Search
English Turkish Sentence Translations Page 165100
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That by knowing what you do, you can somehow change her. | ...ve onu bir şekilde değiştirebileceğini düşünüyorsun. ve onu bir şekilde değiştirebileceğini düşünüyorsun. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You know, you never asked me how I got in this wheelchair. | Biliyor musun, bana neden hiç tekerlekli sandalyedesin demedin. Biliyor musun,bana neden hiç tekerlekli sandalyedesin demedin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It was 1972. | 1972 yıIıydı. 1972 yılıydı. 1972 yılıydı. 1972 yılıydı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I was 18 years old, with the Marines. | 18 yaşındaydım, donanmadaydım. 18 yaşındaydım,donanmadaydım. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
We were five clicks outside of Plei Mei, | Yabancı bir yerde Plei Mei deydik,... Yabancı bi yerde Plei Mei deydik,... Yabancı bi yerde Plei Mei deydik,... Yabancı bir yerde Plei Mei deydik, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
real Indian country. | ...ülkemizden çok uzakta. ülkemizden çok uzakta. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And, uh, we came upon a Vietcong village. | Ve, bir Vietcong köyüne geldik. Ve, bi Vietcong köyüne geldik. Ve, bi Vietcong köyüne geldik. Ve, ah, bir Vietcong köyüne geldik. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And everything was dead. | Her şey ölüydü. Ve herşey ölüydü. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Men, women, children. | Erkekler, kadınlar, çocuklar. Erkekler,kadınlar,çocuklar. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Arms and legs laying in piles next to a bonfire. | Kollar, bacaklar yığınlar halinde yakılmayı bekliyordu. Kollar bacaklar yığınlar halinde yakılmayı bekliyordu. Kollar bacaklar yığınlar halinde yakılmayı bekliyordu. Kollar ve bacaklar yığınlar halinde yakılmayı bekliyordu. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, was it some kind of atrocity or... | Bu gerçekten berbat bir şey olmalı... Bu gerçekten berbat bi şey olmalı... Bu gerçekten berbat bi şey olmalı... Bu gerçekten berbat bir şey olmalı veya... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Yeah, I guess you could saythat. | Evet, galiba böyle de denebilir. Evet, galiaba böyle de denebilir. Evet, galiaba böyle de denebilir. Evet,galiaba böyle de denebilir. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But it wasn't us. | Ama bizi değildik. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It wasn't them. | Onlar değildi. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It was them. | Bunlardı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Avampire. | Bir vampir. Bi vampir. Bi vampir. Bir vampir. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Asian male and his concubine. | Asyalı erkek ve sevgilisi. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Long story short, | Uzun lafın kısası,... Uzun lafın kısası, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
we used every bit of firepowerwe had to put it down. | ...onları yakalamak için bütün ateş gücümüzü kullandık. onları yakalamak için bütün ateş gücümüzü kullandık. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Emptying full clips at a time into him. | Bütün silahları üstlerine boşalttık. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
In the end, | Sonunda,... Sonunda, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
it took a flamethrower to kill it. | ...öldürmek için alev makinesini kullandık. Öldürmek için alev makinesini kullandık. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
We were beat to shit. | O boku yenmek üzereydik. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Most of us were still alive. | Çoğumuz hâlâ hayattaydık. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And that's when his girlfriend showed up. | Ve sonra kız arkadaşı çıkageldi. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And this 90 pound female vampire | Ve bu yenilmez dişi vampir... Ve bu yenilmez dişi vampir | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
wiped out my entire squad. | ...bütün birliği yok etti. bütün birliği yok etti. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I was the only survivor. | Sadece ben kurtuldum. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
She only hit me once. | Bana sadece bir kez vurdu. Bana sadece bi kez vurdu. Bana sadece bi kez vurdu. Bana sadece bir kez vurdu. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Broke my body like a toothpick. | Vücudumu kurdan gibi kırdı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, I faked being dead. | Ben ölü numarası yaptım. Şey, ben ölü numarası yaptım. Şey, ben ölü numarası yaptım. Şey,ben ölü numarası yapdım. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And when the fast mover showed up, | Sonrasında da destek geldi,... Ve sonrasında da destek geldi,... Ve sonrasında da destek geldi,... Ve sonrasında da destek geldi, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
F 4s with 500 pound napalm bombs, she went D.D. | ...200 kiloluk napalm bombalarından yağdırdılar tepesine... ..200 kiloluk napalm bombalarından yağdırdılar tepesine... ..200 kiloluk napalm bombalarından yağdırdılar tepesine... F 4'ler 500 kiloluk napalm bombalarından yağdırdılar tepesine | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
