Search

English Turkish Sentence Translations Page 164511

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
You know how Freud would have interpreted your obsession with rattlesnakes, Mom?	Freud yılanlar hakkındaki takıntını nasıl yorumlardı biliyor musun anne?	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby Carter! Stop that! That's gross!	Bobby Carter! Kes şunu! İğrençsin!	The Hills Have Eyes-1	2006
That's so wrong. That was a little gross. I'm sorry.	Saçmalıyorsun. Evet biraz iğrençti. Özür dilerim.	The Hills Have Eyes-1	2006
I apologize to the entire table. Well, thank you.	Tüm masadan özür diliyorum. Teşekkür ederiz.	The Hills Have Eyes-1	2006
I'm really glad that we all came on this trip together.	Bu yolculuğa hep beraber çıktığımız için çok memnunum.	The Hills Have Eyes-1	2006
Ah, well, that makes one of us.	Al benden de o kadar.	The Hills Have Eyes-1	2006
Where is the, uh, fruit? Does anyone need anything?	Meyveler nerede? Birşey isteyen var mı?	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey. Hey. Brenda! Wonderful.	Hey. Hey. Brenda! Aman ne güzel.	The Hills Have Eyes-1	2006
Are you kidding me? Do you know how long Bobby.	Ne yapıyorsun? Onları kapatmanın Bobby.	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby? Sorry.	Bobby? Üzgünüm.	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby, it's dinnertime.	Bobby, yemek vaktindeyiz.	The Hills Have Eyes-1	2006
I'll get him, Mom. Bobby! This always happens.	Onu geri getiririm anne. Bobby! Bu her zaman oluyor.	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby, I don't want you going away from the trailer right now.	Bobby, karavandan uzaklaşmanı istemiyorum.	The Hills Have Eyes-1	2006
Look at that. Huh.	Şuna da bak.	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey, uh, I had a bit of a wreck out on your, uh, shortcut.	Hey, kestirmen pek de kestirme değilmiş.	The Hills Have Eyes-1	2006
I grabbed some water, all right?	Biraz su aldım tamam mı?	The Hills Have Eyes-1	2006
It's dead. Damn it.	Çalışmıyor. Kahretsin.	The Hills Have Eyes-1	2006
Yo, my friend! Hey!	Hey dostum! Hey!	The Hills Have Eyes-1	2006
You here?	Orda mısın?	The Hills Have Eyes-1	2006
Weird son of a bitch.	Seni manyak orospu çocuğu.	The Hills Have Eyes-1	2006
Jupiter!	Jupiter!	The Hills Have Eyes-1	2006
I got buckshot, ya hear?	Tam alnının ortasından vuracağım, duydun mu beni?	The Hills Have Eyes-1	2006
You don't understand what's going on here.	Burada neler olduğunu hiç anlamıyorsun. Anlayamazsın.	The Hills Have Eyes-1	2006
grew up in the mines like wild animals.	hayvanlar gibi madenlerde büyüyen çocuklar.	The Hills Have Eyes-1	2006
Open the door, slowly!	Kapıyı yavaşça aç!	The Hills Have Eyes-1	2006
What kind of place is that for children?	Çocuklar madende büyür mü hiç?	The Hills Have Eyes-1	2006
What kind of a place is that?	Burası nasıl bir yer böyle?	The Hills Have Eyes-1	2006
Okay. Put the weapon down. Put it down, easy. Put it down.	Silahını indir. İndir. Yavaşça.	The Hills Have Eyes-1	2006
I did the best I could. I'm sorry.	Elimden geleni yaptım. Özür dilerim.	The Hills Have Eyes-1	2006
Daddy. Daddy.	Baba.Baba.	The Hills Have Eyes-1	2006
Daddy. Oh, Daddy.	Baba. Oh, Baba.	The Hills Have Eyes-1	2006
Daddy. Daddy.	Baba.Baba.	The Hills Have Eyes-1	2006
Would you give me that gun, Pluto!	Şu silahı bana ver, Pluto!	The Hills Have Eyes-1	2006
Give me the gosh darn gun! Get on over here!	Şu kodumun silahını ver dedim bana! Onu şuraya taşıyın!	The Hills Have Eyes-1	2006
