Search
English Turkish Sentence Translations Page 163268
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It's kerosene. The kerosene stops the fruit from freezing. | Gazyağı. Gazyağı meyvelerin donmasını engeller. | The Fall-3 | 2006 | |
| No, it's Mystic. | Hayır, bu Mistik. | The Fall-3 | 2006 | |
| He's coming out of that tree to help Roy. | Roy’a yardım etmek için ağacın içinden çıkacak. | The Fall-3 | 2006 | |
| I think it's bedtime, young lady. No more time for funny talk. | Yatma vakti geldi, genç bayan. Artık muhabbet etmek yok. | The Fall-3 | 2006 | |
| Into bed now. | Hemen yatağa. | The Fall-3 | 2006 | |
| And maybe one day | Belki bir gün... | The Fall-3 | 2006 | |
| We go downstairs and say good night? | Alt kata inip iyi geceler diyelim mi? | The Fall-3 | 2006 | |
| No. He's not allowed any visitors. | Olmaz. Ziyaretçi yasak. | The Fall-3 | 2006 | |
| Your friend, Roy, needs to rest. | Arkadaşın Roy’un dinlenmesi lazım. | The Fall-3 | 2006 | |
| He's very sad. He's lost his girlfriend. He needs to sleep. | Çok üzgün. Sevgilisini kaybetmiş. Uyuması gerekiyor. | The Fall-3 | 2006 | |
| But he can't. He needs medicine to sleep, but he doesn't have any. | Ama uyuyamıyor. Uyuması için ilaç lazım, ama hiç ilacı yok. | The Fall-3 | 2006 | |
| I'm sure they're taking very good care of him. | Eminim ona çok iyi bakıyorlardır. | The Fall-3 | 2006 | |
| Now, it's time for bed. | Şimdi yatma vakti. | The Fall-3 | 2006 | |
| Little girls need to go to sleep, too. | Küçük kızların da uykuya ihtiyacı var. | The Fall-3 | 2006 | |
| I'm not little. I am five. Of course. | Ben küçük değilim. Beş yaşımdayım. Elbette. | The Fall-3 | 2006 | |
| Googly, googly, googly, go away. Googly, googly, googly, go away. | Gugli, gugli, gugli, kaybol. Gugli, gugli, gugli, kaybol. | The Fall-3 | 2006 | |
| Googly, googly. Go away. Googly, googly, googly. Go away. | Gugli, gugli. Kaybol. Gugli, gugli, gugli, kaybol. | The Fall-3 | 2006 | |
| Googly, googly. Go away. | Gugli, gugli. Kaybol. | The Fall-3 | 2006 | |
| Googly, googly. Googly, googly, googly, go away. | Gugli, gugli. Gugli, gugli, gugli, kaybol. | The Fall-3 | 2006 | |
| Papa, angry people burn our home. | Baba, kızgın insanlar evimizi yakıyor. | The Fall-3 | 2006 | |
| They burn our house. Don't go outside. | Evimizi yakıyorlar. Çıkma dışarı. | The Fall-3 | 2006 | |
| Angry people kill. | Kızgın insanlar öldürüyor. | The Fall-3 | 2006 | |
| The x ray seems fine. | Röntgeni iyi gibi. | The Fall-3 | 2006 | |
| Mommy! Were you taking medicine to Roy? | Anneciğim! Roy’a ilaç mı götürüyordun? | The Fall-3 | 2006 | |
| That is your responsibility and this is how you treat it. | Bu senin sorumluluğun ve bununla böyle başa çıkıyorsun. | The Fall-3 | 2006 | |
| To get better, you gotta have the will | İyileşmek istiyorsan, içinde... | The Fall-3 | 2006 | |
| and your own desire to live. | ...yaşama isteği ve arzusu olmalı. | The Fall-3 | 2006 | |
| I heard. Everybody's heard. | Duydum. Herkes duydu. | The Fall-3 | 2006 | |
| I try to take more pills, but I fell. It was the wrong thing, and... | Biraz daha hap alacaktım ama düştüm. Yanlış şeye bastım, sonra... | The Fall-3 | 2006 | |
