Search
English Turkish Sentence Translations Page 164627
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
queried, lost, found, subjected to public inquiry. | kağıt bulamacında bekletilip yeniden dönüşüme uğratılmadan, ...soruşturulup, kaybedilip, bulunup, referanduma sunulup... ...soruşturulup, kaybedilip, bulunup, referanduma sunulup... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Ford] They can�t think or imagine. Most can�t spell. They just run things. | Düşünemez ya da hayal kuramazlar. Çoğu konuşamaz bile. Sadece işleri yaparlar. Düşünemez ve hayal edemezler. Çoğu okuma bilmez. Yalnızca çalışırlar. Düşünemez ve hayal edemezler. Çoğu okuma bilmez. Yalnızca çalışırlar. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
And if we don�t get a ride soon. | Eğer hemen bir araç bulamazsak, Vogonların ne kadar Ve eğer buradan hemen çıkmazsak... Buradan hemen çıkmazsak... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
we won�t need the Guide to tell us how unpleasant the Vogons are. | tatsız olduklarını öğrenmek için Rehbere ihtiyacımız kalmayacak. ...ne kadar kaba olduklarını öğrenmek için rehbere ihtiyacımız olmayacak. ...ne kadar kaba olduklarını öğrenmek için rehbere ihtiyacımız olmayacak. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
They�ve already destroyed a planet today. | Bugün zaten bir gezegen yokettiler. Zaten bugün bir gezegen yok ettiler. Zaten bugün bir gezegen yok ettiler. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Guide] The Babel fish is small, yellow, leech like. | Babilbalığı küçük, sarıdır ve sülüğe benzer. Babil bağılı, sarı, küçük, sülüğe benzeyen... Babil bağılı, sarı, küçük, sülüğe benzeyen... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
It feeds on brainwave energy, absorbing unconscious frequencies. | Beyin dalgası enerjisiyle beslenir. Bilinçsiz düşünce frekanslarını emerek, Çevredeki beyin dalgası enerjisi ile beslenir. Enerjideki bilinçaltı frekansları emer... Çevredeki beyin dalgası enerjisi ile beslenir. Enerjideki bilinçaltı frekansları emer... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
The practical upshot of which is that, if you stick one in your ear. | Bunun pratiğe yansıması, kulağınıza bunlardan bir tane taktığınız zaman, Bunun anlamı şudur: Kulağınıza bir Babil Balığı soktuğunuz zaman... Bunun anlamı şudur: Kulağınıza bir Babil Balığı soktuğunuz zaman... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Arthur] All right. [Vogon] Someone�s coming. | Tamam. Birileri geliyor. Pekâlâ. Biri geliyor. Pekâlâ. Biri geliyor. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
No, really, you don�t have to read. | Hayır, gerçekten, okumak zorunda değilsin. Hayır, gerçekten okumak zorunda değilsin. Hayır, gerçekten okumak zorunda değilsiniz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
We�ve put you through enough trouble already. | Zaten başına yeterince sorun açtık. Zaten size yeteri kadar rahatsızlık verdik. Zaten size yeteri kadar rahatsızlık verdik. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
During a recitation by their Poet Master, Grunthos the Flatulent. | Usta şairleri Gazlı Grunthos'un ünlü şiiri, Baş Şairleri, Osuruklu Grunthos'un ezbere okuduğu... Baş Şairleri, Osuruklu Grunthos'un ezbere okuduğu... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I Found in my Armpit One Midsummer Morning. | Yeşil Macun Parçasına Destan"ın sunuluşu sırasında, | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
four of his audience died of internal hemorrhaging. | dinleyicilerden dördü iç kanamadan ölmüş, ...adlı şiirini okurken dinleyicilerden dördü iç kanamadan yaşamını yitirmiştir. ...adlı şiirini okurken dinleyicilerden dördü iç kanamadan yaşamını yitirmiştir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