That's right. Come on. You oughtn't have a gun.	Evet. Aferin sana. Sen silah taşımamalısın.	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey, I'm here! I'll be back in a minute!	Hey, buradayım! Hemen dönerim!	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby!	Bobby!	The Hills Have Eyes-1	2006
Okay, let me just Oh, honey, the hair.	Tamam, bırak da Oh, saçın.	The Hills Have Eyes-1	2006
You know, you really are so lucky that Brenda found you.	Brenda seni bulduğu için çok şanslısın.	The Hills Have Eyes-1	2006
I mean, what if you'd had to spend the whole night out there in the cold?	Ya bütün gece dışarıda, soğukta kalsaydın?	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey, Bobby. Don't worry. Beauty will come back when she's hungry, okay?	Hey, Bobby. Endişelenme. Güzel acıktığında geri döner elbet.	The Hills Have Eyes-1	2006
Did you Did you try the radio? It doesn't work.	Radyoyu Telsizi denediniz mi? Çalışmıyor.	The Hills Have Eyes-1	2006
But we heard something. Some sort of breathing.	Ama birşey duyduk. Nefes alma sesi gibi bir şey.	The Hills Have Eyes-1	2006
What breathing?	Ne nefesi?	The Hills Have Eyes-1	2006
It was weird. Right, Mom? I	Çok tuhaftı. Değil mi anne? O	The Hills Have Eyes-1	2006
I'm sure it was just static.	Sadece hattaki parazitti.	The Hills Have Eyes-1	2006
Mom! It sounded like a perverted call.	Anne! Bence biri bir mesaj gönderiyordu.	The Hills Have Eyes-1	2006
Only Mom would get an obscene phone call out here.	O da anneme denk geldi değil mi?	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby! What	Bobby! Ne	The Hills Have Eyes-1	2006
Honey? No, no, no, no! I want you guys to stay here.	Tatlım? Hayır, hayır, hayır! Siz burada kalın.	The Hills Have Eyes-1	2006
What is wrong with him?	Sanırım Mickey'i de o öldürdü. Onun nesi var böyle?	The Hills Have Eyes-1	2006
Beast! Beast!	Çirkin! Çirkin!	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey, Bobby. Jesus Christ!	Hey, Bobby. Allah kahretsin!	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey! Whoa, whoa! Stop pointing the gun at me! Please!	Hey! Dur, dur! Silahı bana doğrultma lütfen!	The Hills Have Eyes-1	2006
Jesus, Bobby! Doug, I'm sorry, man.	Tanrım, Bobby! Doug, üzgünüm dostum.	The Hills Have Eyes-1	2006
It's me! You okay?	Benim! İyi misin?	The Hills Have Eyes-1	2006
Yeah. God!	Evet. Tanrım!	The Hills Have Eyes-1	2006
Didn't mean to startle you, man. Yeah, I know. I just	Seni korkutmak istememiştim. Biliyorum. Ben sadece	The Hills Have Eyes-1	2006
Look, I found this place out here. You wouldn't believe it. It's like the Twilight Zone.	Bakın, yolun sonunda bir yer buldum. Çok tuhaf bir yer. Alacakaranlık Kuşağı gibi..	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey. Is that Bob?	Hey. Bob mu geldi?	The Hills Have Eyes-1	2006
It's Doug. It's okay. Ta da!	Hayır Doug. Bir şey yok. Ta da!	The Hills Have Eyes-1	2006
Honey! Oh, my God! Thank God you're okay. I was so worried about you.	Tatlım! Tanrıya şükür iyisin. Çok endişelendim.	The Hills Have Eyes-1	2006
No, I'm fine. Just exhausted. Look. Yeah.	İyiyim ben. Sadece yorgunum. Evet.	The Hills Have Eyes-1	2006
Look at all this stuff I found.	Şu bulduğum şeylere bakın.	The Hills Have Eyes-1	2006
There's a huge crater out there.	Yolun sonunda krater gibi bir yer var.	The Hills Have Eyes-1	2006
People must use it as a dump site. I've never seen anything like it in my life.	Çöplük gibi bir yer. Hiç öyle bir şey görmemiştim.	The Hills Have Eyes-1	2006
What are Look at this stuff. It's brand new.	Bu da ne Bakın. Hepsi yeni gibi.	The Hills Have Eyes-1	2006
What are we gonna do with a fishing pole in the desert?	Çölün ortasında balık oltasını ne yapacağız?	The Hills Have Eyes-1	2006
