Search

English Turkish Sentence Translations Page 165793

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
I don't care. At least let me give you a blood test.	Umurumda değil. En azından kan testi yapayım sana.	The Last Man on Earth-1	1964
You must be hungry already, I'll fix you some diner.	Aç olmalısın. Akşam yemeği hazırlayayım.	The Last Man on Earth-1	1964
You know, you should eat. I can't.	Yemek yemelisin. Yiyemiyorum.	The Last Man on Earth-1	1964
You seem used to them. Now, as much as anybody could be.	Onlara alışmış gibisin. Bir insan ne kadar alışabilirse o kadar.	The Last Man on Earth-1	1964
I'm not frightened of them anymore, if that's what you mean.	Artık onlardan korkmuyorum.	The Last Man on Earth-1	1964
Oh, I protect myself against them, but only because they're so many.	Sayıca çok fazla oldukları için kendimi koruyorum.	The Last Man on Earth-1	1964
Individually, they're weak.	Tek başlarına güçsüzler.	The Last Man on Earth-1	1964
Mentally incompetent, like animals after a long famine.	Zekâları gelişmemiş. Hayvan gibiler.	The Last Man on Earth-1	1964
If they weren't, they should've found a way of breaking in here a long time ago.	Öyle olmasalardı, şimdiye kadar çoktan evime girmenin bir yolunu bulurlardı.	The Last Man on Earth-1	1964
He was my friend. Your friend?	Arkadaşımdı. Arkadaşın mı?	The Last Man on Earth-1	1964
If I could find him an destroy him...	Eğer onu bulup öldürebilirsem...	The Last Man on Earth-1	1964
But you said he was your friend!	Ama arkadaşın olduğunu söyledin.	The Last Man on Earth-1	1964
When I find him, I will drive a stake through him, just like all the others.	Onu bulduğumda diğerlerine yaptığım gibi kazığı kalbine çakacağım.	The Last Man on Earth-1	1964
But you lived trough all this. Do you know why?	Hepsinin üstesinden gelebildin. Nedenini biliyor musun?	The Last Man on Earth-1	1964
Perhaps I was chosen.	Belki de seçilmişimdir.	The Last Man on Earth-1	1964
Or perhaps it's because a long time ago, when I worked in Panama,	Belki de uzun zaman önce Panama'da çalışırken...	The Last Man on Earth-1	1964
I was bitten in my sllep by a bat.	...uykumda yarasa tarafından ısırıldığım için bağışıklık kazanmışımdır.	The Last Man on Earth-1	1964
the bat had previously acquired the vampire germ.	...o yarasa bir şekilde vampir virüsü taşıyordu.	The Last Man on Earth-1	1964
By the time it entered my blood it had been strained and weakened by the bat system.	Beni ısırdığında, yarasanın kanındaki daha zayıf olan virüs bana geçti.	The Last Man on Earth-1	1964
As a result, I have immunity.	Sonuç olarak, bu şekilde bağışıklık kazandım.	The Last Man on Earth-1	1964
Well, it's only a guess, but it's all I gave to go on.	Tabii bu sadece tahmin. Ama tek düşünebildiğim bu.	The Last Man on Earth-1	1964
You don't think that I'm immune, do you?	Benim de bağışıklığım olduğunu düşünüyor musun?	The Last Man on Earth-1	1964
It's a simple manner to find out if you are or not.	Bunu öğrenmenin tek yolu var.	The Last Man on Earth-1	1964
What would you do, if I am infected?	Eğer hastalığı taşıyorsam ne yapacaksın?	The Last Man on Earth-1	1964
You don't have to answer. I know well, as you do,...	Cevap vermek zorunda değilsin. Ben de çok iyi biliyorum.	The Last Man on Earth-1	1964
If not of killing the germ, at least of containing it, keeping it from spreading.	Virüsü öldüremesek de, en azından izole edebilir, yayılmasını önleyebiliriz.	The Last Man on Earth-1	1964
If I had the equipment, and time....	Eğer gerekli ekipmanı ve zamanı bulabilirsek.	The Last Man on Earth-1	1964
I was. And without that injection, I'll be one again.	Öyleydim. Eğer o iğneyi yapmazsam yine onlardan olurum.	The Last Man on Earth-1	1964
