Search
English Turkish Sentence Translations Page 163379
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Anything`s possibIe. I`II teII you one thing. | Her sey mumkun. Bir tek sey diyecegim. Her şey mümkün. Bir tek şey diyeceğim. Her şey mümkün. Bir tek şey diyeceğim. | The Firm-1 | 1993 | |
| If those guys were feds, you better watch out. | damlar federalse, dikkatli ol. Adamlar federalse, dikkatli ol. Adamlar federalse, dikkatli ol. | The Firm-1 | 1993 | |
| They don`t give a damn about you. | onlarin umrunda bile olmazsin. Onların umrunda bile olmazsın. Onların umrunda bile olmazsın. | The Firm-1 | 1993 | |
| I get some pretty pissed off husbands in here. | Burada oldukca kizgin kocalar var. Burada oldukça kızgın kocalar var. Burada oldukça kızgın kocalar var. Burada oldukça kızgın kocalar var. | The Firm-1 | 1993 | |
| On the other hand, | Ote yandan, Öte yandan, Öte yandan, | The Firm-1 | 1993 | |
| the Iawyers at your firm sure as heII seem accident prone. | sirketindeki avukatlar kazaya bir hayli meyilli gibi. şirketindeki avukatlar kazaya bir hayli meyilli gibi. şirketindeki avukatlar kazaya bir hayli meyilli gibi. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`II see what I can find out. | Bir seyler bulmaya calisirim. Bir şeyler bulmaya çalışırım. Bir şeyler bulmaya çalışırım. | The Firm-1 | 1993 | |
| You better Iet me caII you. | Ben seni arasam daha iyi. | The Firm-1 | 1993 | |
| You sure remind me of your brother. | Bana hep abini hatirlatiyorsun. Bana hep abini hatırlatıyorsun. Bana hep abini hatırlatıyorsun. | The Firm-1 | 1993 | |
| Ray comes up for paroIe in a whiIe. | Ray bir sure sonra sartli tahliyeyle cikacak. Ray bir süre sonra şartlı tahliyeyle çıkacak. Ray bir süre sonra şartlı tahliyeyle çıkacak. | The Firm-1 | 1993 | |
| He says that, he can Iast it. What do you think? | Uslu duracagini soyluyor. Sen ne dersin? Uslu duracağını söylüyor. Sen ne dersin? Uslu duracağını söylüyor. Sen ne dersin? | The Firm-1 | 1993 | |
| There`s guys that can do aII the hard time | Eyaletin kendilerine yasattigi tum zorluklari Eyaletin kendilerine yaşattığı tüm zorlukları Eyaletin kendilerine yaşattığı tüm zorlukları | The Firm-1 | 1993 | |
| the state gives them. | atlatan adamlar var. | The Firm-1 | 1993 | |
| Whatever Ray had, he used up to get this far. | Ray buraya kadar dayanmak icin tum gucunu kullandi. Ray buraya kadar dayanmak için tüm gücünü kullandı. Ray buraya kadar dayanmak için tüm gücünü kullandı. | The Firm-1 | 1993 | |
| I didn`t think you were home. Why not? | Seni evde beklemiyordum. Neden? | The Firm-1 | 1993 | |
| No car. Took it in for serwice. | raban yok. Servise goturdum. Araban yok. Servise götürdüm. Araban yok. Servise götürdüm. | The Firm-1 | 1993 | |
| Avery brought me home. | Beni very birakti. Beni Avery bıraktı. Beni Avery bıraktı. | The Firm-1 | 1993 | |
| Went to the office Iooking for you. | Sana bakmak icin buroya gitmistim. Sana bakmak için büroya gitmiştim. Sana bakmak için büroya gitmiştim. | The Firm-1 | 1993 | |
| I wasn`t there. ApparentIy not. | orada degildim. Gorunuse gore oyle. Orada değildim. Görünüşe göre öyle. Orada değildim. Görünüşe göre öyle. | The Firm-1 | 1993 | |
