Search

English Turkish Sentence Translations Page 168128

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
I'm out of here.	Hadi ben çıktım.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Summer,feel my forehead.	Summer,alnıma dokun.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I have college fever. Don't you?	Kolej ateşim çıktı. Senin yok mu?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Maybe. What are the symptoms?	Belki. Belirtileri neler?	The O.C. The Game Plan-1	2005
You become incredibly annoying?	Çok sinir bozucu mu oluyorsun?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Summer,cheer up.	Summer,neşelen.	The O.C. The Game Plan-1	2005
You're just gonna love Arizona.	Arizona'yı seveceksin.	The O.C. The Game Plan-1	2005
How do you know that I'm applying there?	Oraya başvurduğumu nerden biliyorsun?	The O.C. The Game Plan-1	2005
I work in the college counseling office.	Kolej danışma bürosunda çalışıyorum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Um,I do a lot of filing.	Um,bir çok dosyalama yapıyorum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Oh,and snooping.	Ve başkaların işine burnunu sokuyorsun.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,I did notice that you and Seth	Yani, şunu farkettim. Seth ve sen,	The O.C. The Game Plan-1	2005
are headed to opposite ends of the country.	ülkenin ters uçlarında olacaksınız.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Yeah,well,we have different tastes.	Evet, farklı beğenilerimiz var.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Yeah,apparently he wants to go to Brown,	Evet, o sadece Brown'u, sen de çocukların	The O.C. The Game Plan-1	2005
and you want to go someplace sunny where kids drink till they vomit.	kusana kadar içtiği sıcak bir yeri istiyorsun.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Taylor,do you have a point?	Taylor,ne demeye çalışıyorsun?	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'm just sad for you,is all.	Sadece sizin için üzgünüm Hepsi bu.	The O.C. The Game Plan-1	2005
You know,I mean,the long distance thing can be such a grind.	Yani, biliyorsun, bu uzak mesafe işi çok zor olabilir.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Oh,what am I talking about?	Oh,neden bahsediyorum?	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'm sure you and Seth have a whole plan worked out.	Seth ve sen bunun için bir planınız vardır.	The O.C. The Game Plan-1	2005
A plan? Yeah.	Plan mı? Evet.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,Seth wouldn't just skedaddle off to the East Coast	Yani, Seth ilişkinizi hiç önemsemeden,	The O.C. The Game Plan-1	2005
without so much as a thought to your relationship.	doğu yakasına kaçmıyor .	The O.C. The Game Plan-1	2005
Look,no one is skedaddling anywhere yet,okay?	Bak, kimsenin bir yere kaçtığı yok, okey?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,if you two haven't even talked about this yet,	Eğer bunun hakkında henüz konuşmadıysanız,	The O.C. The Game Plan-1	2005
my guess is there's stormy weather ahead.	tahminim bizi fırtınalı bir hava bekliyor.	The O.C. The Game Plan-1	2005
xxx	Biliyorum, biliyorum. Danışmanla görüşmen vardı.	The O.C. The Game Plan-1	2005
It's a tricky business.	Bu çok zor bir iş.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I didn't know you'd be dropping by today.	Bugün uğrayacağını bilmiyordum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Yeah,well...	evet,yani...	The O.C. The Game Plan-1	2005
you know,I had kind of a big day at school.	biliyorsun, bugün okulda önemli bir gün geçirdim.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I know,I know,you had a meeting with your college counselor.	Biliyorum, biliyorum. Danışmanla görüşmen vardı.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'm dying to hear about it.	Meraktan ölüyorum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,you know,she said that I actually have a lot of options.	Yani, önümde birçok seçenek olduğunu söyledi.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,of course you do.	Tabii ki var.	The O.C. The Game Plan-1	2005
And whatever you decide, I'll respect.	Nereye karar verirsen ver saygı duyarım.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Good. Listen	İyi. Dinle	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'm just happy you're even considering Berkeley.	Berkeley değerlendirdiğin için bile mutluyum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
You are. Well,aren't you?	Değerlendiriyorsun. Değil mi?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Yeah,considering? Sure.	Evet, tabii ki.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Listen,as long as it's still on the table,I'm happy.	Dinle, o masada durduğu sürece ben mutluyum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Okay,I'm glad we got this all cleared up.	Bunu açıklığa kavuşturdğumuz için mutluyum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'm gonna see you back at the house.	Evde görüşürüz.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Oh,okay,all right.	Oh,okey,tamam.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Good talk. You... yep.	Güzel konuşmaydı.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Hey,Sheryl.	Hey,Sheryl.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Yeah,will you get Paul Glass at Berkeley on the line for me?	Bana Berkeley'den Paul Glass'ı bağlar mısın?	The O.C. The Game Plan-1	2005
You want to hang out for a minute?	Bir dakika bekler misin?	The O.C. The Game Plan-1	2005
What,you just want to enjoy the scenery?	Ne yani manzaranın tadını mı çıkaracaksın?	The O.C. The Game Plan-1	2005