| What? I put my foot on it when I went up | Ne? Kalkınca o şeyin üstüne bastım... | The Fall-3 | 2006 | |
| and later on the thing made me go like that and I fell. | ...sonra böyle böyle oldum ve düştüm. | The Fall-3 | 2006 | |
| I didn't tell anybody about our secret. | Kimseye sırrımızdan bahsetmedim. | The Fall-3 | 2006 | |
| Even when they tortured me with needles. | İğnelerle işkence yaptılar, yine de söylemedim. | The Fall-3 | 2006 | |
| Is that a pirate's flag? | Korsan bayrağı mı şu? | The Fall-3 | 2006 | |
| Is that yes or no? | Bu evet mi, hayır mı demek? | The Fall-3 | 2006 | |
| Tell me the story. | Hikâyeyi anlat. | The Fall-3 | 2006 | |
| I should go. You need your rest. | Gitmeliyim. Dinlenmelisin. | The Fall-3 | 2006 | |
| The story was just a trick to get you to do something for me. | Hikâyeyi sana bir şeyler yaptırmak için uydurdum. | The Fall-3 | 2006 | |
| But I need the story. | Hikâyeyi istiyorum. | The Fall-3 | 2006 | |
| You should ask someone else. | Başkasından iste. | The Fall-3 | 2006 | |
| There's no happy ending with me. | Bende mutlu son yok. | The Fall-3 | 2006 | |
| I still want to know. | Yine de istiyorum. | The Fall-3 | 2006 | |
| Ask your friend, Nurse Evelyn, she'll tell it better than I will. | Arkadaşın, Hemşire Evelyn’den iste, o benden daha iyi anlatır. | The Fall-3 | 2006 | |
| I don't want her in the story! | Onu hikâyede istemiyorum! | The Fall-3 | 2006 | |
| She's okay. | İyi birisi. | The Fall-3 | 2006 | |
| Oh, she doesn't really love Governor Odious. | Ah, Vali Odious’ı gerçekten sevmiyor. | The Fall-3 | 2006 | |
| She's just pretending. | Seviyormuş gibi yapıyor. | The Fall-3 | 2006 | |
| I saw her with one of the hospital men. | Onu hastanedeki adamlardan biriyle gördüm. | The Fall-3 | 2006 | |
| She was just pretending to love you. | Seni seviyormuş gibi yapıyordu. | The Fall-3 | 2006 | |
| Just like your girlfriend. | Tıpkı sevgilin gibi. | The Fall-3 | 2006 | |
| Governor Odious with Nurse Evelyn! | Vali Odious, Hemşire Evelyn’le! | The Fall-3 | 2006 | |
| She's right! | Haklıymış! | The Fall-3 | 2006 | |
| She can't be trusted. | Ona güvenemem. | The Fall-3 | 2006 | |
| You give them your heart, but all they really want is your wallet. | Onlara kalbini veriyorsun, ama tek istedikleri cüzdanın. | The Fall-3 | 2006 | |
| Sooner or later she's gonna leave him for a richer man. | Er ya da geç onu da daha zengin birisi için terk eder. | The Fall-3 | 2006 | |
| Is a suicide. For all of us. | Bu intihar. Hepimiz için. | The Fall-3 | 2006 | |
| Hey, Indian, what means suicide? | Hey, Hintli, intihar ne demek? | The Fall-3 | 2006 | |
| Wallace, please will you come down? | Wallace, lütfen aşağıya iner misin? | The Fall-3 | 2006 | |
| Please, this really isn't the time. | Lütfen, şimdi sırası değil. | The Fall-3 | 2006 | |
| Wallace, please! Wallace, will you come down? | Wallace, lütfen! Wallace, aşağıya iner misin? | The Fall-3 | 2006 | |
| Does he really died? | Gerçekten ölmüş mü? | The Fall-3 | 2006 | |
| I'm all washed up! | Mahvoldum ben! | The Fall-3 | 2006 | |