Did you find the solution? That's right.	Çözümü buldun mu? Doğru.	The Last Man on Earth-1	1964
The blood feeds the germ, the vaccine keeps it isolated	Kan virüsü besliyor, serum da onu izole ediyor...	The Last Man on Earth-1	1964
and prevents it from multiplying.	...böylece çoğalmaları engellenmiş oluyor.	The Last Man on Earth-1	1964
We've had it for some time now.	Bir süredir üretiyorduk.	The Last Man on Earth-1	1964
"We"? There are quite a number of us.	Benim gibi bir sürü insan var.	The Last Man on Earth-1	1964
And I thought you were alone.	Seni yalnızsın sanmıştım.	The Last Man on Earth-1	1964
Does that amuse you? No.	Hoşuna mı gidiyor? Hayır.	The Last Man on Earth-1	1964
Now, I want the truth.	Şimdi, gerçeği duymak istiyorum.	The Last Man on Earth-1	1964
I want all of it. Why are you here?	Her şeyi öğrenmek istiyorum. Neden buradasın?	The Last Man on Earth-1	1964
To find out if you know any more than we do.	Bizden daha fazla bilip bilmediğini öğrenmek için.	The Last Man on Earth-1	1964
We're alive! Infected, yes, but alive!	Hayattayız. Evet hastayız, ama hayattayız.	The Last Man on Earth-1	1964
We're going to reorganize the society.	Yeni bir toplum yaratacağız.	The Last Man on Earth-1	1964
We'll do away with those wretched creatures, who are neither alive, nor dead.	Yaşayıp yaşamadıkları belli olmayan, o iğrenç yaratıkları öldürerek.	The Last Man on Earth-1	1964
Start everything all over again!	Her şeye yeniden başlayarak.	The Last Man on Earth-1	1964
And you want me to join?	Benim de mi katılmamı istiyorsun?	The Last Man on Earth-1	1964
You're a monster to them.	Onlara göre sen bir canavarsın.	The Last Man on Earth-1	1964
Why do you think I ran, when I saw you?	Seni gördüğümde neden kaçmaya çalıştığımı sanıyorsun?	The Last Man on Earth-1	1964
Even though I was assigned to spy on you.	Seni gözetlemek için görevlendirilmeme rağmen.	The Last Man on Earth-1	1964
Because I was so terrified of what I�d heard about you.	Çünkü senin hakkında duyduğum şeylerden çok korkuyordum.	The Last Man on Earth-1	1964
You're a legend in the city, living by day instead of night.	Gece yerine gündüzleri yaşadığın için bu şehirde bir efsanesin.	The Last Man on Earth-1	1964
Leaving, as evidence of your existence, bloodles corpses.	Varlığının bir kanıtı olarak kansız cesetler bırakıyorsun.	The Last Man on Earth-1	1964
Many of the people you destroyed were still alive!	Yok ettiğin insanların çoğu hâlâ hayatta.	The Last Man on Earth-1	1964
Many of them were loved ones of the people in my group.	Bir çoğunun sevdikleri var.	The Last Man on Earth-1	1964
Is there any way you can get out of here? What do you mean?	Buradan kaçabilmenin bir yolu var mı? Ne demek istiyorsun?	The Last Man on Earth-1	1964
They're coming after you tonight.	Bu gece peşinden gelecekler.	The Last Man on Earth-1	1964
That's why I was sent here. To prevent you from resisting them.	Onlara karşı koymaman için buraya gönderildim.	The Last Man on Earth-1	1964
I'm suposed to keep you here, until they come.	Onlar gelene kadar seni burada tutmam gerekiyordu.	The Last Man on Earth-1	1964
To kill me? Yes.	Beni öldürmek için? Evet.	The Last Man on Earth-1	1964
Your new society sounds charming.	Yeni toplumunuz gerçekten etkileyici.	The Last Man on Earth-1	1964
The beginning of any society is never charming or gentle.	Hiç bir toplumun kuruluşu, etkileyici ya da nazik olmamıştır.	The Last Man on Earth-1	1964
And you pretended to be shocked at my violence!	Sen de benim zorbalığımdan dolayı şoka girmişsin gibi davranacaktın.	The Last Man on Earth-1	1964
Why don't you go on and use it? Get it over with! Use it!	Neden tetiği çekip işimi bitirmiyorsun? Kurtul benden. Çek tetiği.	The Last Man on Earth-1	1964
What are you doing? It's already done.	Ne yapıyorsun? Neredeyse bitti.	The Last Man on Earth-1	1964
You see? It worked, Ruth!	Gördün mü? İşe yaradı.	The Last Man on Earth-1	1964
The antibodies in my blood worked!	Kanımdaki antikorlar işe yaradı.	The Last Man on Earth-1	1964
My blood has saved you, Ruth!	Kanım seni kurtardı.	The Last Man on Earth-1	1964
Do you know what this mean? You and I can save all the others!	Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Sen ve ben, herkesi kurtarabiliriz.	The Last Man on Earth-1	1964
We won't be alone. We'll never be alone again!	Yalnız kalmayacağız. Bir daha asla yalnız kalmayacağız.	The Last Man on Earth-1	1964
I have to get out of here. To tell them you are no threat to us.	Bizim için tehdit oluşturmadığını onlara söylemem lazım.	The Last Man on Earth-1	1964
You can't go out there. You can save all of us!	Oraya gidemezsin. Hepimizi kurtarabilirsin.	The Last Man on Earth-1	1964
When they come, there won't be time for questions and answers!	Buraya geldiklerinde, açıklamak için zamanımız olmayacak.	The Last Man on Earth-1	1964
Please, Robert!	Lütfen.	The Last Man on Earth-1	1964
Tomorrow, Ruth. Tomorrow will be all rigt.	Yarın. Yarın herşey düzelecek.	The Last Man on Earth-1	1964
And what if it doesn't last? But it will!	Ya uzun süre dayanmazsa? Dayanacak.	The Last Man on Earth-1	1964
I've already checked it under the microscope.	Mikroskop altında kontrol ettim.	The Last Man on Earth-1	1964
Wait, I'll show you.	Bekle sana göstereceğim.	The Last Man on Earth-1	1964
I'll prove it to you. I'll check it again.	Sana kanıtlayacağım. Tekrar kontrol edeceğim.	The Last Man on Earth-1	1964
Ruth, just take a look at this.	Ruth, şuna bir bak.	The Last Man on Earth-1	1964
Ruth, there is no change. I've double checked it...	Değişiklik yok. İki kere kontrol ettim.	The Last Man on Earth-1	1964
Get away from her!	Uzaklaş ondan.	The Last Man on Earth-1	1964
Ruth, are you all right?	İyi misin?	The Last Man on Earth-1	1964
Run, Robert! Robert, run!	Kaç!	The Last Man on Earth-1	1964
Run! They intend to kill you, Robert!	Kaç! Seni öldürmeye geldiler.	The Last Man on Earth-1	1964
There he is!	Orada.	The Last Man on Earth-1	1964
Wait, you don't understand! Wait!	Bekleyin, anlamıyorsunuz. Bekleyin!	The Last Man on Earth-1	1964
Surround the block! Move! Move!	Binayı sarın. Sür!	The Last Man on Earth-1	1964
This way. Cover all sides!	Bu taraftan. Her yeri kuşatın!	The Last Man on Earth-1	1964
ARMORY	SİLAHLIK	The Last Man on Earth-1	1964
There he is! In the church!	Orada! Kilisede!	The Last Man on Earth-1	1964
Freaks!	Ucubeler!	The Last Man on Earth-1	1964
All of you're freaks. Mutations.	Hepiniz ucubesiniz. Mutasyonlar.	The Last Man on Earth-1	1964
Hold it!	Bekle.	The Last Man on Earth-1	1964
You're freaks!	Ucubesiniz.	The Last Man on Earth-1	1964
I'm a man!	Ben insanım.	The Last Man on Earth-1	1964
The last man!	Son insan.	The Last Man on Earth-1	1964
They were afraid of me. They were afraid of me!	Benden korkuyorlarmış.	The Last Man on Earth-1	1964
They didn't know.	Bilmiyorlardı.	The Last Man on Earth-1	1964
Don't cry. There's nothing to cry about.	Ağlama! Ağlayacak bir şey yok.	The Last Man on Earth-1	1964
We're all safe now.	Artık hepimiz güvendeyiz.	The Last Man on Earth-1	1964
Ok, everybody. Ready?	Pekâlâ, çocuklar. Hazır mıyız?	The Last Mimzy-1	2007
Let's settle down.	Haydi biraz rahatlayalım.	The Last Mimzy-1	2007
Today I'm going to show you a story.	Bugün size bir hikaye anlatacağım.	The Last Mimzy-1	2007