Search
English Turkish Sentence Translations Page 169779
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| What? He checked out, or rather disappeared. | Ne? Ziyaret edip gözden kayboldu. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The second floor maid found his room empty, but... | Hizmetçi onun ikinci kattaki odasından ayrıldığını söyledi, fakat... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| he did leave a note saying that you would be settling his account. | sizin otel hesabını kapatmanıza izin verdiğini bildiren bir not bırakmış. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Which is a substantial sum. A very substantial sum. | Yüksek bir meblağ. Oldukça yüksek bir meblağ. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And these two gentlemen also would like a word with you. | Ve ayrıca bu iki beyefendi sizinle kısa bir görüşme istiyorlar. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Yes? Mr. Ossining? | Evet? Bay Ossining? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Yes. Mr. Charles Ossining? | Evet. Bay Charles Ossining? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I have to serve due process, sir, to inform you... | Sürecin tamamıyla ilgili sizi bilgilendirmek zorundayım, bayım... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| that separate lawsuits have been filed in the Calhoun County court... | Bu farklı davalar Kellogg's Per Fo'nun üretimini, satışını... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| to enjoin the production, sale and transportation of Kellogg's Per Fo. | ve taşımacılığını menettiğine dair Calhoun bölge mahkemesinde dosyalandı. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And substantial damages are being claimed. | Ve bu önemli zaiyattan hak talep ediliyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And I have Mr. Bender's bill here, sir... | Ve Bay Bender'ın faturası burada, bayım... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| and his instructions to give it to you. | ve onun talimatları sizin ödeyeceğiniz yönünde. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Stop that man! | Durdurun şu adamı! | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Lightbody! | Lightbody! | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Mr. Lightbody, please sit down. | Mr. Lightbody, lütfen otur. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Something has come to my attention that I think you should be aware of. | Bir şey dikkatimi çekti de; sanırım bunu bilmen gerekiyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It is your wife. | Karınla ilgili. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Yes. To my displeasure... | Evet, her ne kadar hoşuma gitmse de... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| she's been seeing an outside physician. | o dışarıdan bir hekime görünmüş. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Not Badger. No. Although he is no doubt responsible. | Badger değil. Hayır. Şüphesiz güvenilir olmasına rağmen. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No, it is worse. It is a German. | Hayır, bu daha kötü. O bir Alman. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| A German? Yes, sir, a German. | Alman mı? Evet bayım, bir Alman. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| By the name of... What is it, Jarvis? | Adamın adı da... Neydi, Jarvis? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Spitzvogel. Dr. Spitzvogel. | Spitzvogel. Dr. Spitzvogel. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It seems that Eleanor's been taken by... | Öyle görünüyor ki; Elenaor... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Die Handhabung Therapeutisch. | manuel tedavi yaptırmış. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Is it serious? | Bu ciddi mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It is not a disease. It is a treatment. | Bu bir hastalık değil, tedavi. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I'm sorry, I don't follow. It is her womb. | Pardon, anlamadım. Onun rahmiyle ilgili. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Her womb? | Rahim mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| She's been having it manipulated. | Eşin kendini doktorun becerisine bırakıyormuş. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Manipulated? Is that dangerous? | Doktorun becerisi mi? Bu tehlikeli mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| There are certain things a doctor and a priest cannot share with his flock... | Şu muhakkak ki; doktor ve rahip görev paylaşımı yapamazlar... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| but I will say this, look to your wife. | ama şunu söyleyeceğim, eşine bak. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You're neglecting a beautiful woman, sir. | Güzel bir bayanı ihmal ediyorsunuz bayım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And now I will move on. Into the next room, please. | Ve şimdi devam ediyorum. Yan odaya, lütfen. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Miss Jarvis, item two, if you will. | Bayan Jarvis, ikinci kutu lütfen, şayet mümkünse. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Into the room, sir. Thank you. | Odaya girin bayım. Teşekkürler. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Morning, ladies. Morning, Doctor. | Günaydın bayanlar. Günaydın, Doktor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Nurse Bloethal found this apparatus under your bed, sir. | Hemşire Bloethal bunu senin yatağının altında buldu, bayım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Don't you know this thing can kill you? | Bunun seni öldürebileceğini bilmiyor musun? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| How could you be so foolish? | Nasıl bu kadar aptal olabildin? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Let me tell you this, sir... | Bana bunu açıkların, bayım... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| build up your resolve... | yavaş yavaş kararınızı verin... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| not your genitals. | cinselliğinizi değil. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Masturbation is the vilest sin of self pollution! | Mastürbasyon kişiyi kirleten günahların arasında en berbat olanıdır. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The most loathsome reptile rolling... | Bataklıklarda veya durfun göllerin balçıklarında... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| in the slush and slime of a stagnant pool... | yuvarlanan en iğrenç sürüngen... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| would not demean himself thus. | böylelikle kendini küçük düşürmemiş olur. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It is the sin of Onan. | Bu Onan'ın suçu. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Do you bicycle? | Bisiklete biniyor musun? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Oh, what a shame! There's some beautiful terrains. | Oh, ne yazık! Güzel araziler var biraz. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| We're over here! | Karşındayız! | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Aunt! Oh, my dear boy. | Hala! Oh, benim sevgili oğlum. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Oh, how are you? | Oh, nasılsın? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Have you lost weight? Are you growing a beard? | Kilo mu verdin sen? Sakal mı uzatıyorsun? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You look wonderful as always. It's so nice to see you. | Siz her zamanki gibi mükemmel görünüyorsunuz. Sizi görmek çok hoş. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I'm so sorry to hear about your nerves. | Sizin sinirlerinizle ilgili duyduklarıma çok üzüldüm. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Listen, about our little visit to the factory. | Dinle, senin fabrikayı küçük ziyaretinle ilgili. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I think it would be best if we postpone it for a few days, perhaps a week. | Düşünüyorum da, en iyisi bir kaç gün ertelemek, belki bir hafta. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I understand you know Eleanor Lightbody. | Eleanor'u tanıdığını sanıyorum. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Of course. Yes, we've met. | Tabii. Evet, tanıştık.. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| How are you? May I introduce my friend, Virginia Cranehill. Charles Ossining. | Nasılsın? Sana arkadaşımı tanıtayım, Virginia Cranehill. Charles Ossining. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It's a pleasure. Pleasure's mine. | Bu bir zevk. Benim için de. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And how is the breakfast food tycoon today? | Ve kahvaltılık gıdanın kodamanı bugün nasıl? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Just fine. | Tamamen iyi. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| If you'll excuse us. | Eğer mazur görürseniz. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You're not joining us for the luncheon? | Öğle yemeğinde bize katılmayacak mısınız? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Virginia and I are sneaking off. | Virginia ve ben sıvışalım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Mr. Ossining. | Bay Ossining. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It's very nice meeting you. Ladies. | Tanıştığıma çok memnun oldum. Bayanlar. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Sadly, so must I. So much to do, so little time. You know me. Work, work. | Üzüntüyle anlıyorum. Yapılacak çok şey var, çok kısa zamanda. Beni bilirsin. İş, iş. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Nonsense. We're going for lunch. Give me your arm. | Şaçmalık. Öğle yemeğine gidiyoruz. Bana kolunu ver. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Now, tell me all about the factory. | Şimdi, bana fabrikayla ilgili herşeyi anlat. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Irene. You look very pretty. | Irene. Çok hoş görünüyorsun. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I hardly recognized you with your clothes on. | Seni bu kıyafetlerin içinde neredeyse tanıyamayacaktım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I mean, out of uniform. Thank you. | Demek istediğim, üniformanın dışında. Teşekkürler. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Is Eleanor here? | Elenaor burada mı? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No, she's off to a vegetarian seminar. | Hayır, o vejetaryen seminerine gitti. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| They're going to eat dandelions with Badger. | Onlar Badger ile birlikte karahindiba yemeye gidecekler. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Both guaranteed to make me vomit. | Her ikisi de garanti midemi bulandırır. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I was thinking of going to Goguac Lake. | Goguac Gölü'ne gitmeyi düşünüyordum. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| That's nice. | İyi fikir. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| We could go together. That is, if you're not doing anything. | Birlikte gidebiliriz, eğer, bir işin yoksa. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No. That would be very nice. | Hayır, bu çok hoş olacak. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I want it to be perfect for you. | Sizin için mükemmel olmasını istiyorum. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Ladies and gentlemen, good afternoon. | Bayanlar ve baylar, iyi akşamlar. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I do not wish to spoil the festivities of celebration day... | Kutlama gününün eğlencelerini mahvetmek istemem... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| a special day that marks the anniversary of this establishment... | bu kuruluşun yıldönümü olan bu gün... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| founded by those visionaries of vegetarianism... | vejetaryenizmin hayallerini taşıyan ... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| the Seventh Day Adventists some 42 years ago. | 7. gün Varışçılarının 42 yıl önce burayı kurduğu gündür. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No, my friends, I will be brief because I have an unpleasant duty to perform. | Hayır, dostlarım, kısa keseceğim, beni mutsuz eden bir görevimi yapmalıyım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Quite simply, friends, we have among us an impostor. | Esas ı kelam, dostlar, aramızda bir sahtekâr var. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| A charlatan. A fraud. | Bir şarlatan. Bir düzenbaz. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| A criminal of the very worst stripe. | Çok kötü bir tür suçlu. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| A man so heinous and without conscience... | Şaşılacak derecede kötü ve vicdansız bir adam... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| that I have taken time out of my busy schedule to ensnare and expose him. | Onu ifşa etmek için programımı aksatıyorum. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| A man who has violated every principle of human decency. | İnsan terbiyesinin tüm prebsiplerini bozan bu adam... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| To defraud his own patron. | dolandırdı sürekli müşterilerini. | The Road to Wellville-1 | 1994 |