"See if I don�t." Yeah. | "Gör bakalım." Evet. "...gör bakalım vazgeçiyor muyum?" Bu kadar. "...gör bakalım vazgeçiyor muyum?" Bu kadar. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Either die in the vacuum of space. | Ya uzayın boşluğunda ölün, Ya uzay boşluğunda ölün... Ya uzay boşluğunda ölün... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
That�s good. Run with it. Hmmm. | Bu güzeldi. Devam et. Hmmm. Güzel. Devam et. Hmmm. Güzel. Devam et. Hmmm. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Uh, some of the words I didn�t understand. | Uh, bazı kelimeleri anlayamadım, Anlayamadığım bazı sözcükler oldu... Anlayamadığım bazı sözcükler oldu... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Well, uh, yes, interesting rhythmic devices. | Şey, uh, evet, ilginç ritmik gereçler, Şey, evet. İlginç uyak oyunları da vardı... Şey, evet. İlginç uyak oyunları da vardı... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
of the poet�s soul. | temel metaforu ile şiirin alt yapısını besliyor. ...şairin ruhunun birleşmesini sağlıyor. ...şairin ruhunun birleşmesini sağlıyor. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
So what you�re saying is. | Yani demek istediğiniz, Peki sen ne diyorsun? Yani diyorsun ki... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
underneath this mean, callous, heartless exterior. | acımasız, kalpsiz dış görünüşümün altında, ...acımasız, duygusuz ve kalpsiz dış görünüşümün altında... ...acımasız, duygusuz ve kalpsiz dış görünüşümün altında... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Don�t panic. Don�t panic. | Paniğe kapılma. Paniğe kapılma. Paniğe kapılma. Paniğe kapılma. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Arthur] So this is it? We�re going to die? | Buraya kadar mı yani? Ölecek miyiz? Buraya kadar mı? Ölecek miyiz? Buraya kadar mı? Ölecek miyiz? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Yeah, we�re gonna die. | Evet, öleceğiz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
No, no, what�s this? | Hayır, hayır, şu da nedir? Hayır, hayır, bu da ne? Hayır, hayır, bu da ne? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
What�s this? This is... nothing. Yeah, we�re gonna die. | Bu ne böyle? Bu... hiçbir şey. Evet, öleceğiz. Bu da ne? Bu... hiçbir şey. Evet, öleceğiz. Bu da ne? Bu... hiçbir şey. Evet, öleceğiz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
You�re sweating. | Terliyorsun. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Guide] "Space." says the introduction to The Hitchhiker�s Guide. | "Uzay," der, Otostopçunun Galaksi Rehberi'nin girişinde, "Uzay..." için, Otostopçunun Rehberi şöyle der: "Uzay..." için, Otostopçunun Rehberi şöyle der: | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
"is big, Really big." | "büyüktür. Gerçekten büyük. " "...büyüktür. Gerçekten büyüktür." "...büyüktür. Gerçekten büyüktür." | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
"You just won�t believe how vastly, hugely, mind bogglingly big it is." | "Ne kadar uçsuz bucaksız, kavranamayacak büyüklükte olduğunu aklınız almaz" Ne kadar engin, uçsuz bucaksız ve akıllara... Ne kadar engin, uçsuz bucaksız ve akıllara... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
It also says that if you hold a lungful of air. | Ayrıca der ki; eğer ciğerlerinizi hava ile doldurursanız, Ayrıca, eğer ciğerlerinizi havayla doldurursanız... Ayrıca, eğer ciğerlerinizi havayla doldurursanız... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
But with space being really big and all. | Ama uzayın akıl almaz boyutları içerisinde, Ama uzay inanılmaz büyüklükte olduğu için... Ama uzay inanılmaz büyüklükte olduğu için... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
are two to the power of two billion. | iki üzeri iki milyar, ...2 üzeri 2 milyar... ...2 üzeri 2 milyar... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
