçmişte kaldı. Artık yaşandı. Yapmaya çalıştığım şey... 1990 geçmişte kaldı. Artık yaşandı. Yapmaya çalıştığım şey... 1990 geçmişte kaldı. Artık yaşandı. Yapmaya çalıştığım şey 1990 geçmişte kaldı. Artık yaşandı. Yapmaya çalıştığım şey... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| You believe 1 996 is the present then, is that it? | Yani sizce şimdi 1996'dayız, öyle mi? Yani sizce şimdi 199"dayız, öyle mi? Yani sizce şimdi 199"dayız, öyle mi? Yani sizce şimdi 1996'dayız, öyle mi? Yani sizce şimdi 199"dayız, öyle mi? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| No! 1 996 is the past too. Listen to me. What I | Hayır! 1996 da geçmişte kaldı. Dinleyin beni. Benim Hayır! 199 da geçmişte kaldı. Dinleyin beni. Benim... Hayır! 199 da geçmişte kaldı. Dinleyin beni. Benim... Hayır! 1996 da geçmişte kaldı. Dinleyin beni. Benim Hayır! 199 da geçmişte kaldı. Dinleyin beni. Benim... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| What I What I need to do is make a telephone call. | Benim Benim yapmam gereken şey, bir telefon etmek. Benim... Benim yapmam gereken şey, bir telefon etmek. Benim... Benim yapmam gereken şey, bir telefon etmek. Benim Benim yapmam gereken şey, bir telefon etmek. Benim... Benim yapmam gereken şey, bir telefon etmek. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I can straighten this out if I make a telephone call. | Eğer bir telefon edebilirsem, bunu düzeltebilirim. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Who would you call? Who would straighten everything out? | Kimi arayacaksınız? Her şeyi düzeltecek olan kim? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| The scientists. They'll want to know that they sent me to the wrong time. | Bilim adamları. Beni yanlış bir zamana gönderdiklerini bilmeleri lazım. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I can leave a voice mail message that they monitor from the present. | Şimdiki zamandan dinledikleri bir telesekretere mesaj bırakabilirim. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Can I just make one telephone call, please? | Lütfen bir telefon edebilir miyim? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| What are you doin' in the dog bowl? Get outta there! | Köpeğin çanağında ne yapıyorsun? Çek arabanı! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Who put those Doritos in there anyway? | Şu Doritos'ları orada kim bıraktı? Şu Doritos"ları orada kim bıraktı? Şu Doritos"ları orada kim bıraktı? Şu Doritos'ları orada kim bıraktı? Şu Doritos"ları orada kim bıraktı? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Yes? What? Voice mail? | Evet? Ne? Telesekreter mi? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Look, I don't know Stop makin' that noise! | Bak, ben hiçbir şey Kes şu gürültüyü! Bak, ben hiçbir şey... Kes şu gürültüyü! Bak, ben hiçbir şey... Kes şu gürültüyü! Bak, ben hiçbir şey Kes şu gürültüyü! Bak, ben hiçbir şey... Kes şu gürültüyü! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Is this a joke? I don't know any scientists. | Bu bir şaka mı? Ben bilim adamı falan tanımıyorum. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Duanne, get out James who? | Duanne, çık dışarı James kim? Duanne, çık dışarı... James kim? Duanne, çık dışarı... James kim? Duanne, çık dışarı James kim? Duanne, çık dışarı... James kim? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Wasn't who you expected? | Beklediğiniz kişi değil miydi? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| No. It was some lady. She didn't know anything. | Hayır. Bir kadın çıktı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Well, maybe it was the wrong number. | Eh, belki yanlış numaradır. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| No. That's why they chose me. I remember things. | Hayır. Beni bunun için seçtiler. Her şeyi hatırlarım. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| James, where did you grow up? | James, nerede büyüdün? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Dr Railly. | Dr Railly. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I have the strangest feeling I've met you before. | Seni daha önce görmüş olduğum gibi tuhaf bir his duyuyorum. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Wait. This is 1 990. I'm supposed to be leaving messages in 1 996! | Durun. Şimdi 1990'dayız. Halbuki ben 1996'da mesaj bırakacaktım! Durun. Şimdi 1990"dayız. Halbuki ben 199"da mesaj bırakaçaktım! Durun. Şimdi 1990"dayız. Halbuki ben 199"da mesaj bırakaçaktım! Durun. Şimdi 1990'dayız. Halbuki ben 1996'da mesaj bırakacaktım! Durun. Şimdi 1990"dayız. Halbuki ben 199"da mesaj bırakaçaktım! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| It's not the right numberyet! That's the problem! | Numara henüz doğru değil! Sorun burada! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| lhave a message forthem. | Onlara birmesajım var. Onlara bir mesajım var. Onlara bir mesajım var. Onlara bir mesajım var. Onlara bir mesajım var. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Won't work. Can't open it. | İşe yaramaz. Onu açamazsın. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| You thinkyou can remove the grill, but you can't. It's welded. | lzgarayı çıkarabileceğini sanıyorsun, ama çıkaramazsın. Kaynak yapılmış. Izgarayı çıkarabileceğini sanıyorsun, ama çıkaramazsın. Kaynak yapılmış. Izgarayı çıkarabileceğini sanıyorsun, ama çıkaramazsın. Kaynak yapılmış. Izgarayı çıkarabileceğini sanıyorsun, ama çıkaramazsın. Kaynak yapılmış. Izgarayı çıkarabileceğini sanıyorsun, ama çıkaramazsın. Kaynak yapılmış. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| See? Told you. All the doors are locked too. | Gördün mü? Söyledim sana. Bütün kapılar da kilitli. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| They're protecting the people on the outside from us... | Dışarıdaki insanları bize karşı koruyorlar... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| when the people on the outside are as crazy as us. | halbuki dışarıdakiler de bizim kadar deli. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Do you know what ''crazy'' is? Crazy is ''majority rules.'' Yeah. | ''Deli'' ne demek, biliyor musun? Deli, ''çoğunluk iktidarı'' demek. Ya. "Deli" ne demek, biliyor musun? Deli, "çoğunluk iktidarı" demek. Ya. "Deli" ne demek, biliyor musun? Deli, "çoğunluk iktidarı" demek. Ya. "Deli" ne demek, biliyor musun? Deli, "çoğunluk iktidarı" demek. Ya. "Deli" ne demek, biliyor musun? Deli, "çoğunluk iktidarı" demek. Ya. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Take germs, for example. | Örneğin, mikroplar. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Germs? | Mikroplar mı? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| In the 1 8th century, no such thing. Nada. Nothing. | 18. Yüzyılda öyle bir şey yoktu. Nada. Yok. 1. Yüzyılda öyle bir şey yoktu. Nada. Yok. 1. Yüzyılda öyle bir şey yoktu. Nada. Yok. 18. Yüzyılda öyle bir şey yoktu. Nada. Yok. 1. Yüzyılda öyle bir şey yoktu. Nada. Yok. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| No one ever imagined such a thing! No sane person, anyway. | Hiç kimse bunu hayal bile etmemişti! Yani aklı başında olan hiç kimse. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Along comes this doctor. | Derken bir doktor çıktı. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Semmelweis! | Semmelweis! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Semmelweis comes along, trying to convince people, other doctors mainly... | Semmelweis çıktı, insanları, esas olarak da başka doktorları... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| that there are these teeny, tiny, invisible bad things called germs... | mikrop denen bu mini minnacık, göze görülmez kötü şeylerin... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| that get into your body and make you sick. | insanların vücuduna girip onları hasta ettiğine ikna etmeye çalıştı. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| He's trying to get doctors to wash their hands. | Doktorların ellerini yıkamalarını sağlamaya çalışıyordu. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| What is this guy? Crazy? | Bu herife ne oluyor? Deli midir nedir? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Teeny, tiny, invisible ''What do you call 'em? Germs? What?'' | Mini minnacık, göze görünmez ''Ne diyorsun onlara? Mikrop? Ne?'' Mini minnacık, göze görünmez... "Ne diyorsun onlara? Mikrop? Ne?" Mini minnacık, göze görünmez... "Ne diyorsun onlara? Mikrop? Ne?" Mini minnacık, göze görünmez "Ne diyorsun onlara? Mikrop? Ne?" Mini minnacık, göze görünmez... "Ne diyorsun onlara? Mikrop? Ne?" | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Now, cut to the 20th century. | Şimdi, 20. Yüzyıla atlıyoruz. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Last week, in fact, right before I got dragged into this hellhole! | Geçen hafta, aslında beni bu cehenneme sürüklemelerinden hemen önce! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I go in to order a burger in this fast food joint. | Bir fast food dükkânında hamburger ısmarlıyordum. Bir fast food dükkanında hamburger ısmarlıyordum. Bir fast food dükkanında hamburger ısmarlıyordum. Bir fast food dükkânında hamburger ısmarlıyordum. Bir fast food dükkanında hamburger ısmarlıyordum. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| The guy drops it on the foor. | Herif onu yere düşürdü. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Jim, he picks it up, wipes it off. | Jim, sonra onu yerden aldı, sildi. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| He hands it to me like it was all okay. | Sonra da bir şey olmamış gibi bana uzattı. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| ''What about the germs?'' I say. He says, ''I don't believe in germs. | ''Ya mikroplar?'' dedim. Dedi ki, ''Ben mikroplara inanmam. "Ya mikroplar?" dedim. Dedi ki, "Ben mikroplara inanmam. "Ya mikroplar?" dedim. Dedi ki, "Ben mikroplara inanmam. "Ya mikroplar?" dedim. Dedi ki, "Ben mikroplara inanmam. "Ya mikroplar?" dedim. Dedi ki, "Ben mikroplara inanmam. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Germs are a plot they made up so they can sell you disinfectants and soaps.'' | Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur.'' Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." Mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Now, he's crazy, right? See? | Şimdi, o herif deli, değil mi? Gördün mü? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| There's no right. There's no wrong. There's only popular opinion. | Doğru yoktur. Yanlış yoktur. Yalnız halkın görüşü vardır. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| You, you, you believe in germs, right? | Sen, sen, sen mikroplara inanıyorsun, değil mi? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Ofcourse not! You wanna escape, right? That's very sane. | Tabii değilsin! Kaçmak istiyorsun, değil mi? Bu çok aklı başında bir şey. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I can help you. You want me to, don't ya? Get you out? | Sana yardım edebilirim. İstiyorsun, değil mi? Seni dışarı çıkarmamı? Sana yardım edebilirim. İstiyorsun, değil mi? Seni dışarı çıkarma mı? Sana yardım edebilirim. İstiyorsun, değil mi? Seni dışarı çıkarma mı? Sana yardım edebilirim. İstiyorsun, değil mi? Seni dışarı çıkarmamı? Sana yardım edebilirim. İstiyorsun, değil mi? Seni dışarı çıkarma mı? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| You know how to get outta here? | Buradan nasıl çıkılabileceğini biliyor musun? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Yes, my son! | Evet, oğlum! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Then why don't ya? Why don't I try to escape? | Öyleyse neden çıkmıyorsun? Neden kaçmaya çalışmıyor muyum? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Good question. Very good question. Intelligent. | İyi soru. Çok iyi bir soru. Zeki. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| Because I would be crazy to escape. I have sent out word. | Çünkü kaçmam çılgınlık olur. Dışarıya haber gönderdim. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I am all taken care of. What does that mean? | Benim işim ayarlandı. Ne demek bu? | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I've managed to contact certain underlings, evil spirits... | Babamla temas kuracak olan bazı çömezlerle, habis ruhlarla... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| secretaries ofsecretaries and other assorted minions... | sekreterlerin sekreterleriyle ve çeşitli diğer... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| who will contact my father. | ayakçılarla temas kurmayı başardım. | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| And when my father finds out I'm in this kind of place... | Ve babam böyle bir yerde olduğumu öğrenince... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| he'll have them transfer me to one ofthose classyjoints... | beni insanın insan gibi, misafir gibi muamele gördüğü... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| where they treat you properly, like a person, a guest! | o klas hastanelerden birine naklettirir! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| With sheets and towels like a big hotel... | Büyük otellerdeki gibi çarşaflar, havlular... | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| with great drugs for all of us nut case, lunatic, maniac devils! | bizim gibi kaçık, üşütük, manyak şeytanların tümüne iyi ilaçlar! | Twelve Monkeys-1 | 1995 | |
| I got a little agitated. The thought ofescape crossed my mind. | Biraz heyecanlandım. Kaçma fikri aklımdan geçti. | Twelve Monkeys-1 | 1995 |