| Uncle Darwin, there's angry people. Don't leave me, my friend. | Darwin Amca, kızgın insanlar. Beni terk etme, dostum. | The Fall-3 | 2006 | |
| I'll tell everyone they were your idea. | İnsanlara hepsinin senin fikrin olduğunu söyleyeceğim. | The Fall-3 | 2006 | |
| They're going to find out I'm a fraud! | Sahtekârın teki olduğumu anlayacaklar! | The Fall-3 | 2006 | |
| Go on! Shoot, you animals! | Haydi! Ateş edin, hayvan herifler! | The Fall-3 | 2006 | |
| They'll pay you well for Darwin's hide. | Darwin’in kellesi için size iyi para verirler. | The Fall-3 | 2006 | |
| He died, too. | O da ölmüş. | The Fall-3 | 2006 | |
| Did he really died? | Gerçekten ölmüş mü? | The Fall-3 | 2006 | |
| Yeah, and in Wallace's case, happily so. | Evet, ve Wallace’a göre, mutlu bir şekilde. | The Fall-3 | 2006 | |
| It was the natural order of things. | Doğanın kanunu böyleymiş. | The Fall-3 | 2006 | |
| All things must die. | Her şeyin bir ömrü var. | The Fall-3 | 2006 | |
| Back! Get back! | Çekilin! Geri çekilin! | The Fall-3 | 2006 | |
| Kaboom. | Güüüm. | The Fall-3 | 2006 | |
| Get down there! | İnin aşağıya! | The Fall-3 | 2006 | |
| ...you have to do it yourself. | ...kendin yapmalısın. | The Fall-3 | 2006 | |
| Get down there, you animals! | İnin aşağıya, hayvan herifler! | The Fall-3 | 2006 | |
| And bring them up here! | Ve onları buraya getirin! | The Fall-3 | 2006 | |
| I don't like this! I don't like this story. | Hiç sevmedim! Bu hikâyeyi hiç sevmedim. | The Fall-3 | 2006 | |
| Why are we running away? | Neden kaçıyoruz? | The Fall-3 | 2006 | |
| Why did Luigi kill himself? | Neden Luigi kendini öldürdü? | The Fall-3 | 2006 | |
| Why did not he come with us? | Neden bizimle gelmedi? | The Fall-3 | 2006 | |
| And live as half a man? | Sakat bir insan olarak mı yaşasaydı? | The Fall-3 | 2006 | |
| He gave up. | Pes etti. | The Fall-3 | 2006 | |
| It's not very satisfying, is it? | İstediğin gibi değil, ha? | The Fall-3 | 2006 | |
| He didn't think so either. | O da böyle düşünmemişti. | The Fall-3 | 2006 | |
| Please, the Mystic. | Lütfen, Mistik. | The Fall-3 | 2006 | |
| Why? Why are they killing the Mystic? | Neden? Mistik’i neden öldürüyorlar? | The Fall-3 | 2006 | |
| Mystic! | Mistik! | The Fall-3 | 2006 | |
| Hey! Mystic! | Hey! Mistik! | The Fall-3 | 2006 | |
| Googly, googly, googly, googly, googly, googly. | Gugli, gugli, gugli, gugli, gugli, gugli. | The Fall-3 | 2006 | |
| Googly, googly, googly! | Gugli, gugli, gugli! | The Fall-3 | 2006 | |
| Why are you killing everybody? | Neden herkesi öldürüyorsun? | The Fall-3 | 2006 | |
| Why are you making everybody die? | Neden herkesi öldürüyorsun? | The Fall-3 | 2006 | |
| It's my story. | Benim hikâyem. | The Fall-3 | 2006 | |
| Mine too. | Benim de hikâyem. | The Fall-3 | 2006 | |
| Bring them up here! | Onları buraya getirin! | The Fall-3 | 2006 | |
| Don't look at her. | Bakma ona. | The Fall-3 | 2006 | |
| She is also with Odious. Quiet. | O da Odious’la birlikte. Sessiz ol. | The Fall-3 | 2006 | |
| Just like your girlfriend. Shut up. | Tıpkı sevgilin gibi. Kapa çeneni. | The Fall-3 | 2006 |