79 million, 460 thousand. | 79 milyon, 460 bin, ...79 milyon, 460 bin... ...79 milyon, 460 bin... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
By a staggering coincidence. | Bu sayı, akıllara durgunluk verecek bir rastlantı eseri, Tuhaf bir rastlantı eseri... Tuhaf bir rastlantı eseri... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
it�s also the phone number of the Islington flat. | Arthur'un bir zamanlar Islington'da gittiği, ...bu sayı aynı zamanda Arthur'un bir zamanlar... ...bu sayı aynı zamanda Arthur'un bir zamanlar... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Arthur] I think l�m a sofa. [Ford] I know how you feel. | Sanırım ben bir koltuğum. Nasıl olduğunu biliyorum. Sanırım ben bir koltuk oldum. Nasıl hissettiğini anlayabiliyorum. Sanırım ben bir koltuk oldum. Nasıl hissettiğini anlayabiliyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
The sensational theft of the most coveted ship in the universe. | Evrende en çok gıpta ile bakılan geminin sansasyonel bir biçimde çalınması, Evren'in en gözde gemisinin sansasyonel bir şekilde kaçırılışının hikâyesine... Evren'in en gözde gemisinin sansasyonel bir şekilde kaçırılışının hikâyesine... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] In the name of people, freedom, and, uh... democracy, stuff like that. | Özgürlük, demokrasi ve, uh... gibi şeyler adına falan. Halk, özgürlük ve... şey... demokrasi gibi şeyler adına... Halk, özgürlük ve... şey... demokrasi gibi şeyler adına... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I hereby kidnap myself and I�m taking the ship with me, Whoo! | Sonuç olarak kendimi kaçırıyor ve gemiyi de yanıma alıyorum. ...kendimi kaçırıyorum ve gemiyi de yanımda götürüyorum. ...kendimi kaçırıyorum ve gemiyi de yanımda götürüyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
to be the dimmest star in several solar systems. | en sönük yıldız olarak kabul edilen Beeblebrox, | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
"Don �t Vote for Stupid!" campaign. | ...kampanyası ile tanınıyor. "Aptala Oy Yok!" kampanyası ile biliniyor. "Aptala Oy Yok!" kampanyası ile biliniyor. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
If there�s anything more important than my ego, I want it caught and shot now. | Eğer egomdan daha önemli bir şeyler varsa hemen yakalanmalarını istiyorum. Eğer egomdan daha önemli bir şey varsa hemen vurulmasını istiyorum. Eğer egomdan daha önemli bir şey varsa hemen vurulmasını istiyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[TV] Zaphod�s just this guy, you know. | Zaphod şu adamdır işte, bilirsiniz. Zaphod sıradan bir insandı. Zaphod sıradan bir insandı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Hey, hey, hey, hey. What d�you...? | Hey, hey, hey, hey. Ne yap...? Hey, hey, hey, hey. Neden yaptın? Hey, hey, hey, hey. Neden yaptın? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Hitchhikers? Why�d you pick up hitchhikers? | Otostopçu mu? Neden gemiye otostopçu aldın? Otostopçu mu? Neden otostopçu aldın? Otostopçu mu? Neden otostopçu aldın? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I didn�t. The ship did. | Ben almadım. Gemi aldı. Ben almadım. Gemi almış. Ben almadım. Gemi almış. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
In sector ZZ9 Plural Z Alpha. Wait. That�s where you picked me up. | ZZ9 Çoğul Z Alpha bölgesinden. Bekle. Bu senin beni aldığın yer. ZZ 9 Çoğul Z Alfa bölgesinden. Bekle bir dakika, orası beni aldığın yer. ZZ 9 Çoğul Z Alfa bölgesinden. Bekle bir dakika, orası beni aldığın yer. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
On Earth. That�s impossible. | Dünyada iken. Bu imkansız. Dünya. Bu imkânsız. Dünya. Bu imkânsız. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
No, just very improbable. Listen. I don�t have time for this. | Hayır, sadece çok olasılıksız. Dinle. Buna ayıracak vaktim yok. Hayır, gayet ihtimalsizlik dahilinde. Dinle. Buna vaktim yok. Hayır, gayet ihtimalsizlik dahilinde. Dinle. Buna vaktim yok. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
