• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 163393

English Turkish Film Name Film Year Details
They didn't have to disturb you. Rahatsiz etmelerine gerek yoktu. Rahatsız etmelerine gerek yoktu. Rahatsız etmelerine gerek yoktu. The Firm-2 1993 info-icon
Believe me, it's no bother. I was just looking for Mitch. Inanin bana zahmet degil. Sadece Mitch'i ariyordum. İnanın bana zahmet değil. Sadece Mitch'i arıyordum. İnanın bana zahmet değil. Sadece Mitch'i arıyordum. The Firm-2 1993 info-icon
Nina says he hasn't been in all afternoon. Nina ogleden sonra hic ugramadigini soyledi. Nina öğleden sonra hiç uğramadığını söyledi. Nina öğleden sonra hiç uğramadığını söyledi. The Firm-2 1993 info-icon
I didn't mean for her to call you. Seni cagirmasini istememistim. Seni çağırmasını istememiştim. Seni çağırmasını istememiştim. The Firm-2 1993 info-icon
Didn't he come back with you? Seninle birlikte donmedi mi? Seninle birlikte dönmedi mi? Seninle birlikte dönmedi mi? The Firm-2 1993 info-icon
I'll be honest with you. cik konusacagim. Açık konuşacağım. Açık konuşacağım. The Firm-2 1993 info-icon
But you think it's possible. Mumkun diyorsun ama. Mümkün diyorsun ama. Mümkün diyorsun ama. The Firm-2 1993 info-icon
Anything's possible. I'll tell you one thing. Her sey mumkun. Bir tek sey diyecegim. Her şey mümkün. Bir tek şey diyeceğim. Her şey mümkün. Bir tek şey diyeceğim. The Firm-2 1993 info-icon
They don't give a damn about you. onlarin umrunda bile olmazsin. Onların umrunda bile olmazsın. Onların umrunda bile olmazsın. The Firm-2 1993 info-icon
the lawyers at your firm sure as hell seem accident prone. sirketindeki avukatlar kazaya bir hayli meyilli gibi. şirketindeki avukatlar kazaya bir hayli meyilli gibi. şirketindeki avukatlar kazaya bir hayli meyilli gibi. The Firm-2 1993 info-icon
I'll see what I can find out. Bir seyler bulmaya calisirim. Bir şeyler bulmaya çalışırım. Bir şeyler bulmaya çalışırım. The Firm-2 1993 info-icon
You better let me call you. Ben seni arasam daha iyi. The Firm-2 1993 info-icon
I'm currently doing an externship for 2 extra credits Su anda fazladan kredi icin Yargic Hookstratten'in yaninda Şu anda fazladan kredi için Yargıç Hookstratten'in yanında Şu anda fazladan kredi için Yargıç Hookstratten'in yanında The Firm-3 1993 info-icon
The top 5% in my class, not the top 5%. I'm sorry... Siniftaki ilk besteyim. En iyi, yuzde bes icinde degil, uzgunum... Sınıftaki ilk beşteyim. En iyi, yüzde beş içinde değil, üzgünüm... Sınıftaki ilk beşteyim. En iyi, yüzde beş içinde değil, üzgünüm... The Firm-3 1993 info-icon
from arguably the leading law firm in Chicago. hukuk sirketinden size yilda 68.000 oneriyoruz. hukuk şirketinden size yılda 68.000 öneriyoruz. hukuk şirketinden size yılda 68.000 öneriyoruz. The Firm-3 1993 info-icon
lf you're a Lakers fan, we have a box at the Forum. Lakers taraftariysan, salonda ozel koltuklarimiz var. Lakers taraftarıysan, salonda özel koltuklarımız var. Lakers taraftarıysan, salonda özel koltuklarımız var. The Firm-3 1993 info-icon
