Search
English Turkish Sentence Translations Page 163384
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Somewhere...inside... | Bir yerlerde...iceride... Bir yerlerde...içeride... | The Firm-1 | 1993 | |
| in the dark... | karanlikta... karanlıkta... | The Firm-1 | 1993 | |
| the firm is Iistening. | sirket dinlemede. şirket dinlemede. | The Firm-1 | 1993 | |
| ShaII we go and do this for the record? | Iceri gidip, bunu kayitlara gecirelim mi? İçeri gidip, bunu kayıtlara geçirelim mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| I`ve made a decision. | Kararimi verdim. Kararımı verdim. | The Firm-1 | 1993 | |
| My mother hasn`t been weII. She`s having some tests. | nnemin durumu iyi degildi. Tahliller yaptiriyor. Annemin durumu iyi değildi. Tahliller yaptırıyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| I want to be there. | Yaninda olmak istiyorum. Yanında olmak istiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| We never see each other anyway. | Birbirimizi pek goremiyoruz. Birbirimizi pek göremiyoruz. | The Firm-1 | 1993 | |
| And I need some time to think. | Dusunmek icin zamana ihtiyacim var. Düşünmek için zamana ihtiyacım var. | The Firm-1 | 1993 | |
| CaII Devasher. She`s Ieaving him. | Devasher'i ara. Karisi onu terk ediyor. Devasher'ı ara. Karısı onu terk ediyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| Bad times, huh? | Zor gunler mi? Zor günler mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| Abby caIIed Kay. | bby, Kay'i aramis. Abby, Kay'i aramış. | The Firm-1 | 1993 | |
| Listen... AII the wives go a IittIe nuts the first year. | Dinle... Ilk sene tum kadinlar biraz delirir. Dinle... İlk sene tüm kadınlar biraz delirir. | The Firm-1 | 1993 | |
| She`II be back. ProbabIy want to get pregnant. | Donecektir. Herhalde hamile kalmak istiyor. Dönecektir. Herhalde hamile kalmak istiyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| Big heIp, huh? | Yardimci oldu demek? Yardımcı oldu demek? | The Firm-1 | 1993 | |
| You think I`II Iet this kid run the penaI system? | Ceza sistemini bu cocuga teslim edecegimi mi sandin? Ceza sistemini bu çocuğa teslim edeceğimi mi sandın? | The Firm-1 | 1993 | |
| Sir, it`s the onIy way he`II give us the fiIes. | Efendim, bize dosyalari vermesinin tek yolu bu. Efendim, bize dosyaları vermesinin tek yolu bu. | The Firm-1 | 1993 | |
| Then staII on the money, | Parayi geciktir, Parayı geciktir, | The Firm-1 | 1993 | |
| get the brother out with a subpoena, foIIow him, | bisini celp kagidiyla cikar, onu izle, Abisini celp kağıdıyla çıkar, onu izle, | The Firm-1 | 1993 | |
| and when we get the fiIes, yank him back. | dosyalari aldigimizda, iceriye tik. dosyaları aldığımızda, içeriye tık. | The Firm-1 | 1993 | |
| Abanks` Dive Lodge. Mr Abanks, this is McDeere. | banks' Dalis Kulubu. Bay banks, bu bey McDrere. Abanks' Dalış Kulübü. Bay Abanks, bu bey McDrere. | The Firm-1 | 1993 | |
| I got to justify a cIient`s biII before a breakfast meeting. | Kahvaltidan once bir muvekkilin faturasini onaylamaliyim. Kahvaltıdan önce bir müvekkilin faturasını onaylamalıyım. | The Firm-1 | 1993 | |