We�ve got the police of half the galaxy after us. We�ve stopped for hitchhikers. | Galaksi polislerinin yarısı peşimizde. Biz ise otostopçu almak için duruyoruz. Galaksi polislerinin yarısı peşimizde ve biz otostopçular yüzünden duruyoruz. Galaksi polislerinin yarısı peşimizde ve biz otostopçular yüzünden duruyoruz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
You�re too gorgeous, baby, stop it. You drive me crazy. | Çok harikasın bebeğim, kes şunu. Beni deli ediyorsun. Çok güzelsin bebeğim, kes şunu. Beni çıldırtıyorsun. Çok güzelsin bebeğim, kes şunu. Beni çıldırtıyorsun. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Don�t. I�ll send Marvin. | Sen dur. Marvin'i göndereceğim. Dur. Marvin'i gönderirim. Dur. Marvin'i gönderirim. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Marvin] You ought to know, l�m feeling very depressed. | Kendimi çok kötü hissettiğimi bilmenizde yarar var. Moralimin çok bozuk olduğunu bilmeni istiyorum. Moralimin çok bozuk olduğunu bilmeni istiyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Marvin] It won�t work. I have an exceptionally large mind. | İşe yaramaz. Olağanüstü geniş bir aklım var. İşe yaramaz. Olağanüstü bir akıla sahibim. İşe yaramaz. Olağanüstü bir akıla sahibim. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Marvin] Just that? I won�t enjoy it. | Hepsi bu mu? Hoşuma gitmeyecek. Bu kadar mı? Zevk alacağımı pek sanmıyorum? Bu kadar mı? Zevk alacağımı pek sanmıyorum? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Yeah, well, that�s life. | Evet, hayat budur işte. Evet, ama hayat bu. Evet, ama hayat bu. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Marvin] Life? Don�t talk to me about life. | Hayat? Bana hayattan bahsetme. Hayat mı? Bana hayattan söz etme. Hayat mı? Bana hayattan söz etme. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Marvin] Ghastly, isn�t it? | Korkunç, değil mi? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Anyway, Come on. I�ve been ordered to take you up to the bridge. | Her neyse, gelin. Sizi köprüye götürme görevi aldım. Her neyse, gelin. Sizi köprüye götürmek için emir aldım. Her neyse, gelin. Sizi köprüye götürmek için emir aldım. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Here I am, brain the size of a planet. | Bir gezegen büyüklüğünde beynim var, İşte buradayım! Gezegen büyüklüğünde bir kafam var... İşte buradayım! Gezegen büyüklüğünde bir kafam var... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
call that job satisfaction? �cause I don�t. | İş tatmini denebilir mi buna? Denemez. Buna iş memnuniyeti denebilir mi? Ben demem. Buna iş memnuniyeti denebilir mi? Ben demem. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Arthur] What�s G.P.P.? [Marvin] Genuine People Personalities. | HİK nedir? Hakiki İnsan Kişiliği. G.İ.K de ne? Gerçek İnsan Kişiliği. G.İ.K de ne? Gerçek İnsan Kişiliği. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I�m a personality prototype. You can tell, can�t you? | Ben kişilikli bir prototipim. Belli oluyor, değil mi? Ben bir kişiliğe sahip ilk örneğim. Halimden anlaşılıyordur, değil mi? Ben bir kişiliğe sahip ilk örneğim. Halimden anlaşılıyordur, değil mi? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] Hey, Slim, are you wearing my underwear? �cause I�m wearing yours. | Hey, Slim, iç çamaşırlarımı mı giyiyorsun? Çünkü ben seninkileri giyiyorum. Hey, Slim. Benim iç çamışırlarımı mı giydin? Çünkü ben seninkileri giyiyorum. Hey, Slim. Benim iç çamışırlarımı mı giydin? Çünkü ben seninkileri giyiyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
And they ain�t doing the trick, Come on, All right. | Ve üzerime olmuyorlar. Hadi. Tamam. Pek işe yaradıkları da söylenemez. Haydi. Pek rahat oldukları da söylenemez. Haydi. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[door sighs] [Marvin] Oh, for heaven�s sake. | Oh, Tanrı aşkına. Tanrı aşkına. Tanrı aşkına. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I�ve brought the aliens. Don�t thank me or anything. | Yabancıları getirdim. Teşekkür filan etmeyin. Yabancıları getirdim. Bana teşekkür falan etmeyin. Yabancıları getirdim. Teşekkür falan etmeyin. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Marvin] Freeze? I�m a robot. Not a refrigerator. | Donayım mı? Ben bir robotum. Buzdolabı değil. Kıpırdama mı? Ben bir robotum, heykel değil. Kıpırdama mı? Ben bir robotum, heykel değil. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I wasn�t talking to you, Giggles. [Marvin] Oh, why do I bother? | Sana dememiştim, Giggles. Oh, neden uğraşıyorum ki? Sana söylemedim, Giggles. Neden üzerime alınıyorsam? Sana söylemedim, Giggles. Neden üzerime alınıyorsam? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
President of the Galaxy. I can�t believe you beat Humma kavula. | Galaksi Başkanı. Humma Kavula'yı yendiğine inanamıyorum. Galaksi Başkanı. Humma Kavula'yı yendiğine hala inanamıyorum. Galaksi Başkanı. Humma Kavula'yı yendiğine hala inanamıyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] You zarkin� frood. | Seni kıyakçı çakal. Seni aşağılık herif. Seni aşağılık herif. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
President of the Galaxy. This is my cousin. He�s a semi half brother... | Galaksi Başkanı. Kuzenim. Yarı yarım kardeşimdir... Galaksi Başkanı. Kendisi kuzenim olur. Hatta çeyrek kardeş bile denebilir. Galaksi Başkanı. Kendisi kuzenim olur. Hatta çeyrek kardeş bile denebilir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
We share three of the same mothers. We�ve met. | Aynı annelerin üçünü paylaşıyoruz. Tanışmıştık biz. Aynı annelerin üçünü paylaşıyoruz. Karşılaşmıştık. Aynı annelerin üçünü paylaşıyoruz. Karşılaşmıştık. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[laughs] Have we? I�m sorry. I�ve got a terrible memory for species. | Öyle mi? Üzgünüm. Türler konusunda hafızam berbattır. Öyle mi? Özür dilerim. Irk hafızam çok kötüdür. Öyle mi? Özür dilerim. Irk hafızam çok kötüdür. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
How you doin�? Hey, Trillian. | Nasıl gidiyor? Hey, Trillian. N'aber? Hey, Trillian. N'aber? Hey, Trillian. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
This is my semi half brother lx, l�m sorry, Ford. | Bu benim yarı yarım kardeşim Ix, Afedersin, Ford. Bu benim çeyrek kardeşim Ix, özür dilerim, Ford. Bu benim çeyrek kardeşim Ix, özür dilerim, Ford. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
You went down on that little planet and didn�t call me? | O küçük gezegene gittin ve beni aramadın mı yani? O küçük gezene gittin ve beni aramadın demek? O küçük gezene gittin ve beni aramadın demek? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Sorry, I didn�t know. I had a galaxy to run. | Kusura bakma, bilmiyordum. İlgilenmem gereken bir Galaksi var. Affedersin, bilmiyordum. Yönetmem gereken bir galaksi vardı. Afedersin, bilmiyordum. Yönetmem gereken bir galaksi vardı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Right. I was thinking of changing mine to. | Evet. Ben de kendiminkini değiştirmeyi düşünüyordum. Güzel. Ben de kendiminkini değiştirmeyi düşünüyordum. Güzel. Ben de kendiminkini değiştirmeyi düşünüyordum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I don�t know, Arthoolia. | Bilemiyorum, Arthoolia. Mesela, Arthoolia. Mesela, Arthoolia. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[laughs] That�s a good one. Well, this is weird. | Bu güzeldi. Şey, bu çok saçma. Güzel isim. Garip bir durum. Güzel isim. Garip bir durum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