I wanted to talk to you about college.	Kolej hakkında konuşmak istiyorum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Look,I already told you I'm not going.	Bak, sana gitmeyeceğimi söyledim.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I know,I know, you're not going.	Biliyorum, biliyorum, gitmiyorsun.	The O.C. The Game Plan-1	2005
You could talk to somebody.	Birileriye konuşabilirdin.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Sorry,I sort of overheard what you were talking about.	Pardon,ne konuştuğunuzu duydum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Hey,man, what are you doing here?	Hey,sen ne yapıyorsun burada?	The O.C. The Game Plan-1	2005
I was trying to convince Marissa to see her guidance counselor.	Marissa'yı danışmanıyla görüşmesi için ikna etmeye çalışıyordum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Oh,Mitchell Davison. He's a great guy.	Oh,Mitchell Davison. Çok iyi bir adamdır.	The O.C. The Game Plan-1	2005
That's what you hear?	Sen de mi duydun?	The O.C. The Game Plan-1	2005
You guys planned this, didn't you?	Siz bunu planladınız, değil mi?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Look,we just...we didn't want you to do something you might regret.	Bak, biz sadece...pişman olabileceğin bir şeyi yapmanı istemedik.	The O.C. The Game Plan-1	2005
So you conspired to get me here?	Yani bütün bunları,	The O.C. The Game Plan-1	2005
To lecture me on what to do with my	bana ders vermek için mi planladınız?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Come on,it's not like that. I mean,I thought I could talk to you.	Hadi,böyle değil. Senle konuşabileceğimi sanıyordum.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I thought you were on my side I'm on your side.	Benim tarafımdasın sanmıştım. Öyleyim zaten.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Trust me. Just... leave me alone.	Bana güven. Sadece... beni rahat bırak.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Oh,man,it'll be great to see you.	Oh,seni tekrar görmek çok harika olacak.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Yeah,that's right. Tomorrow night.	Evet, bu doğru, yarın akşam.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'll see you then.	Hadi görüşürüz.	The O.C. The Game Plan-1	2005
All right,Paul. Bye.	Tamam,Paul. Bye.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Our old friend, Paul Glass.	Esk arkadaşımız, Paul Glass.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Paul Glass,as in Paul Glass from Berkeley?	Paul Glass,Berkeley'den Paul Glass mi?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,not from anymore,at he's working there now.	Yani, artık orada çalışıyor.	The O.C. The Game Plan-1	2005
What,what? He called me.	Ne var? O beni aradı.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Besides,Seth came by the office yesterday to talk colleges.	Aynı zamanda,dün Seth hakkında konuşmak için bana uğradı.	The O.C. The Game Plan-1	2005
He seems interested in Cal.	İlgili gözüküyordu.	The O.C. The Game Plan-1	2005
As long as you don't pressure him.	Sen ona baskı yapmadığın sürece.	The O.C. The Game Plan-1	2005
No. No pressure.	Hayır, baskı yok.	The O.C. The Game Plan-1	2005
A nudge. A father's allowed to nudge.	Tavsiye. Babalar tavsiye verir.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Nudging's allowed, but any more than that	Tavsiye serbest, ama fazlası yok	The O.C. The Game Plan-1	2005
and I will confiscate your Cal sweatshirt.	Yoksa California sweatshirtüne el koyarım.	The O.C. The Game Plan-1	2005
You wouldn't dare. Try me.	Yapamazsın. Yaparım.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Oh,I gotta go.	Oh,gitmeliyim.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I'm going to try and make a cardio bar class.	Kardiyo grubuna yetişmeliyim.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Cardio bar is crawling with Newpsies how bored are you?	Kardiyo grubu yeni yetmelerle dolu ne kadar sıkıldın?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,I thought I'd go, 'cause Julie loves it,	Gitmem gerekir diye düşündüm, çünkü Julie bunu seviyor,	The O.C. The Game Plan-1	2005
and I thought it might cheer her up.	belki bu onu neşelendir.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Lately she seems... not herself.	son zamanlarda... kendinde değil.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Is that a bad thing? I'm serious,Sandy.	Bu kötü bir şey mi? Ben ciddiyim,Sandy.	The O.C. The Game Plan-1	2005
She's keeping something from me.	Benden bir şey saklıyor.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,when it comes to Julie Cooper,	Julie Cooper denince,	The O.C. The Game Plan-1	2005
sometimes it's better not knowing.	bazen öğrenmemek en iyisidir.	The O.C. The Game Plan-1	2005
Well,whatever. Let's go.	Neyse, Hadi gidelim.	The O.C. The Game Plan-1	2005
You look very sporty. Thank you.	Çok sportif duruyorsun. Teşekkürler.	The O.C. The Game Plan-1	2005
So,how did it go with Marissa?	Peki, Marissa'yla nasıl gitti?	The O.C. The Game Plan-1	2005
Basically accused me and Johnny of ganging up on her	Kısaca beni ve Johnny'yi üstüne gittiğimiz için suçladı.	The O.C. The Game Plan-1	2005
and she stormed off Oh,so it went well.	ve sinirden köpürdü. Oh,yani iyi gitti.	The O.C. The Game Plan-1	2005
I don't know; I guess it's to be expected.	Bilmiyorum; Bunu tahmin etmeliydim.	The O.C. The Game Plan-1	2005
We'll all be splitting up next year;	Seneye hepimiz ayrılacağız;	The O.C. The Game Plan-1	2005
it's bound to make everybody tense.	bu herkesin sinirlerini geriyor.	The O.C. The Game Plan-1	2005