| I even Iooked under your desk. | Masanin altina bile baktim. Masanın altına bile baktım. Masanın altına bile baktım. | The Firm-1 | 1993 | |
| Avery toId me you were at MSU Iaw Iibrary. | very hukuk kutuphanesinde oldugunu soyledi. Avery hukuk kütüphanesinde olduğunu söyledi. Avery hukuk kütüphanesinde olduğunu söyledi. | The Firm-1 | 1993 | |
| Avery did. Avery did. | Oyle mi dedi? Oyle dedi. Öyle mi dedi? Öyle dedi. Öyle mi dedi? Öyle dedi. | The Firm-1 | 1993 | |
| I spotted your car in the parking Iot. It made him edgy. | otoparkta senin arabani gordum. Biraz telaslandi. Otoparkta senin arabanı gördüm. Biraz telaşlandı. Otoparkta senin arabanı gördüm. Biraz telaşlandı. | The Firm-1 | 1993 | |
| Avery didn`t exactIy know where I was. | very tam olarak yerimi bilmiyordu. Avery tam olarak yerimi bilmiyordu. Avery tam olarak yerimi bilmiyordu. | The Firm-1 | 1993 | |
| ProbabIy thought you were with another woman. | Baska bir kadinla oldugunu dusunmustur. Başka bir kadınla olduğunu düşünmüştür. Başka bir kadınla olduğunu düşünmüştür. | The Firm-1 | 1993 | |
| I went to see Ray. | Ray'i gormeye gittim. Ray'i görmeye gittim. Ray'i görmeye gittim. | The Firm-1 | 1993 | |
| Just Iike that, after aII this time. | onca yildan sonra oylesine gittin demek. Onca yıldan sonra öylesine gittin demek. Onca yıldan sonra öylesine gittin demek. | The Firm-1 | 1993 | |
| You`re right. I`ve been stupid. | Haklisin. ptallik ettim. Haklısın. Aptallık ettim. Haklısın. Aptallık ettim. | The Firm-1 | 1993 | |
| I wouId have gone with you on Saturday. | Cumartesi gunu seninle gelebilirdim. Cumartesi günü seninle gelebilirdim. Cumartesi günü seninle gelebilirdim. | The Firm-1 | 1993 | |
| God, I just wasn`t... I wasn`t thinking. | Tanrim, ben... Dusunmedim. Tanrım, ben... Düşünmedim. Tanrım, ben... Düşünmedim. | The Firm-1 | 1993 | |
| How`d it go? It was... | Nasil gecti? oldukca... Nasıl geçti? Oldukça... Nasıl geçti? Oldukça... | The Firm-1 | 1993 | |
| It was... | oldukca... Oldukça... Oldukça... | The Firm-1 | 1993 | |
| God, he... He tried to make it easy for me. | Tanrim... Benim icin durumu kolaylastirmaya calisti. Tanrım... Benim için durumu kolaylaştırmaya çalıştı. Tanrım... Benim için durumu kolaylaştırmaya çalıştı. | The Firm-1 | 1993 | |
| He`s got to get that paroIe. | Mutlaka sartli tahliye olmali. Mutlaka şartlı tahliye olmalı. Mutlaka şartlı tahliye olmalı. | The Firm-1 | 1993 | |
| You want to try something? | Bir sey deneyelim mi? Bir şey deneyelim mi? Bir şey deneyelim mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| Let`s put the books away, | Kitaplari kenara koyalim, Kitapları kenara koyalım, Kitapları kenara koyalım, | The Firm-1 | 1993 | |
| pretend we`re back in our oId, beat up apartment, broke, | eski, harabe evimizde, bes parasiz oldugumuzu ve eski, harabe evimizde, beş parasız olduğumuzu ve eski, harabe evimizde, beş parasız olduğumuzu ve | The Firm-1 | 1993 | |
| and we find some money we forgot in pockets. | cebimizde unuttugumuz parayi buldugumuzu varsayalim. cebimizde unuttuğumuz parayı bulduğumuzu varsayalım. cebimizde unuttuğumuz parayı bulduğumuzu varsayalım. | The Firm-1 | 1993 | |
