Search
English Turkish Sentence Translations Page 165102
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
As soon as I figure out what do with the dead fucking body! | Bu lanet cesedi ne yapacağıma kararlaştırdıktan sonra! Bu lanet cesedi ne yapacağıma kararlaştırtıktan sonra! Bu lanet cesedi ne yapacağıma kararlaştırtıktan sonra! Bu lanet cesedi ne yapacağıma kararlaştırtıktan sonra! | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Man: Oh, sometime it ain't easy, boy | Man: Oh, bazen çocuk kolay,değildir. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
To roll out of bed | Başınızdan sarkan | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And shake the cobwebs | Örümcek ağlarını sallayın | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
A hangin' from your head | Yataktan dışarı yuvarlayın | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But you were born | Insan ırkından | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
To be in the human race | Doğmuşsun ama. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And if you don't start movin' | Eğer harekete başlatılamıyorsa | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You're gonna finish in last place | Son bir yerde bitireceğiz. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You gotta go... | Gitmen lazım... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
What are you doin' out here? | Sen burada ne yapıyorsun? Sen dışarda ne yapıyorsun? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Hey, I was, uh, just cleanin' out my car. | Merhaba, ben arabamı temizliyordum. Merhaba,ben arabamı temizliyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You know, burger bags and, um, coffee cups. | Bilirsin, hamburger kağıtları, kahve kapları. Bilirsin, hamurger kağıtları, kahve kapları. Bilirsin, hamurger kağıtları, kahve kapları. Bilirsin, hamurger kağıtları ve, um, kafya kapları. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It was dirty. | Kirliydi. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Yeah, well, look... We got a call this morning from accounting. | Pekala, bak... bu sabah muhasebeden telefon geldi. Evet,şey, bak... Bu sabah muhasebedeb telefon geldi. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
D.W.P.'s all pissed off about 32,000 bucks worth of specialty steel | İdare hiç sipariş edilmeyen 32,000 papellik özel çelik için... İdare hiç sipariş edilmeyen 32,000 papel'lik özel çelik için... İdare hiç sipariş edilmeyen 32,000 papel'lik özel çeilk için | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
they saythey never ordered. | ...küplere binmiş durumda. küplere binmiş durumda. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I don't know what's goin' on, buddy, | Neler oluyor, bilmiyorum dostum... Neler oluyor, dostum bilmyorum... Neler oluyor, dostum bilmyorum... Ne oluyor dostum bilmyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
but you better get your shit together. | ...ama kendine çeki düzen versen iyi olur. ama kendine çeki düzen vresen iyi olur. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Okay? Javi called Atlanta about your special project, | Pekala? Javi özel projen için Atlanta'yı aradı,... Tamam mı? Javi özel projen için Atlanta'yı aradı, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and now Henderson's flying in here on Friday, | ...cuma günü Henderson geliyor,... ve cuma günü Henderson geliyor, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
so you better have a damn good story if you're looking to keep your job. | ...işten atılmamak için inandırıcı bir hikaye hazırlasan iyi edersin. ...işten atılmamak için inandırıcı bi hikaye hazırlasan iyi edersin. ...işten atılmamak için inandırıcı bi hikaye hazırlasan iyi edersin. işten atılmam için inandırıcı bir hiakye hazırlasan iyi edersin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Absolutely, yeah. Yeah. Yeah. | Kesinlikle, evet, evet. Kesinlikle,evet.Evet.Evet. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Go, cat, go, cat, go | Git, kedi, git,kedi,git | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You gotta go, cat, go | Gitmen lazım,kedi, git | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You got to take that flow | Bu akıntıya tutunman lazım | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Oryou got to go, go, go | Ya da sen git, git, git | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You got to go | You got to go | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Go, go, go | Git, git, git | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Aw! Fuck! | Lanet olsun! Aw! Siktir! | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Motherfucker! | Anasını siktiğimin! | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Whose idea was this shit, anyway? | Neden bununla uğraşmak zorundayım ki? Neden bununla uğraşmak zorundayım? Neden bununla uğraşmak zorundayım? Neden bununla uğraşmak zorundayım? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Detective: What's the ticker on the head ripper? | Kelle avcısının son durumu nedir? Kelle avcısının durumu nedir? Kelle avcısının durumu nedir? Detective: Kelle avcısı'nın durumu nedir? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Uh, four days since the last kill. | Son cinayetinin üstünden dört gün geçti. Ah,son cinayeti'nin üstünden dört gün geçti. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Might have another lucky contestant. | Başka bir şanslı yarışmacı olabilir. Başka bi şanslı yarışmacı olabilir. Başka bi şanslı yarışmacı olabilir. Başka bir şanslı yarışmacı olabilir. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