| AII the time sheets and biIIs are with the office manager. | Bilancolar ve faturalar buro amirinin ofisinde. Bilançolar ve faturalar büro amirinin ofisinde. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m not supposed to do this. You want to wake up Avery? | Bunu yapmamaliyim. very'i uyandirmak ister misin? Bunu yapmamalıyım. Avery'i uyandırmak ister misin? | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m just trying to head off a IegaI action against us. | Bize yasal girisimde bulunmalarini engellemeye calisiyorum. Bize yasal girişimde bulunmalarını engellemeye çalışıyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| I promise. I`II have everything back in the drawer | Soz veriyorum, buro acilmadan once her seyi cekmeceye Söz veriyorum, büro açılmadan önce her şeyi çekmeceye | The Firm-1 | 1993 | |
| before the office opens. | geri koyacagim. geri koyacağım. | The Firm-1 | 1993 | |
| You`re taIIer than I thought. | Sandigimdan uzunmussun. Sandığımdan uzunmuşsun. | The Firm-1 | 1993 | |
| That`s nice to hear. | Bunu duyduguma sevindim. Bunu duyduğuma sevindim. | The Firm-1 | 1993 | |
| There`s been a change of pIan. | Planda degisiklik oldu. Planda değişiklik oldu. | The Firm-1 | 1993 | |
| I didn`t know there was a pIan. | Bir plan oldugunu bilmiyordum. Bir plan olduğunu bilmiyordum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Good, `cause it`s been changed. | Iyi, cunku degisti. İyi, çünkü değişti. | The Firm-1 | 1993 | |
| Who are you, sweetheart? | Sen kimsin tatlim? Sen kimsin tatlım? | The Firm-1 | 1993 | |
| Abanks` Diving Lodge. | banks Dalis Kulubu. Abanks Dalış Kulübü. | The Firm-1 | 1993 | |
| What time has Avery chartered the boat for? | very tekneyi kac saatligine tuttu? Avery tekneyi kaç saatliğine tuttu? | The Firm-1 | 1993 | |
| 2:30. | 2:30 2:0 | The Firm-1 | 1993 | |
| OK. You got to keep him out Iong enough to copy everything. | Tamam. Her seyi kopyalarken onu disarida tut. Tamam. Her şeyi kopyalarken onu dışarıda tut. | The Firm-1 | 1993 | |
| My friends are taking him to Trinity Caves. | Dostlarin onu Trinity magaralarina goturuyor. Dostların onu Trinity mağaralarına götürüyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| ShouId be a good six hours. | Guzel bir alti saat olacak. Güzel bir altı saat olacak. | The Firm-1 | 1993 | |
| Tammy`s coming down tomorrow. | Tammy yarin geliyor. Tammy yarın geliyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| I can... I can whip us up some eggs. | Ben... Sana yumurta yapabilirim. | The Firm-1 | 1993 | |
| Last day. I don`t want to be Iate for schooI. | Son gun. okula gec kalmak istemiyorum. Son gün. Okula geç kalmak istemiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Has Tammy Ieft to meet Abanks? | Tammy, banks'le bulusmaya mi gitti? Tammy, Abanks'le buluşmaya mı gitti? | The Firm-1 | 1993 | |
| Not tiII this evening. | Bu aksama kadar hayir. Bu akşama kadar hayır. | The Firm-1 | 1993 | |
| You`re running a three ring circus. | Bir koltukta 3 karpuz tasimaya calisiyorsun. Bir koltukta karpuz taşımaya çalışıyorsun. | The Firm-1 | 1993 | |
| I hope it goes weII. It has to. | Umarim iyi gider. Gitmek zorunda. Umarım iyi gider. Gitmek zorunda. | The Firm-1 | 1993 | |
| You know, isn`t it amazing? | Cok ilginc, degil mi? Çok ilginç, değil mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| You cheated, and I`m the one who feeIs guiIty. | ldatan sensin ama sucluluk duyan benim. Aldatan sensin ama suçluluk duyan benim. | The Firm-1 | 1993 | |