| We`II send out for pizza. Drink beer. | Pizza siparis ederiz. Bira iceriz. Pizza sipariş ederiz. Bira içeriz. Pizza sipariş ederiz. Bira içeriz. | The Firm-1 | 1993 | |
| And watch ``Star Search``. | ''Yildiz rama''yi seyrederiz. ''Yıldız Arama''yı seyrederiz. ''Yıldız Arama''yı seyrederiz. | The Firm-1 | 1993 | |
| Who knows where it wiII Iead? | Kimbilir sonra ne olur? | The Firm-1 | 1993 | |
| Your wife. She`s in CIeveIand. | Karin. Cleveland'de. Karın. Cleveland'de. Karın. Cleveland'de. | The Firm-1 | 1993 | |
| She Iies. | Yalan soyluyor. Yalan söylüyor. Yalan söylüyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| Don`t you answer your phone? | Telefonlara bakmaz misin? Telefonlara bakmaz mısın? Telefonlara bakmaz mısın? | The Firm-1 | 1993 | |
| Don`t you knock? | Kapi calmaz misiniz siz? Kapı çalmaz mısınız siz? Kapı çalmaz mısınız siz? | The Firm-1 | 1993 | |
| Where`s your secretary? | Sekreterin nerede? | The Firm-1 | 1993 | |
| Out. | Cikti. Çıktı. Çıktı. | The Firm-1 | 1993 | |
| She Ieft a cigarette burning. She does that. | Sigarasini yanik birakmis. Bunu hep yapar. Sigarasını yanık bırakmış. Bunu hep yapar. Sigarasını yanık bırakmış. Bunu hep yapar. | The Firm-1 | 1993 | |
| Come back in one hour and make an appointment. | Bir saat sonra gel ve randevu al. | The Firm-1 | 1993 | |
| Why bother? We`re here. | Ne gerek var? Buradayiz. Ne gerek var? Buradayız. Ne gerek var? Buradayız. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m busy. Doing what? | Mesgulum.. Neyle? Meşgulüm.. Neyle? Meşgulüm.. Neyle? | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m getting a pedicure. | Pedikur yaptiriyorum. Pedikür yaptırıyorum. Pedikür yaptırıyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| What`s it to you? | Sana ne? | The Firm-1 | 1993 | |
| This is going to turn out badIy for you, | Bu isin sonu senin icin cok kotu olacak, Bu işin sonu senin için çok kötü olacak, Bu işin sonu senin için çok kötü olacak, | The Firm-1 | 1993 | |
| but we can make it reIativeIy painIess. | fakat acisiz gecmesini saglayabiliriz. fakat acısız geçmesini sağlayabiliriz. fakat acısız geçmesini sağlayabiliriz. | The Firm-1 | 1993 | |
| Why are you asking questions about dead Iawyers? | Neden olu avukatlar hakkinda sorular soruyorsun? Neden ölü avukatlar hakkında sorular soruyorsun? Neden ölü avukatlar hakkında sorular soruyorsun? | The Firm-1 | 1993 | |
| What dead Iawyers? | Hangi olu avukatlar? Hangi ölü avukatlar? Hangi ölü avukatlar? | The Firm-1 | 1993 | |
| Who hired you to do that? | Seni bunun icin kim tuttu? Seni bunun için kim tuttu? Seni bunun için kim tuttu? | The Firm-1 | 1993 | |
| Just Iet me think. | Dusuneyim. Düşüneyim. Düşüneyim. | The Firm-1 | 1993 | |
| His name... | di... Adı... Adı... | The Firm-1 | 1993 | |
| Was JuIio IgIesias. | Julio lglesias'di. Julio lglesias'dı. Julio lglesias'dı. | The Firm-1 | 1993 | |
| No! No! | Hayir! Hayir! Hayır! Hayır! Hayır! Hayır! | The Firm-1 | 1993 | |
| You want to ask him a few questions now? | ona birkac soru sormak ister misin? Ona birkaç soru sormak ister misin? Ona birkaç soru sormak ister misin? | The Firm-1 | 1993 | |