I thought you went to go find somebody. Road dead ends in five miles.	Kimseyi bulamadın mı? Yol altı kilometre sonra bitiyor.	The Hills Have Eyes-1	2006
That's where the crater is. It's not a shortcut. It's just desert.	Sadece bir krater var. Kestirme falan değilmiş yani.	The Hills Have Eyes-1	2006
It dead ends? Dead end.	Çıkmaz yol mu? Çıkmaz yol.	The Hills Have Eyes-1	2006
I knew that old man was full of shit. Hope your dad did better.	Yaşlı adamın uydurduğunu biliyordum. Umarım baban iyi haberle döner.	The Hills Have Eyes-1	2006
Maybe we just missed a turn.	Belki de yanlış yola girdik.	The Hills Have Eyes-1	2006
Honey, did you guys cook any dinner? I'm starving. Yeah. Come on inside.	Yemek yaptınız mı? Açlıktan ölüyorum. Evet. İçeri gel.	The Hills Have Eyes-1	2006
Great. Thanks. Brenda? Yeah?	Harika. Brenda? Evet?	The Hills Have Eyes-1	2006
Do you have that lip balm? My lips are really dry.	Dudak koruyucun yanında mı? Dudaklarım acayip kurudu.	The Hills Have Eyes-1	2006
Are you serious? That's gross. I'm not letting you use my lip balm.	Ne? İğrençsin. Sana dudak koruyucumu vermem.	The Hills Have Eyes-1	2006
Do you use it without telling me?	Bana söylemeden kullanıyor musun yoksa?	The Hills Have Eyes-1	2006
Wait. Bobby. Don't close that door. We're leaving in a second.	Dur. Bobby. Kapıyı kilitleme. Hemen çıkıyoruz.	The Hills Have Eyes-1	2006
What? Get some rest for Daddy.	Ne?	The Hills Have Eyes-1	2006
You guys aren't gonna wait till Dad gets back?	Babam dönene kadar beklemeyecek misiniz?	The Hills Have Eyes-1	2006
No, Bobby, I'm exhausted. I need to get some sleep.	Hayır, çok yoruldum. Dinlenmem lazım.	The Hills Have Eyes-1	2006
No, no, no. It's fine. You'll be more comfortable here.	Hayır, hayır. Gitmenize gerek yok. Burada daha rahat edersiniz.	The Hills Have Eyes-1	2006
I'll sleep on the floor, and Mom and Brenda are gonna be up front.	Ben yerde yatarım, annemle Brenda da ön tarafta yatar.	The Hills Have Eyes-1	2006
And you and Lynn can take the back. We got extra sleeping bags.	Senle Lynn de arkada yatarsınız. Fazla uyku tulumumuz var.	The Hills Have Eyes-1	2006
Bobby, you got six people sleeping in a three person trailer.	Bobby, üç kişilik bir karavanda altı kişi yatmaz.	The Hills Have Eyes-1	2006
It's not comfortable. It's a little bit weird. Okay?	Rahat olmaz. Hem biraz tuhaf olur. Tamam mı?	The Hills Have Eyes-1	2006
Honey, you gonna bring the water? Yeah.	Hayatım suyu da getirmeyi unutma. Tamam.	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey, hey, hey. Doug, Doug. Can I talk to you? What's up?	Hey, hey, hey. Doug, Doug. Konuşabilir miyiz? Ne oldu?	The Hills Have Eyes-1	2006
Baby, you coming? I'm almost ready.	Geliyor musun hayatım? Hemen geliyorum.	The Hills Have Eyes-1	2006
See, uh What's going on?	Şey, uh Neler oluyor?	The Hills Have Eyes-1	2006
Uh, when I Bobby.	Uh, ben şey yaptığımda Bobby.	The Hills Have Eyes-1	2006
No, no, no, no. It's Bobby, hey.	Hayır, hayır, hayır. Sadece Bobby, hey.	The Hills Have Eyes-1	2006
I'm sure your dad's gonna be back soon. Okay?	Baban az sonra dönmüş olur eminim. Tamam mı?	The Hills Have Eyes-1	2006
I mean, come on. He's Big Bob, all right?	Yani, yapma canım. O Koca Bob değil mi?	The Hills Have Eyes-1	2006
I'm sure it's gonna take more than snakes and scorpions in the night to stop him.	Onu durdurmak için yılanlarla akreplerden daha fazlası gerekir.	The Hills Have Eyes-1	2006
Okay? Excuse me.	Tamam mı? Özür dilerim.	The Hills Have Eyes-1	2006
Sorry. Did you get pillows?	Afedersin. Yastıkları aldın mı?	The Hills Have Eyes-1	2006
They're in the S.U.V.	Arabadalar.	The Hills Have Eyes-1	2006
Hey, hey, listen.	Hey, hey, dinle.	The Hills Have Eyes-1	2006