I bribed a clerk in the Harward Law placement office Harvard Hukuk is bulma burosundaki sekretere rusvet verdim Harvard Hukuk iş bulma bürosundaki sekretere rüşvet verdim Harvard Hukuk iş bulma bürosundaki sekretere rüşvet verdim The Firm-3 1993 info-icon
lt's even got a cork. What's going on? Mantari bile var. Neler oluyor? Mantarı bile var. Neler oluyor? Mantarı bile var. Neler oluyor? The Firm-3 1993 info-icon
What was the offer? They didn't say. lt's there. Teklifleri neydi? Soylemediler. Burada. Teklifleri neydi? Söylemediler. Burada. Teklifleri neydi? Söylemediler. Burada. The Firm-3 1993 info-icon
lt's sealed. I guessed. Muhurlu. Tahmin etmistim. Mühürlü. Tahmin etmiştim. Mühürlü. Tahmin etmiştim. The Firm-3 1993 info-icon
Plus a %% increase the second year. yrica ikinci yil %5 artis. Ayrıca ikinci yıl %5 artış. Ayrıca ikinci yıl %5 artış. The Firm-3 1993 info-icon
Why? ''Why''? Neden? ''Neden'' mi? The Firm-3 1993 info-icon
while I tell you he's graduating from Harward with honours. yuzunun kizarmamasi icin elinden geleni yapacak. yüzünün kızarmaması için elinden geleni yapacak. yüzünün kızarmaması için elinden geleni yapacak. The Firm-3 1993 info-icon
lt's different from the Northeast. Burasi Kuzeydogu'dan farklidir. Burası Kuzeydoğu'dan farklıdır. Burası Kuzeydoğu'dan farklıdır. The Firm-3 1993 info-icon
All of it. lt's a family. Just the way you said. Her seyini. Bu bir aile. ynen dediginiz gibi. Her şeyini. Bu bir aile. Aynen dediğiniz gibi. Her şeyini. Bu bir aile. Aynen dediğiniz gibi. The Firm-3 1993 info-icon
OK. The ''Love Boat'' band, the secret recipe ribs Tamam. sk Gemisi orkestrasi, tarifi gizli pirzola Tamam. Aşk Gemisi orkestrası, tarifi gizli pirzola Tamam. Aşk Gemisi orkestrası, tarifi gizli pirzola The Firm-3 1993 info-icon
The firm doesn't ''forbid'' me to take a job, Sirket calismami yasaklamiyor, Şirket çalışmamı yasaklamıyor, Şirket çalışmamı yasaklamıyor, The Firm-3 1993 info-icon
and they ''encourage'' children. Ask me why. ve dogurmami tesvik ediyor Nedenini sor. ve doğurmamı teşvik ediyor Nedenini sor. ve doğurmamı teşvik ediyor Nedenini sor. The Firm-3 1993 info-icon
6,000 a year here is like 1%0 in New York. Buranin 96.000 Dolari, New York'un 1 50 Bini demektir. Buranın 96.000 Doları, New York'un 1 50 Bini demektir. Buranın 96.000 Doları, New York'un 150 Bini demektir. The Firm-3 1993 info-icon
lf we fight, I don't have far to drive? Kavga edersek cok uzaga gitmem gerekmeyecek yani? Kavga edersek çok uzağa gitmem gerekmeyecek yani? Kavga edersek çok uzağa gitmem gerekmeyecek yani? The Firm-3 1993 info-icon
lt's not good. We'll have to do something. Iyi degil. Bir seyler yapmaliyiz. İyi değil. Bir şeyler yapmalıyız. İyi değil. Bir şeyler yapmalıyız. The Firm-3 1993 info-icon
ls that it? It looks different. Ev bu mu? Degisik bir sey. Ev bu mu? Değişik bir şey. Ev bu mu? Değişik bir şey. The Firm-3 1993 info-icon
lt's prettier than the pictures they sent. Gonderdikleri resimlerdekinden cok daha guzel. Gönderdikleri resimlerdekinden çok daha güzel. Gönderdikleri resimlerdekinden çok daha güzel. The Firm-3 1993 info-icon