| This is a carefuIIy baIanced proposaI. | Bu cok olculu bir teklif. Bu çok ölçülü bir teklif. Bu çok ölçülü bir teklif. | The Firm-1 | 1993 | |
| I think it`s high minded, but I think it`s fair minded. | Bence cok ileri goruslu ve adil bir teklif. Bence çok ileri görüşlü ve adil bir teklif. Bence çok ileri görüşlü ve adil bir teklif. | The Firm-1 | 1993 | |
| In other words, it`s got something to offend everyone. | Baska deyisle, herkesi rahatsiz edecek yonleri var. Başka deyişle, herkesi rahatsız edecek yönleri var. Başka deyişle, herkesi rahatsız edecek yönleri var. | The Firm-1 | 1993 | |
| If you want to foIIow aIong, we`II begin on page ``I.`` | Benle takip edin, sayfa 1 'den basliyoruz. Benle takip edin, sayfa 1 'den başlıyoruz. Benle takip edin, sayfa 1 'den başlıyoruz. | The Firm-1 | 1993 | |
| We`II review sections 704 B of the IRS code of 186... | 1986 maliye yasasinin 704 B bolumunu ele alacagiz... 1986 maliye yasasının 304 B bölümünü ele alacağız... 1986 maliye yasasının 304 B bölümünü ele alacağız... | The Firm-1 | 1993 | |
| ``..with partners` interests in the partnership | ''..ortaklarin ortakliktan yana cikarlariyla ''..ortakların ortaklıktan yana çıkarlarıyla ''..ortakların ortaklıktan yana çıkarlarıyla | The Firm-1 | 1993 | |
| ``unIess those aIIocations satisfy the economic effect | ''bunun icin guvenli bolge kosullarindan ''bunun için güvenli bölge koşullarından ''bunun için güvenli bölge koşullarından | The Firm-1 | 1993 | |
| ``most easiIy satisfied by taking advantage | ''yararlanmak suretiyle bu tahsisatlarin ''yararlanmak suretiyle bu tahsisatların ''yararlanmak suretiyle bu tahsisatların | The Firm-1 | 1993 | |
| ``of the safe harbour provisions set forth therein.`` | ''ekonomik etkiyi karsilamasi gerekir.'' ''ekonomik etkiyi karşılaması gerekir.'' ''ekonomik etkiyi karşılaması gerekir.'' | The Firm-1 | 1993 | |
| So, in an ever changing sea of tax Iaw... | Vergi hukukunun surekli degisen ortaminda... Vergi hukukunun sürekli değişen ortamında... Vergi hukukunun sürekli değişen ortamında... | The Firm-1 | 1993 | |
| Watch your step, pIease. | diminiza dikkat edin. Adımınıza dikkat edin. Adımınıza dikkat edin. | The Firm-1 | 1993 | |
| Hey, brother. | Hey, kardes. Hey, kardeş. Hey, kardeş. | The Firm-1 | 1993 | |
| Sister. | Kardes. Kardeş. Kardeş. | The Firm-1 | 1993 | |
| Brother, go down the steps towards the pooI. | Merdivenlerden asagi havuza dogru in. Merdivenlerden aşağı havuza doğru in. Merdivenlerden aşağı havuza doğru in. | The Firm-1 | 1993 | |
| Here you go, brother. | Buyur kardesim. Buyur kardeşim. Buyur kardeşim. | The Firm-1 | 1993 | |
| Voices from the waII. Thanks a Iot. | Duvardaki sesler. Cok sagol. Duvardaki sesler. Çok sağol. Duvardaki sesler. Çok sağol. | The Firm-1 | 1993 | |
| Who kiIIed Eddie Lomax? | Eddie Lomax'i kim oldurdu? Eddie Lomax'ı kim öldürdü? Eddie Lomax'ı kim öldürdü? | The Firm-1 | 1993 | |
| Go over and sit next to the man on the bench. | Devam et ve banktaki adamin yanina otur. Devam et ve banktaki adamın yanına otur. Devam et ve banktaki adamın yanına otur. | The Firm-1 | 1993 | |