No body, but a meter reader never reported back to his office. | Elektrik sayaçlarını okuyan biri ofisine rapor vermemiş. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And most of his route runs through the red zone. | Ve rotasının büyük bir kısmı da kırmızı bölgeden geçiyor. Ve rotasının büyük bi kısmı da kırmızı bölgeden geçiyor. Ve rotasının büyük bi kısmı da kırmızı bölgeden geçiyor. Ve rotasının büyük bir kısmı kırmızı bölgeden geçiyor. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
In broad daylight? | Gündüz vakti mi? Gündüz vakti mü? Gündüz vakti mü? Güpegündüz mü? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Guy's never made a move except at night. | Adam geceleri çalışıyor. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Without a body, I mean, | Tek bildiğimiz... Tek bildiğimiz | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
for all we know he spent the afternoon | ...öğle vakti o iğrenç yüzünü... ...öğle vakiti o iğrenç yüzünü... ...öğle vakiti o iğrenç yüzünü... öğle vakitinde o iğrenç yüzünü | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
in some bar getting shitfaced. | ...barlarda gösterdiği, hepsi bu. ...barlarda göstediği hepsi bu. ...barlarda göstediği hepsi bu. barlarda göstediği hepsi bu. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Here's the printout of the guy's route from South Cal Edison. | South Cal Edison'dan gelen adamın rotasının bir çıktısı. South Cal Edison'dan gelen adamın rotasının bi çıktısı. South Cal Edison'dan gelen adamın rotası'nın bi çıktısı. South Cal Edison'dan gelen adamın rotası'nın bir çıktısı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Don't say I didn't give you a heads up. | Size yardım etmediğimi söyleyemezsin artık. Size yardım etmediğimi söyleyemezsina artık. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
If you're thinking | Eğer düşünüyorsan | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You're too cool to boogie | Boogie için çok serin | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Boy, oh, boy | Oğlum, oh,oğlum | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Have I got news foryou | Ben senin için haberim var | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Everybody here tonight must boogie | Herkese burada her gece boogie gerekir | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Let me tell you | Sana söyleyeyim | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You are no exception to the rule | Bu kural bir istisna | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Get on up on the floor | Yukarı katta | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
'Cause we're gonna boogie oogie oogie | Çünkü biz boogie oogie oogie olacağız | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Till you just can't boogie no more | Sadece artık boggie değilsin | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It's a surprise. | Bir sürpriz. Bi süpriz. Bi süpriz. Bir süpriz. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It's human blood. | Bu bir insan kanı. Bu insan kanı. Bu insan kanı. İnsan kanı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It's dead. | Bu ölü. Ölü. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, so are you. | Sen de öylesin. Şey,sende öylesin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
No, Harry. I'm undead. | Hayır, Harry. Ben yaşayan ölüyüm. Hayır, Harry. Ölümsüz değilim. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
There's a difference. | Bu farklı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, you... You said human blood, | İnsan kanı istediğini söyledin,... Şey,hayır... İnsan kanı istediğini söyledin, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
so that's what I brought you. | ...ben de sana getirdim. böylece sana getirdim. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You could at least try it. | En azından deneyebilirsin. En azından deniyebilirsin. En azından deniyebilirsin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You have any idea what this cost? | Kaça mahal olduğuna dair bir fikrin var mı? Kaça maal olduğuna bi fikrin var mı? Kaça maal olduğuna bi fikrin var mı? Kaça maal olduğuna bir fikrin var mı? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Do you? | Söyle? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Then you drink it. | O zaman sen iç. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You ungrateful bitch. | Seni nankör pislik. Seni nankör orospu. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
That's what you are... You're... You're... | Sen bu’sun işte... sen... Sen bu’ sun işte... Sen... sen... Sen bu'sun işte... Sen... sen... Sen bu'sun işte... Sen... Sen... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You're... You're selfish and you're ungrateful | Sen bencil ve nankörsün. Sen..Sen bencil ve nankörsün. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You don't want it, that's fine, okay? | İstemiyor musun iyi, tamam? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But you're not gettin' anything ele. | Ama başka bir şey alamazsın. Ama başka bi şey alamazsın. Ama başka bi şey alamazsın. Ama başka bir şey alamazsın. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I'm dying, Harry! | Ben ölüyorum, Harry! | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Not today, not tomorrow, maybe, but soon. | Bugün değil, belki yarın da değil ama yakında. Bugün değil, belki,yarın değil ama yakında. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, maybe I can feed you. | Pekala, belki seni ben besleyebilirim. Pekala,benlki seni ben besleyebilirim. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