''Mitch and Abby, we've taken the liberty ''Mitch ve bby, gecici olarak evinizi ''Mitch ve Abby, geçici olarak evinizi ''Mitch ve Abby, geçici olarak evinizi The Firm-3 1993 info-icon
''of furnishing the house temporarily. ''doseme curetini gosterdik. ''döşeme cüretini gösterdik. ''döşeme cüretini gösterdik. The Firm-3 1993 info-icon
''Just a few things to make you feel at home.'' ''kendinizi evinizde hissettirecek birkac sey.'' ''kendinizi evinizde hissettirecek birkaç şey.'' ''kendinizi evinizde hissettirecek birkaç şey.'' The Firm-3 1993 info-icon
Look at the first six chapters. I'll see you Wednesday, 8:4%. Ilk alti bolume bak. Carsamba 8:45'te gorusuruz. İlk altı bölüme bak. Çarşamba 8:45'te görüşürüz. İlk altı bölüme bak. Çarşamba 8:45'te görüşürüz. The Firm-3 1993 info-icon
Not even noon. lt'll be a working lunch. oglen olmadi. Calisirken yiyecegiz. öğlen olmadı. Çalışırken yiyeceğiz. öğlen olmadı. Çalışırken yiyeceğiz. The Firm-3 1993 info-icon
ls forming limited partnerships through offshore corporations. yabanci kurumlar araciligiyla sinirli ortaliklar kurmak. yabancı kurumlar aracılığıyla sınırlı ortalıklar kurmak. yabancı kurumlar aracılığıyla sınırlı ortalıklar kurmak. The Firm-3 1993 info-icon
What do you mean ''anything''? What do you think? ''Herhangi bir sey''le neyi kastediyorsunuz? Sence neyi? ''Herhangi bir şey''le neyi kastediyorsunuz? Sence neyi? ''Herhangi bir şey''le neyi kastediyorsunuz? Sence neyi? The Firm-3 1993 info-icon
So don't risk an lRS audit? Maliye sorusturmasi olmasin mi? Maliye soruşturması olmasın mı? Maliye soruşturması olmasın mı? The Firm-3 1993 info-icon
during office hours. lced tea, please. hos karsilamaz. Buzlu cay lutfen. hoş karşılamaz. Buzlu çay lütfen. hoş karşılamaz. Buzlu çay lütfen. The Firm-3 1993 info-icon
One day the owner got a notice from the lRS. Gunun birinde patrona maliyeden bir yazi geldi. Günün birinde patrona maliyeden bir yazı geldi. Günün birinde patrona maliyeden bir yazı geldi. The Firm-3 1993 info-icon
ln other words, you're an idealist. Baska bir deyisle, idealistsin. Başka bir deyişle, idealistsin. Başka bir deyişle, idealistsin. The Firm-3 1993 info-icon
lt's so far back, I don't think I can remember. Cok uzun zaman oldu, hatirlayacagimi sanmiyorum. Çok uzun zaman oldu, hatırlayacağımı sanmıyorum. Çok uzun zaman oldu, hatırlayacağımı sanmıyorum. The Firm-3 1993 info-icon
lf you bring the papers by tomorrow, Evraklari yarina kadar getirebilirsen, Evrakları yarına kadar getirebilirsen, Evrakları yarına kadar getirebilirsen, The Firm-3 1993 info-icon
ln the name of the Father and of the Son Baba, ogul ve Baba, Oğul ve Baba, Oğul ve The Firm-3 1993 info-icon
ls he in? Yes, Mr Tolar. Iceride mi? Evet, Bay Tolar. İçeride mi? Evet, Bay Tolar. İçeride mi? Evet, Bay Tolar. The Firm-3 1993 info-icon
lt'll be here when you get back, kiddo. Dondugunde sinav burada olacak evlat. Döndüğünde sınav burada olacak evlat. Döndüğünde sınav burada olacak evlat. The Firm-3 1993 info-icon