And the military, they healed my body best they could... | ...ve o da öldü, ve ordu vücudumu düzeltmek için her şeyi denediler... ...ve o da öldü, ve ordu vücudumu düzeltmek için herşeyi denediler... Ve o da öldü,ordu vücudumu düzeltmek için herşeyi denediler... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But theythought I'd cracked mentally. | ...ama kafayı sıyırdığımı düşünüyorlardı. Ama kafayı sıyırdığımı düşünüyorlardı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But the thing is... Is I know what I saw. | Ama gerçek şu ki... Ama şey ... Ne gördüğümü biliyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
That's why I do all this. | Ben ne gördüğümü biliyordum. Halimin nedeni işte bu. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Look, Harry... | Halimin nedeni işte bu. Bak, Harry... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You listen to me. | Harry, beni iyi dinle. Beni dinle. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Go find yourself a girlfriend, a hooker... | Git kendine bir kız arkadaş bul, ne olursa olsun... Git kendine bi kız arkadaş bul, ne olursa olsun... Git kendine bi kız arkadaş bul, ne olursa olsun... Git kendine bir kız arkadaş bul,ne olursa olsun... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I don't care. | ...önemli değil. Önemli değil. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But then you steel yourself, | Ama kendine çeki düzen ver,... Ama kendine çeki düzen ver, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and you go back to wherever it is you've got that bitch stashed, | ...onu her nereye sakladıysan,... ve o fahişeyi her nereye saklamışsan, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and you finish what you've started. | ...git ve başladığın işi tamamla,Harry. ...git ve başladığın işi tamamla. ...git ve başladığın işi tamamla. git ve başladığın işi tamamla. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Because the longer this goes on, | Çünkü bu ne kadar devam ederse,... Çünkü bu ne kadar devam ederse, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
the stronger she gets | ...o kadar da güçlenecek. ...o kadarda güçlenecek. ...o kadarda güçlenecek. o, o kadarda güçlenecek. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and the weaker you become. | Sende zayıf düşeceksin. Sakın dediklerimi unutma. Ve sende zayıf düşeceksin. Sakın dediklerimi unutma. Ve sende zayıf düşeceksin. Sakın dediklerimi unutma. ve sende zayıf düşeceksin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Cyndi: Hi, Harry. | Merhaba, Harry. Cyndi: Merhaba, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Have you had dinneryet? | Akşam yemeğini yedin mi? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Well, do you like lasagna? | Peki, lazanya sever misin? Peki,lazanya sever misin? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Sure, yeah. | Tabii ki. Tabii, evet. Tabii, evet. Tabii,evet. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Then why don't you come overfor dinner? | O zaman neden yemeğe gelmiyorsun? Neden o zaman yemeğe gelmiyorsun? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Lisa was supposed to be home tonight, | Lisa bu akşam evde olacaktı,... Lisa bu akşam evde olacaktı, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
so I cooked for both of us, | ...bu yüzden yemeği iki kişilik yaptım,... bu yüzden yemeği iki kişilik yaptım, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and then she called and said that she wasn't coming, | ...ama sonra aradı ve gelemeyeceğini söyledi,... ve sonra aradı ve gelemeyeceğini söyledi, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
so tonight would be perfect because I have enough fortwo | ...yani bu akşam mükemmel olabilir çünkü iki kişilik yemeğim var... ...yani bu akşam mükemmel olabilir çünkü iki kişilk yemeğim var... ...yani bu akşam mükemmel olabilir çünkü iki kişilk yemeğim var... bu akşam mükemmel oalbilir çünkü iki kişilk yemeğim var | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
and there aren't two. | ...ve iki kişi yok. ve iki kişi yok. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Mmm, you already have plans for dinner. | Senin zaten yemek için planların var. Mmm, senin akşam yemeği için planların var. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You're having rabbit? | Tavşan mı yapacaksın? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
No, uh, that's actually for someone ele. | Hayır, bu aslında bir başkası için. Hayır, bu aslında başkası için. Hayır, bu aslında başkası için. Hayır, ah,aslında bu başkası için. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
That's sort of... | Şey bu bir tür... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Sort of a gift. | ...hediye. Bir tür hediye. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Oh, that's sweet, Harry. | Çok hoş, Harry. Oh, çok tatlı, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I'm kind of surprised, actually. | Aslında şaşırdım,... Aslında şaşırdım,bu bir tür süpriz. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I mean, not that you wouldn't do something... | ...yani, sen böyle güzel bir şey yapamazsın... ..yani, sen böyle güzel bi şey yapamazsın... ..yani, sen böyle güzel bi şey yapamazsın... Yani,sen böyle güzel bir şey yapamazsın... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Nice for somebody. | ...diye değil elbette. diye değil elbette. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I just didn't take you forthe rabbit kind of guy. | Sadece tavşan alman biraz garibime gitti. Sadece tavşam alman biraz garibime gitti. Sadece tavşam alman biraz garibime gitti. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Can you believe people actually eat these? | İnsanların bunları yediklerine inanabiliyor musun? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I could never do that. | Ben buna asla yapamazdım. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Yeah, me neither. No. | Evet, ben de. Hayır. Evet,ben de. Hayır. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