No, Harry. It won't work. | Hayır, Harry. Böyle olmaz. Hayır, Harry.Bu işe yaramaz. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Aside from hunting, I normally have five to six lovers. | Avlarımın yanında, beş altı sevgilim olurdu. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And eventually I drain them all. | Sonunda hepsinin kanını kuruttun. Ve sonunda hepsinin kanını kuruttun. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
We can... We can... | Biz yapa...biz yapa | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, we'll... We'll make it work. | Biz yapabiliriz. Peki, yaparız ... Biz bunu yapacarız. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
If it worked that way, then everyvampire would have a lover | İşe yarasaydı her vampirin bir sevgilisi olur... İşe yarasaydı her vampirin bi sevgilisi olur... İşe yarasaydı her vampirin bi sevgilisi olur... İşe yarasaydı her vampirin bir sevgilisi olurdu | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and live happily ever after. | ...ve mutlu mesut yaşarlardı. ve sonra mutlu mesıt yaşarlardı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Onlyfor me, there is no happily ever after. | Sadece ben olacağım, Harry. Biz olmayacağız. Sadece ben olacağım, biz olmayacağız. Sadece ben olacağım, biz olmayacağız. Sadece ben, sonra mutlu olmuyacağım. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Because I'd just end up killing you. | Çünkü sonunda sen öleceksin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You make it... You make it sound like you actually care about me. | Sanki... Sanki beni gerçekten önemsiyormuş gibi söyledin. Sanki sen... Sanki beni gerçekten önemsiyormuş gibi söyledin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Harry, it's just an illusion. | Harry, bu bir yanıIsama. Harry, bu bi yanılsama. Harry, bu bi yanılsama. Harry, bu bir yanılsama. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It's part of the glamour of evil | Kötülüğün parlak görüntüsü bu... Kötülüğün parlak bi görüntüsü bu... Kötülüğün parlak bi görüntüsü bu... Kötülüğün parlak bir görüntüsü bu | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I can't love... | Ben kimseyi sevemem... ...ben sevemem... ...ben sevemem... Ben sevemem... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Not like the living, not like you need. | Canlılar gibi yapamam, ihtiyaçlarını karşılayamam. ...canlılar gibi yapamam, ihtiyaclarını karşılayamam. ...canlılar gibi yapamam, ihtiyaclarını karşılayamam. Yaşayanlar gibi yapamam, ihtiyaclarını karşılayama. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, see... See... See, that's the catch 22 right there. | Pekala, bak... bak... Anlaman gereken bir şey var. Pekala, bak... bak... Anlaman gereken bi şey var. Pekala, bak... bak... Anlaman gereken bi şey var. Pekala,bak... Bak... Bak,anlaman gereken bir şey var. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
If you were totally cold and machiavellian, then... | Belki tamamen soğuk ve fırsatçı biriydim ve... Belki tamamen soğuk ve fırsatcı biriydim ve... Belki tamamen soğuk ve fırsatcı biriydi... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Then... Then you would just saythat you love me | ...beni sevdiğini söyleyerek... Beni sevdiğini söyleyerek. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and you... You'd lure me to my doom, | ...hayatıma son verebilirdin,... hayatıma son verebilirdin,... hayatıma son verebilirdin,... hayatıma son verebilirdin, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
but the fact that you didn't tells me that there's something there. | ...ama bunu yapmadın bence senin içinde canlı bir şey var. ...ama bunu yapmadın senin içinde canlı bir şey var. ...ama bunu yapmadın senin içinde canlı bir şey var. ama bunu yapmadın senin içinde canlı bir şey var. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I promise you will never see me again. | Beni bir daha görmeyeceğine söz veriyorum. Beni bi daha görmeyeceğine söz veriyorum. Beni bi daha görmeyeceğine söz veriyorum. Bir daha görmeyeceğine söz veriyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You can't oryou won't? | Yapamaz mısın yoksa yapmayacak mısın? Yapamaz mısın yoksa yapmıyacak mısın? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Harry, who's the real monster here? | Harry, burada gerçek canavar kim? Harry, burda gerçek canavar kim? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You say that you care about me, yet I'm starving to death. | Beni önemsediğini söylüyorsun, ama açIıktan ölüme mahkûm ediyorsun. Beni önemsediğini söylüyorsun, ama açlıktan ölüme mahkûm ediyorsun. Beni önemsediğini söylüyorsun, ama açlıktan ölüme mahküm ediyorsun. Beni önemsediğini söylüyorsun, ama açlıktan ölüme mahküm ediyorsun. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You know it is torturing me, | Bana eziyet ettiğini biliyorsun,... Bana eziyet ettiğini biliyorsun, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
yet you don't do anything about it. | ...ama yine de hiçbir şey yapmıyorsun. ...ama yine de hiç bi şey yapmıyorsun. ...ama yine de hiç bi şey yapmıyorsun. ama yine de hiç bir şey yapmıyorsun. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You captured me. | Beni esir aldın. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |