Search

English Turkish Sentence Translations Page 165156

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Stopell, Nicol�s. Here.	Stopell, Nicolás. Burada.	The Invisible Eye-1	2010
Zunino, Federico. Not here.	Zunino, Federico. Yok.	The Invisible Eye-1	2010
Good afternoon, students.	Tünaydın, çocuklar. Tünaydın, Profesör.	The Invisible Eye-1	2010
Please, take a paper.	Lütfen, kağıt çıkarın.	The Invisible Eye-1	2010
Subject one, subject two, subject three.	Konu bir, konu iki, konu üç.	The Invisible Eye-1	2010
What's the reason for your absence?	Okula gelmemenin nedeni ne?	The Invisible Eye-1	2010
Health problems? Yes.	Sağlık sorunları mı? Evet.	The Invisible Eye-1	2010
A bit premature your health problems, isn't it?	Zamansız bir sağlık sorunu, değil mi?	The Invisible Eye-1	2010
Please, explain.	Lütfen, anlat.	The Invisible Eye-1	2010
I need to have a check up.	Tam sağlık muayenesine ihtiyacım var.	The Invisible Eye-1	2010
Are you aware of what you've just said?	Az önce söylediğin şeyin farkında mısın?	The Invisible Eye-1	2010
Name, year and class.	Adınız ne ve hangi sınıftasınız.	The Invisible Eye-1	2010
Mat�as Kogan, third year, A.	Matías Kogan, 3 A.	The Invisible Eye-1	2010
Solange Est�vez, third year, B.	Solange Estévez, 3 B.	The Invisible Eye-1	2010
Your student cards, please.	Öğrenci kimlikleriniz, lütfen.	The Invisible Eye-1	2010
This is a school, not a disco.	Burası bir okul, disko değil.	The Invisible Eye-1	2010
Please, one more warning and I'll have to repeat the year.	Lütfen, bir uyarı daha alırsam, sınıfta kalacağım.	The Invisible Eye-1	2010
You should have thought about that before.	Bunu daha önce düşünmen gerekirdi.	The Invisible Eye-1	2010
Talk to the Headmaster.	Derdini müdüre anlat.	The Invisible Eye-1	2010
Excuse me. There is a problem.	Affedersin. Bir sorun çıktı da.	The Invisible Eye-1	2010
Is something wrong? No, nothing. Don't worry.	Bir sorun var mı? Hayır, yok. Merak etme.	The Invisible Eye-1	2010
I asked you to come here just to be discreet.	Senden buraya gizlice gelmeni istedim.	The Invisible Eye-1	2010
You know how students are.	Öğrenciler nasıldır bilirsin.	The Invisible Eye-1	2010
We must not feed their imagination.	Buna zemin hazırlamamalıyız.	The Invisible Eye-1	2010
Thank you, Pedro.	Teşekkür ederim, Pedro.	The Invisible Eye-1	2010
Nice coat.	Güzel hırka.	The Invisible Eye-1	2010
My grandmother knitted it for me. She does beautiful things.	Büyükannem ördü. Çok güzel şeyler yapar.	The Invisible Eye-1	2010
Yes, it's a very nice coat.	Evet, çok güzel bir hırka.	The Invisible Eye-1	2010
And you look good in it. Mr. Biasutto.	Sana çok yakışmış. Bay Biasutto.	The Invisible Eye-1	2010
No, please, don't call me Mr. Biasutto.	Hayır, lütfen, bana Bay Biasutto deme.	The Invisible Eye-1	2010
We're not in school. You can call me Carlos.	Okulda değiliz, bana Carlos diyebilirsin.	The Invisible Eye-1	2010
Carlos. Nice name.	Carlos. Güzel isim. Teşekkürler.	The Invisible Eye-1	2010
You know how they call me at home?	Bana evde nasıl seslenirler, biliyor musunuz?	The Invisible Eye-1	2010
No, how? Marita.	Hayır, nasıl? Marita.	The Invisible Eye-1	2010
Tell me, Marita, what are your plans forthe future?	Söyle bakalım, Marita, gelecekle ilgili planların ne?	The Invisible Eye-1	2010
Such a beautiful girl...	Böylesi güzel bir kızın...	The Invisible Eye-1	2010
must have lots of plans. Don't say that.	...birçok planı olmalı. Böyle demeyin.	The Invisible Eye-1	2010
A beautiful girl, well educated,	Senin gibi duyarlı, güzel...	The Invisible Eye-1	2010
and sensitive like you...	...iyi eğitim almış bir kız...	The Invisible Eye-1	2010
Wouldrt you like to get married?	Evlenmek istemez mi?	The Invisible Eye-1	2010
Not for the time being.	Şimdilik değil.	The Invisible Eye-1	2010
All in good time, isn't that so?	Zamanı gelince olur, değil mi?	The Invisible Eye-1	2010
When did you start working in the school?	Okulda çalışmaya ne zaman başladınız?	The Invisible Eye-1	2010
In 1976.	1976'da.	The Invisible Eye-1	2010
Have you been Head of Supervisors long?	Uzun zamandır mı müdürsünüz?	The Invisible Eye-1	2010
Too many questions, Marita. Are you a journalist...	Çok soru soruyorsun, Marita. Gazeteci mi yoksa dedektif misin?	The Invisible Eye-1	2010
This isjust curiosity.	Merak işte.	The Invisible Eye-1	2010
I like your questions. Don't think I don't.	Soruların hoşuma gidiyor. Sorma demiyorum.	The Invisible Eye-1	2010