lt's sweet. Cok guzel. Çok güzel. Çok güzel. The Firm-3 1993 info-icon
lt's some kind of courtship, but I don't need all that. Kur yapmaya calisiyorsun, ama bunlara ihtiyacim yok. Kur yapmaya çalışıyorsun, ama bunlara ihtiyacım yok. Kur yapmaya çalışıyorsun, ama bunlara ihtiyacım yok. The Firm-3 1993 info-icon
lt's not even for you, and you know it. Sana gore bile degil, bunu biliyorsun. Sana göre bile değil, bunu biliyorsun. Sana göre bile değil, bunu biliyorsun. The Firm-3 1993 info-icon
lt's easy for somebody rich to talk about being poor Zengin biri icin, fakirlikten elinle kolayca kovacagin Zengin biri için, fakirlikten elinle kolayca kovacağın Zengin biri için, fakirlikten elinle kolayca kovacağın The Firm-3 1993 info-icon
lt's something that won't get fixed with 10 Mercedes. Bu 10 Mercedes'le bile duzelmeyecek bir sey. Bu 10 Mercedes'le bile düzelmeyecek bir şey. Bu 10 Mercedes'le bile düzelmeyecek bir şey. The Firm-3 1993 info-icon
Tremendous pressure. lf we don't dive before the bank, Yogun basinc. Kiyinin aciginda dalmazsak, Yoğun basınç. Kıyının açığında dalmazsak, Yoğun basınç. Kıyının açığında dalmazsak, The Firm-3 1993 info-icon
Son of a bitch pays less than %% tax and wants to fire us. sagilik herif, %5'ten az vergi verip, bizi kovmak istiyor. Aşağılık herif, %5'ten az vergi verip, bizi kovmak istiyor. Aşağılık herif, %5'ten az vergi verip, bizi kovmak istiyor. The Firm-3 1993 info-icon
lf you're talking about our friends in Chicago, Chicago'daki dostlarimizdan soz ediyorsaniz, Chicago'daki dostlarımızdan söz ediyorsanız, Chicago'daki dostlarımızdan söz ediyorsanız, The Firm-3 1993 info-icon
What did I say? lt's what you didn't say. Ne dedim ki? Mesele soylemediklerin. Ne dedim ki? Mesele söylemediklerin. Ne dedim ki? Mesele söylemediklerin. The Firm-3 1993 info-icon
''Thank you.'' ''Tesekkurler.'' ''Teşekkürler.'' ''Teşekkürler.'' The Firm-3 1993 info-icon
lt's the best interest free loan you'll ever get. labileceginiz en iyi faizsiz kredi olacak. Alabileceğiniz en iyi faizsiz kredi olacak. Alabileceğiniz en iyi faizsiz kredi olacak. The Firm-3 1993 info-icon
lf you haven't grabbed this proposal, Bu oneriyi kabul etmeyecek olursaniz, Bu öneriyi kabul etmeyecek olursanız, Bu öneriyi kabul etmeyecek olursanız, The Firm-3 1993 info-icon
Hey, you like the word ''protege''? Hey, imtiyazli kelimesini sever misiniz? Hey, imtiyazlı kelimesini sever misiniz? Hey, imtiyazlı kelimesini sever misiniz? The Firm-3 1993 info-icon
I'm ''A'', you're ''B''. Right next door. Ben '''''dayim, sen ''B'''de. Yan kapidan. Ben ''A'''dayım, sen ''B'''de. Yan kapıdan. Ben ''A'''dayım, sen ''B'''de. Yan kapıdan. The Firm-3 1993 info-icon
lt's got a lock on it. Use that key I gave you. Kilidi var. Verdigim anahtari kullan. Kilidi var. Verdiğim anahtarı kullan. Kilidi var. Verdiğim anahtarı kullan. The Firm-3 1993 info-icon
''A'', whatever the lRS says, '''', maliye ne derse o, ''A'', maliye ne derse o, ''A'', maliye ne derse o, The Firm-3 1993 info-icon
''B'', a smart lawyer, ''B'', zeki bir avukat, The Firm-3 1993 info-icon
''C'', 10 years in prison, ''C'', 10 yil hapis, ''C'', 10 yıl hapis, ''C'', 10 yıl hapis, The Firm-3 1993 info-icon
''D''...all of the above! ''D''...hepsi! The Firm-3 1993 info-icon
The lRS keeps changing the rules Maliye kurallari degistiriyor Maliye kuralları değiştiriyor Maliye kuralları değiştiriyor The Firm-3 1993 info-icon
lt's a game... Bu bir oyun... The Firm-3 1993 info-icon
Are you all right? lt's OK. Just wait a minute. Sen iyi misin? Tamam. Bekle biraz. The Firm-3 1993 info-icon
You think that's... lt's nothing to do with me. Sence bu... Benimle ilgisi yok. The Firm-3 1993 info-icon
ls this too tight? No. Cok mu siki? Hayir. Çok mu sıkı? Hayır. Çok mu sıkı? Hayır. The Firm-3 1993 info-icon
Just sign where the ''X'' is, and initial where it's marked. X isaretli yeri imzalayin, ve basharflerinizi yazin. X işaretli yeri imzalayın, ve başharflerinizi yazın. X işaretli yeri imzalayın, ve başharflerinizi yazın. The Firm-3 1993 info-icon
The man from ''Gentlemen's Quarterly''. Moda dergisinden firlamis bir adam. Moda dergisinden fırlamış bir adam. Moda dergisinden fırlamış bir adam. The Firm-3 1993 info-icon
lt's a long time, huh? Uzun zaman oldu, degil mi? Uzun zaman oldu, değil mi? Uzun zaman oldu, değil mi? The Firm-3 1993 info-icon
lt's OK. I've become a patient man. Onemli degil. Sabretmeyi ogrendim. Önemli değil. Sabretmeyi öğrendim. Önemli değil. Sabretmeyi öğrendim. The Firm-3 1993 info-icon
lf I wasn't here, I wouldn't want to be here, either. Burada olmasaydim, ben de burada olmak istemezdim. Burada olmasaydım, ben de burada olmak istemezdim. Burada olmasaydım, ben de burada olmak istemezdim. The Firm-3 1993 info-icon
Wouldn't it be funny if I went to Harward, you went to jail, Ben Harvard'a gitsem, sen de hapse, ve sonunda etrafimiz, Ben Harvard'a gitsem, sen de hapse, ve sonunda etrafımız, Ben Harvard'a gitsem, sen de hapse, ve sonunda etrafımız, The Firm-3 1993 info-icon
lf you're even half right, you'll need help. Dediginin yarisi bile dogruysa, yardima ihtiyacin olacak. Dediğinin yarısı bile doğruysa, yardıma ihtiyacın olacak. Dediğinin yarısı bile doğruysa, yardıma ihtiyacın olacak. The Firm-3 1993 info-icon
You think I tell guys around here my brother's in Harward? Buradakilere, kardesimin Harvard'da oldugunu soyluyor muyum saniyorsun? Buradakilere, kardeşimin Harvard'da olduğunu söylüyor muyum sanıyorsun? Buradakilere, kardeşimin Harvard'da olduğunu söylüyor muyum sanıyorsun? The Firm-3 1993 info-icon
lt's amazing how much you miss the sky. Gokyuzunu bu kadar ozlemek hayret bir sey. Gökyüzünü bu kadar özlemek hayret bir şey. Gökyüzünü bu kadar özlemek hayret bir şey. The Firm-3 1993 info-icon
She was 17, looked 2%. 17 yasindaydi, 25 gosteriyordu. 13 yaşındaydı, 25 gösteriyordu. 13 yaşındaydı, 25 gösteriyordu. The Firm-3 1993 info-icon
lf those guys were feds, you better watch out. damlar federalse, dikkatli ol. Adamlar federalse, dikkatli ol. Adamlar federalse, dikkatli ol. The Firm-3 1993 info-icon