How�d you get here? I just stuck out my thumb. | Buraya nasıl geldin? Sadece parmağımı uzattım. Buraya nasıl geldin? Başparmağımı kaldırdım. Buraya nasıl geldin? Başparmağımı kaldırdım. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Don�t flatter yourself. I�ve got a spaceman too. | Hey boşuna övünme. Benim de bir uzay adamım var. O kadar övünme. Benim de uzaylı arkadaşım var. O kadar övünme. Benim de uzaylı arkadaşım var. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Yeah, that�s kinda like the Dingo Shuffle, yeah. | Dingo hareketi gibi, evet. Evet, biraz Dingo Shuffle'la benziyor. Evet, biraz Dingo Shuffle'la benziyor. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Enough small talk. We�re on the run, remember? | Yeterince konuştunuz. Bir işimiz vardı, hatırladın mı? Bu kadar sohbet yeter. Kaçmamız lazım, hatırladın mı? Bu kadar sohbet yeter. Kaçmamız lazım, hatırladın mı? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Excuse me, we�re having a chat. | Afedersin ama sohbet ediyorduk. Affedersin ama konuşuyorduk, şimdi izin verir misin? Afedersin ama konuşuyorduk, şimdi izin verir misin? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Well, I think the girl�s getting... Boo! | Şey, sanırım bayan biraz... Boo! Sanırım, kız biraz... Böö! Sanırım, kız biraz... Böö! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
You blew it with her, Earthman, so shut your face or l�ll kick you in the zatch. | Şansını kaybettin, Dünyalı, yani çeneni kapa yoksa döverim seni. Onu elinden kaçırdın, Dünyalı. Onu elinden kaçırdın, Dünyalı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
No. No. l�m just kidding. | Hayır. Hayır. Sadece şaka yapıyorum. Hayır. Şaka yapıyordum. Hayır. Şaka yapıyordum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I�m a kidder. Let�s be friends. Let�s connect. You and l. | Şakacıyımdır ben. Hadi arkadaş olalım. Bağlanalım. Sen ve ben. Ben soytarının tekiyim. Haydi arkadaş olalım. Haydi el sıkışalım. Sen ve ben. Ben soytarının tekiyim. Haydi arkadaş olalım. Haydi el sıkışalım. Sen ve ben. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Didn�t see that one coming, did you? | Geldiğini bile göremedin, değil mi? Geldiğini göremedin, değil mi? Geldiğini göremedin, değil mi? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Teach your pal a lesson, Ford. He�s a guest on my ship. | Dostuna bir şey öğret, Ford. Benim gemimde bir misafir. Arkadaşına öğretmelisin, Ford. O benim gemimde misafir. Arkadaşına öğretmelisin, Ford. O benim gemimde misafir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[sings] He�s a guest on my ship! | Gemimde bir misafir! O benim gemimde misafir. O benim gemimde misafir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
[electronic klaxon] Whoa! That doesn�t sound good. | Whoa! Sesler pek iyiye işaret değil. Bu sesler pek iyiye işaret değil. Bu sesler pek iyiye işaret değil. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Are you okay? Just fabulous, thanks."Trill". | İyi misin? Harikayım, teşekkürler, "Trill". İyi misin? Harikayım, sağ ol. "Trill" İyi misin? Harikayım, sağ ol. "Trill" | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
A little help over here. I�m in over my head. | Buraya biraz yardım gerek. Kafamın üstündeyim şu an. Biraz yardıma ihtiyacım var. Kafamın içindeyim. Biraz yardıma ihtiyacım var. Kafamın içindeyim. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
I�ll take care of this. Good Zarquon, do I have to do everything? | Ben bununla ilgilenirim. Güzel Zarquon, her şeyi ben mi yapmalıyım? Ben hallederim. Yüce Zarquon, her şeyi ben mi yapacağım? Ben hallederim. Yüce Zarquon, her şeyi ben mi yapacağım? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |
Don�t! Whoo! They�re on our tail. | Yapma! Whoo! Peşimizdeler. Sakın! Kıçımızın dibindeler. Sakın! Kıçımızın dibindeler. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-14 | 2005 | ![]() |