Search
English Turkish Sentence Translations Page 164196
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Look, if you wanna help, you could stay here. | Bak, eğer ona yardım etmek istiyorsan burada kalmalısın. Bak, yardımcı olmak istiyorsan, burada kalmalısın. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Okay, put off the internship. | Tamam, eğitim işini bir kenara bırak. Tamam, stajyerliği bir kenara bırak. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Go when things are stable. | Her şey rayına oturduğunda gidersin. İşler yoluna girdiğinde git öyleyse. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Max, my being here isn't gonna change anything. | Max burada kalmam hiçbir şeyi değiştirmez. Max, burada olmam hiçbir şeyi değiştirmez. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
We need you, Lisa. | Sana ihtiyacımız var, Lisa. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Now is all that matters. | Özellikle de şimdi bu konuda. Tüm sorunlar üzerimize yıkılmışken. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Rose is getting worse. Okay, the building is going to hell. | Rose'un durumu kötüleşiyor. Tamam, binada cehenneme dönüyor. Rose'un durumu kötüye gidiyor. Tamam, bina da berbat hale geliyor. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I may lose my job. | İşimi bile kaybedebilirim. İşimi kaybedebilirim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Why didn't you tell me? | Bunu neden söylemedin? Neden bunu bana söylemedin? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Would it have made a difference? | Söylemem bir şeyi değiştirecek miydi? Bu bir şeyi değiştirir miydi? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Aunt Diane's been floating the offer for us to move in. | Diane teyze yanına taşınmamız için bir teklifte bulundu. Diane Teyze yanına taşınmamızı önerdi. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
With her five cats? It's more like eight. | Beş kedisiyle birlikte mi? Daha çok sekiz. 5 kedisiyle birlikte mi? Daha çok 8. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
And I know we joke, but it's now becoming our only option here. | Biliyorum kötü durumdayız, fakat elimizdeki tek seçenekte bu gibi. Biliyorum berbat durumdayız, ama elimizdeki tek seçenek de bu gibi. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Rose hates it there. | Rose oradan nefret eder. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I can't do this alone. | Bunu tek başıma yapamam. Bunu tek başıma kaldıramam. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
If things work out, I could make us stable. | Eğer her şey yoluna girerse işleri rayına oturtabilirim. Her şey yolunda giderse, durumumuzu düzeltebilirim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Rose has her checkup, | Rose'un kontrolleri var... Rose'un kontrolü var... | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
and then I'm taking her to the park to feed the ducks. | ...ardından onu ördekleri beslemesi için parka götüreceğim. ...sonra da onu ördekleri beslemesi için parka götüreceğim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You can meet us there later if you like. | Eğer istersen bizimle orada buluşabilirsin. İstersen bizimle orada buluşabilirsin. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
We don't allow reporters in here. | Burada muhabirlerin çalışmasına izin vermiyoruz. Muhabirlerin buraya girmesine izin vermiyoruz. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I'm not a reporter. I have permission from the manager. | Muhabir değilim. Buraya yöneticiden izin alarak geldim. Ben muhabir değilim. Yöneticiden iznim var. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
The manager's my brother. | Buranın yöneticisi kardeşimdir. Yönetici benim ağabeyim oluyor. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You must be Lisa. I'm Dr. Sullivan. | Sen Lisa olmalısın. Ben Doktor Sullivan. Sen Lisa olmalısın. Ben Dr. Sullivan. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
The boy who lived here was a patient of mine. | Burada kalan bir çocuk hastam vardı. Burada yaşayan çocuk benim bir hastamdı. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
How is he? I'm sorry, I thought... | O nasıl? Üzgünüm... O nasıl? Üzgünüm, sanmıştım ki... | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Jake passed away. | Jake öldü. Jake vefat etti. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Actually, we're not quite sure, to be honest with you. | Aslında dürüst olmak gerekirse tam emin değiliz. Aslında, dürüst olmak gerekirse, tam olarak emin değiliz. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
He said a lot of things about the night that his family died. | Ailesinin öldüğü geceyle ilgili bir çok şey anlattı. Ailesinin öldüğü geceyle ilgili pek çok şey söyledi. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
So I guess I just wanted to come and see for myself. | Bu yüzden gelip kendim görmek istedim. Bu yüzden buraya gelip kendim görmek istedim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Are there any other boys living in this building? | Bina da ondan başka erkek çocuk var mı? Burada kalan başka erkek çocuklar da var mı? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
No, Jake was it. | Hayır, sadece Jake vardı. Hayır, sadece Jake kalıyordu. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
He talked about a boy, seeing a boy here. | Burada bir çocuk gördüğünden bahsetti. Burada gördüğü bir oğlandan bahsetmişti de. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