Everybody says you distinguished yourself.	Herkes kendinizi öne çıkardığınızı söylüyor.	The Invisible Eye-1	2010
I did what anybody would have done in my place.	Herkesin yapacağı şekilde davranıyorum.	The Invisible Eye-1	2010
The society was at stake.	Toplum tehlikedeydi.	The Invisible Eye-1	2010
We had to act with great energy.	Olumlu bir yaklaşım sunduk.	The Invisible Eye-1	2010
Read History, Marita. It elevates the mind.	Tarih oku, Marita. Seni geliştirir.	The Invisible Eye-1	2010
When you win a war, what follows is the persecution...	Bir savaş kazanıldığında...	The Invisible Eye-1	2010
of the last pockets of resistance of those who lost.	...kaybeden direnişçiler zulümle karşılaşırlar.	The Invisible Eye-1	2010
This eradication is still part of the war.	Yok etme savaşın bir parçasıdır.	The Invisible Eye-1	2010
What war, Mr. Biasutto?	Ne savaşı, Bay Biasutto?	The Invisible Eye-1	2010
The war against subversion.	Yozlaşmaya karşı verilen savaş.	The Invisible Eye-1	2010
And how's your business?	İşlerin ne alemde?	The Invisible Eye-1	2010
My business? Yes.	İşim mi? Evet.	The Invisible Eye-1	2010
The students who smoke in the school.	Okulda sigara içen şu öğrenciler.	The Invisible Eye-1	2010
Still no news.	Hala bir haber yok.	The Invisible Eye-1	2010
It's a bit cold, isn't it? Yes.	Hava biraz soğudu, değil mi? Evet.	The Invisible Eye-1	2010
Well... Well...	Şey... Evet...	The Invisible Eye-1	2010
See you Monday, Mr. Biasutto.	Pazartesi görüşürüz, Bay Biasutto.	The Invisible Eye-1	2010
Have a nice weekend.	İyi hafta sonları.	The Invisible Eye-1	2010
You'll look beautiful. You'll see.	Çok güzel görüneceksin, görürsün bak.	The Invisible Eye-1	2010
It's not too much?	Çok abartılı olmadı mı?	The Invisible Eye-1	2010
Trust me, Marita. You'll look great.	İnan bana, Marita. Harika görüneceksin.	The Invisible Eye-1	2010
Mom, are you okay? Yes.	Anne, iyi misin? Evet.	The Invisible Eye-1	2010
You can't drink alcohol. Once.	Alkol almamalısın. Bir kerecik.	The Invisible Eye-1	2010
Try it on.	Bir giy bakalım.	The Invisible Eye-1	2010
Isn't it too colorful?	Çok cafcaflı değil mi?	The Invisible Eye-1	2010
No, no, it's lively. You'll look wonderful.	Hayır, hayır, çok canlı. Olağanüstü görüneceksin.	The Invisible Eye-1	2010
I thought you were not coming.	Gelmeyeceğini sanıyordum. İçeri gel.	The Invisible Eye-1	2010
Nice dress.	Elbisen çok hoş.	The Invisible Eye-1	2010
This is Mar�a Teresa. Hello.	Bu María Teresa. Merhaba.	The Invisible Eye-1	2010
A sandwich? They're homemade.	Sandviç ister misin? Ev yapımıdır.	The Invisible Eye-1	2010
What would you like to drink? Water, beer, juice?	Ne içersin? Su, bira, meyve suyu?	The Invisible Eye-1	2010
Juice is alright.	Meyve suyu iyi olur.	The Invisible Eye-1	2010
Do you remember Tarantini?	Tarantini'yi hatırlıyor musun?	The Invisible Eye-1	2010
Is he playing? No, he has a problem.	Dans mı ediyor o? Hayır, bir sorunu var?	The Invisible Eye-1	2010
What problem? Had to go to the hairdresser?	Ne sorunu? Kuaföre mi gitmek zorunda kaldı?	The Invisible Eye-1	2010
You are a virgin, right?	Bakiresin, değil mi?	The Invisible Eye-1	2010
I can tell. Your skin is dry.	Söyleyeyim. Cildin çok kuru.	The Invisible Eye-1	2010
Looks like emery paper.	Zımpara kağıdı gibi.	The Invisible Eye-1	2010
Do you like my brother?	Ağabeyimden hoşlanıyor musun?	The Invisible Eye-1	2010
He has a big dick.	Çok büyük bir penisi var.	The Invisible Eye-1	2010
What did she say? Did she bother you?	Ne dedi o? Canını sıktı mı?	The Invisible Eye-1	2010
I like your earrings.	Küpelerine bayıldım.	The Invisible Eye-1	2010
You look very pretty.	Çok hoş görünüyorsun.	The Invisible Eye-1	2010
Avruj, Nicole. Not here.	Avruj, Nicole. Yok.	The Invisible Eye-1	2010
Blandini, Alejandro. Here.	Blandini, Alejandro. Burada.	The Invisible Eye-1	2010
Charovsky, Macarena. Here.	Charovsky, Macarena. Burada.	The Invisible Eye-1	2010
Rafa, look.	Rafa, bak.	The Invisible Eye-1	2010
She looks the same.	Tıpkısının aynısı.	The Invisible Eye-1	2010
Look those curls. This curl.	Şu lülelere bak. Şu lüle.	The Invisible Eye-1	2010
What's wrong with you, gentlemen?	Senin derdin ne, bayım? Yok bir şey Bay Biasutto.	The Invisible Eye-1	2010
Nothing, Mr. Biasutto.	Hiçbir şeye, Bay Biasutto. Hiçbir şeye mi?	The Invisible Eye-1	2010
Molina, Fresino, Gras,	Molina, Fresino, Gras...	The Invisible Eye-1	2010