| I appreciate your coming, Mr McDeere. | Geldiginiz icin size minnetarim Bay McDeere. Geldiğiniz için size minnetarım Bay McDeere. Geldiğiniz için size minnetarım Bay McDeere. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`II caII you Mitch if I may. | Sakincasi yoksa Mitch diyecegim. Sakıncası yoksa Mitch diyeceğim. Sakıncası yoksa Mitch diyeceğim. | The Firm-1 | 1993 | |
| My name is Denton VoyIes. | dim Denton Voyles. Adım Denton Voyles. Adım Denton Voyles. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m with the Department of Justice. | dalet Bakanliginda calisiyorum. Adalet Bakanlığında çalışıyorum. Adalet Bakanlığında çalışıyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| What happened to Eddie Lomax? | Eddie Lomax'a ne oldu? | The Firm-1 | 1993 | |
| We`ve been investigating Bendini, Lambert & Locke | Dort yildir Bendini, Lambert & Locke'u Dört yıldır Bendini, Lambert & Locke'u Dört yıldır Bendini, Lambert & Locke'u | The Firm-1 | 1993 | |
| for four years. | arastiriyoruz. araştırıyoruz. araştırıyoruz. | The Firm-1 | 1993 | |
| No Iawyer has ever Ieft your Iaw firm aIive. | Sirketinizden hicbir avukat canli cikmadi. Şirketinizden hiçbir avukat canlı çıkmadı. Şirketinizden hiçbir avukat canlı çıkmadı. | The Firm-1 | 1993 | |
| Two tried to Ieave they were kiIIed. | Ikizi ayrilmaya kalkti oldurulduler. İkizi ayrılmaya kalktı öldürüldüler. İkizi ayrılmaya kalktı öldürüldüler. | The Firm-1 | 1993 | |
| Two were about to try you know what happened. | Ikisi daha denemeye hazirlaniyordu. olanlari biliyorsunuz. İkisi daha denemeye hazırlanıyordu. olanları biliyorsunuz. İkisi daha denemeye hazırlanıyordu. olanları biliyorsunuz. | The Firm-1 | 1993 | |
| We have reason to beIieve that your house is bugged... | Evinizde dinleme aygiti olduguna inaniyoruz... Evinizde dinleme aygıtı olduğuna inanıyoruz... Evinizde dinleme aygıtı olduğuna inanıyoruz... | The Firm-1 | 1993 | |
| your phones are tapped, and your office is wired. | telefonlariniz dinleniyor, buron da dinleniyor. telefonlarınız dinleniyor, büron da dinleniyor. telefonlarınız dinleniyor, büron da dinleniyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| They may have foIIowed you to Washington as we speak. | Biz su anda konusurken seni Washington'a dek izlemis olabilirler. Biz şu anda konuşurken seni Washington'a dek izlemiş olabilirler. Biz şu anda konuşurken seni Washington'a dek izlemiş olabilirler. | The Firm-1 | 1993 | |
| Are you saying that my Iife... | Yani siz hayatimin... Yani siz hayatımın... Yani siz hayatımın... | The Firm-1 | 1993 | |
| Your Iife as you know it is over. | Sizin bildiginiz sekliyle hayatiniz bitti. Sizin bildiğiniz şekliyle hayatınız bitti. Sizin bildiğiniz şekliyle hayatınız bitti. | The Firm-1 | 1993 | |
| Your Iaw firm is the representative | Hukuk sirketiniz Chicago'daki Hukuk şirketiniz Chicago'daki Hukuk şirketiniz Chicago'daki | The Firm-1 | 1993 | |
| of the MoroIto crime famiIy in Chicago, | Morolto suc ailesinin temsilciligini yapiyor, Morolto suç ailesinin temsilciliğini yapıyor, Morolto suç ailesinin temsilciliğini yapıyor, ÖZEL DEDEKTİF OFİSİNDE ÖLDüRüLDü | The Firm-1 | 1993 | |
| known as the Mafia, the Mob. | mafya olarak da bilinirler. | The Firm-1 | 1993 | |
| I don`t beIieve it. | Inanamiyorum. İnanamıyorum. İnanamıyorum. | The Firm-1 | 1993 |