| There! | Iste! İşte! | The Firm-1 | 1993 | |
| Hey, hey, hey, hey. Hey, stop that. | Hey, hey, hey, hey. Hey, kes sunu. Hey, hey, hey, hey. Hey, kes şunu. | The Firm-1 | 1993 | |
| Get back to the baII game. You, too, SheiIa. | Maca geri don. Sen de, Sheila. Maça geri dön. Sen de, Sheila. | The Firm-1 | 1993 | |
| Boys and girIs together rehearsing for Iater Iife. | Erkekler ve kizlar gelecege iliskin prova yapiyorlar. Erkekler ve kızlar geleceğe ilişkin prova yapıyorlar. | The Firm-1 | 1993 | |
| WouId you beIieve I happened to be in the neighbourhood? | Sadece geciyordum desem inanir miydin? Sadece geçiyordum desem inanır mıydın? | The Firm-1 | 1993 | |
| I heard this was your Iast day. Was I misinformed? | Son gunun oldugunu duydum. Yanlis mi duymusum? Son günün olduğunu duydum. Yanlış mı duymuşum? | The Firm-1 | 1993 | |
| I`II be gone for a whiIe. | Bir sureligine gidiyorum. Bir süreliğine gidiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| I just stopped off to say goodbye. Just in case. | Sadece veda etmek icin ugradim. Tedbir olarak. Sadece veda etmek için uğradım. Tedbir olarak. | The Firm-1 | 1993 | |
| In case what? | Ne tedbiri? | The Firm-1 | 1993 | |
| In case it`s more than a whiIe. | Zaman uzar diye. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m going to the Caymans tomorrow, | Yarin Cayman dalarina gidiyorum, Yarın Cayman Adalarına gidiyorum, | The Firm-1 | 1993 | |
| and I wouId miss saying goodbye. | sana veda edemeyebilirdim. | The Firm-1 | 1993 | |
| WeII, thank you. Have a nice trip. | Tesekkurler. Sana iyi yolculuklar. Teşekkürler. Sana iyi yolculuklar. | The Firm-1 | 1993 | |
| I know. It sounds outrageous, but...think about it. | Biliyorum. Sana ahlaksizlik gibi gelebilir...ama dusun. Biliyorum. Sana ahlaksızlık gibi gelebilir...ama düşün. | The Firm-1 | 1993 | |
| We couId grab some sun, | Biraz guneslenir, Biraz güneşlenir, | The Firm-1 | 1993 | |
| take a dip... | dalar... | The Firm-1 | 1993 | |
| drink some Havana CIub. | biraz rom iceriz. biraz rom içeriz. | The Firm-1 | 1993 | |
| I couId give you maritaI advice and hit on you. | Sana evlilik tavsiyeleri verir ve kur yaparim. Sana evlilik tavsiyeleri verir ve kur yaparım. | The Firm-1 | 1993 | |
| And whatever happens, I promise, | Soz veriyorum, ne olursa olsun, Söz veriyorum, ne olursa olsun, | The Firm-1 | 1993 | |
| I take rejection weII. | red edilmeye katlanirim. red edilmeye katlanırım. | The Firm-1 | 1993 | |
| What makes you think I need maritaI advice? | Evlilik tavsiyesine ihtiyac duydugumu nereden cikardin? Evlilik tavsiyesine ihtiyaç duyduğumu nereden çıkardın? | The Firm-1 | 1993 | |
| OK. You give me advice. I couIdn`t possibIy. | Taman, oneri ver. Bu mumkun degil. Taman, öneri ver. Bu mümkün değil. | The Firm-1 | 1993 | |
| I don`t scuba dive. I can`t scuba dive either. | Tuple dalamiyorum. Ben de dalamiyorum. Tüple dalamıyorum. Ben de dalamıyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| ReaIIy? I`d heard that you don`t miss a chance. | Oyle mi? Hicbir firsati kacirmadigini duydum. Öyle mi? Hiçbir fırsatı kaçırmadığını duydum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Not this time. I`ve shortened the trip. | Bu sefer oyle degil. Geziyi kisa kestim. Bu sefer öyle değil. Geziyi kısa kestim. | The Firm-1 | 1993 | |