He was terrified of him. | Ondan çok korkuyormuş. Oğlan onu çok korkutmuş. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
My sister saw a boy recently. | Kız kardeşimde geçenlerde bir çocuk gördüğünü söyledi. Geçenlerde kardeşim buralarda bir oğlan görmüş. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Maybe I could talk with her? | Belki onunla konuşabilirim? Onunla konuşabilir miyim? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
She isn't really a fan of doctors to tell you the truth. | Gerçeği öğrendikten sonra doktorlardan pek hoşlanmıyor. Gerçekleri duyduğundan beri doktorlardan pek hoşlanmıyor. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
So, Jake... | Pekâlâ, Jake... Öyleyse, Jake... | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
How long ago? | Ne kadar zaman önce? Ne kadar oldu? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Not long. | Pek uzun değil. Uzun sayılmaz. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
The service is tomorrow. At Lakemore. | Cenazesi yarın yapılacak. Lakemore'da. Defin töreni yarın. Lakemore da. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Hey, there you are. | İşte buradasın. Hey, buradasın demek. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
This was the last place I thought you'd be. | Seni bulmayı beklediğim en son yer burasıydı. Seni burada bulmak aklıma getireceğim en son şeydi. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
How you doing? Andy. | Ne yapıyorsun? Andy. Nasılsın bakalım? Andy. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
This is Dr. Sullivan. | O Doktor Sullivan. Bu Dr. Sullivan. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Hey, if you're thinking of renting, this is a... You know, it's a good place. | Eğer kiralamayı düşünüyorsanız burası gerçekten harika bir yerdir. Hey, kiralamayı düşünüyorsanız, burası... burası güzel bir mekân. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Good people. She was Jake's doctor, Andy. He died. | İyi insanlar vardır. O Jake'in doktoru. Andy. Jake ölmüş. İyi insanlar. O Jake'in doktoruymuş, Andy. Jake ölmüş. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Shit. | Kahretsin. Siktir be. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry. | Üzgünüm. Affedersiniz. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I thought you were just here... It was nice meeting you. | Burada olduğunu sanıyordum... Seninle tanıştığıma memnun oldum. Buraya şey için... Tanıştığımıza memnun olduk. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Nice to meet you. | Ben de memnun oldum. Ben de öyle. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You ass. How was I supposed to know? | Seni pislik. Nereden bilebilirdim ki? Seni dangalak. Nasıl bilebilirdim ki? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Anyway, I thought that kid survived that whole thing. | Neyse, çocuğun tüm o şeylerden kurtulduğunu sanıyordum. Her neyse, o çocuğun tüm o yaşananlardan kurtulduğunu sanıyordum. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
What happened to him? She didn't say. | Ona ne olmuş? Söylemedi. Ona ne olmuş ki? Söylemedi. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I don't want to think about it. Wait, wait, wait. | Bunun hakkında düşünmek istemiyorum. Bekle, bekle, bekle. Bunun hakkında kafa yormak istemiyorum. Dur, dur, dur. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I've got some time before work. | İşe gitmeden önce biraz zamanım var. İşten önce birazcık vaktim var. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You are unbelievable. What? | İnanılmaz birisin. Ne? Akıl almaz birisin sen. Ne? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Not on this floor. | Bu katta olmaz. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Then... Then where? | O halde nerede? Öyleyse... nerede? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
There's an empty on four, but I'd have to go sneak the keys. | Dördüncü katta boş bir daire var fakat anahtarları gizlice almalıyım. 4. katta boş bir daire var, ancak anahtarları aşırmam gerek. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Okay, so grab the keys, and I'll meet you on four. | Tamam. Sen gidip anahtarları al dördüncü katta buluşuruz. Pekâlâ, anahtarları aşır sen, 4. katta görüşürüz. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Busted. | Yakaladık. Yakalandın. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Rose, will you go to your room for me, please? | Rose, biraz odana gidebilir misin, lütfen? Rose, benim için bir iyilik yapıp odana gider misin, lütfen? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Lisa, we talked about this. I can't watch Rose and you. | Lisa bunu konuşmuştuk. Rose ve sana aynı anda bakamam. Lisa, bunu konuşmuştuk. Rose ile sana göz kulak olamam ki. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I don't need to be watched. Of course not. | Göz kulak olunmaya ihtiyacım yok. Tabii ki yok. Korunmaya ihtiyacım yok ki. Elbette yok. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Come on, Max, give me a break. | Hadi ama Max. Bana biraz nefes aldır. Hadi ama Max, biraz rahat bırak beni. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I'll give you a break when you start acting like an adult. | Bir yetişkin gibi davranmaya başladığında bunu yaparım. Bir yetişkin gibi davranmaya başladığın an, seni rahat bırakacağım. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Fine. Whatever. | Tamam, her neyse. Güzel. Her neyse. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I won't be your problem much longer anyway. | Zaten bundan sonra sana bir sorun çıkarmayacağım. Artık senin için sorun olmaktan çıkacağım. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Is that how you see it? Or is it that we won't be your problem? | Bunu öyle mi değerlendiriyorsun? Yoksa senin umurunda değil miyiz? Bakış açın bu mu yani? Yoksa bizi umursamıyor musun? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You scared the shit out of me. | Beni çok korkuttun. Ödümü kopardın. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
What are you doing up there? | Orada ne yapıyorsun? Orada ne halt ediyorsun? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Hey, you coming up or what? | Gelecek misin yoksa gelmeyecek misin? Hey, yoksa yukarıya gelmiyor musun? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You could have come inside. | İçeri gelseydin. İçeri buyursaydın. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I didn't really feel comfortable. | Kendimi hiç rahat hissetmiyorum. Gerçekten rahat değilim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Well, I've always found funerals more for closure than comfort. | Her zaman cenaze törenlerini teselliden daha yakın bulmuşumdur. Her zaman cenaze törenlerinin, teselliden daha içten olduğunu düşünmüşümdür. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Hey, there's something I wanted to ask you. | Size sormak istediğim bir şey var. Sormak istediğim bir şey var. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, sure, what is it? | Evet, tabii ki, konu ne? Tabii ki, neymiş bakalım? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
The boy that Jake talked about. | Jake'in bahsettiği çocuk hakkında. Jake'in bahsettiği şu çocuk. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Did he ever describe him? Why? Did your sister see him again? | Onu hiç tarif etti mi? Neden, kız kardeşin tekrar mı gördü? Jake onu hiç tarif etti mi? Niye ki? Kardeşin yeniden mi gördü yoksa? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
No. Actually, I think I might have. | Hayır, aslında ben gördüm. Hayır. Aslında, sanırım ben gördüm. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Why was he so afraid of him? | Ondan neden çok korkuyordu? Ondan neden korkmuş ki? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
I never fully understood. | Asla tam olarak anlayamadım. Tam olarak anlayabilmiş değilim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
The boy played a role in the alternate theory Jake created | Jake'in yarattığı teoride ailesinin ölümüyle alakalı olarak... Jake'in teorilerine göre bu çocuğun... | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
in order to deal with the death of his family. | ...bu çocuğun alternatif bir rolü olduğu görülüyor. ...ailesinin ölümüyle ilgili değişik rolleri var. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
There's something at my office that I'd like you to see. | Ofisimde görmeni istediğim bir şey var. Ofisimde sana göstermek istediğim bir şey var. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
It may help answer questions for both of us. | Bunun ikimizin de sorularına yanıt vermede yardımı olabilir. Belki de sorularımıza yanıt bulmakta bir yardımı dokunabilir. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
And I can drive you back home if you like. | Eğer istersen seni eve bırakabilirim. İstersen seni evine bırakabilirim. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Okay. Okay, good. I'm just right here. | Tamam. Tamam, hemen burada. Tamam. Pekâlâ, güzel. Hemen şuradayım. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
And now you can go around there. | İçeri girebilirsin. Artık gelebilirsin. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
There you go. | İşte böyle. Buyur bakalım. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You shouldn't be up there. | Yukarıda olmamalıydın. Senin yukarıda olmaman gerek. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
You should be down here doing your homework. | Ev ödevlerini yapıyor olmalıydın. Burada kalıp ödevlerini yapmalısın. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Rose? Come here. It's all right. | Rose? Buraya gel. Her şey yolunda. Rose? Gel buraya. Her şey geçti. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Hang on, Rose. | Dayan, Rose. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Hang on. I got you. I got you, babe. Okay, here we go. Come on. | Dayan. Seni tuttum. Seni tuttum, bebeğim. Tamam, işte böyle. Hadi. Dayan. Yanındayım. Yanındayım, bebeğim. Tamam, hadi bakalım. Hadi. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
The woman's name is Kayako Saeki, | Kadının ismi Kayako Saeki. Bu kadının adı Kayako Saeki... | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
and the father is Takeo, and the boy is Toshio. | Baba Takeo ve çocuk Toshio. ...kocası Takeo ve oğlu Toshio. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
That's him. That's the boy. | Bu o. Bu o çocuk. Bu o. Oğlan bu işte. | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Maybe they knew Jake from somewhere? | Belki Jake bir yerlerden tanıyorlardır? Belki de Jake'i bir yerlerden tanıyorlardır, olamaz mı? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |
Did they say anything? Did you talk to them? | Herhangi bir şey söylediler mi? Onlarla konuştun mu? Bir şey söylediler mi? Onlarla konuştunuz mu? | The Grudge 3-1 | 2009 | ![]() |