What's that? Pipes in the basement... | Bu da neydi? Bodrumdaki borular... Bu da ne? Bodrumdaki borular... Bu da ne? Bodrumdaki borular... Bu da ne? Bodrumdaki borular... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Is what that was. | ...evet borulardı. Evet onlardı. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Look, you... You know what? | Bak, biliyor musun? Bak,sen... Biliyor musun? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I gotta go, actually. | Benim gerçekten gitmem gerekiyor. Benim greçekten gitmem gerekiyor. Aslında,gitmem gerekiyor. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I'm not blowing you off about dinner, either. | Akşam yemeğini de mahvetmek istemem. Akşam yemeğini de mahfetmek istemem. Akşam yemeğini de mahfetmek istemem. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I just... It's gotta be when | Ben... yapacak başka bir işim olmadığında... Ben... yapacak başka bi işim olmadığında... Ben... yapacak başka bi işim olmadığında... Ben sadece...yapcak başka bir işim olmadığında | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I don't have anything ele to do, you know. | ...olmalı bilirsin işte. Olmalı bilirsin işte. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Okay, Harry. | Tamam, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Can I just, uh... | Peki onu,... Peki onu, ah... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Is the rabbit a gift for a woman? | Bu tavşan bir kadının hediyesi mi? Bu tavşan bi kadının hediyesi mi? Bu tavşan bi kadının hediyesi mi? Bu tavşan bir kadının hediyesi mi? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Yeah. I mean, no. | Evet. Yani, hayır. Evet.Yani,hayır. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It's not... It's just... It's not like that, really. | Değil... Sadece... Öyle bir şey değil. Değil... Sadece... Gerçekten öyle bi şey değil. Değil... Sadece... Gerçekten öyle bi şey değil. Değil... Sadece... Gerçekten öyle bir şey değil. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I'm... I'm sorry. I have... | Üzgünüm. Ben artık... Ben... Üzgünüm.Ben artık... | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Bye. | Görüşürüz. Güle. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You've been with anotherwoman. | Başka bir kadınla birlikteydin. Başka bi kadınla birlikteydin. Başka bi kadınla birlikteydin. Başka bir kadınla birlikteydin. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Define ''with.'' | ..."birlikte" derken. ...''birlikte'' derken. ...''birlikte'' derken. ''Birlikte'' derken. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
I can smell it all overyou. | Üstünden kokusunu alabiliyorum. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Do you like her like you like me? | Benden hoşlandığı kadar ondan da hoşIanıyor musun? Benden hoşlandığı kadar ondan da hoşlanıyor musun? Benden hoşlandığı kadar ondan da hoşlanıyor musun? Benden hoşlandığı kadar ondan da hoşlanıyor musun? | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Yeah, I guess. | Evet, galiba. Evet,galiba. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
People are so strange. | İnsanlar çok garip. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
She'll feed you, she'll care foryou, | Seni doyurabilir, sana bakabilir,... Seni doyurabilir, sana bakarbilir, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
she'll bearyour children. | ...çocuklarını taşıyabilir. çocuklarını taşıyabilir. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
But instead, you want me, who will only devouryou. | Ama sen sadece, aklını bulandıranı, beni istiyorsun. Ama sen sadece,aklını bulandıranı, beni istiyorsun. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Can't help it, Harry. | Mani olamıyorum, Harry. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
It's in my nature. It's what I am. | Benim doğam bu. Benim doğam bu. Ben neyim ki. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
Bring me the guyfrom work. | Bana işteki adamı getir. Bana işdeki adamı getir. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
No. The guywho treats you bad. | Seni sürekli tehdit edeni. Hayır. Hayır. Sana sürekli köüt davranan adamı | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
No. I told you that's not gonna happen. | Hayır. Sana bunun olmayacağını söyledim. Hayır.Sana bunun olmayacağını söyledim. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
You remind me of a lover I had once. | Bana eski sevgilimi hatırlatıyorsun. | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |
He tried to resist me for a long time, | Bana uzun süre direnmişti,... Ban uzun süre direnmişti,... Ban uzun süre direnmişti,... Ban uzun süre direnmişti, | The Insatiable-1 | 2006 | ![]() |