| A cIient`s coming into town. | Bir musterimiz sehre geliyor. Bir müşterimiz şehre geliyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| I can`t dive and fIy in the same 24 hours. | 24 saat icinde hem dalip, hem de ucamam. 24 saat içinde hem dalıp, hem de uçamam. | The Firm-1 | 1993 | |
| So how about it? My mother isn`t weII. | Ne dersin? nnem hasta. Ne dersin? Annem hasta. | The Firm-1 | 1993 | |
| They`re doing some tests. That`s why I`m going home. | Bazi testler yapiyorlar. Bu yuzden eve gidiyorum. Bazı testler yapıyorlar. Bu yüzden eve gidiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m sorry. I didn`t know. How couId you possibIy? | Uzgunum, bilmiyordum. Nereden bilebilirdin ki? üzgünüm, bilmiyordum. Nereden bilebilirdin ki? | The Firm-1 | 1993 | |
| bring her with you. | onu yaninda getir. onu yanında getir. | The Firm-1 | 1993 | |
| Goodbye, Avery. Have a good fIight. | Hoscakal, very. Sana iyi ucuslar. Hoşçakal, Avery. Sana iyi uçuşlar. | The Firm-1 | 1993 | |
| Tammy, this is Abby McDeere. | Tammy, ben bby McDeere. Tammy, ben Abby McDeere. | The Firm-1 | 1993 | |
| You`ve got a probIem. Avery`s not going diving. | Bir sorun var. very dalmayacak. Bir sorun var. Avery dalmayacak. | The Firm-1 | 1993 | |
| We`re dead. | Simdi olduk. Şimdi öldük. | The Firm-1 | 1993 | |
| WeII... How do we... | Pekala... Simdi... Pekala... Şimdi... | The Firm-1 | 1993 | |
| How am I gonna Iet Mitch know? | Mitch'e nasil soyleyecegim? Mitch'e nasıl söyleyeceğim? | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m going anyway. I gotta try. My fIight`s in three hours. | Yine de gidiyorum. Denemeliyim. 3 saat icinde ucuyorum. Yine de gidiyorum. Denemeliyim. saat içinde uçuyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Mr McDeere`s office. May I take a message? | Bay McDeere'in burosu. Mesaj alabilir miyim? Bay McDeere'in bürosu. Mesaj alabilir miyim? | The Firm-1 | 1993 | |
| Tammy, don`t teII Mitch anything. | Tammy, Mitch'e hicbir sey soyleme. Tammy, Mitch'e hiçbir şey söyleme. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`II just be a sec. | Bir saniye surer. Bir saniye sürer. | The Firm-1 | 1993 | |
| Prescription for AbigaiI McDeere. | bigail McDeere icin recete. Abigail McDeere için reçete. | The Firm-1 | 1993 | |
| You want to go, or you want to stay here? | Gidecek misin, kalacak misin? Gidecek misin, kalacak mısın? | The Firm-1 | 1993 | |
| Aren`t you going to cuff him? I`II take care of it. | onu kelepcelemeyecek misin? Ben hallederim. Onu kelepçelemeyecek misin? Ben hallederim. | The Firm-1 | 1993 | |
| Guess what I`m Iooking at? | Neye baktigimi tahmin et? Neye baktığımı tahmin et? | The Firm-1 | 1993 | |
| TeII me. | nlat. Anlat. | The Firm-1 | 1993 | |
| My first sunset in six years. | lti yildir ilk gun batimim. Altı yıldır ilk gün batımım. | The Firm-1 | 1993 | |
| You made it? Yeah. Yeah, I did. | Basardin mi? Evet, basardim. Başardın mı? Evet, başardım. | The Firm-1 | 1993 | |
| I owe you, IittIe brother. | Sana borcluyum kardesim. Sana borçluyum kardeşim. | The Firm-1 | 1993 | |
| No, you don`t. | Hayir, degilsin. Hayır, değilsin. | The Firm-1 | 1993 | |
| Anything from Abanks? | banks'ten haber var mi? Abanks'ten haber var mı? | The Firm-1 | 1993 | |
| Last I heard, everything was set. | Son duydugumda her sey hazirdi. Son duyduğumda her şey hazırdı. | The Firm-1 | 1993 |