Ray comes up for parole in a while. Ray bir sure sonra sartli tahliyeyle cikacak. Ray bir süre sonra şartlı tahliyeyle çıkacak. Ray bir süre sonra şartlı tahliyeyle çıkacak. The Firm-3 1993 info-icon
He says that, he can last it. What do you think? Uslu duracagini soyluyor. Sen ne dersin? Uslu duracağını söylüyor. Sen ne dersin? Uslu duracağını söylüyor. Sen ne dersin? The Firm-3 1993 info-icon
There's guys that can do all the hard time Eyaletin kendilerine yasattigi tum zorluklari Eyaletin kendilerine yaşattığı tüm zorlukları Eyaletin kendilerine yaşattığı tüm zorlukları The Firm-3 1993 info-icon
I didn't think you were home. Why not? Seni evde beklemiyordum. Neden? The Firm-3 1993 info-icon
Went to the office looking for you. Sana bakmak icin buroya gitmistim. Sana bakmak için büroya gitmiştim. Sana bakmak için büroya gitmiştim. The Firm-3 1993 info-icon
I wasn't there. Apparently not. orada degildim. Gorunuse gore oyle. Orada değildim. Görünüşe göre öyle. Orada değildim. Görünüşe göre öyle. The Firm-3 1993 info-icon
I even looked under your desk. Masanin altina bile baktim. Masanın altına bile baktım. Masanın altına bile baktım. The Firm-3 1993 info-icon
Avery told me you were at MSU law library. very hukuk kutuphanesinde oldugunu soyledi. Avery hukuk kütüphanesinde olduğunu söyledi. Avery hukuk kütüphanesinde olduğunu söyledi. The Firm-3 1993 info-icon
I spotted your car in the parking lot. It made him edgy. otoparkta senin arabani gordum. Biraz telaslandi. Otoparkta senin arabanı gördüm. Biraz telaşlandı. Otoparkta senin arabanı gördüm. Biraz telaşlandı. The Firm-3 1993 info-icon
Avery didn't exactly know where I was. very tam olarak yerimi bilmiyordu. Avery tam olarak yerimi bilmiyordu. Avery tam olarak yerimi bilmiyordu. The Firm-3 1993 info-icon
Probably thought you were with another woman. Baska bir kadinla oldugunu dusunmustur. Başka bir kadınla olduğunu düşünmüştür. Başka bir kadınla olduğunu düşünmüştür. The Firm-3 1993 info-icon
Just like that, after all this time. onca yildan sonra oylesine gittin demek. Onca yıldan sonra öylesine gittin demek. Onca yıldan sonra öylesine gittin demek. The Firm-3 1993 info-icon
You're right. I've been stupid. Haklisin. ptallik ettim. Haklısın. Aptallık ettim. Haklısın. Aptallık ettim. The Firm-3 1993 info-icon
I would have gone with you on Saturday. Cumartesi gunu seninle gelebilirdim. Cumartesi günü seninle gelebilirdim. Cumartesi günü seninle gelebilirdim. The Firm-3 1993 info-icon
God, I just wasn't... I wasn't thinking. Tanrim, ben... Dusunmedim. Tanrım, ben... Düşünmedim. Tanrım, ben... Düşünmedim. The Firm-3 1993 info-icon
How'd it go? It was... Nasil gecti? oldukca... Nasıl geçti? Oldukça... Nasıl geçti? Oldukça... The Firm-3 1993 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 163388
  • 163389
  • 163390
  • 163391
  • 163392
  • 163393
  • 163394
  • 163395
  • 163396
  • 163397
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact